Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/807 E. 2023/634 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/807 Esas – 2023/634
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/807 Esas
KARAR NO : 2023/634

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı …’in sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı otomobilin çarpışması şeklinde gerçekleşen 07.03.2017 tarihli trafik kazasında davacının ve motosiklette yolcu olarak bulunan …’in yaralandığını, geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, kazanın … plakalı otomobil sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini, zararın tazmini için davadan önce sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 500-TL geçici ve 500-TL sürekli işgöremezlik olmak üzere şimdilik 1.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce sigorta şirketine yapılan müracaatın eksik belgeler sebebiyle sonuçlandırılamadığını ve buna göre 2918 s. KTK’nın 97.maddesindeki başvuru şartının gerekleşmediğini, davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmesi gerektiğini ve davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, … plakalı otomobilin davalıya 27.03.2016-2017 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur, maluliyet ve aktüerya konusunda rapor aldırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik zararının teminat dışında kaldığını, ayrıca davacıların müterafik kusurları sebebiyle indirim yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davacılara ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 20.11.2020 tarihli cevabi yazı ile; ödeme yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Kazaya ilişkin Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/8922 Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: (davacı) …’in müşteki, (davacı) … ile ve … plakalı otomobil sürücüsü Bilgin Karaosmanoğlu’nun mağdur-şüpheli olarak taraf olduğu soruşturmanın şikayet yokluğu sebebiyle KYOK ile sonuçlandığı görülmüştür.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan 19.04.2021 tarihli raporda özetle: Kazanın gerçekleşmesinde her iki tarafın kural ihlalinin bulunduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 25.11.2021 tarihli raporda, özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davacı …’in %20 ve sigortalı araç sürücüsü Bilgin Karaosmanoğlu’nun %80 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Adli Tıp ABD’ndan alınan 22.06.2021 tarihli maluliyet raporunda, özetle: Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre;
i-…’in sürekli maluliyetinin oluşmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 45 güne kadar uzayabileceği,
ii-…’in sürekli maluliyetinin oluşmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 15 güne kadar uzayabileceği mütala edilmiştir.
Davacılar vekilinin itirazları üzerine mahkememizce ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 28.09.2022 tarihli raporda özetle: Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre;
i-…’in (OMÜ’den alınan maluliyet raporu ile aynı tespitleri içerir şekilde) sürekli maluliyetinin oluşmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 45 güne kadar uzayabileceği mütala edilmiştir.
ii-… hakkında rapor düzenlenebilmesi için bir kısım tetkiklerin yapılarak dosyanın yeniden ATK’ya gönderilmesi gerektiği belirtilmiş, bunun üzerine davacı vekiline 27.02.2023 tarihli duruşmada, davacının noksan tetkiklerin yapılması için OMÜ’ye müracaat etmesi gerektiği bildirilerek bu konuda 2 haftalık kesin süre verilmiş ve aksi halde itirazdan vazgeçilmiş kabul edileceği, mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılıp sonuca gidileceği ihtar edilmiştir. Davacı …’in kesin süreye ve ihtara rağmen OMÜ’ye müracaat etmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınan 11.04.2023 tarihli raporda, özetle:
i-…’in 45 günlük geçici işgöremezlik zararının 2.106,09-TL,
ii-…’in (%20 oranındaki kusuruna göre) 15 günlük geçici işgöremezlik zararının ise 561,62-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talep miktarını geçici işgöremezlik zararı yönünden davacı … için 2.106,09-TL’ye ve … yönünden 561,62-TL’ye artırdıklarını bildirmiştir.
Bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesiyle, davacıların 07.03.2017 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) ile sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararlarının tazmini talep edilmiş, geçici işgöremezlik zararı hakkındaki talep miktarı ıslah dilekçesi ile artırılmıştır.
Davalı sigorta şirketine, işbu davadan evvel 10.08.2020 tarihinde müracaat edildiği, ancak sigorta şirketinin maluliyet raporu dahil bir kısım belgelerin eksik olduğunu belirterek ödeme yapmadığı, davacının da eksikliklerin ikmali konusunda çaba göstermediği anlaşılmaktadır. Bu halde, sigorta şirketine eksik belgelerle de olsa müracaatta bulunulduğu ve 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesindeki zorunlu başvuru dava şartının bu suretle yerine getirildiği kabul edilmeli, ancak eksik belgelerle yapılan müracaat temerrüt sonucunu doğurmayacağından sigorta şirketinin işbu dava ile birlikte temerrüte düştüğü değerlendirilmelidir. Bu sebeplerle, davalı sigorta şirketi vekilinin zorunlu başvuru dava şartına yönelik itirazına kıymet verilmemiş, ancak hüküm altına alınan tutara, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacıların yerleşim yeri hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki itiraz yerinde değildir.
2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK’nın 109/2 maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 72/1.maddesi c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereğince ve 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (Çelik, Ç. Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1.Baskı, s.787). Eldeki davada, kaza 07.03.2017 tarihinde gerçekleşmiş ve davacılar yaralanmış olup, sigortalı araç sürücüsünün eylemi taksirle yaralama suçunu oluşturduğuna göre, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dava tarihi itibariyle dolmamıştır ve zamanaşımı def’i reddedilmelidir.
Davanın esasına gelince;
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacı …’in sevk ve idaresindeki motosiklet ile … plakalı hususi otomobilin çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve kazanın gerekleşmesinde davacı …’in %20, … plakalı otomobil sürücüsünün ise %80 oranında kusurlu olduğu, davalıya … plakalı otomobilin zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Toplanan delillerden;
i-Davacı …’in, diğer davacı …’in sevk ve idaresindeki motosikletin terkinde yolcu olarak bulunduğu ve kazada iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 45 güne kadar uzayacak şekilde yaralandığı, buna bağlı olarak 2.106,09-TL geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) zararının oluştuğu, hem OMÜ’den hem de ATK’dan alınan maluliyet raporuna göre sürekli maluliyetinin oluşmadığı ve bu durumda sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararından söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu sebeplerle; davacı …’in sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararı hakkındaki talebi (500-TL) reddedilmiş, geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) zararı hakkındaki talebi ise kaza esnasında kask takmadığı ve başından yaralandığı gözetilip %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak (2.106,09-TL x %80) 1.684,87-TL üzerinden kabul edilmiştir. Takdire bağlı indirim tutarına tekabül eden yargılama giderleri davalıya tahmil edilmiştir.
ii-Davacı …’in kazada iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 15 güne kadar uzayacak şekilde yaralandığı, buna bağlı olarak 561,62-TL geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) zararının oluştuğu, OMÜ’den alınan maluliyet raporuna göre sürekli maluliyetinin oluşmadığı ve bu durumda sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararından söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, OMÜ’den alınan maluliyet raporuna itiraz etmiş ve dosya yeniden rapor düzenlenmek üzere ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderilmiş ise de, davacı ön rapordaki eksikliklerin ikmali konusunda kesin süreye ve ihtara rağmen çaba göstermemiştir. Hal böyle olunca, OMÜ’den alınan maluliyet raporundaki tespitlere itibar edilerek davacının sürekli maluliyetinin oluşmadığı, iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 15 güne kadar uzayabileceği kabul edilmiştir.
Bu sebeplerle; davacı …’in sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararı hakkındaki talebi (500-TL) reddedilmiş, geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) zararı hakkındaki talebi ise kaza esnasında kask taktığı ve müterafik kusurunun bulunmadığı gözetilerek, 561,62-TL üzerinden kabul edilmiştir.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de, çalışma gücünün azalmasından/yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sk. ile Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 16.03.2017 gün ve 19844/2798 sk.). Bu halde, geçici iş göremezlik zararı da sigorta şirketinin sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir.
Bütün bu tespit ve değerlendirmeler muvacehesinde; her iki davacı bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, yargılama giderleri (takdire bağlı indirimler davacının aleyhine değerlendirilmeden ve toplam yargılama giderleri her bir davacı lehine hüküm altına alınan tutara oranlanarak) davanın kabul-ret oranına göre taraflara tahmil edilmiştir. Sigortalı aracın hususi olduğu gözetilmiş, temerrütün dava tarihinde gerçekleştiği kabul edildiğinden, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
İşbu davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacılar üzerinde bırakılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı … tarafından açılan dava hakkında olmak üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
i-561,62-TL’nin 12.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 66,73-TL harcın mahsubu ile noksan 113,17-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 66,73-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 539,57-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 285,44-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 561,62-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 500-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-Davacı … tarafından açılan dava hakkında olmak üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
i-1.684,87-TL’nin 12.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 74,40-TL harcın mahsubu ile noksan 105,50-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 74,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 5.013,87-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 4.051,91-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 1.684,87-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 500-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
D-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, davalı yönünden 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN, davacılar yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
22/05/2023
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.