Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/508 E. 2023/774 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/508 Esas – 2023/774
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/508
KARAR NO : 2023/774

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
KAR. YAZIM TARİHİ : 03/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 27/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 17/08/2018 tarihinde davalılardan …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkilinin kullandığı … plakalı motosiklete çarpması sonucunda müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, Samsun Gazi Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 10/07/2020 tarih ve 38 sayılı rapor ile müvekkilinin kazaya bağlı engel oranının %73 olduğunun tespit edildiğini beyanla TBK 76 gereği müvekkilinin maddi durumu yerinde olmadığından davalılar tarafından müvekkiline 50.000 TL geçici ödeme yapılmasına, şimdilik 50.000 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 07/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının düzenli maaşının olduğunu, aktif çalışan bakmakla yükümlü olmayan biri için talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, kusur durumunun tespitinde adli tıp kurumu raporunun esas alınması gerektiğini, maddi tazminatın belirsiz olarak açılamayacağını, kazanın oluşumundaki kusurun davacıda olduğunu, yeniden keşif yapılması gerektiğini, davanın yasal dayanağı olan BK 47.maddesindeki koşulların gerçekleşmediğini beyanla davanın öncelikle esasa girilmeden usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 07/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, diğer davalı …’ya ait … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası ile sigortalı olduğunu, dava konusu edilen trafik kazası müvekkili şirkete ihbar edildiğini ancak davacı tarafça sağlık kurulu raporu, epikriz raporları, vukuatlı nüfus kaydı ve sigortalı araç sürücüsü alkol raporu belgeleri eksik olarak sunulduğunu, meydana gelen kazada davacı yanın taleplerinin müvekkili sigorta şirketinin üstlendiği teminatların dışında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, kaza mahallinde keşif yapılarak kusura yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılarak ön rapor alınmasını, akabinde yine dosyanın kusur oranlarının belirlenmesi açısından ATK’ya gönderilmesini gerektiğini, müvekkil sigorta şirketi, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı tarafın kaza sonrası geçici ya da sürekli iş gücü kaybına uğrayıp uğramadığının Adli Tıp Kurumundan alınan raporla tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş vekili bila tarihli beyan dilekçesinde özetle; söz konusu kazaya ilişkin ihbar dilekçesi öncesi herhangi bir başvuru yapılmadığını, müvekkili şirketin ancak trafik sigortası limitini aşan miktardan sorumlu olduğunu, davacı sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve oluşan zararı ispat etmek zorunda olduğunu, 12/07/2019 tarihli kusur raporunda davacı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacının maluliyet yönünden Adli Tıp 3.İhtisas Kuruluna sevki gerektiğini, tazminat hesaplamasında gelirin asgari ücret üzerinden belirlenmesi gerektiğini, müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 27/07/2020 tarihli ara kararıyla davacının adli yardım talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 27/07/2020 tarihli ara kararıyla davacının geçici ödeme talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 26/05/2023 tarihli ara kararıyla davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 23/03/2023 tarihli dilekçesiyle maddi tazminata yönelik taleplerini belirli hale getirdiği, peşin harcı ikmal ettiği, bu sebeple dosyanın heyete tevdiine karar verildiği görülmüştür.
Toplanan Deliller:
17/08/2018 tarih ve 2099/34 sayılı kaza tespit tutanağı, trafik kayıtları 2018307197964 nolu hasar dosyası, 31NY727 plakalı aracın ZMMS poliçesi, davacının sigorta şirketlerine başvurusu, davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK İl Müdürlüğünün 13/08/2020 tarihli yazı cevabı, davacının SGK kayıtları, davacının güncel maaş bordro bilgileri, Alaçam Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/310 Esas sayılı dosyası, Alaçam Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1116 sayılı soruşturma dosyası, tedavi masraflarını gösterir ödeme makbuzları, geçici iş göremezlik süresi içerisinde davacının ödeme aldığına ilişkin bordro örnekleri, ihbar olunan şirketin … Sigorta A.Ş’ye ait genişletilmiş+kasko sigorta poliçesi, gerçek kişi tarafların sosyal ekonomik durum araştırmaları.
19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinin 19/04/2019 tarih ve 2019/99 sayılı genel adli muayene raporu, Samsun Gazi Devlet Hastanesinin 10/07/2020 tarih 38 nolu sağlık kurulu raporu, Alaçam Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/310 Esas sayılı dosyasında düzenlenen Adli Tıp Kurumunun 16/03/2021 tarihli raporu, Mahkememizce kusur durumuna ilişkin alınan Adli Tıp Kurumunun 14/10/2021 tarihli raporu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından geçici ve sürekli iş göremezlik oranlarının tespitine yönelik alınan 11/01/2022 tarihli rapor, 10/11/2022 tarihli uzman görüşü, maddi zararın tespitine yönelik Aktüerya bilirkişisinden alınan 10/03/2022 tarihli rapor ve 08/09/2022 havale tarihli ek rapor, tedavi giderlerinin tespitine yönelik Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla doktor bilirkişiden alınan rapor, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik süresinin tespitine yönelik OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan 24/11/2022 tarihli rapor, aktüerya bilirkişisinden alınan 26/01/2023 tarihli rapor, tarafların raporlara karşı beyan ve itirazları, arabuluculuk son tutanağı.
Karayolları Trafik Kanunu, Poliçe Genel Şartlarının Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamı ile iptal edilmeyen kısımları, TBK’nun haksız fiil hükümleri, TTK, Yüksek Yargı kararları ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, TBK 54 ve 56 maddelerine dayanan maddi/manevi tazminat talebine ilişkindir.
1-Tüm dosya kapsamından; 17/08/2018 tarihinde davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın davacının kullandığı … plakalı motosiklete çarpması sonucunda motosiklette bulunan sürücü davacı …’in yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, kaza sebebiyle davacının maddi, manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
2-Karayolları Trafik Kanunun 09/06/2021 tarih 7321 sayılı yasanın 18. maddesiyle değişik 90. maddesine göre ZMMS kapsamındaki tazminatlar bu kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinin 1. cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlardan…” ibaresi ve 2. cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibareleri Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamıyla iptal edilmiş ise de iptal kapsamı dışında kalan poliçe genel şartları hükümlerininde uygulanması gerekmektedir.
3-Burada hemen belirtelimki Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecektir. Nitekim adı geçen kurum tarafından hazırlanarak 04/12/2021 tarihli 31679 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” ek-3’te destekten yoksun kalma tazminat hesaplaması ilkeleri tespit edilmiş ise de kaza ve poliçe tarihine göre iş bu davada uygulama yeri bulunmamaktadır. Buna göre işbu davanın dayanağı Karayolları Trafik Kanunu, kaza ve dava tarihinde yürürlükte bulunan poliçe genel şartlarının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dışında kalan maddeleri ile TBK’nun haksız fiil hükümleridir.
4-Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru yapılması dava şartı olup, davalı sigorta şirketine dava tarihinden önce 05/10/2019 tarihli dilekçe ile başvuru yapıldığı, 10/10/2019 tarihinde başvurunun ulaştığı, bu şekilde yasal şartın yerine geldiği anlaşılmıştır.
5-Davalı … A.Ş. kazaya karışan karşı … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS sigortacısıdır. Diğer davalı ise aracın işleteni/sürücüsü olup, davalı … A.Ş poliçe genel şartlarının iptal edilmeyen ve uygulanması gereken maddelerine, KTK’na; davalı sürücü/işleten ise TBK’nun haksız fiil hükümlerine ve KTK’na göre meydana gelen zararlardan müştereken müteselsilen sorumlu olarak kabul edilmelidir.
6-Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesiyle zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Karayolları Trafik Kanunun 109/1 maddesine göre ”Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar”, kaza 17/08/2018 tarihinde gerçekleştiğine göre 27/07/2020 dava tarihi itibariyle zamanaşımı gerçekleşmemiştir.
8-Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesiyle görev ve yetki itirazında bulunmuştur. Ancak TTK 4.maddesi gereği işbu dava mutlak ticari dava niteliğindedir. HMK 16.maddesi gereği haksız fiilden doğan davalar davacının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacının yerleşim yeri nazara alındığında mahkememizin yetkili olduğu tespit edilmiş, bu yöne ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir.
9-Davalı … vekili cevap dilekçesiyle davanın belirsiz alacak olarak açılmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür. HMK’nun 107.maddesine göre davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılması mümkündür. Maddi tazminat talebi geçici ve sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin olup, davanın başında kusur, malüliyet ve aktüerya raporları alınmadan maddi tazminat talebinin belirlenmesi mümkün olmadığından belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
10-Meydana gelen kazada davacı araç sürücüsü ile davalı sürücü …’nın kusur durumunun tespiti gerekmektedir. Alaçam Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/310 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 11/11/2020 tarihli raporu, aynı mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Genişletilmiş Kuruldan alınan rapor ve mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 14/10/2021 tarihli raporunda davalı sürücü …’nın gündüz vakti meskun mahal dışında bulunan plaj mevkiinde yol kenarındaki park alanından Samsun istikametine gitmek için bölünmüş devlet yoluna girip sola dönüşe geçmeden önce sol gerisindeki araç trafiğinin gerekli ve yeterli şekilde kontrol etmesi, dönüşünü uygun ortamda yapması gerekirken aksine hareket etmek suretiyle meydana gelen trafik kazasında tamamen kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı bildirilmiş, raporlar dosya kapsamına kaza tespit tutanağına uygun, yasal ve yeterli bulunmuştur. Keza kesinleşen Alaçam Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/310 Esas 2021/795 Karar sayılı ilamında da Adli Tıp Kurumu raporları hükme esas alınmış olup, ilamdaki olayın oluşuna ilişkin maddi vakıalar TBK 74.maddesi gereği mahkememizi bağlayıcı mahiyette olmakla meydana gelen kazada tüm kusurun davalı sürücüye ait olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle ceza mahkemesinde alınan 06/01/2020 tarihli rapordaki davacıya atfedilen kusura itibar edilmemiştir.
11-Davacının maluliyetinin tespiti yönünden Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 11/01/2022 tarihli raporda; sürekli iş göremezlik oranı %63, geçici iş göremezlik süresi 18 ay tespit edilmiş, aynı ana bilim dalının 24/11/2022 tarihli raporunda ise bakıcı süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olacağı bildirilmiştir. Rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunan ”Özlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde hazırlanış olmakla yasal ve yeterli bulunmuştur. Her ne kadar Gazi Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 10/07/2020 tarihli raporda engel oranı %73 olarak belirtilmiş ise de, raporun kaza tarihindeki yönetmeliğe göre hazırlanmadığı, bu nedenle OMÜ’den alınan rapor ile aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır.
12-Tedavi giderleri yönünden Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla Adli Tıp Uzmanı Doktor bilirkişiden alınan raporda; davacının yaptığı tedavi giderinin 15.348,65 TL olduğu, sonrasında yapılacak masrafların ise 10.000,00 TL olarak taktir edildiği, buna göre toplam tedavi giderinin 25.348,68 TL olması gerektiği kanaatine varılmış, rapor yasal ve yeterli görülmüştür.
13-Maddi tazminat yönünden aktüerya bilirkişilerinden rapor ve ek raporlar alınmıştır. En son alınan 26/01/2023 tarihli raporda; davalı …’nın %100 kusurlu olduğu, sürekli iş göremezlik oranının %63, geçici iş göremezlik süresinin 18 ay olduğu, 4 ay süreyle bakıcı yardımına gereksinim duyduğuna ilişkin tespitler ve davacının maaş bordrosu nazara alınarak gelirinin asgari ücrete oranlanarak TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplama sonucu geçici iş göremezlik tazminatı 70.354,82 TL, bakıcı gideri 8.118,00 TL, sürekli iş göremezlik zararı ise 4.082.752,46 TL hesaplanmıştır. Raporda talep edilmemesine rağmen tedavi gideri olarak 15.183,79 TL tespit edilmiştir.
14-Davacı vekili 23/03/2023 tarihli dilekçesiyle davacı müvekkilinin 40.000-TL olarak talep edilen sürekli iş göremezlik zararı alacağını şimdilik 4.042.752,46-TL artırarak 4.082.752,46-TL, 4000-TL olarak talep edilen geçici iş göremezlik zararı alacağını şimdilik 66.354,82-TL artırarak 70.354,82-TL, 1000 bakıcı gideri zararı alacağını şimdilik 7.118,00-TL artırarak 8.118,00-TL, 5000 tedavi gideri zararı alacağını şimdilik 10.183,79-TL artırarak 15.183,79-TL olmak üzere toplam 4.126.409,07-TL olarak maddi tazminat miktarını belirlemiş, eksik peşin harcı ikmal etmiştir.
15-Davacı vekilinin belirli hale getirme dilekçesinde 70.356,82 TL 18 aylık geçici iş göremezlik tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakta ise de, Samsun Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün 22/05/2023 tarihli yazısı ekindeki maaş bordrosundan geçici iş göremezlik süresi içerisindeki davacının maaş ve ek ödemelerinin gösterildiği, geçici iş göremezlik süresi içerisinde yoksun kalınan gelirin bulunmadığı anlaşılmakla geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiştir.
16-Alınan 26/01/2023 tarihli aktüerya raporu dosya kapsamındaki bilgi, belgelere uygun olması, rapor yönteminin doğru olması sebebiyle hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış, davacı tarafın belirli hale getirme dilekçesi/talep nazara alınarak 4.082.752,56 TL sürekli iş göremezlik ve 8.118,00 TL bakıcı giderine hükmetmek gerekmiştir. Tedavi gideri yönünden 26/01/2023 tarihli aktüerya raporunda hesaplama yapılmış ise de mahkememiz ara kararında bu yönde bir görevlendirme bulunmadığından raporun bu kısmı hükme esas alınmamış, Adli Tıp Uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan rapora göre 25.348,65 TL tedavi gideri bulunduğu anlaşılmış, talep nazara alınarak 15.183,79 TL’ye hükmedilmiştir. Her ne kadar aktüerya hesabı hususunda 17/10/2022 tarihli dilekçe ekinde uzman görüşü sunulmuş ise de, mahkemece alınan raporun dosya kapsamına uygun yasal ve yeterli olduğu anlaşılmış, uzman görüşüne itibar edilmemiştir.
17-Manevi tazminat değerlendirmesi; TBK 56. maddesi gereği bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önüne alınarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
18-22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
19-İş bu davada manevi tazminat miktarına hükmederken davalı sürücünün %100 (matematiksel olmadan) oranında kusurlu olması ile davacının %63 sürekli malüliyeti ve 18 aylık geçici iş göremezlik süresinin yanında davalı sürücünün ekonomik ve sosyal durumu ile paranın özellikle kaza tarihi olan 2018 yılındaki satın alma gücü, ülkenin ekonomik gerçekleri ve talep miktarı nazara alınarak talep edilen miktarın zenginleşmeye yol açacak miktarda olduğu değerlendirilmiştir. Yukarıdaki veriler ve dosyaya yansıyan diğer bilgi, belgeler ile davacı tarafa ödenen maddi tazminat miktarı ile davalı sürücü/işletenin ödeme kabiliyeti değerlendirilerek 25.000,00 TL manevi tazminata hükmetmenin hak, nesafet ve adalet kuralına uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
20-Faiz başlangıcı ve faiz türü değerlendirilmesi: davalı … sürücü ve işleten olup sorumluluğu haksız fiile dayandığından kaza tarihinden itibaren faizden sorumludur. Davalı sigorta şirketi yönünden ise ZMMS Poliçe Genel Şartları B.2. Tazminat Giderlerin Ödenmesi başlıklı maddenin 2.1 maddesine göre genel şartlar ekindeki tüm belgelerin sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatın ödenmemesi halinde sigortacı yönünden temerrüt gerçekleşecektir. Davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapılmış ise de poliçe genel şartları ekindeki tüm belgelerin özellikle yöntemine uygun sağlık raporunun ibraz edilmediği anlaşılmakla dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Davalı tarafa ait aracın kullanım şekli hususi/yolcu nakli olduğundan faiz türünün ise yasal faiz olması gerektiği anlaşılmıştır.
21-Kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe limiti 360.000,00 TL olduğundan davalı T.Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmakla bu şekilde hüküm kurulmuştur.
22-İhbar olunan … Sigorta A.Ş vekili tarafından müterafik kusur itirazı ileri sürülmüştür. Hemen belirtelimki ihbar olanan davada taraf olmadığından hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Davalı tarafın müterafik kusur yönünden herhangi bir itirazı mevcut değildir. Esasen bu yönden yapılan değerlendirmede ise ceza dosyasına yansıyan bilgi belgelerden ve beyanlardan davalının kaskının bulunduğu anlaşılmakla ve yaralamanın niteliği nazara alındığında müterafik kusur indiriminin yapılması gerekmemiştir.
23-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı anlaşılmış ise de 6325 sayılı Yasanın 18/A-18. maddesine göre özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanması mümkün değildir. Davacı taraf KTK 97. maddesi kapsamında dava tarihi öncesi sigorta şirketine başvuru yaptığı anlaşılmakla yargılama gideri olarak tahsili gereken arabuluculuk ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur (Yargıtay 4. HD’nin 2021/23273 Esas 2022/901 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Maddi tazminat yönünden: 4.082.752,46 TL sürekli iş göremezlik, 8.118,00 TL bakıcı gideri, 15.183,79 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 4.106.054,25 TL’nin (davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu kaza tarihindeki limit 360.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalı …’dan 17/08/2018 kaza tarihinden, davalı T.Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Geçici iş göremezlik talebinin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 280.484,56 TL harçtan maddi tazminat için peşin alınan 170,77 TL ile ıslah harcı olarak alınan 13.069,11 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 1.079,05 TL olmak üzere toplam 14.318,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 266.165,63-TL harcın davalılardan (davalı … A.Ş 23.336,19 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak hazineye irat kaydına
4-Kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 270.121,09 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … A.Ş. 53.400,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen maddi tazminat yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden ve red sebebi ortak olmakla yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 11.256,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
II-Manevi tazminat talebi yönünden: 25.000,00 TL manevi tazminatın 17/08/2018 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
1-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.707,75 TL harçtan manevi tazminat için peşin alınan 853,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,88 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına

2-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Red edilen manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
III-Davacı tarafça sarf edilen 958,46 TL posta masrafı, 7.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.958,46 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 7.427,43 TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … A.Ş. 647,26 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
IV-Davacı tarafça maddi talep yönünden başlangıçta yatırılan peşin, başvuru ve vekalet harcı toplamı 1.176,45 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 13.069,11 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 1.079,05 TL harç olmak üzere toplam 15.324,61 TL harcın davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
V-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı anlaşılmış ise de 6325 sayılı Yasanın 18/A-18. maddesine göre 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
VI-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
VII-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin ve davalı T.Sigorta A.Ş. Vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır