Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/733 E. 2021/579 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/733 Esas – 2021/579
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/733 Esas
KARAR NO : 2021/579

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :…

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki motosikletin çarpışması şeklinde gerçekleşen … tarihli trafik kazasında davacının yaralandığını, geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, kazanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini ve zararın karşılanması için davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500-TL geçici ve 500-TL sürekli işgöremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini alep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın asliye hukuk mahkemelerinde açılması gerektiğini, ayrıca davalının yerleşim yerine göre İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, … plakalı aracın 29.08.2019-2020 vade tarihli zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur durumlarına, davacının maluliyetine ve oluşan zarara ilişkin rapor aldırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davacıya ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 22.10.2020 tarihli cevabi yazı ile; gelir bağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporunda, özetle: Kazanın … plakalı araç sürücüsü Ahmet Uçak’ın kusuru ile gerçekleştiği, davacının kazada kural ihlalinin bulunmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan maluliyet bilirkişi raporunda, özetle: Davacının, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, tüm vücut fonksiyon kaybının oluşmadığı, ancak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 haftaya kadar uzayabileceği mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan aktüerya bilirkişi raporunda, özetle: Davacının 2 haftalık geçici işgöremezlik zararının 1.162,35-TL olduğu olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile talep miktarını 1.162,35-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları ve bedel artırım dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası ile oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının … tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici ve sürekli işgöremezlik zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak görülür. TTK’nın 5/1.maddesi gereği, ticari davalara bakmakla görevli mahkeme de Asliye Ticaret mahkemeleridir. TTK’nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3. maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Eldeki davada, davalı sigorta şirketine, zarara sebep olan aracın zorunlu trafik sigortacısı olması sebebiyle husumet tevcih edilmiş olup, sigorta hukuku TTK’nın 6. kitabında 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, TTK’da düzenlenen hususlardan olduğu veçhile uyuşmazlık ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmelidir ve buna göre davalı vekilinin görev dava şartı itirazı yerinde değildir.
6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen anılan 16. maddesinde esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetkinin sözkonusu olmadığı da açıktır. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, davacının yerleşim yeri ile kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre, davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Toplanan delillerden; davalıya zorunu trafik sigortası ile sigortalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki motosikletin çarpışması şeklinde gerçekleşen kazada davacının yaralandığı, özür durumuna göre tüm vücüt fonksiyon kaybının oluşmadığı ancak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 haftaya kadar uzayabileceği, kazanın münhasıran sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yine, davacının maluliyeti sebebiyle oluşan geçici işgöremezlik zararının 1.162,35-TL olduğu aktüerya raporu ile saptanmıştır.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürmüş ise de, çalışma gücünün azalmasından/yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sayılı kararı ile Yargıtay 17. HD.nin 16/03/2017 gün ve 19844/2798 sayılı kararı). Bu halde, geçici iş göremezlik zararı sigorta şirketinin sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir.
Bu sebeplerle, davacının sürekli işgöremezlik tazminatı talebi reddedilmiş, geçici işgöremezlik tazminatı talebi ise 1.162,35-TL üzerinden kabul görmüştür. Davalının, 06.08.2020 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 19.08.2020 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiş, sigortalı aracın ticari olmadığı nazara alınarak anılan tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-1.162,35-TL’nin 19.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 79,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 25-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.355,20-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 947,58-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 1.162,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 500-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin 398-TL’sinin davacıdan ve 922-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 341/2’nci maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.