Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/811 E. 2021/1050 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/811 Esas – 2021/1050
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/811
KARAR NO : 2021/1050

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : …
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KAR. YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Mahkememize verdiği … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmede davalıdan … adet … alımı üzerine anlaştıklarını, yapılan sözleşme gereği üretilecek maskelerin … tarihinde teslim edileceğini, davacının tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının sözleşmede belirtilen teslim tarihinde dava konusu malı teslim etmediğini, davacı … davalı … verdiği teminat çekinin iade edildiğini, davalıya ödenen 550.000 TL bedelin ise 450.000 TL sinin davacının ödeme yapacağı başka bir firmaya davalı tarafça gönderildiğini, fakat kalan 100.000 TL nin ve sözleşmede belirlenen cezai şartında ödenmediğini, bu nedenle davalıya …Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı yanın maskeleri üretmeyerek süresinde teslim etmemesi sonucu davacının büyük zarara uğradığını beyanla davalıya ödenen 550.000 TL den kalan 100.000 TL ve 495.000 TL cezai şartın, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak üzere yoksun kalınan kar için şimdilik 1.000 TL’nin tüm alacaklar için öncelikle ifa tarihi olan … tarihinden mahkeme aksi kanaatte ise ihtar tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu … tarihli cevap dilekçesinde özetle, davanın kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan … tarihli sözleşme gereği toplam … adet … davalı yana satımı üzerine anlaşmaya varıldığını, … adedinin … karşı yan için bağışlanacak, … ise … üzere … tarihinde karşı yana teslim edileceğini, davalının sözleşmeden doğan bütün edimlerini süresinde ve vaadettiği şekilde yerine getirdiğini, davalının davacı ile sözleşme yaptıktan sonra satıcı tedarikçi firma olan … ile maske alım sözleşmesi düzenlediğini, bu alım kapsamında üretici firmanın hesabına 350.000 TL ödemeyi 20.05.2020 tarihinde gönderdiğini, aynı gün davacı tarafca kendilerine verilen 100.000 TL değerindeki çekin ciro edilerek … elden teslim edildiğini, bu ödemenin sebebinin… arasındaki sözleşmede kendisine düşen edimin ifası olduğunu, para transfer tarihleri incelendiğinde karşı yanın kötü niyetli iddialarının anlaşılacağını, davacının, davalının dava konusu maskeleri aldığı … ile iletişeme geçerek sanki kendilerinin alıcı, … satıcı davalının da aracı olduğu üç kişilik bir tutanak düzenlediğini, davalı şirketin bu üçlü sözleşmenin tarafı olmadığı halde, dürüstlük ve iyi niyet kuralları çerçevesinde ihracat izin belgesini almak için her türlü girişimi ve masrafı yaptığını, verilen sürede … tarihinde maskeleri sözleşmeye uygun olarak istenilen yere teslim ettiğini, davacının hiçbir zarara uğramadan alışverişini tamamladığını, davalının sözleşmeye uygun olarak verilen sürede edimini ifa ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili … tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle, davacı ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin davalı yanın belirttiği gibi bir satım sözleşmesi olduğunu, davalı ile herhangi bir komisyonculuk yada aracılık sözleşmesi imzalamadığını, davalının 600.000 adetin müvekkile, 600.000 adetin DMO’ya teslim etmesi gereken maldan … edebilmekle, bu teslimin de ihracat izni belgesi alınamadığından ifa tarihinde yerine getirilemediğinin kabulünün gerektiğini, davalı şirketin sözleşmede üzerine düşen edimini yerine getirmemesi sonucunda işten çekilmesi neticesinde … ile yeni bir sözleşme yapılmak zorunda kalındığını, bu sözleşme sonrasında gönderilen mallardan … eksik çıktığını, … siparişe uygun olmayan maske kolilerin içerisine eklendiğini, davacının bu ticaretten büyük zarar ettiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili … tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin edimini ifa etmediği iddia edilmiş olmasına rağmen, cevap dilekçesinde davacının malları teslim ettiğini ancak çeşitli sebeplerle iade edildiğini iddia ettiği ve buna ilişkin yazılı tutanak sunduğunu, bu hususun iddiayı genişletip değiştirme yasağına aykırı olduğunu, buna muvafakatlarının olmadığını, davalının asla işten geri çekilmediğini, davalıya karşı sözleşmenin feshi bildiriminin de yapılmadığını, davalı şirketin … karşı yana teslim ettiği anlaşıldığını, ayıp bildirimi veya sözleşmenin feshi bildirimi yapmayan karşı yanın yazılı beyanlarıyla ispat yükünün yer değiştirdiğini, müvekkilinin işten çekildiğini veya usulüne uygun sözleşmeyi feshettiklerini ispatlamanın karşı yanın ödevi olduğunu beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller.
Arabuluculuk son tutanağı aslı, …Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ şerhli örneği, davacı ile davalı arasındaki satım sözleşmesi, davacı ile … arasındaki sözleşme, davalı ile … arasındaki satım sözleşmesi, ödeme dekontu, …Noterliğinin … tarihli ihtarnamesi, …Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosya sureti, faturalar, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, davacı … tarihli ihracat beyannameleri sureti, nüfus kayıtları, Ticaret Sicil Gazetesi suretleri.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla …Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla mali müşavir bilirkişi …’den alınan … havale tarihli rapor, davalının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişi…’dan alınan … tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, satım sözleşmesine dayanan tazminat talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacının davalıdan … alımı üzerine anlaştıkları, yapılan sözleşme gereği üretilecek maskelerin … tarihinde teslim edileceği, ancak davalı tarafından süresinde ürünlerin tesliminin yapılmadığından bahisle davalıya ödenen 550.000,00 TL’den kalan 100.000,00 TL’nin, sözleşmenin …maddesinde belirlenen 495.000,00 TL cezai şartın ve kar kaybı sebebiyle şimdilik kaydıyla … TL toplamı … TL’nin davalıdan tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki …tarihli sözleşme TBK 207 vd.maddelerinde düzenlenen satım sözleşmesi niteliğinde olup, satıcı davalının temerrütü halinde TBK 212.maddesi yollamasıyla TBK 117 vd.maddelerinde düzenlenen borçlunun temerrütüne ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Sözleşme konusu maskelerin eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edildiğinin ispat yükü davalı tarafa ait olup, yazılı/kesin delillerle ispatlanması gerekmektedir. Dosya kapsamından davalının bu nitelikte bir delil sunmadığı gibi, yemin deliline de dayanılmamıştır. Sözleşme hükümlerine göre malın teslim tarihi … olup, davalının sözleşme konusu malı tedarik edeceği dava dışı …’den kaynaklı sebeplerle süresinde eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edemediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Özellikle davalı vekilinin cevap dilekçesinin ikinci sayfasının 9.paragrafında bu husus ikrar edildiği gibi tarafların anlaşması gereği davalının DMO’ya teslim edeceği kısımda yapılan incelemede bir kısmının ayıplı çıktığına dair DMO yazısı ve ihracatla ilgili belgeleri alma yükümlülüğünün davalıya ait olup süresi içerisinde alınamadığı görülmekle davalı sözleşme konusu malı süresinde eksiksiz/tam teslim ettiğini ispatlayamamıştır.
Burada hemen davalı satıcının temerrütünün gerçekleşmesi yönünde kendisine süre verilmesinin ve ihtar çekilmesinin gerekip gerekmediğinin irdelenmesi gerekmektedir. TBK’nun 117.maddesi gereği borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise bu günü geçmesiyle temerrüt gerçekleşir. Öte yandan aynı yasanın 124/3 maddesi gereği borcun ifasının belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa süre verilmesi gerekmeyecektir.
Taraflar arasındaki sözleşmede borcun ifa edileceği gün yani teslim tarihi … olarak birlikte kararlaştırılmış olmakla bu tarihte teslimin gerçekleştirilmemesiyle davalı borçlunun temerrütü gerçekleşmiş olup, ayrıca ihtar çekilmesi ve süre verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde davacının 3 ayrı talebi bulunmaktadır. Bunlar a)ödediği bedelden iade edilmeyen 100.000,00 TL’nin iadesi, b)TBK 179/2 maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza 495.000,00 TL, c)kar mahrumiyeti belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL’dir. Davacının taleplerinin değerlendirilebilmesi için öncelikle sözleşmenin fesih edilip edilmediğinin tespiti gerekir. Gerek dava dilekçesi gerekse duruşmadaki taraf vekillerinin sarih beyanlarından sözleşmenin taraflarca fesih edilmediği, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin de bir fesih ihtarnamesi niteliğinde olmadığı görülmektedir. Bu halde davacının TBK 125.maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından ”sözleşmeden dönme” hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu temerrüte düşmekte kusurlu olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini isteyebilir. Buna göre davacı tarafın taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmesinde:
1-Ödenen bedelden iade edilmeyen 100.000,00 TL’nin iadesi hakkında: Davacı sözleşme kapsamında davalıya 550.000,00 TL peşin ödeme yapıldığını, ayrıca teminat çeki verildiğini, süresi içerisinde edimin yerine getirilmemesi üzerine teminat çekinin iade edildiğini, nakit ödenen 550.000,00 TL’nin 450.000,00 TL’sinin ödeme yapılacak bir başka firmaya davalı tarafından gönderildiğini, kalan 100.000,00 TL’nin iade edilmediğini ileri sürmektedir. Davalı ise dava dışı firmaya kendi adına 450.000,00 TL mal alımı karşılığında ödeme yapıldığını, karşı yanla ödeme amaçlı onun yerine, sıfatına ödeme yapılmadığını savunmaktadır. Duruşmada ise davalı vekili sözleşme bedelinden 550.000,00 TL’nin alındığını bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin ödeme koşulları başlıklı 6.1 maddesinde ise toplam 4.950,00 TL meblağın 550,00 TL’sinin üreticiye sözleşmenin imza tarihinden itibaren ilk banka iş gününde nakden banka hesap numarasına ödeneceği yazılıdır.
Cumhuriyet Başsavcılığının … Hazırlık, … karar nolu KYOK kararına konu hazırlık dosyasında davalı … yetkilisi … ve şirketin vekaleten yetkilisi …ın beyanları bulunmaktadır. Bu beyanlardan sözleşme gereği elden 100.000,00 TL çek, 450.000,00 TL nakit ve 4.950,00 TL tutarlı teminat çekinin alındığı, 350.000,00 TL nakit ve 100.000,00 TL çekin üretici firmaya gönderildiği, kalan 100.000,00 TL’nin ise teslim edilecek ürünlerin nakliye yürür palet ve ürün kolileri için kullanıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınan … tarihli bilirkişi raporunda 100.000,00 TL çek ve 450.000,00 TL ödemenin kayıtlı olduğu, davacı tarafından yapılan ödeme dekontunda ”maske alım bedeli” ibaresinin bulunduğu (ancak davacı defterinde dava dışı … kayıtlı) bulunduğu tespiti yapılmış, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınan … tarihli raporda ise davalı defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı geçilmiştir.
Açıklanan deliller kapsamında ve hususiyle davacı defter kayıtları ile dekontlar, davalı vekilinin duruşmadaki beyanı, davalı şirket yetkililerinin beyanları birlikte değerlendirildiğinde sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya 450.000,00 TL nakit ve 100.000,00 TL çekin verildiği, davalının ise 350.000,00 TL nakit ve 100.000,00 TL çeki üretici firmaya gönderdiği, 100.000,00 TL’nin davalı şirket uhdesinde kaldığı, sözleşme konusu malın süresinde ve ayıpsız olarak teslim edilemediği anlaşılmakla TBK 125.maddesi kapsamında davacıya iadesinin gerektiği kanaatine varılarak bu kısım yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
2-Sözleşme gereği ödenmesi gereken 495.000,00 TL hakkında: taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şart başlıklı 11.maddesinde ” üretici zamanında ürün teslimatını ve gerekli ihracat izin belgesini teslim edemezse sözleşme bedelinin %10’u ceza ödemeyi kabul etmiş sayılır” hükmü mevcuttur. Sözleşme bedelinin 4.950,00 TL olduğu, ürünlerin sözleşmede belirtilen 22/05/2020 tarihinde eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edilmediği ihtilafsızdır. Davacı tarafın işbu talebi TBK 179/2 maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza niteliğindedir. Anılan maddeye göre ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkında açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını isteyebilir.
İfaya ekli ceza niteliği itibariyle olumlu zarara ilişkin olup, talep edilebilmesi için sözleşmenin fesih edilmemiş olması yani ayakta olması gerekmektedir. Tarafların sözleşmeyi fesih etmedikleri sabit ise de, davacının taleplerinden sözleşmeden geriye etkili olarak döndüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında geçerli olan meri bir sözleşme bulunmadığına göre ifaya ekli cezanın istenmesi yasal olarak mümkün görülmemiştir. Öte yandan ifaya ekli cezanın talep edilebilmesi için ayrıca ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemiş olması, yani ihtirazı kayıt ile kabul edilmiş olması gerekmektedir ki, dolayısdosya kapsamından bir kısım teslimle ilgili bir itirazı kaydın varlığı da tespit edilemediğinden işbu talebin reddi gerekmiştir.
3-Kar mahrumiyetine ilişkin 1.000,00 TL hakkında: TBK’nun 125/3 maddesine göre borçlu temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini isteyebilir. Maddenin düzenlenmesine göre talep edilebilecek olan zarar menfi zarar niteliğindedir. Oysa kar mahrumiyetine ilişkin talep olumlu zarara ilişkin olup, ancak sözleşmenin fesih edilmemesi halinde talep edilmesi mümkündür. Taraflar arasındaki sözleşmenin fesih edilmediği görülmekte ise de, davacı tarafın beyanlarından sözleşmeden dönüldüğü tespit edilmiş, dolayısıyla geçerli bir sözleşme bulunmadığından talebin yasal şartlarının oluşmadığından reddi gerekmiştir.
Öte yandan kar mahrumiyeti talep edilebilir nitelikte olsa bile, davacı, davalının süresinde ve ayıpsız olarak sözleşme konusu ürünleri teslim edememesi üzerine bu kez davacı dışı …ile sözleşme yapmak zorunda kaldığını, bu şirketin verdiği malında kısmen ayıplı çıkması sebebiyle eksik ödeme alması nedeniyle kar kaybına uğradığını ileri sürmektedir. Bu beyandan da anlaşılacağı üzere davacının gelir kaybı bizzat davalının teslim ettiği ürünler sebebiyle oluşmamış, sonrasında ürünleri aldığı dava dışı şirketin teslim ettiği ürünlerde ortaya çıkan ayıp sebebiyle gelir kaybına uğramıştır. Davacının dava dışı şirkete mahkum kalarak zorunlu olarak bu şirketle sözleşme yaptığı konusunda dosyada kanaat verici bilgi, belge, delil mevcut değildir. Davalının teslim ettiği ürünler ile oluşan kar kaybı arasında illiyet bağıda kurulamamaktadır. Bu gerekçelerle de talebin reddi gerekmektedir.
Sözleşmeye göre malın teslim tarihi … olup bu tarih itibariyle teslimin gerçekleşmediği, dolayısıyla temerrüdün bu tarihte gerçekleştiği anlaşılmakla ve tarafların tacir oldukları değerlendirilerek … tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davanın kısmen kabulü gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 100.000,00 TL’nin 22/05/2020 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Cezai şart ve yoksun kalınan kar’a ilişkin taleplerin REDDİNE,
3-Peşin alınan 10.178,19 TL harçtan alınması gerekli 6.831,00 TL harcın mahsubu ile bakiye fazla yatan 3.347,19 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 183,70-TL, bilirkişi ücreti 1.200,00 TL olmak üzere toplam 1.383,70 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 10.240,39 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Başkan…
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır