Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/655 E. 2022/346 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/655 Esas – 2022/346
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
SAMSUN GEREKÇELİ KARAR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/655
KARAR NO : 2022/346

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 28/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/07/2019 tarihinde müvekkilinin kırmızı ışıkta beklemekte iken … plaka sayılı … idaresindeki aracın kusurlu olarak davacı adına kayıtlı … plaka sayılı araca çarpması sonrasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’in kazaya tam kusuru ile sebep olduğunu, … pla sayılı aracım ZMMS sigortacısının davalı şirket olup aracın davalı… adına kayıtlı olduğunu, davalı sigorta şirketinden hasarın karşılanması konusunda talepte bulunulduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu fakat davalılar ile anlaşma sağlanamadığını beyanla haklı davalarının kabulüne, şimdilik 1.000 TL değer kaybı zararının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… A.Ş cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından arabuluculuk davetiyesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, müvekkiline ait … plakalı aracın araç kiralama sözleşmesi ile sürücüsü olan …’e uzun süreli olarak kiralandığını, uzun süreli araç kiralamalarında araç sahibinin işleten sıfatını kaybettiğini, araç sahibinin işleten sıfatının kira süresi boyunda kiralayana geçtiğini, bu nedenle herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Toplanan Deliller;
Trafik kazası tespit tutanağı, arabuluculuk tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne yazılan yazı cevabı, cevap dilekçesi ekinde araç kira sözleşmesi, Tükiye Sigorta A.Ş’ye yazılan yazı cevabı ile celp edilen hasar dosyası, HDI Sigorta A.Ş’ye yazılan yazı cevabı, Çorum Vergi Dairesine yazılan yazı cevabı, Makina Mühendisi Bilirkişiden alınan 07/01/2022 tarihli bilirkişi raporu, bedel artırım dilekçesi.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Davacının 03/07/2019 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle aracında oluşan değer kaybının tahsili talebi ile eldeki davayı açtığı, davalı… A.Ş’nin uzun süreli araç kira sözleşmesinden dolayı işleten sıfatlarının kalmadığından bahisle davanın reddini istediği ava dilekçesindeki neticei talebinden davanın belirsiz alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davalı … kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü, davalı… Aş … plakalı aracın sahibi, davalı … (… ) bu aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır.
Kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Bkz. Yarg. 17. HD.’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/1002 Esas, 2018/12579 Karar)
İş bu davada her ne kadar davalı… A.Ş aracın diğer davalı sürücüye kiralandığını ve işleten sıfatının kalmadığını belirtmiş ise de cevap dilekçesi ekinde sunduğu kira sözleşmesinin incelenmesinde aracın 16 günlüğüne kiralandığı, kira sözleşmesinin vergi dairesine bildirilmediği, davalı tarafından ticari defterlerin sunulmadığı anlaşılmış uzun süreli kiralama ilişkisinin varlığına dair mahkememizde güçlü kanaat oluşmadığından davalının pasif husumetinin varlığı kabul edilerek pasif husumet savunması yerinde görülmemiştir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde “değer kaybı”, maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1’de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için “objektif değer kaybı” esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar’a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar’daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir.
Bu sebeplerle, ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Bkz:Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/860 Esas, 2021/979 Karar sayılı ilamı, Ankara BAM 26. HD.nin 24.12.2020 tarih 3184/2069 sk; İzmir BAM 4. HD.nin 19.02.2021 tarih 85/379 sk; İstanbul BAM 8.HD.nin 04.02.2021 tarih 868/203 sk; Antalya BAM 4. HD.nin 03.02.2021 tarih 868/203; Gaziantep BAM 17. HD.nin 22.01.2021 tarih 1054/80 sk)
Hasar dosyasının incelenmesinde; … plakalı aracın 31/03/2019-31/03/2020 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigortalandığı ve kazanın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği davacıya ait aracın kasko poliçesini düzenleyen HDI Sigorta şirketine 26/09/2019 tarihinde 4.339,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, değer kaybı ödemesi yapılmadığı bildirilmiştir.
Gerçek(reel) değer kaybının tespiti için dosya Makine Mühendisi Doç Dr. … ‘e tevdii edilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen 07/01/2022 tarihli raporda özetle, davaya konu … plakalı aracın arka kısımlarından (arka tampon, bagaj kapağı, sağ ve| sol braket, park sensör futucu ve ampul) hasarlandığı, tamponun yenisi ile değiştirildiği, bagaj kapağının ise tadilat ve boya işlemi gördüğü, rapor edilen hasarların kazanın oluş şekline uygun olduğu, aracın kaza tarihindeki parça+işçilik fiyat toplamının 4.339,95 TL olarak hesaplandığı, aracın dava konusu kazada meydana gelen hasarlarının onarımına müteakip piyasa şartlarına yani objektif esasa göre kaza tarihi itibariyle yaşayacağı değer kaybı 80.373 TL piyasa değerine %4 oranla yaklaşık 3.200 TL olarak belirlendiği mütalaa edilmiştir. Alınan rapora taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 08/02/2022 tarihinde davasını ıslah ederek 3.200,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir. Davalı… A.Ş vekili ıslahla artırılan miktara karşı zamanaşımı def’i ileri sürmüştür.
2918 sayılı KTK m. 109’un ilk iki fıkrası gereğince; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Somut olayda kaza 03/07/2019 tarihinde gerçekleşmiş, dava zamanaşımı süresi içinde 18/09/2020 tarihinde açılmış davanın açıldığı tarihte zamanaşımı kesilmiştir. Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı dikkate alındığında ıslah dilekçesinin zamanaşımı süresi içinde sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle, davalının zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Toplanan delillere ve mahkememizce oluşan kanaate göre; hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen mahkememizce alınan 7/01/2022 tarihli bilirkişi raporu, hasar dosyasında bulunan ekspertiz raporu, kaza tespit tutanağı dikkate alındığında davacının kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı, kazanın davalı Ömer’in %100 kusuru ile meydana geldiğinin değerlendirildiği, kusur oranının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, araçta kaza sebebiyle oluşan değer kaybının 3.200,00 TL olduğu, tespit edilen zarardan davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren aracın trafik sigortacısı olması sebebiyle TTK hükümleri doğrultusunda sorumluluğunun olduğu ve zararın teminat kapsamında bulunduğu, davalı… A.Ş’nin işleten olması sebebi ile tehlike sorumluluğu ve KTK 85. Maddesi kapsamında, davalı …’ın sürücü olması ve TBK’nun haksız fiil hükümleri ve KTK kapsamında zarardan sorumlu oldukları değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Bu sebeplerle davalı sigorta şirketinin davacı tarafından başvuru dilekçesinin tebliğine ilişkin belge sunulmadığından dava tarihinde, diğer davalıların haksız fiilin meydana geldiği 03/07/2019 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiş, sigortalı aracın ticari araç olarak kullanıldığı ve tüzel kişi adına kayıtlı olduğu nazara alınarak bu tarihten itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
Yargılama giderleri davalılara tahmil edilmiş, davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti ise davanın sadece davacı ve davalı sigorta şirketi yönünden ticari olduğu nazara alınarak arabuluculuk ücretinden sadece sigorta şirketi sorumlu tutulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile; 3.200,00 TL’nin davalılar… san. Tic. A.Ş ve … yönünden kaza tarihi olan 03.07.2019 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 18/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 218,59 TL harçtan peşin ve ıslahta alınan 91,97 TL harcın mahsubu ile bakiye;126,62 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 37,57 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 287,10 TL posta masrafı gideri olmak üzere toplam; 1.087,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 3.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2022 10:52:13

Katip
¸

Hakim
¸