Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/556 E. 2022/10 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/556 Esas – 2022/10
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/556 Esas
KARAR NO : 2022/10

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ :..
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalıya ait … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazasın meydana geldiğini, kazada davalının tam kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin aracının değerinin azaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla daha sonra arttırılmak üzere 6.000TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılmış bulunan dava ile ilgili dava şartları oluşmadığını davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından müvekkili aleyhine maddi hasarlı trafik kazası neticesi değer kaybı tazminatı talepli dava açıldığını, kazanın meydana geliş şeklinin meydana geldiği karayolu kısmı, trafik akışı ve fizi koşullar birlikte değerlendirildiğinde özellikle de kaza sonrası sıcağı sıcağına çekilen fotoğraflar ve tespit tutanakları incelendiğinde kazanın meydana gelmesinde yegane ve tek sorumlu ve asli kusurlunun davacı olduğunun açıkça görüleceğini, davacı tarafın değer kaybı talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının dava dilekçesinde değer kaybı ile ilgili olarak kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz üzerinden faiz talebinde bulunmasının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde kaza tespit tutanağı, faturalar, arabuluculuk son tutanağı sureti ibraz edilmiştir.
… … A.Ş’ye yazılan yazıya 24/09/2020 havale tarihli yazı ile cevap verildiği, ekinde aracın servise teslim formları, aracın müşteriye teslim formu gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili 27/11/2020 tarihli tanık listesi sunmuştur.
Davacı vekili 10/09/2021 tarihli dilekçe ile ekinde arabuluculuk son tutanak aslını sunmuştur.
Davalı vekili 13/09/2021 tarihli tanık listesi sunmuştur.
19 Mayıs Vergi Dairesine yazılan yazıya 15/09/2021 tarihli yazı ile cevap verildiği görülmüştür.
… Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan yazıya E.11138454-622.03-8242 sayılı yazı ile cevap verilmiş, ekinde hasar bilgisi, eksper rapor bilgisi, kaza tespit tutanağı bilgisine ilişkin evraklar gönderilmiştir.
… … A.Ş’ye yazılan yazıya 29/09/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiş, ekinde hasar dosyasının bir sureti gönderildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi zararın karşılanması talebine ilişkin tazminat davasıdır.
6102 s. Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesine göre, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı İçtihatlı 6335 sayılı Kanunla güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır.
Somut olayda; uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklı haksız fiil hukuki sebebinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ile uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi için, her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerekir.
Uyuşmazlığın davalı tarafının herhangi bir vergi kaydının olmadığı, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, davada yalnızca hasar gören aracın yük nakli-ticari kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, taraflar tacir olmadığı gibi ve davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesine olanak yoktur.
Bu sebeplerle, uyuşmazlığın mahkememizin görevi dışında kaldığı değerlendirilmiş ve davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği düşüncesi ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK m.20 ile vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 331/2 hükmü gereğince davaya başka bir mahkeme tarafından bakılması halinde yargılama harç ve giderlerinin söz konusu mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, mahkememiz kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama harç ve giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa bağlanacak beyan ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı…

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.