Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/490 E. 2023/810 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/490 Esas – 2023/810
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/490
KARAR NO : 2023/810

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 13/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/04/2017 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün yaralanarak ATK raporu ile de sabit olduğu üzere 3 ay geçici olmak üzere %7 oranında sürekli malul hale geldiğini, kazanın oluşumunda … plaka sayılı aracın kusurlu olduğunu, davalı tarafa yapılan başvuruya rağmen davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığını, beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL cismani zarar tazminatının kaza tarihi olan 03/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/07/2023 tarihli celsedeki beyanında dava değeri olarak belirtilen 1.00,00 TL’nin 50 TL’sinin sürekli iş göremezlik zararına 950,00 TL’sinin geçici iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu belirterek talebini açık hale getirmiştir.
Davalı vekili 10/08/2020 tarihli dava cevap dilekçesinde özetle ; davanın zamanaşımına uğradığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça aynı kazaya ilişkin olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’n başvuru yapıldığını ve itiraz hakem heyeti tarafından başvurunun usulden reddine karar verildiğini, kesin hüküm nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, kazadaki kusur durumunun tespiti için dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek davanın öncelikle kesin hüküm nedeniyle reddini, aksi kanaat olması halinde davanın tümden reddini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Sigorta şirketine başvuru dilekçesi, Arabuluculuk son tutanağı, 05/04/2019 tarihli Katü raporu, Sigorta tahkim Komisyonu’nun 2019/65026 sayılı dosyası, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinden, Samsun Gazi devlet Hastanesinden Tokat Devlet Hastanesinden gelen tedavi evrakları, 24/07/2020 tarihinde ilkadım Sosyal Güvenlik merkezinden gelen cevabi yazı, … Sigorta A.Ş’den gelen hasar dosyası, Samsun CBS 2017/10530 esas sayılı dosyası, Ceza dosyasında aldırılan 30/09/2019 tarihli kusur raporu, Trafik Bilirkişisinden aldırılan 17/12/2020 tarihli kusur raporu, mahkememizce aldırılan 06/05/2021 tarihli ATK kusur raporu, Omüden alınan 25/06/2021 tarihli maluliyet raporu, Samsun Eğitim ve Araştırma hastanesinden gelen tedavi evrakları, 27/07/2022 tarihli ATK raporu, Atakum Şehit Recep Tokur Polis Merkezinden gelen ekonomik ve sosyal durum araştırma yazısı, Gazi Polis Merkezinden gelen cevabi yazı, Adli Tıp Kurumunun 14/03/2023 tarihli rapor, 05/06/2023 tarihli Aktüerya raporu, 27/06/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesi ile görev, yetki ve kesin hüküm itirazında ve zamanaşımı definde bulunmuş olup burada öncelikle usule yönelik itirazlar değerlendirilecek ve sonrasında davanın esasına geçilecektir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak görülür. TTK’nın 5/1. Maddesine göre, ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Eldeki davada, davalı sigorta şirketine, zarara sebep olduğu ileri sürülen aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet tevcih edilmiş olup, sigorta hukuku TTK’nın 6. kitabında 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, TTK’da düzenlenen hususlardan olduğu veçhile, uyuşmazlık ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülecektir ve davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur (Bkz: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2019 tarih ve 18839/9369 sk.).
6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, davacının yerleşim yeri Samsun olup, davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu 2019/65026 esas sayılı dosyasının incelenmesinde uyuşmazlık hakemi tarafından 24/12/2019 tarih ve K2019/104398 karar sayılı kararı ile başvurunun kabulü ile 26.405,42 TL sürekli iş göremezlik zararı ve 3.812,25 TL geçici iş göremezlik zararına ilişkin toplam 30.217,67 TL’nin 08/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline dair verilen karara sigorta şirketince yapılan itiraz üzerine verilen itiraz hakem 01/04/2020 2020/İHK-7150 sayılı kararı ile usulüne uygun rapor sunulmadığından başvurunun usulden reddine hakem kararının kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesin nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Hakem kararının itiraz hakem heyetince kaldırıldığı ve dosyadan esasa ilişkin karar verilmeksizin başvurunun usulden reddine karar verildiği anlaşılmakla dava vekilinin kesin hüküm itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalılar vekili zamanaşımı definde bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK’nın 109/2 maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 72/1.maddesi c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereğince ve 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (Çelik, Ç. Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, s.787).Eldeki davada, kaza 03/04/2017 tarihinde gerçekleşmiş ve dava 21/07/2020 tarihinde açılmış olup, davanın süresinde açıldığı anlaşılmış ve zamanaşımı def’i reddedilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; Davalı sigorta şirketine … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olması nedeni ile husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
… Sigorta A.Ş tarafından dosyaya sunulan Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin incelenmesine, … plakalı aracın 17/12/2016-2017 tarihinde kişi başına maddi kaza başına limitin 62.000 TL, ölüm ve sakatlanma kişi başına 310.000 TL limitle sigortalandığı, anlaşılmıştır.
Samsun 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/716 Esas sayılı dosyasında aldırılan 30/09/2019 tarihli kusur raporunun incelenmesinde; sürücü … idaresindeki minibüs ile bölünmüş yolda geldiği olay mahalli kavşakta sola dönüş yapmak istediğinde; dikkatli olması, yolu etkin bir şekilde kontrol etmesi ve kural gereği; karşı yönden seyirle gelip, düz seyretmek isteyen motosiklete ilk geçiş hakkını verdikten sonra, güvenli bir ortam oluştuğundan emin olduğunda dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken, bu kurala riayet etmeden kontrolsüzce sola dönüş yapması sonucu, ilk geçiş hakkı bırakmadığı motosiklet ile çarpışmalarına sebebiyet verdiği olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla asli kusurlu, sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile gündüz vakti olay mahalline geldiğinde hızını meskun mahal kavşak şartlarına uygun olarak ayarlamamamış, müteyakkız davranmamış, geldiği olay yerinde, kavşaktan dönüş yapmak için sola manevra yapan minibüse tedbirde gecikerek çarpmayı önleyemediği olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara davranışı nedeniyle tali kusurlu olduğu görüşü mütalaa edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce olayın krokili oluş şeklinin ve tarafların kusur durumlarının tespiti için dosya Trafik Bilirkişisine tevdi edilmiş bilirkişiden 17/12/2020 tarihli rapor aldırılmıştır. Raporun incelenmesinde; … plakalı minibüs sürücüsü …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53/1-b maddesinde yer alan (Sola dönüş kurallarına riayet etmemek ve 47/1-c maddesi (Trafik işaret levhalârı, cihazları ve yer işaretleme ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak) kuralını ihlal ettiği; … plakalı motosiklet sürücüsü … ise; Aynı kanunun 52/1-a maddesinde yer alan kavşaklara yaklaşırken dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve oönarim alanlarına girerken, hızlarını azaltmamak) kuralını ihlal ettiği; yüzdelik olarak herhangi bir değerlendirme yapamadığını beyan eden raporu dosyaya ibraz etmiştir.
Tarafların kusur durumlarının yüzdesel olarak belirtilmemesi nedeniyle dosya Mahkememizce Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş 06/05/2021 tarihli rapor aldırılmıştır. Raporun incelenmesinde: davalı taraf sürücüsü …’ın % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ün % 25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu görüşü mütala edilmiştir. Alınan bu rapor olayın oluşuna ve tüm dosya kapsamına uygun bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Davacının kaza tarihinde yürürlükte bulunan “30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte”ki yönteme göre ve en az 7 hekim imzası bulunmak üzere geçici/sürekli iş göremezlik durumunun tespiti için 19 Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Anabilim dalına sevki sağlanmış, 25/06/2021 tarihli rapor aldırılmıştır. Raporun incelenmesinde: davacının 03.04.2017 tarihinde meydana gelen; nazal ve sol el 5. metakarpal kemik fraktürüne, ince bağırsak herniasyonuna neden olan yaralanmasının kişinin sürekli maluliyetine neden olmadığı, her olguda tedavi ve iyileşme süresi değişkenlik göstermekle birlikte, geçici iş göremezliğine neden olan yaralanmasının iyileşme süresinin olay tarihinden 03.04.2017 itibaren 3 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Karadeniz Teknik Üniversitesinden aldırılan 05/04/2019 tarihli rapor ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi hastanesinden aldırılan 25/06/2021 tarihli raporlar arasında çelişki oluşması nedeniyle dosyamız ekleriyle birlikte İstanbul Adlı Tıp İkinci Üst Kurulu’na gönderilerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi istenmiş, alınan 27/07/2022 tarihli raporda özetle; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; davacının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre; tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği, kişinin başka birisinin sürekli ya da geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı görüşü mütalaa edilmiş rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Alınan bu rapora davacı vekili itiraz etmemiş olup raporun dosya kapsamına uygun olması, kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olması, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması raporlar arasındaki çelişkiyi gidermesi sebebi ile hükme esas alınmıştır.
Aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 05/06/2023 tarihli raporda özetle, davacının geçici iş göremezlik zararının 2.859,19 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle geçerli sigorta poliçe teminat limitinin kişi başı sakatlanma ve ölüm sağlık gideri olduğu, davalı sigorta şirketi nezdinde 17/12/20196-2017 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın ticari kullanıma mahsus olduğu, davacı tarafça yasal faiz talep edildiğine dair iş bu raporun mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 27/06/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik alacağı olarak toplamda 1.000 TL yi 1.859,19 TL ye yükseltmiştir.
Toplanan delillerden; 03/04/2017 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazasında sigorta araç sürücüsünün %75 oranında,davacının %25 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olarak hazırlanan ATK raporu ile davacının sürekli maluliyetinin oluşmadığının ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 ay olduğunun tespit edildiği, kaza tarihinde davacının emekli olduğu ancak aynı zamanda kurye olarak çalıştığı, kazanın da yaptığı iş esnasında meydana geldiği, pasif dönemde olmasına rağmen gelir getirici bir işte çalışması sebebi ile iyileşme sürecinde en az asgari ücret tutarı kadar kazanç kaybına uğradığı, mahkememizce alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporuna göre davacının kaza sebebi ile oluşan geçici iş göremezlik zararının 2.859,19 TLolduğu, davacının kusuruna denk gelen zarar miktarından davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alınarak davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının (2.859,19*75/100)2.144,39 TL olduğu, SGK ve davalı sigorta şirketi tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla kalıcı maluliyetinin oluşmaması nedeni ile sürekli iş göremezlik zarar isteminin reddine, 2.144,39 TL geçici iş göremezlik zararının davalıdan tahsiline karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine 24/06/2019 tarihinde başvuru yapıldığına ilişkin kaydın hasar dosyası ile dosya içerisine sunulduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden 8 iş günü sonrasına tekabül eden 05/07/2019 tarihinden itibaren temerrüt oluştuğu anlaşılmış ve talep gibi yasal faize hükmedilmiştir.
Müterafik kusur yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 s. TBK’nın 52. maddesine göre, zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Hazırlık dosyasında alınan ifadeler, davacının isticvap beyanı kaza tespit tutanağı maluliyet raporu, alkol ölçüm sonucu birlikte değerlendirildiğinde davacının kaza esnasında kaskının takılı olduğu, yeterli sürücü belgesinin olduğu dikkate alındığında dosya kapsamında müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirecek bir olgu tespit edilememiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
i-Davacının sürekli iş göremezlik tazminat istemine ilişkin talebinin reddine,
ii-2.144,39 TL geçici iş göremezlik zararının 05/07/2019 tarihinden itibaren işlyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 144,48 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın ve tamamlamada alınan 6,35 TL harcın toplamı olan 60,72 TL mahsubu ile bakiye 83,73 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
Davacı tarafça yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 6,35 Tl tamamlama harcının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
Davacı tarafından yapılan 7.008,59 TL bilirkişi ve ATK ücreti ve 1.077,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam; 8.085,59 TL yargılama giderinden kabul miktarına göre hesaplanan 6.064,19 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 5,50 TL yargılama giderinden ret miktarına göre hesaplanan 1,38 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince kabul miktarına göre hesaplanan 2.144,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince ret miktarına göre hesaplanan 714,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320 TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair, tarafların yüzünde sürekli iş göremezlik yönünden gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere geçici iş göremezlik yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.04/07/2023

Katip
¸

Hakim
¸