Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/708 E. 2021/283 K. 03.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/708 Esas – 2021/283
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/708
KARAR NO : 2021/283

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : .
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARARIN YAZ. TARİH : 03/05/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araca çarpması sebebiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu hasardan dolayı 29/11/2019 tarihinde 2.255-TL ve 09/12/2019 tarihinde 4.665,07-TL ödendiğini, müvekkili sigorta şirketince yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/29483 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Deliller;
Dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı, kasko sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, faturalar ve fotoğrafları ibraz edilmiştir.
Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/29483 sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dellilerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe;
Dava, rücuen tahsile ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 18/09/2020 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından 3. kişiye ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında; “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacı, ödemekle yükümlü olduğu zararı 3. kişiye ödemiş ve bu 3. kişiye ödemek zorunda kaldığı bedeli de davalıya rücu etmek istemiştir. Bu durumda görevli mahkemenin tayininde sigortalı araç maliki ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır (Yarg. 17 HD 21/01/2016 tarih, 2015/19344 E., 2016/747 K., Adana BAM 3. HD 13/04/2021 tarih, 2021/898 E., 2021/731 K., Ankara BAM 26. HD 02/04/2021 tarih, 2021/772 E., 2021/705 K. vs.). Yukarıda anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi somut olayda, … plakalı aracın maliki olan davalı gerçek kişi olup taraflar arasında ticari bir ilişki söz konusu değildir. Davacı sigorta şirketi haksız fiil hükümlerine göre kendi sigortalısının halefi olarak dava açmıştır. Bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakmaya görevli olduğu kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, taraflarca görev hususu ileri sürülmese dahi, mahkemece davanın her aşamasında ilk olarak kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce, davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü ile dava dilekçesinin görev dava şartı sebebiyle reddine karar verilmelidir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nun 20.maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde dosyanın görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 331/2 hükmü gereğince davaya başka bir mahkeme tarafından bakılması halinde yargılama harç ve giderlerinin söz konusu mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, mahkememiz kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama harç ve giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa bağlanacak beyan ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.03/05/2021

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.