Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/721 E. 2021/619 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/721 Esas – 2021/619
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/721 Esas
KARAR NO : 2021/619 Karar

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ : …
Mahkememiz dosyası ile birleşen 2021/29 esas sayılı dosya;
DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALILAR :…
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH …
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili davacı ile davalı … şirketi arasında, davacının satışını yaptığı ürünlerin alıcılarına teslim edilmesi konusunda … sözleşmesi bulunduğunu ve diğer davalının da davalı … şirketinin … şubesi yetkilisi olduğunu, yetkili tarafından tahsil edilen bir kısım ödemelerin davalı … şirketine aktarılmadığını ve böyle olunca davalı … şirketinin kapıdan ödeme sistemi dahilinde tahsil ettiği tutarları da alacak kaydettiğini ve buna göre davacının mükerrer ödeme yaptığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinden … bedeli olarak 109.700,00 TL fazla ödeme alınmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik … bedeli adı altında müvekkilinden haksız olarak alınan 10.000,00 TL bedelin ödeme zamanlarından itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın beyanlarını kabul etmediğini, … … … Şubesini 10/06/2019 tarihinde … Bölge Müdürlüğünden devraldığını, davacı tarafın kızının …’ ın yakın arkadaşı olması sebebiyle davacının kendi mağazasında satmış olduğu ürünleri devraldığını, … … … Şubesi aracılığıyla sahiplerine göndermekte ve kargoyla gönderilen ürünleri … şube aracılığıyla … ücreti ödemekte olduğunu, davacının, kızının yakın arkadaşı olması sebebiyle kendisinden 50.000,00 TL elden nakit olarak borç para aldığını, davacının bu parayı peyderpey davalı …’in Halkbankası hesabına ödeme yaptığını, davacının yapmış olduğu ödemelerin banka makbuzunda … miktarı olarak yatırdığını, davacıya borç para vermenin ticari bir iş olmadığından bu durumda mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın bu yönden de reddi gerektiğini, davacının … kargoya ait … ücret ödeme miktarı olan 28.991,00 TL yi … Genel Müdürlüğünün banka hesabına yatırmayıp kendi adına kayıtlı Halkbankası hesabına yatırdığını, kendisinin bu durumdan daha sonra haberdar olduğunu, davacıya 28.991,00 TL yi iade etmek istemesine rağmen davacının bu parayı kabul etmediğini, arabuluculuk görüşmelerinde de iade etmek istediğini ama davacı tarafından yine kabul edilmediğini, davacıdan … kargoya yatırılması gereken hesabın kendisine ait olan banka hesabına yatırılması konusunda herhangi bir talebinin ve haberinin olmadığını, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği üzere 109.700,00 TL fazla ödeme aldığını iddia etse de, iddia edilen hususların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığından davanın kabulü halinde, davacı tarafın sebepsiz yere zenginleşeceğini, hakkaniyete tamamen aykırı bir hüküm tesis edilmiş olacağını, 2019 ve 2020 yıllarına ait hesap dökümünde de 109.700,00 TL fazla paranın kendisine yatırılmamış olduğunun anlaşılacağını, bu nedenlerle; davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının ve taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen 2021/29 esas sayılı dosya dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili müvekkili davacı ile davalı … şirketi arasında, davacının satışını yaptığı ürünlerin alıcılarına teslim edilmesi konusunda … sözleşmesi bulunduğunu ve diğer davalının da davalı … şirketinin … şubesi yetkilisi olduğunu, yetkili tarafından tahsil edilen bir kısım ödemelerin davalı … şirketine aktarılmadığını ve böyle olunca davalı … şirketinin kapıdan ödeme sistemi dahilinde tahsil ettiği tutarları da alacak kaydettiğini ve buna göre davacının mükerrer ödeme yaptığını, fazladan tahsil edilen tutarın iadesi için 10.000-TL üzerinden açılan davanın Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/721 Esasında derdest olduğunu ve işbu davanın ise bakiye 99.700-TL’nin tahsili için açıldığını beyanla, işbu davanın Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/721 Esas sayılı davası ile birleştirilmesini ve 99.700-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen 2021/29 esas sayılı dosyasında davalı… Taşımacılık A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, açılan davada davacının talip etmiş olduğu tüm alacaklar için zamanaşımı definde bulunduklarını, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen … sözleşmesinde ödeme şekli başlıklı kısmında … … şubelerinin düzenlediği faturaların her cuma günü fatura teslim tutanağı ile firmanın ilgili şube veya şubelerine teslim edilerek ödemesinin nakit olarak tahsil edilecektir denilerek ödeme şeklinin belirlendiğini, sözleşmeye göre … … tarafından düzenlenen faturanın …’ ün işletmesine getirilerek teslim edilecek ve … ücretlerinin nakit olarak ödeneceğini ancak müvekkili şirketçe anılan sözleşme maddesinin aksine herhangi bir talimatta bulunulmamış olmasına rağmen, … fatura bedellerini diğer davalı …’ e ait iban numarasına gönderdiğini, borcun sona ermesinin kural olarak alacaklının şahsına ifa ile mümkün olduğunu, mükerrer tahsilatın söz konusu olmadığını, müvekkiline hizmetinin bedeli olarak … tarafından başka bir ödeme yapılmadığından mükerrer tahsilat söz konusu dahi olamayacağını, müvekkili şirket ile … arasında acentelik sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme ile acenteye müvekkiline ait parayı tahsil etme yetkisi verilmediği vey böyle bir talimatta bulunulmadığını, borcun ifa edileceği kişi konusunda davacının yanıldığını, diğer davalı …’ in müvekkilinin bilgi ve talimatı dışında tahsil ettğii ücretleri kendi hesabına harcadığı hususları göz önüne alındığında, davacının iddiaları ile ilgili olarak müvekkili şirketin hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmadığı sonucuna ulaşılarak davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2021/29 esas sayılı dosyasında; 13/01/2021 tarihinde 2021/26 karar sırasına kaydının yapılarak mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; taraflar arasında imzalanan kapıda ödeme hizmeti … sözleşmesi sureti, müvekkili tarafından yapılan mükerrer ödemelere ilişkin banka dekontu suretleri, ödemelere ilişkin hazırlanmış detaylı excel tablosu, Samsun 1.Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye no lu ihtarnamesi, arabuluculuk son tutanağının ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … … tarafından cevap dilekçesi ekinde; davalılar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi, eki niteliğindeki protokoller, muvafakatname, alt kira sözleşmesi, davalılar arasında düzenlenen tutanaklar ve ihtarnameler, hesap özetlerinin ibraz edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında haksız yapılan mükerrer tahsilatın iadesine ilişkindir.
Davalı … … vekili tarafından süresi içerisinde yetki itirazı ileri sürülmüş olup, öncelikle yetki yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Davalı vekilince taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarıca İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, davacının tacir olduğu, yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun bildirildiği görüldü. Mahkememizce davacının tacir olup olmadığı hususunda inceleme yapılmış olup, yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki sözleşmenin imzalandığı … tarihinde davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, ekte gönderilen beyannameler uyarınca esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşmadığı, davacının sözleşme tarihinde tacir olmadığı anlaşılmış, yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı kabul edilmiştir. HMK’nın 10.maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. Yine TBK’nun 89.maddesine göre aksine düzenleme yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin Samsun ilinde ifa ediliyor olması dikkate alındığında mahkememizin yetkili olduğu kanaatine varılmakla yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Davalı … … vekili tarafından zamanaşımı def’i ileri sürülmüş olup, TBK’nun 82.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Davalıların haksız yere mükerrer tahsil yaptığı iddiasına dayanan asıl dava ile birleşen davada zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada davalı …’in davalı … … adına tahsilat yapıp yapamayacağı ve sorumluluk durumlarının tespiti açısından ilk olarak davalıların konumunun belirlenmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 102. maddesinin birinci fıkrasında acente “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimse” olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre acentelikte ticari işletme sahibine tabi olmama (bağımsızlık), acentelik ilişkisinin bir sözleşmeye dayanması, acentenin belirli bir yer veya bölge içinde faaliyet icra etmesi, faaliyetinin süreklilik taşıması ve meslek edinilmiş olması unsurlarının bulunması gerekir. Acente, bağımsız olmasının bir özelliği olarak tacirden ayrı şekilde faaliyetlerine kendisi karar verebilmektedir. Acente kendisine ait bir işyerini adına faaliyet gösterdiği tacirden bağımsız olarak işletmektedir. Tacirden bağımsız olarak faaliyet gösteren acente, ticari işletmesinin risklerini de yine kendisi taşır ve kendi işletmesi ile ilgili kararlarda bağımsızdır (AYAN, Özge: Acentenin Denkleştirme Talep Etme Hakkı, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, İzmir 2008, s. 4).
Eldeki davada taraflar arasında “acentelik sözleşmesi” başlığı altında imzalanan bila tarihli sözleşme uyarınca, sözleşmenin bağlı olduğu şubenin Samsun ili … şubesi olduğunun belirtildiği, şube isminin belirlenmesi ve değiştirilmesi yetkisinin tamamen … … tasarrufunda olduğunun belirtilmesi, acentenin faaliyet göstereceği gayrimenkulün kira sözleşmesini kiracısı … … olacak şekilde imzalayacak olması, acentenin açılış ve kapanış saatlerinin … … tarafından belirleneceği, acentenin ortaklık durumunun … kargonun onayı olmadan değiştirilemeyeceği, şube işlevi gören acentenin bütün faaliyetlerinin … Kargonun ilgili birimlerince denetleneceği, denetimin acentenin devletin idari ve mali birimleriyle olan ilişkilerini de kapsayacağı hususlarının düzenlendiği görülmektedir. Tüm bu kriterler dikkate alındığında, acentenin asli unsuru olan bağımsızlık hususunun davalı taraflar arasında geçerli olmadığı, sözleşmenin bazı maddelerinde geçen “şube” kavramı ile taraflar arasındaki asıl iradenin acentelik olmadığı kabul edilmiştir.
Yine TTK m. 48 gereğince “Her şube, kendi merkezinin ticaret unvanını, şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır.” Ancak dosya içerisinde yer alan evraklarda davalı …’in bizzat kendi adı altında kaşe ve imza kullandığı, şube belirlemesi yapmadığı, bu anlamda kanunun aradığı şekilde şekli bakımdan şube olarak kabul edilemeyeceği de değerlendirilmiştir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında; davalı taraflar arasındaki sözleşmenin karma ve sui generis niteliğinde bir sözleşme olduğu anlaşılmış olup, bu sözleşmelerle ilgili anlaşmazlıkların çözümü, bu sözleşmelerin yorumlanması ve tamamlanması suretiyle gerçekleşir.
Davalılar arasında imzalanan bila tarihli “Acentelik Sözleşmesi” incelendiğinde, 20.maddede açıkça taşıma ücretlerini ve tahsilatı yapılmak üzere kendisine gönderilen faturaları Yönetmeliğe uygun olarak … … nam ve hesabına tahsil edeceği ve tahsil ettiği bedellerin tamamını … … tarafından bildirilen banka hesabına aktaracağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Yine davacı ile davalı … … A.Ş. Arasında imzalanan Kapıda Ödeme Hizmet … Sözleşmesi’nin Ödeme Şekli başlıklı 5.maddesinde … … şubelerinin düzenlediği faturaların her cuma günü fatura teslim tutanağı ile firmaya teslim edilerek ödemenin nakit olarak tahsil edileceğinin düzenlendiği görülmektedir. Şu halde davalı …’in davalı … … nam ve hesabına tahsil yetkisi olduğu, davalıların müşterek sorumluluğu bulunduğu kabul edilmelidir.
Davacının talep edebileceği alacak tutarının belirlenmesinde ise; dosya içerisinde yer alan banka dekontları ile davalı … … tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan 26/06/2020 tarihli tutanak ve 29/06/2020 tarihli ihtarname dikkate alınmıştır. Söz konusu belgelerde; davalıların imza ve kaşelerinin bulunduğu, davacı tarafından fazla tahsil edildiği bildirilen 109.700,00 TL’nin davalı … uhdesinde bulunduğu, bu tahsilatın haksız kazanç niteliğinde olduğu ve iadesinin gerektiğinin kabul edildiği görülmektedir. Bizzat davalının bu belgeleri sunmuş olması ve herhangi bir imza inkarının söz konusu olmaması da dikkate alındığında alacak miktarı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı kabul edilmiş, haksız ödemelerin ödeme tarihleri itibariyle iadesine karar verilmiştir.
Davacı … cevap dilekçesinde her ne kadar davacıya 50.000 TL borç verdiğini iddia etmiş ise de buna ilişkin dosyaya herhangi bir yazılı belge sunmamış olması ve dosyadaki tüm diğer belgeler karşısında işbu savunmaya itibar edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Mahkememizin 2020/721 Esas sayılı asıl davası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile; 10.000 TL’nin 5.300 TL’sine 26.11.2019 ödeme tarihinden, 4.700,00 TL’sine … ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 683,10 TL nin peşin alınan 170,78 TL den mahsubu ile bakiye; 512,32 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 170,78 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı,141,10 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam; 366,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
B-Mahkememizin 2021/29 Esas sayılı birleşen davası yönünden;
1-Davanın KABULÜ İLE; 99.700,00 TL’nin 3.100 TL’sine 18.12.2019 ödeme tarihinden, 2.785 TL’sine 13.12.2019 ödeme tarihinden, 2.700 TL’sine 04.12.2019 ödeme tarihinden, 2.600 TL’sine 11.11.2019 ödeme tarihinden, 6.250 TL’sine 22.12.2019 ödeme tarihinden, 3.700 TL’sine 30.10.2019 ödeme tarihinden, 2.700 TL’sine 18.10.2019 ödeme tarihinden, 2.450 TL’sine 11.10.2019 ödeme tarihinden, 2.115 TL’sine 02.10.2019 ödeme tarihinden, 2.600 TL’sine 26.09.2019 ödeme tarihinden, 5.000 TL’sine 20.08.2019 ödeme tarihinden, 2.480 TL’sine 16.08.2019 ödeme tarihinden, 3.309 TL’sine 07.08.2019 ödeme tarihinden, 2.220 TL’sine 30.07.2019 ödeme tarihinden, 1.551 TL’sine 12.07.2019 ödeme tarihinden, 3.200 TL’sine 03.01.2020 ödeme tarihinden, 3.200 TL’sine 15.01.2020 ödeme tarihinden, 3.350 TL’sine 23.01.2020 ödeme tarihinden, 3.350 TL’sine 29.01.2020 ödeme tarihinden, 3.419 TL’sine 05.02.2020 ödeme tarihinden, 3.112 TL’sine 12.02.2020 ödeme tarihinden, 3.720 TL’sine 19.02.2020 ödeme tarihinden, 3.819 TL’sine 25.02.2020 ödeme tarihinden, 3.350 TL’sine 12.03.2020 ödeme tarihinden, 3.100 TL’sine 20.03.2020 ödeme tarihinden, 2.800 TL’sine 27.03.2020 ödeme tarihinden, 2.200 TL’sine 14.04.2020 ödeme tarihinden, 2.050 TL’sine 24.04.2020 ödeme tarihinden, 2.250 TL’sine 28.04.2020 ödeme tarihinden, 2.250 TL’sine 05.05.2020 ödeme tarihinden, 2.520 TL’sine 12.05.2020 ödeme tarihinden, 3.100 TL’sine 21.05.2020 ödeme tarihinden, 3.350 TL’sine 29.05.2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

2-Alınması gereken 6.810,50 TL harçtan peşin alınan 1.702,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.107,87 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yapılan 1.702,63 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam; 1.761,93 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 13.421,50 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
7-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı…

Katip …
¸

Hakim …
¸