Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/613 E. 2022/114 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/613 Esas – 2022/114
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/613 Esas
KARAR NO : 2022/114

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı … ZMMS ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün (…) …’a çarpması şeklinde gerçekleşen 09.06.2014 tarihli trafik kazasında …’ın geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını ve kazanın bütünüyle sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini, zararın tazmini için davalıya müracaat edilmiş ise de sonuç alınamadığını ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de davalının olumsuz tutumu sebebiyle sonuçsuz kaldığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla 500-TL geçici ve 500-TL sürekli işgöremezlik olmak üzere şimdilik 1.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce davalıya yapılan müracaatın, davacıdan kaynaklı sebeplerle sonuçlandırılamadığını ve buna göre dava şartının yerine getirilmediğini, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, … plakalı aracın davalıya 05.06.2014-2015 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici işgöremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını, zararın tespiti için rapor aldırılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davacıya ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 01.10.2020 tarihli cevabi yazılı ile, rücuya tabi ödeme yapılmadığı ve peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporunda özetle: Kazanın münhasıran araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, davacının kural ihlalinin bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce alınan maluliyet bilirkişi raporunda özetle: Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, davacının sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, bununla birlikte iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan aktüerya bilirkişi raporunda özetle: Davacının geçici işgöremezlik zararının 7.375,78-TL olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, davacının 09.06.2014 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici ve sürekli işgöremezlik zararının tazmini talep edilmiştir.
Burada öncelikle davalı vekilinin dava şartı itirazı ile zamanaşımı def’i değerlendirilecek, akabinde davanın esasına yönelik değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Cevap dilekçesi ile, 2918 s. KTK’nın 97. maddesindeki başvuru şartının gerçekleşmediği ileri sürülmüş ise de; davalıya, davanın ikamesinden evvel 02.09.2020 tarihinde müracaat edildiği, ancak bir kısım eksiklikler gerekçe gösterilerek ödeme yapılmadığı ve talebin 09.09.2020 tarihli cevabi yazı ile reddedildiği, zararın 15 günlük yasal süre içinde karşılanmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir ve reddedilmelidir.
Zamanşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olup, davanın başında, süresinde verilecek cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Aksi takdirde, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı nedeniyle, karşı tarafın açık izni olmaksızın ileri sürülmesi mümkün değildir. Eldeki davada, dava dilekçesi davalıya 05.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı vekili 2 haftalık yasal süreden sonra 24.11.2020 tarihinde davaya cevap için ek süre talep etmiştir. Talebin süresinde olmadığı değerlendirilip reddine karar verilmiş ve davalı vekili nihayet 02.12.2020 tarihinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir. Buna göre, davalının zamanaşımı def’i süresinde değildir ve açık muvafakat gösterilmediğinden reddedilmelidir. Kaldı ki, davada, 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekli olup, bu süre dahi dava tarihi itibariyle geçmemiştir.
Davanın esasına gelince; toplanan delillerden, davaya konu trafik kazasının münhasıran … plakalı araç sürücünün kusuru ile gerçekleştiği ve davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik esas alınarak düzenlenen rapora göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin ise 9 ay olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının sürekli işgöremezlik zararı oluşmamıştır ve bu yöne ilişkin davanın reddi gerekmektedir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 s. TBK’nun 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmış olup, bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının kaza tarihi itibariyle … yaşında olduğu ve gelir getiren bir işte çalışmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı bulunmadığı ve buna göre geçici işgöremezlik zararı oluşmadığı açıktır (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2021 tarih ve 3974/7670 sk.). Efor kaybı ve buna ilişkin tazminat talebi, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17.10.2017 tarih ve 3443/9234 sayılı kararında da belirtildiği üzere, ancak sürekli maluliyetin varlığı halinde göz önünde bulundurulur. Bu halde, davacının geçici işgöremezlik zararı oluşmamıştır ve bu yöne ilişkin davanın da reddi gerekmektedir.
Bu sebeplerle, davanın reddine karar verilmiş, davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti dahil yargılama giderlerinin tamamı davacıya tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 31/01/2022

Katip …

Hakim…

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.