Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/652 E. 2021/689 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : … Esas
KARAR NO : …

HAKİM : …

KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ :…
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı …’e ait olan ve diğer davalı … tarafından kullanılan … plakalı aracın davacı …’ün kocası ve diğer davacıların babası …’e çarpıp ölümüne sebep olduğunu ve davacıların da bu suretle destekten yoksun kaldıklarını, ayrıca manevi zarara uğradıklarını, davalı sigorta şirketinin de … plakalı aracın kasko sigortacısı olduğunu ve zarardan sorumlu tutulması gerektiğini beyanla, davacı … için 200.000-TL ve davacı her bir çocuk için 100.000-TL olmak üzere toplam 500.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, KTK m. 97’ye göre davadan önce sigorta şirketine müracaat edilmesi gerektiğini ve bunun dava şartı olduğunu, davalının yerleşim yerine göre davanın İstanbul Anadolu mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, … plakalı aracın davalıya …-2019 vade tarihli kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını ancak sigortacının sorumluluğunun sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, desteğin ölümüne sebep kazanın münhasıran desteğin kusuru ile gerçekleştiğini ve tazminat koşullarının oluşmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı … ile … vekilleri ayrı ayrı ibraz ettikleri CEVAP dilekçeleri ile özetle: Desteğin ölümüne sebep kazanın, desteğin kendi kusuru ile gerçekleştiğini ve araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, tazminat tutarlarının fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar dosyası ile tarafların sosyo-ekonomik durumları hakkında yapılan araştırma neticesinde düzenlenen tutanaklar dosyamız arasında alınmıştır.
Davaya konu kazaya ilişkin Samsun … Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: (Davalı) …’in sanık olarak yargılandığı davada ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan … tarihli raporda (destek) …’ün asli kusurlu, (davalı) …’in alt düzeyde tali kusurlu olduğunun belirtildiği ve (davalı) … hakkında neticeten HAGB kararı verildiği kararın … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Samsun …Mahkemesi’nin … tarih ve 300/6 sayılı görevsizlik kararı istinaftan geçerek kesinleşmiş ve dosya mahkememize tevzi edilerek esasın yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Dava, destekten yoksun kalmaya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Burada öncelikle, davadan önceki zorunlu arabuluculuk dava şartı yönünden eksiklik bulunup bulunmadığı ve davalı sigorta şirketine müracaat edilmesi gerektiği yönündeki itirazın yerinde olup olmadığı irdelenecek, akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde, davadan önce zorunlu arabulucuya başvuruda bulunulmadığı yönünde itirazda bulunmuş, davalı işleten ve sürücü vekilleri ise arabuluculuk görüşmelerine davet edilmediklerini ileri sürmüşlerdir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre; TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda, dava evvela Samsun …Mahkemesi’nde açılmış, dosya görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra … tarihinde mahkememize tevzi edilmiştir. Davadan önceki zorunlu arabuluculuk süreci ise, son tutanaktan anlaşıldığı üzere …tarihinde başlamış ve …tarihinde neticelenmiştir. Buna göre, davadan önceki zorunlu arabuluculuk süreci, dosyanın mahkememize tevzi edilmesinden çok önce tamamlanmıştır ve Samsun BAM 3. HD.nin müstakar uygulamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin dava şartı itirazı yerinde değildir.
Davalı işleten ve sürücü vekillerinin arabuluculuk görüşmelerine davet edilmediklerine yönelik itirazlarına gelince; dava, davalılardan sadece sigorta şirketi yönünden ticari dava niteliğinde olup, davalı işleten ve sürücüye karşı açılan davanın mahkememizde görülüyor olmasının sebebi, taraflar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı ve uyuşmazlık konusu yönünden mahkememizin özel görevli mahkeme olmasıdır. Başka bir deyişle, davalı işleten ve sürücü hakkındaki dava ticari dava değildir ve onlar yönünden arabulucuya başvurulmasına gerek yoktur. Kaldı ki, arabulucudan celp edilen belgelerden, davalıların dava dilekçesinde de belirtilen adreslerine tebligat çıkarıldığı ancak tebliğ evrakının adresten taşındıkları tevsik olunarak bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Buna göre, davalı işleten ve sürücü vekillerinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97/1.fıkrasının ilk cümlesine göre, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Anlaşıldığı üzere; davadan önce sigorta şirketine başvuru zorunluluğu, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında zorunlu trafik sigortacısına karşı yapılacak takipler için gereklidir ve kasko sigortacısı davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki itirazı yersizdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen anılan 16. maddesinde esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetkinin sözkonusu olmadığı da açıktır. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda, hem davacıların yerleşim yeri hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yer Atakum/Samsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı sigorta şirketi vekilinin yetki itiraz yerinde değildir.
Davanın esasına gelince; manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda; toplanan delillerden, davalı …’e ait olan ve diğer davalı … tarafından kullanılan … plakalı aracın davacı …’ün kocası ve diğer davacıların babası …’e çarpıp ölümüne sebep olduğu ve davacıların bu suretle destekten yoksun kaldıkları, ayrıca manevi zarara uğradıkları anlaşılmaktadır. İşaret edilen hususlar dahilinde inceleme yapılıp, desteğin ve davalı …’in kazadaki kusur oranları ile tarafların sosyo-ekonomik durumları ve paranın kaza tarihindeki alım gücü gibi hususlar hep birlikte değerlendirilmiş, kocasını yitiren davacı … ile babalarını yitiren davacı çocukların manevi zararlarının bir nebze de olsa giderilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Böyle olunca; davacı … yararına 10.000-TL ve davacı çocuklar yararına ayrı ayrı 5.000-TL tazminata hükmedilmiş, davalı işleten ve sürücünün kaza tarihi olan … ve sigorta şirketinin ise müracaat tarihi olan … tarihi itibariyle temerrüte düştükleri kabul edilmiş, bu tarihlerden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin, kasko sigorta poliçesindeki, manevi tazminat taleplerinin İMM sigortası şahıs başına bedeni limitinin azami %100’ü kadar temin edilmiştir hükmü uyarınca ve İMM Kombine klozunun 250.000-TL limitli olduğu veçhile, hüküm altına alınan tazminattan sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Yargılama harç ve giderleri davanın kabul-ret oranına göre taraflara tahmil edilmiş, davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacılar ile davanın salt kendisi yönünden ticari olduğu anlaşılan davalı sigorta şirketi üzerinde bırakılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
i-Davacı … için 10.000-TL, …için 5.000-TL, … için 5.000-TL ve … için 5.000-TL olmak üzere toplam 25.000-TL’nin davalı işleten ve sürücü yönünden … ve sigorta şirketi yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.707,75-TL karar ve ilam harcı peşin olarak tahsil edildiğinden yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından harç olarak ödenen 1.707,75-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan toplam 970,40-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 48,52-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan toplam 198,60-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 188,67-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan toplam 178,60-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 169,67-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …’e verilmesine,
7-Davacılar, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen, her bir davacı için 4.080-TL olmak üzere toplam 16.320-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara paylaştırılmasına,
8-Davalılar, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen her bir davacı için 4.080-TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı alınarak davalılara verilmesine,
9-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinden 1.254-TL’nin müştereken ve müteselsilen davacılardan, 66-TL’nin ise davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı işleten ve sigorta şirketi vekilinin yüzüne karşı, davalı sürücü vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı….
Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.