Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/673 E. 2021/1123 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/673 Esas – 2021/1123
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/673 Esas
KARAR NO : 2021/1123

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı araç ile … plakalı motosikletin çarpışması şeklinde gerçekleşen … tarihli trafik kazasında, motosikletin terkinde yolculuk eden davacının yaralandığını ve geçici-sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, ayrıca maluliyeti sebebiyle bakıma muhtaç hale geldiğini, kazanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini ve zararın tazmini için davanın ikamesinden evvel sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 350-TL geçici ve 350-TL sürekli işgöremezlik ile 300-TL bakıcı gideri zararı olmak üzere 1.000-TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ve davalının yerleşim yerine göre İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, … plakalı aracın davalıya …. vade tarihli ZMMS poliçesi ile sigortaladığını ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, zararın kusur, maluliyet ve aktüerya raporu alınarak belirlenmesi gerektiğini, geçici işgöremezlik ile bakıcı giderinin teminat kapsamında bulunmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, … tarihli cevabi yazı ile, rücuya tabi ödeme yapılmadığı ve peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Davacıya ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kazaya ilişkin Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Davacının mağdur, motosiklet sürücüsü …’un mağdur/şüpheli ve sigortalı araç sürücüsü …’in şüpheli olarak yer aldığı soruşturmanın şikayet yokluğu sebebiyle KYOK ile sonuçlandığı görülmüştür.
Mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporunda, özetle: Kazanın münhasıran … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği ve motosiklet sürücüsü ile davacının kural ihlalinin bulunmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan … tarihli maluliyet raporu ile … tarihli bakıcı gideri hakkındaki raporda, özetle: Davacının, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre özürlülük oranının %41 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği, geçici işgöremezlik dönemi içinde 1 ay süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan aktüerya bilirkişi raporunda, özetle: TRH 2010 yaşam tablosuna ve progresif rant hesaplama yöntemine göre, davacının …-TL geçici ve …-TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam zararının …-TL olduğu, … aylık geçici işgöremezlik döneminin tamamı için bakıcı ihtiyacı oluşmuş ise buna dair zararının da …-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile özetle; talep miktarını gerçici işgöremezlik yönünden …-TL’ye, sürekli işgöremezlik yönünden …-TL’ye ve bakıcı gideri yönünden …-TL’ye artırdığını bildirmiş ve toplam …-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının … tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici ve sürekli işgöremezlik ile bakıcı gideri zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını ıslah dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
Burada öncelikle davalı vekilinin görev dava şartı itirazı ile yetki ilk itirazı ve zamanaşımı def’i değerlendirilecek, akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak görülür. TTK’nın 5/1. Maddesine göre, ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Eldeki davada, davalı sigorta şirketine, zarara sebep olduğu ileri sürülen aracın zorunlu trafik sigortacısı olması sebebiyle husumet tevcih edilmiştir. Sigorta hukuku TTK’nın 6. kitabında 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, TTK’da düzenlenen hususlardan olduğu veçhile uyuşmazlık ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülecektir ve davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur (Bkz: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2019 tarih ve 18839/9369 sk.).
6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen anılan 16. maddesinde esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetkinin sözkonusu olmadığı da açıktır. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacının yerleşim yeri hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki ilk itiraz yerinde değildir.
Zamanaşımı def’ine gelince; 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK’nın 109/2 maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 72/1.maddesi c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereğince ve 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (Çelik, Ç. Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1.Baskı, s.787). Eldeki davada, kaza … tarihinde gerçekleşmiş ve davacı yaralanmıştır. Sigortalı araç sürücüsünün eylemi taksirle yaralama suçunu oluşturduğuna göre, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır ve zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Toplanan delillerden; davaya konu trafik kazasının, davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı araç ile … plakalı motosikletin çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve yolcu olarak motosikletin terkinde bulunan davacının %41 oranında malul kaldığı, iyileşme süresi … aya kadar uzayacak şekilde yaralandığı, …-TL geçici ve …-TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere bu yöne ilişkin toplam zararının …-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Aktüerya bilirkişi raporunda davacının geçici işgöremezlik süresi boyunca bakıma muhtaç olduğu kabul edilecek ise bu yöne ilişkin zararın …-TL olduğu belirtilmiş ise de, mahkememizce alınan … tarihli raporda davacının geçici işgöremezlik süresi içinde bakıcıya ihtiyaç duyacağı sürenin 1 ay olduğu açıkça saptanmıştır. Davacının … tarihleri arasındaki 1 aylık bakıcı gideri zararı da mahkememizce …-TL olarak belirlenmiştir.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürmüş ise de; çalışma gücünün azalmasından/yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sk. ile Yargıtay 17. HD.nin 16.03.2017 gün ve 19844/2798 sk.). Bu halde, geçici iş göremezlik zararı sigorta şirketinin sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir.
Davalı vekilinin bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığına dair itirazına gelince; sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali TBK’nın 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmış olup, hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayanın işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı ya da hasta bakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de isteyebilir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 05.07.2021 tarih ve 3387/4119 sk. ile Yargıtay 17. HD.nin 21.02.2019 tarih ve 3866/1899 sk.). Eldeki davada, mahkememizce alınan … tarihli raporda davacının geçici iş göremezlik dönemi içinde 1 ay süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı saptanmış olup, bu durumda davacı yararına 1 aylık bakıcı gideri tazminatına hükmedilmelidir. Buna göre, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir ve mahkememizce belirlen …-TL üzerinden hüküm kurulmalıdır.

Bu sebeplerle, davacının …-TL geçici ve …-TL sürekli işgöremezlik ile …-TL bakıcı gideri zararının oluştuğu değerlendirilmiş ve toplam …-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir; fazlaya ilişkin istem (…-TL) reddedilmiştir. Davalının, kendisine müracaat tarihi olan … tarihinden 8 iş günü sonrasına tekabül eden … tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiş, anılan tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
i-…-TL’nin … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli …-TL karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL’nin mahsubu ile bakiye …-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen …-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen …-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre belirlenen …-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecindeki …-TL arabulucuk ücretinin …-TL’sinin davacıdan ve …-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.