Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. 2021/274 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/477 Esas – 2021/274
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/477
KARAR NO : 2021/274

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :
2-…
3-…
VEKİLİ : Av
DAVALI : .
VEKİLİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KAR. YAZ. TARİHİ : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Mahkememize verdiği 02/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında buğday alımı ve davalıya un satımı yine davalı hesabından … sigortalı ihracat ticareti yaptıklarını, davalının 2018 yılında davacıya satmayı düşündüğü buğdayın teminatı olarak 24/12/2018 tarih 25/01/2019 vade tarihli sıralı borçlularının müvekkili ve …ile … olan 14 adet senedi teminat olarak aldığını, cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davacının davalıdan 1.656.006,45 TL alacaklı olduğunu, ancak davalı tarafından 14 adet senedin iade edilmediğini, davalının gönderdiği mutabakatta 12 adet senedin konusuz kaldığını 2 adet senetten borçlu olduğunu beyan ederek bu iki adet senedin borcunun ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin de 2 adet senedin kötüniyetli kişilerin eline geçebileceği nedeniyle davalı tarafa Çorum 2.Noterliğinin 17/02/2020 tarih ve 6227 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ve halen de aralarında ticaretin olduğu bunda sonrada olacağı düşüncesi ile ihtar çektiğini, davalı tarafın ihtarın eline geçmesi akabinde iki adet senedi Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/18114 Esas sayılı dosyasıyla takibe koyduğunu, sadece güven duygusunun tesisi için verilmiş olan senetlerin takibe konu edilmesinin kötüniyetli olduğunu beyanla müvekkilinin Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/18114 Esas sayılı dosyasından ve takibe konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili 21/08/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan 2 adet senedin ödeme aracı olarak verildiğini, bedellerinin tahsil edildiğini, davacı tarafın senetlerle borçlu olduğunu ikrar ettiğini, bu hususun haciz tutanağına yansıtıldığını, tutanağın yırtılması sebebiyle suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı tarafın ayrıca Mahkememizin 2020/463 Esas sayılı dosya ile dava açtığını, senetlerin teminat senedi olmadığını, ödeme aracı olarak verildiğini, icra dosyasından borcun tamamen ödendiğini, teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 26/08/2020 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; takip konusu senetlerin herhangi bir borca karşılık verilmediğini, her iki tarafın ticari defterleri (e-fatura, e-arşiv) ve vergi dairesi kayıtları incelendiğinde taraflar arasında bu senetlerin karşılığı olarak herhangi bir ticaretin yapılmadığının açık ve net olarak görüleceğini, dava konusu senetleri kapsayan herhangi bir ticaret ve para alışverişi bulunmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 21/08/2020 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının cevaba cevap dilekçesini kabul etmediklerini, cevap dilekçelerini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2020/205 Esas 2020/190 Karar sayılı 03/03/2020 tarihli kararıyla arabuluculuk özel dava şartı gerçekleşmemesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davalı tarafından taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle istinaf edilen bu karar Samsun BAM 3. Hukuk Dairesinin 2020/602 Esas 2020/823 Karar sayılı kararıyla Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2020/85 Esas 2020/454 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik bağlayıcı kararı uyarınca kaldırılarak mahkememize geri gönderilmiş, mahkememizin 2020/477 Esas sırasına kaydı yapılan dava dosyasının yargılamasına devam olunmuştur.
Toplanan deliller.
Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/18114 Esas sayılı dosyası sureti, Samsun Tekkeköy 2.Noterliğinin ..yevmiye 06/03/2020 tarihli ihtarnamesi, takibe konu senet suretleri, 25/07/2016 tarihli ticaret sicil gazetesi suretleri, Çorum 3.Noterliğinin 27/09/2019 tarih ..yevmiye ve 28/08/2019 tarih .. yevmiye nolu ödememe protestosu suretleri, Çorum 2.Noterliğinin .. yevmiye 17/02/2020 tarihli ihtarnamesi, davalı tarafın muavin defterleri, mahkememizin taraflar arasındaki 2020/463 Esas sayılı dava dosyası.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla Mali Müşavir …’tan alınan 08/11/2020 tarihli bilirkişi raporu, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için Mali Müşavir Erdal Yılmaz’dan alınan 27/01/2021 tarihli bilirkişi raporu, Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/3488 Soruşturma sayılı dosyası sureti, SMMM … Kola, YMM … ve Hukukçu …’dan oluşan heyetten alınan tarafların defterlerinin incelenmesine ilişkin 13/04/2021 havale tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, takip tarihinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki olduğu, işbu ticari ilişki sırasında davacı tarafından davalıya 14 adet teminat senedinin verildiği, 12 tanesinin davacıya iade edildiği, iki tanesi hakkında ise davalı tarafından Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/18114 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçildiği, davacıların ise işbu icra dosyası ve dayanağı senetlerle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/18114 Esas sayılı dosyasının dayanağı 24/12/2018 tanzim 25/08/2019 vade tarihli 100.000,00 USD bedelli ve 24/12/2018 tanzim 25/09/2019 vade tarihli 100.000,00 USD bedelli iki adet senet olup, senetlerin borçlusu davacılar, alacaklısı ise davalı olup, malen kaydını ihtiva etmektedir. Davacı taraf işbu senetlerin teminat maksatlı verildiğini, herhangi bir ticarete karşılık verilmediğini, bu nedenle borçlu olmadığını ileri sürerken, davalı taraf senetlerin ödeme aracı olarak verildiğini iddia etmektedir. Bu durumda HMK 6.maddesi gereği davacılar senetlerin teminat senedi olduğunu bu senetlerle herhangi bir ticaret yapılmadığını, dolayısıyla senetlerle borçlu olmadığını HMK’nun 200 vd.maddeleri gereği yazılı/kesin delillerle ispat etmelidir.
Öncelikle takip dayanağı senetlerin teminat senedi olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılması gerekmektedir. Hukuk Genel Kurulunun 20/06/2001 tarih ve 2001/12-496 Esas Karar sayılı ilamında ve müstekar Yargıtay kararlarında açıklandığı üzere bir senedin teminat senedi olduğu iddiasının hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerinde yazılmak suretiyle yada yazılı bir belgeyle ispatlanması gerekmektedir. Senet asılları mahkememizce incelenmiş, senet üzerinde teminat senedi olduğunu ve neyin teminatı karşılığı verildiğine ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı gibi teminat senedi olduğunu gösterir ayrı bir sözleşme de ibraz edilmemiştir. Senetlerin düzenlenme sebebi malen olup, davalı taraf cevap dilekçesi ve diğer beyanları ile senetleri talil etmemiş, ispat külfetini üzerine almamıştır. Davacıların yemin delilide bulunmadığına göre davacılar senetlerin teminat amaçlı olarak verildiğini yazılı kesin delillerle ispatlayamamıştır.
Dava dilekçesinden senetlerin teminat amaçlı olarak verildiği yanında bu senetlerle bir ticari ilişkide bulunulmadığı yani cari ilişki olmadığı da ileri sürülmüştür. Davacılar arasında şirkette bulunması sebebiyle bu yönden tarafların ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiştir. Bilindiği üzere ticari defterlerin delil olması HMK’nun 222.maddesindeki şartların varlığına bağlıdır. Buna göre uyuşmazlık tarihinde her iki tarafın tacir olması, uyuşmazlığın her iki tarafın defterine geçirmesi gereken ortak bir ticari işten kaynaklanması, defterlerin kanuna uygun tutulması, uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak deftere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulaması ve karşı tarafın ileri sürülen iddiasının aksinin kendi ticari defterleri veya diğer delillerle ispat edilememiş olması gerekmektedir.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için gerekli şartlar ise HMK 222/3 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre işletmenin mahiyet ve önemini gerektirdiği bütün defterlerin tutulmuş olması, TTK hükümlerine uygun olarak açılış kapanış kayıtlarının yapılması, bütün defterlerin kapsamının birbirini doğrulaması, uyuşmazlığa konu alacağın defterde kayıtlı olması, kayıtların diğer tarafın defterlerinde de yer alması, kayıtların defterine dayanan tarafın kayıtlarına aykırı olmaması, diğer tarafın ticari defterlerinde hiç kayıt bulunmaması, diğer tarafın aynı şartlara uygun tutulmuş defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerekmektedir. Diğer tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması halinde defterlerini delil olarak bildiren tarafın defterinde yer alan kayıtların diğer taraf defterlerinde de yer alması gerekir. Davacı şirketin ve davalı tarafın usulüne uygun tutulmuş ve lehine delil olan defter kayıtları diğer tarafın defter kayıtlarında olmadığı sürece değer kazanmaz. Bu durumda defterine dayanan taraf iddiasını yine başkaca delillerle ispatlamalıdır.
Alınan bilirkişi raporlarından davacı şirketin ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, lehe delil niteliğinde olduğu, ancak dava konusu yapılan senetlerin davacı şirket defterinde kayıtlı olmamasına karşın davalı tarafın defterinde kayıtlı olduğu ve karşılığında ödeme gözükmediği, yani ticari defter kayıtlarının birbirine aykırı olduğu, bu şekilde davacı şirketin ticari defterleri ile de senetler ile borçlu olmadığını ispatlayamadığı, başkaca yazılı delili olmadığı gibi, yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla takip konusu senetlerin teminat senedi olduğu ve senetler dayanağı takip dosyasıyla borçlu olmadığını davacı şirketin ticari defterleri ve diğer yasal delilleri ile ispatlayamadığı sonucuna varılmakla davanın reddi gerekmiştir.
İş bu davada ispat yükü kendisine düşen davacıların yukarıda açıklanan gerekçelerle senetlerin teminat amaçlı verildiğini ve bu nedenle takip dosyası ile borçlu olmadığını ispatlayamadığı tespit edilmiş olmakla beraber, davacı şirketin Çorum 2.Noterliğinden keşide ettiği 17 Şubat 2020 tarih 06227 yevmiye nolu ihtarnamede takip konusu senetlerin ödenmediğini ikrar ettiği gibi Çorum İcra Müdürlüğü’nün 2020/140 Talimat dosyasında yapılan 02/03/2020 tarihli haciz sırasında davacı şirket yetkilisi olduğu anlaşılan davacı gerçek kişilerin takip konusu dosya ana para faiz ve masraflarını kabul ettikleri görülmektedir.
Davacılar vekili davalının ticari defterleri hakkındaki bilirkişi raporuna karşı 04/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile kur farkı faturasının bulunmadığını, davalı defterlerinin bu yönden usulsüz olduğunu ileri sürmüş olup, bu husus son bilirkişi raporunda da vurgulanmış ise de, işbu davanın konusunun takip dosyası dayanağı iki adet senedin teminat amaçlı verilip verilmediği, bu nedenle davacının borçlu olup olmadığına ilişkin olduğu işbu davanın konusu olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı arasında mahkememizin 2020/463 Esas sayılı derdest dosyasının bulunduğu tespit edilmiş olup, bu dosyanın konusunun ise taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacı tarafından yapılan takibe karşı itirazın iptaline ilişkin olduğu, dosyalar arasında bağlantı olmakla birlikte ispat kurallarının her iki dosya yönünden aynı olmadığı görülmekle birleştirilmesi cihetine gidilmemiştir.
Davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olup, bu hususta karar verilebilmesi için davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve daha önceden ihtiyati tedbir kararı verilip davalı tarafın bu tedbir sebebiyle alacağına geç kavuşmuş olmaktan doğan zararının bulunması gerekmektedir. Oysa mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilmediği gibi davalı taraf yapılan takip sırasında ödeme ile alacağına kavuştuğu görülmekle yasal şartları oluşmayan bu talebin reddi gerekmiştir.
Dava menfi tespit olarak açılmış, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2020/18114 Esas sayılı dosyanın ekran görüntüsünden 07/07/2020 tarihi itibariyle kapalı olduğu (İcra Dairesinin cevabından ise son tahsilatin 07/08/2020 tarihinde yapıldığı), yani yargılama aşamasında senet bedellerinin ödendiği, bu durumda davaya istirdat davası olarak devam edilmesinin gerektiği, bu yönde herhangi bir beyanın bulunmadığı tespit edilmiş ise de, verilen kararın niteliği itibariyle sonuca etkili olmadığı görülmüş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 20.987,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla yatan 20.927,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 75.812,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 50,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 950,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2021

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır