Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/461 E. 2022/147 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/461 Esas – 2022/147
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/461
KARAR NO : 2022/147

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu 14/07/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tacir sıfatına haiz davacı …’ın kendi işletmesinde kullanmak amacıyla 21.05.2020 tarihinde … plakalı (… eski plakalı), …model aracı ….Noterliğinin … yevmiye nolu işlemi ile ticari amaçla araç alımı ve satım işi ile uğraşan … isimli şahıstan 27.000 TL bedel karşılığında satın aldığını, aracın ilanda hiçbir kusurunun bulunmadığının belirtilmiş olması üzerine satın alındığını, ancak aracın satın alınmasından hemen sonra … Karayolunun 60. km.’sinde seyir halinde iken aracın aniden arıza yaptığı ve daha sonrasında çalışmadığını, satıcı ile iletişime geçilmişse de çözüm odaklı cevap alınamaması üzerine aracın çekici yardımıyla … ilinde bulunan … servisine götürüldüğünü, davalıya …Noterliğinin …tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile araçtaki ayıpların bildirildiği, araçta bulunan gizli ayıplara karşı Çorum 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/9 d.iş sayılı dosyası üzerinden tespit yapıldığını, satıcının araçta bulunan ayıpları bildirmeden aracı sattığı sabit olmakla, davanın kabulü ile davacının uğramış olduğu zararın şimdilik 1.000 TL (tespit edildiğinde belirli hale getirilmek kaydı ile) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve yargılama gideri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 24/08/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davayı kabul etmemekle beraber davanın süresinde açılmadığını, aracın satış bedelinin 24.500 TL olduğu tarafların anlaşması ile satış bedelinin 27.000 TL olarak gösterildiğini, ilanda 26.500 TL olan aracın 27.000 TL ye satılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıya talebinin açıklattırılması gerektiğini, davacının aracı satmadan önce davacıda kaldığı süre göz önüne alındığında iddia edilen gibi bir durumun fark edilmemesinin mümkün olmadığını, iddia edilen zararın satıştan önce olduğuna dair bir delilin mevcut olmadığını, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller, dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Satış sözleşmesi, ihtarname, Çorum 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/9 d.iş sayılı dosyası, 03.03.2021 tarihli bilirkişi raporu, Çorum Kalaycılar ve Hırdavatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü, Çorum Vergi Dairesi ve Gaziler Vergi Dairesi yazı cevapları.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Tacir’in tanımının yapıldığı 6102 sayılı TTK m.12’ye göre, “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”

Esnaf’ın tanımının yapıldığı TTK m.15’e göre, “(1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.”
Bu açıklamalar ışığında, somut olaya bakıldığında; uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davaya konu davacının davalıdan almış olduğu aracın ayıplı olup olmadığı olarak gösterildiği anlaşılmakla bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme mevcut değildir. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olmasına ve her iki tarafın tacir olmasına bağlıdır. … Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan gelen yazı cevabından davacının 20/09/2017 tarihinde … faaliyetine basit usul olarak başladığı ve 01.01.2018 tarihinden itibaren Gerçek Usul mükellef olduğu ve faaliyetine devam ettiği, işletme hesabına göre defter tuttuğu, gelir giderinin Vuk ile belirlenen sınırı aşmadığı, Çorum Kalaycılar ve Hırdavatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığının yazı cevabından …ın odalarında 29/03/2019 tarih ve 3 nolu yönetim kurulu kararı ile Reklamcı ve Tabelacı olarak kayıtlı olup halen aktif üye olduğu bildirmiş olup davacının tacir olmadığı sabittir. Zira, davacının ticaret sicil kaydının, herhangi bir şirket ortaklığının, bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalının tacir olması davayı ticari hale getirmeyecektir.
Buna göre, davacı her hâlde tacir değildir ve taraflar arasında bir tüketici işlemi de bulunmadığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerince çözüme kavuşturulması gerektiğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin eldeki davaya bakmakta görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114(1)-c), 115/(2), 138(1) maddeleri gereğince davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmakta görevli mahkemenin Samsun Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
5-Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olduğundan 6100 sayılı yasanın 331/2 hükmü gereğince davaya başka bir mahkeme tarafından bakılması halinde yargılama harç ve giderlerinin söz konusu mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, mahkememiz kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama harç ve giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair;davacı vekilinin e- durşuma ile yüzünde, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
10/02/2022
Katip …

Hakim …