Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/78 E. 2023/750 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/78 Esas – 2023/750
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/78 Esas
KARAR NO : 2023/750

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 07/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 25/01/2018 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Samsun ili, Kavak İlçesi Ankara-Samsun karayolunda Samsun istikametine seyrederken davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile önce müvekkilinin aracına çarptığını, bu çarpmanın etkisiyle …, …, … plakalı araçların da bu zincirleme kazaya karıştıklarını, meydana gelen kaza sonucu müvekkiline ait araçta ağır hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, … plakalı aracın sürücüsünün davalı …, malikinin ise … … A.Ş olduğunu, aynı aracın davalı … Sigorta A.Ş nezdinde 26/05/2017-2018 vadeli … nolu trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek, müvekkilinin aracında meydana gelen zarardan maddi değer kaybı ve ticari kazanç kaybının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, vergi levhası, ödeme belgesi, sigorta şirketine başvuru dilekçesi ibraz edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde hasar bilgisi ve kaza tespit tutanağı bilgisi ibraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 01/10/2020 tarihli delil dilekçesi sunulmuştur.
… Sigorta A.Ş’ne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği görülmüştür.
Adli Trafik uzmanı bilirkişiden 17/01/2022 tarihli rapor aldırılmıştır.
Ladik Mal Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde davacıya ait 2017-2018 yılları vergi beyannamelerinin gönderildiği görülmüştür.
Samsun Şoförler ve Otomobilciler Odasına yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Otomotiv alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden 02/02/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından harçlandırılmış bedel artırım dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 25/01/2018 tarihinde maliki davalı … İnş. San. Ve Tic. A.Ş. olan ve davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın önündeki araca çarpması sonucu aradaki aracın da kendi önündeki araca çarptığı, bu şekilde zincirleme trafik kazası meydana geldiği, davacıya ait … plakalı aracın hasarlandığı, değer kaybı ve ticari kazanç kaybı ile oluşan zararın tazmini istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 s. KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirtilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu zincirleme trafik kazası şeklinde gerçekleştiği, davalı … İnş. San. Ve Tic. A.Ş.’nin araç işleteni, davalı …’in sürücü olduğu, davalı sigorta şirketine ise aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı ve 29/12/2022 tarihli ve 2021/82 E., 2022/167 K. sayılı Kararı uyarınca uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
… Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından dosyaya sunulan poliçenin incelenmesinde; … plakalı aracın 26/05/2017-2018 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında olduğu ve kazanın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketi vekilince 28.952,94 TL ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de, dosyaya sunulan tüm ödeme belgeleri incelendiğinde şirket tarafından onarım yapan servis ile davacıya toplamda 27.599,08 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın tazminat ilkesi başlıklı 1459. maddesinde belirtiliği gibi zarar sigortalarında asıl amaç sigorta ettirenin uğradığı gerçek zararın karşılanmasıdır. Sigorta poliçesinde gösterilen limit ise, sigortacının rizikonun gerçekleşmesi halinde sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi amacıyla konulur. Yoksa rizikonun gerçekleşmesiyle birlikte sigorta poliçesinde belirlenmiş olan azami miktarının tamamın ödenmesi diye bir şey söz konusu değildir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda (…)(2) öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda (…)(2) düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.(Ek fıkra:9/6/2021-7327/18 md.) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve E.: 2021/82, K.: 2022/167 sayılı Kararı ile.)” şeklindedir. Buna göre tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları çerçevesinde mümkün değildir.
Trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybı “gerçek zarar” olduğundan, zarar TBK hükümlerince ve Yargıtay tarafından belirlenen ilkeler çerçevesinde belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı Kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 tarihli ve 2021/82 E., 2022/167 K. sayılı Kararı ile 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresi ile 09/06/2021 tarihinde getirilen düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, Anayasa Mahkemesi kararlarının, devam eden uyuşmazlıklar açısından uygulanacak olması karşısında, hesaplamanın ZMMS Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılamayacağından, öncelikle değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında göz önüne alınmalı, aracın hasarsız hali ile onarıldıktan sonraki değer arasındaki fark bilirkişi tarafından değerlendirilerek, değer kaybı olup olmadığı belirlenmelidir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti, değer kaybı ve kazanç kaybının bedelinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmış olup, alınan 17/01/2022 tarihli raporda özetle; … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in sürücüler hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak ve diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak düzenlemesi ile arkadan çarpma kuralını ihlal ederek kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücülerinin ise kusurunun bulunmadığı, … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu, hasar tutarının toplam KDV dahil 28.952,94 TL olduğu, araç değer kaybının 6.000,00 TL olduğu, aracın makul tamir süresinin 15 gün olduğu, 15 günlük makul onarım süresine göre kazanç kaybının ise 3.150,00 TL olacağı tespit ve değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Alınan raporun değer kaybı ve kazanç kaybına ilişkin tespitler bakımından hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, dosya bu kez otomotiv alanında uzman bir bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 02/02/2023 tarihli raporda; KDV dahil hasar bedelinin 28.952,94 TL olduğu, davacıya ait aracın kazadan önce toplamda 2 adet tramer kaydının bulunduğu, mevcut hasar geçmişi nazara alınarak kaza tarihindeki değerinin 80.000,00 TL olacağı, piyasa değeri üzerinden yaşayacağı değer kaybının 12.000,00 TL olacağı, makul onarım süresinin 15 gün olduğu, emsal araç kiralama bedelinin 1.000,00 TL olacağı, bunun kaza tarihine oranlanmasında kiralama bedelinin günlük 290,00 TL olacağı, buna göre araç mahrumiyet zararının 4.350,00 TL olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, bilirkişi raporunun incelenmesinde hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince hasarlı aracın serviste 45 gün kaldığını iddia etmekte ise de, dosyaya sunulan faturalarda davacının kaza tarihi ve sonrasında öğrenci taşıma işini devam ettirerek kazanç elde ettiğine dair fatura düzenlediği, kaldı ki davalı tarafın davacının gerçek zararından sorumlu olduğu, kazaya karışan araca ilişkin eksper incelemesinin geç yapılması yahut aracın makul süreden fazla süre ile serviste kalmasının araç maliki ile sürücüsü olan davalıların sorumluluğunda olmadığı dikkate alınarak, davacının bilirkişilerce belirlenen makul 15 günlük onarım süresinde ikame araç bedeli olarak 4.350,00 TL talep edebileceği değerlendirilmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. HD’nin 29/12/2022 tarihli 2020/1227 Esas, 2022/2001 Karar sayılı ilamı).
Davacının maddi tazminat kalemlerinden birisi de aracın tamiri esnasında yoksun kalınan kazanç kaybı yani ikame araç bedelidir. Davacının kazanç kaybı hakkındaki talebinin değerlendirilmesinde; davalı sigorta şirketi … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olup, ZMMS Genel Şartları hükümleri uyarınca ve Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 19.04.2018 tarih ve 5631/4390 sayılı kararında da içtihat edildiği üzere, dolaylı zarar olarak nitelendirilen araç mahrumiyet zararından sorumlu olmayıp teminat dışı hallerden olduğundan davalı sigorta şirketi yönünden bu talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince 12/04/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talepleri artırılmış, gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmış, bedel artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir. Bedel artırım dilekçesinde; davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti ve kazanç kaybı yönündeki sorumluluğu dikkate alınmaksızın müştereken ve müteselsilen talepte bulunulduğu görülmüş, yukarıda açıklanan nedenler, kaza tarihinde ZMMS poliçe limitinin 36.000,00 TL olması ve bakiye poliçe limitinin 8.400,92 TL olduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden 8.400,92 TL değer kaybı zararına hükmedilmiş, fazlaya ilişkin talep reddedilmiştir.
Davacı tarafça dava öncesinde davalı sigorta şirketine hangi tarihte başvuru yapıldığına dair tebliğ evrakı sunulmadığı, ancak davalı sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen cevapta 26/01/2018 tarihinde davacı asil tarafından ihbarda bulunulması üzerine hasar dosyasının açıldığı ve yapılan inceleme akabinde ödeme yapıldığı belirtilmiş olduğundan, davalı sigorta şirketinin 05/02/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren temerrüt oluştuğu kabulü ile bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi çerçevesinde 12.000 TL (davalı sigorta şirketi yönünden 8.400,92 TL ile sınırlı olacak şekilde) değer kaybı ve 4.350 TL araç yoksunluk bedeli üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kazaya karışan araçların ticari kullanımda olduğu anlaşılmakla avans faizine hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı sigorta şirketinin görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin kabul/ret oranına göre davalı sigorta şirketinden yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-12.000 TL değer kaybı ve 4.350 TL araç yoksunluk bedeli olmak üzere toplam 16.350 TL’nin (davalı sigorta şirketi yönünden 8.400,92 TL ile sınırlı olacak şekilde) davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi’nden 05/02/2018 temerrüt tarihinden, davalılar …. ile …’den kaza tarihi olan 25/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.116,87 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 329,40 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 787,47 TL’nin (davalı sigorta şirketi yönünden 244,47 TL ile sınırlı olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile karar ilam harcı olarak peşin ve ıslahla yatırılan 329,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 476,20 TL tebligat ve posta gideri, 1.800-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.276,20 TL yargılama giderinin (davalı sigorta şirketi yönünden 1.169,56 TL ile sınırlı olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200-TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketi yönünden 8.400,92 TL ile sınırlı olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 7.949,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL arabulucuk ücretinin kabul/ret oranına göre 698,80 TL’sinin davalı sigorta şirketinden, 661,20 TL’sinin davacından alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda HMK 341/2 maddesi gereği KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.15/06/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.