Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/762 E. 2022/110 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/762 Esas – 2022/110
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/762 Esas
KARAR NO : 2022/110

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Samsun 9. İcra Dairesi’nin 2018/46241 Esas sayılı takip dosyası ile Samsun İcra Dairesi’nin 2019/38223 Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili davacı aleyhine takibe girişildiğini, ancak 2018/46241 Esas sayılı takip dosyasına konu her biri 1.000-TL bedelli 10 adet bono ile 2019/38223 Esas sayılı takip dosyasına konu her biri 1.000-TL bedelli 11 adet bonodaki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığını beyanla, davacının mezkur takip dosyalarına konu toplam 21 adet bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Samsun 9. İcra Dairesi’nin 2018/46241 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Davacı tarafından … isimli kişi emrine düzenlenip davalıya ciro edilen, 19.08.2014 keşide tarihli ve 1.000-TL bedelli, vade tarihleri Temuz/2017 ilâ Nisan/2018 arasında kalıp sıralı olarak düzenlenen toplam 10 adet bonoya istinaden takip alacaklısı davalı tarafından takip borçlusu davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibi girişildiği ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Samsun İcra Dairesi’nin 2019/38223 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Davacı tarafından … isimli kişi emrine düzenlenip davalıya ciro edilen, 19.08.2014 keşide tarihli ve 1.000-TL bedelli, vade tarihleri Mayıs/2018 ilâ Mart/2019 arasında kalıp sıralı olarak düzenlenen toplam 11 adet bonoya istinaden takip alacaklısı davalı tarafından takip borçlusu davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibi girişildiği ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Davacının tatbike medar ıslak imzalarının bulunduğu belge asılları ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alındıktan ve davacı istiktap edildikten sonra dosya takip dosyalarına dayanak bonolar üzerindeki keşideci imzalarının davacıya aidiyeti hususunda rapor düzenlenmek üzere ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 16.11.2021 tarihli raporda özetle; keşideci imzalarının davacının eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
ATK raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiş, davalı vekili rapora karşı beyanda bulunmamıştır.
Dava, sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, takip dosyalarına dayanak bonolardaki keşideci imzalarının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
Senede karşı mutlak def’iler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren def’ilerdir. Bu def’ilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) def’i niteliğindedir. Hangisinin mutlak, hangisinin nisbi def’i sayılacağı, “görünüşe itimat (güven)”, “iyiniyet” ilkesiyle, “kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması” ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları yasa yapıcı özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; TTK m. 659/2, 680, TBK m. 19/2, 605/2, TMK m. 990’da olduğu gibi) düzenlemiştir. Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış olması” vb. def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 05.05.2010 tarih ve 12-74/243 sayılı kararı ile 06.07.2011 tarih ve 19-413/476 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı/borçlu, takip dosyalarına dayanak bonolardaki keşideci imzalarının kendisine ait olmadığını, dolayısıyla bonoların sahte olduğunu iddia ettiğine göre, sahtelik iddiasının mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebileceği açıktır. İmzaların davacıya ait olmadığı ATK’dan alınan rapor ile saptanmış olup, ispat yükü üzerinde olan davalı taraf rapora karşı beyanda dahi bulunmamıştır. Bu halde, takip dosyalarına dayanak bonolardaki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığı kabul edilmeli ve davacının bu bonolar sebebiyle davalıya borçlu olmadığı yönünde hüküm kurulmalıdır.
Bu sebeplerle, davanın kabulüne karar verilmiş, dava konusu bonolara ciro yolu ile hamil olan davalının, keşidecinin imzasının sahte olduğunu bilebilecek durumda olmadığı ve aksinin davacı tarafından ispat edilemediği değerlendirilmiş, İİK’nın 72/5. maddesindeki tazminat koşullarının somut olay bakımından gerçekleşmediği kabulü ile davacı vekilinin tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının Samsun 9. İcra Dairesi’nin 2018/46241 Esas sayılı takip dosyasına konu her biri 1.000-TL bedelli 10 adet bono ile Samsun İcra Dairesi’nin 2019/38223 Esas sayılı takip dosyasına konu her biri 1.000-TL bedelli 11 adet bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.434,51-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.075,88-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.762,81-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 31/01/2022

Katip …

Hakim …

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.