Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/536 E. 2023/772 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/536 Esas – 2023/772
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/536
KARAR NO : 2023/772
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 13/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 24.10.2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı Çarşamba Belediyesi Özel Halk otobüsü ile … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı, çift taraflı ve yaralamalı trafik kazasında … plakalı otobüsün içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak malul duruma geldiğini, trafik kazasında yolcunun cismani zarara uğraması nedeniyle meydana gelen maddi tazminatın toplanacak delillere göre 6100 sayılı Yasa’nın 107. Maddesi uyarınca belirsiz alacak davası uyarınca belirlenerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere işleten ve araç sürücüsü konumundaki davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiz ile birlikte şimdilik geçici maluliyet nedeni ile 500 TL, sürekli maluliyet nedeni ile 500 TL olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleriyle, avukatlık ücretiyle davalılardan müştereken tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalılar … ve … mahkememize sundukları cevap dilekçesinde özetle, açılan haksız ve kötü niyetli davayı kabul etmediklerini, olay günü … plakalı aracın kendisinin geçiş üstünlüğü olmasına rağmen, tali yoldan aniden çıkarak aracın sağ bagaj kapağına hafif bir şekilde aracı ile vurduğunu, kazanın çok küçük bir kaza olduğunu, olay nedeniyle hiçbir kusuru bulunmadığını, davacının olay nedeniyle zarara uğramadığını, hastanede görülen tedavisi ile kaza olayı arasında illiyet bağı bulunmadığını, ayrıca davada yasa gereği arabulucuğa başvuru zorunluluğu bulunmadığını, davacı tarafın arabulucuya başvurmadan dava açtığından dava şartı yokluğundan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacının talepleri zamanaşımına uğradığından reddine, ayrıca kusurları bulunmadığından davanın kusurlu olan … plakalı araç sahibi, sürücüsü ve sigorta şirketine açılması gerektiğinden husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, davanın iki yıllık dava açma süresi geçtiğinden reddine karar verilmesini, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevk edilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzilinin gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/29318 E. Sayılı soruşturma dosyası, poliçe ve hasar dosyası, tedavi evrakları, tanık beyanları, İstanbul ATK 09.02.2022 tarihli maluliyet raporu, keşif ve keşif sonrası alınan kusur raporu ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından 24.10.2014 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı otobüsün içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, HMK 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, işleten ve araç sürücüsü konumundaki davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiz ile birlikte şimdilik geçici maluliyet nedeni ile 500 TL, sürekli maluliyet nedeni ile 500 TL toplamda 1.000 TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar vekili zamanaşımı definde bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK’nın 109/2 maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 72/1.maddesi c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereğince ve 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (Çelik, Ç. Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, s.787).Eldeki davada kaza 24.10.2014 tarihinde gerçekleştiği, davanın 12/08/2020 tarihinde açıldığı, 8 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibari ile dolmadığı anlaşılmakla davanın süresinde açıldığı anlaşılmış ve zamanaşımı def’i reddedilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; Davalı … Sigorta’ya … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı, davalı …’a araç sürücüsü, davalı …’e araç işleteni olması nedeni ile husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
… Sigorta A.Ş tarafından dosyaya sunulan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 30/12/2023-30/12/2014 tarihleri arasında kaza başına 50.000 TL, vefat/sakatlık şahıs başında 250.000 TL limitle teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/29318 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, mağdurların …, …, …, …, şüphelinin … olduğu, mağduların şikayetlerinin olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının maluliyet durumu İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca tespit edilmiş, 09.02.2022 tarihli raporda, davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyetinin %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, kişinin başka birisinin sürekli ya da geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Alınan raporun kaza tarihindeki yönetmeliğe ve dosya kapsamına uygun olması sebebi ile hükme esas alınmıştır.
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde talimat ile dinlenen davacı tanığı … beyanında, kazanın meydana geldiği tarihte davacı ve kendisinin aynı işyerinde çalıştığını, olay günü iş çıkışı iş servisine bindiklerini, araç hareket ettikten yaklaşık 5 dk sonra ara yoldan ana yola geçmek için aracın petrol ofisinin içinden geçtikten sonra yola çıkacağı sırada geçiş olmayan bir yola girdiğini ve dava konusu kazanın meydana geldiğini, davacının bu kazadan sonra sağ kolunda güç kaybı olduğunu bildiğini, manevi olarak nasıl bir zarar gördüğüne dair bilgisi olmadığını, çalışma hayatını etkilediğini bilmediğini, kazadan sonra sürekli doktora gidip gelmelerinin olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 23.12.2021 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı … beyanında, kendisinin olay tarihinde orada bulunmadığını, kazaya ilişkin görgüsünün olmadığını, kazadan sonra eşinin rahatsızlık geçirdiği için hastanede tedavi gördüğünü, tedavi sürecinin yorucu geçtiğini, eşinin halen daha ev işlerini yaparken zorlandığını, ayrıca çocuğunu bile taşırken ağrı çektiğini, eşinin meydana gelen kaza sebebiyle manevi yönden zararı bulunduğunu beyan etmiştir. Davacı … beyanında, kendisinin olay tarihinde kaza yerinde olmadığını, bu nedenle kazaya ilişkin görgüsünün bulunmadığını, ama kardeşinin olaydan sonra uzun bir süre hastanede tedavi gördüğünü, hastaneye gittiklerinde kolunu tamamen sargıya aldıklarını, halen daha cam silerken çocuğunu taşırken zorlandığını, uzun vadede kolunu kullanamadığını, bu nedenle zararının bulunduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizin 14.04.2022 tarihli celsesinde dinlenen davalı tanığı … beyanında, kendisinin belediye evlerinde çalıştığını, araçlarından birinin kaza yaptığı bilgisinin verilmesi üzerine olay yerine gittiklerini, kendisinin bizzat trafik kazasının ne şekilde meydana geldiğini görmediği, kazadan sonra yaralıyı alıp hastaneye götürdüklerini, ciddi bir rahatsızlığı olmadığını beyan etmiştir. Davalı tanığı … beyanında, kendisinin olay anında evde olduğunu, kazanın oluş şeklini görmediğini, olaydan 20 dk sonra olay yerine gittiğinde hasarlı araçlar ve kazaya karışan araçların halen orada olduğunu, kazaya karışan şahısları Çarşamba Devlet Hastanesine götürdüklerini, olayda herhangi bir yaralanma olmadığını, şahısların kontrol amaçlı hastaneye götürüldüğünü beyan etmiştir.
Mahkememizce 08.03.2023 tarihinde davalı sürücü … eşliğinde kaza mahallinde keşif yapılmış, keşif sonrası Trafik Bilirkişi tarafından düzenlenen 13.03.2023 tarihli raporda özetle, … plakalı otobüs şoförü …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 84/H maddesinde yer alan (Kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak) kuralını ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nun ise aynı kanunun 52/1-b maddesinde yer alan (hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
Toplanan delillerden; 24/10/2014 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, dava dışı … araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, davacının davalı sigorta şirketine kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunması sebebi ile kazanın oluşumuna herhangi bir etkisinin olmadığı, davacının kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre 24/10/2014 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanması sebebi ile sürekli maluliyetinin oluşmadığı, iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceği, kişinin başka birisinin sürekli yada geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı tespit edilmiştir.
Davacının kaza tarihinde ve iyileşme sürecinde çalıştığı şirket olan …’ye müzekkere yazılarak davacıya iyileşme döneminde maaş ödemesi yapılıp yapılmadığı ve herhangi bir ek gelir ödemesinden mahrum kalıp kalmadığı hususu sorulmuş olup gelen yazı cevabına ve sunulan bordrolara göre 2014/11 dönemine ilişkin 19 günlük istirahat rapor kesintisi olduğu, davacının fazla mesai ile birlikte kazadan önceki bir ay ve sonraki bir aya ilişkin net maaş toplamının ortalamasının (1.078,76 TL+1.299,39 TL)/ 2=1.189,07 TL olduğu, davacıya iyileşme dönemine denk gelen ay için 350,27 TL ödeme yapıldığı, davacının çalışamadığı iyileşme dönemine ilişkin kazanç kaybının 1.189,07-350,27=838,80 TL olduğu tespit edilmiş davacı vekiline süre verilmesine rağmen bedel artırım dilekçesi sunulmadığı anlaşılmış yapılan hesabın matematik hesabı olması nedeni ile dosya bilirkişiye gönderilmemiş ve taleple bağlılık ilkesi gereği geçici iş göremezlik zararına ilişkin talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının kalıcı maluliyetinin oluşmaması nedeni ile sürekli iş göremezlik zarar isteminin reddine karar verilmiştir.
2918 s. KTK’nın 97.maddesi kapsamındaki dava şartının davadan önce sigorta şirketine müracaat edilmek suretiyle yerine getirildiği görülmüş, ancak başvuru dilekçesine zorunlu belgelerden olan sağlık raporunun eklenmediği anlaşıldığından davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün dava tarihi itibariyle, diğer davalılar yönünden kaza tarihi itibari ile gerçekleştiği kabul edilmiş, hüküm altına alınan tutara sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren sigortalı aracın ticari kullanıma mahsus olduğu nazara alınarak avans faizi yürütülmüştür.
İşbu davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı gözetilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.) ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücretinin tamamı davacı üzerinde bırakılmıştır.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
TBK 56. maddesi gereği bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önüne alınarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
6098 sayılı TBK’nın 52. maddesine göre zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Somut olayda, mahkememizce alınan kusur raporu, maluliyet raporu, dinlenen tanık beyanı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin kolluk araştırması dikkate alınarak manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ancak davacının olay sebebiyle duyduğu acı, elem ve ızdırabın kısmende olsa giderilmesine yönelik fonksiyonu değerlendirilerek davacının yaralanma şekli ve iyileşme süresi, davacının yaşı, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü, talep miktarı bir bütün halinde göz önüne alındığında davacı için 6.000 TL takdir etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Maddi tazminat davası yönünden
A-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-i-Sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden açılan davanın reddine,
ii-Geçici iş göremezlik yönünden açılan davanın KABULÜ ile; 500,00 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden diğer davalılar Hasan ve Kerami yönünden kaza tarihi olan 24/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 60,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 30,00 TL sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Mahkememizce suç üstü ödeneğinden karşılanan 820,00 TL ATK faturası, 1.274,90 TL keşif harcı, 250,00 TL keşif araç ücreti, 950,00 TL bilirkişi ücreti ve 346,00 TL posta ve tebligat masrafının kabul-red oranına göre 1.820,45 TL sinin davacıdan, 1.820,45 TL sinin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı maddi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen maddi tazminat yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
B-Manevi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
1- 6.000,00 TL’nin davalılar Hasan ve Kerami ‘den kaza tarihi olan 24/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 409,86 TL harcın davalılar Hasan ve Kerami ‘den hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kabul edilen manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000 TL vekalet ücretinin davalılar Hasan ve Kerami ‘den alınarak davacıya verilmesine.
4-Davalılar Hasan ve Kerami red edilen manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 6.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar Hasan ve Kerami’ye verilmesine.
5-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
6-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde manevi ve sürekli iş göremezlik tazminat yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere, geçici iş göremezlik tazminat yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza