Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/443 E. 2021/554 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/443 Esas – 2021/554
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/443 Esas
KARAR NO : 2021/554

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması şeklinde gerçekleşen … tarihli trafik kazasında davacının yaralandığını ve geçici-sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, zararın karşılanması için davadan önce davalıya müracaat edilmiş ise de sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250-TL geçici ve 500-TL sürekli işgöremezlik ile 250-TL bakıcı gideri zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce davalıya yapılan müracaatın davacıdan kaynaklı sebeplerle sonuçlandırılamadığını ve buna göre 2918 s. KTK m.97 kapsamındaki dava şartının yerine getirilmediğini, davacının aynı taleplerle Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduğunu ve taleplerinin E.2019/65025 ve E.2019/115841 sayılı dosyalar üzerinden reddedildiğini, işbu davanın da kesin hüküm sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, davadaki taleplerin zamanaşımına uğradığını, … plakalı aracın 20.12.2016-2017 vade tarihli ZMMS poliçesi ile sigortalandığını ancak sigortacının sorumluluğunun sigortalısının kusur oranı ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı olduğunu, buna göre kusur, maluliyet ve aktüerya konusunda rapor alınması gerektiğini beyanla, davanın külliyen reddini dilemiştir.
Davacıya ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 13.07.2020 tarihli cevabi yazı ile, rücuya tabi ödeme yapılmadığı ve peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Kazaya ilişkin Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15.01.2019 tarih ve 274/30 sayılı dava dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: … plakalı araç sürücünün sanık ve davacının katılan sıfatıyla taraf olduğu dosyada, ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporundaki kazanın münhasıran araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği tespitine istinaden sonuca gidildiği ve davanın araç sürücüsünün neticeten 3.000-TL APC ile cezalandırılmasına şeklinde sonuçlanıp, kararın 15.01.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun E.2019/65025 ve E.2019/115841 sayılı dosyaları celp edilmiş olup, incelenmesinden: Davacı tarafından, dava dosyamıza da konu trafik kazası sebebiyle oluşan maddi zararın tazmini talebi ile yapılan başvuruların usuli eksiklikler gerekçe gösterilerek reddedildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan … tarihli kusur bilirkişi raporunda, özetle: Kazanın, münhasıran sigortalı araç sürücünün kusuru ile gerçekleştiği, davacının kazanın gerçekleşmesinde bir etkisinin bulunmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan … ve … tarihli maluliyet bilirkişi raporlarında, özetle: Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, davacının özür durumuna göre tüm vücüt fonksiyon kaybı oranının %5 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği, ayrıca halihazır durumu ile bakıcı gereksiniminin bulunmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan aktüerya bilirkişi raporunda, özetle: Davacının, TRH 2010 yaşam tablosuna ve progresif rant hesaplama yöntemine göre, 17.194,73-TL geçici ve 11.807,62-TL sürekli işgöremezlik zararının oluştuğu ve 12 aylık geçici işgöremezlik dönemine tekabül eden bakıcı gideri zararının 24.051,60-TL olduğu, buna göre toplam (17.194,73-TL + 11.807,62-TL + 24.051,60-TL) 53.053,95-TL zararının oluştuğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili 13.09.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; dava değerini geçi işgöremezlik yönünden 17.194,73-TL’ye, sürekli işgöremezlik yönünden 11.807,62-TL’ye ve bakıcı gideri yönünden 24.051,60-TL’ye artırdığını bildirmiş ve toplam 53.053,95-TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları ve bedel artırım dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının … tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı geçici ve sürekli işgöremezlik ile bakıcı gideri zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise usul ve esas yönlerden davanın reddini dilemiştir.
Davalı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun E.2019/65025 ve E.2019/115841 sayılı dosyalarına işaretle kesin hüküm dava şartı noksanlığını ileri sürmüş ise de, yukarıda belirtildiği üzere, davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan iki ayrı başvuru da usuli eksiklikler gerekçe gösterilerek usulden reddedilmiştir. Yani, anılan tahkim dosyaları, işbu davamız için kesin hüküm teşkil edecek şekilde esastan sonuçlandırılmamış olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir.
Davalı vekilinin, 2918 sayılı KTK m. 97’deki başvuru şartının gerçekleşmediği yönündeki itirazına gelince; davalı sigorta şirketine davanın ikamesinden evvel müracaatta bulunulduğu ve müracaatın 03.09.2018 tarihli yazı ile reddedildiği davalı sigorta şirketinden celbedilen belgelerden anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı, bir kısım eksiklikleri gerekçe göstererek davacının müracaatını reddetmiş olmakla temerrüte düşmüştür ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da yersizdir.
2918 sayılı KTK m. 109’un ilk iki fıkrası; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK m.109/2, 6098 sayılı TBK m.72/1, c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK m. 109/2 gereğince ve 5237 sayılı TCK m. 66’ya göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (ÇELİK, Çelik Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1.Baskı, s.787). Eldeki davada, kazanın … tarihinde gerçekleştiği ve davacının tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %5 olacak şekilde yaralandığı toplanan deliler ile sabittir. Buna göre, ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır ve davalı vekilinin zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında, davacının yaralandığı ve tüm vücüt fonksiyon kaybı oranının %5 olduğu, ayrıca iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği, kazanın münhasıran sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, davacının maluliyeti sebebiyle 17.194,73-TL geçici ve 11.807,62-TL sürekli işgöremezlik zararının oluştuğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Burada, bakıcı gideri yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmekte olup; mahkememizce alınan 30.04.2021 tarihli maluliyet raporunda iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği, 29.07.2021 tarihli raporda da halihazır durumu ile bakıcı gereksiniminin bulunmadığı belirtilmiştir. Davacının, bakıcı gideri gereksinimi olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılırken, rapor tarihi itibariyle mevcut durumunun nazara alındığı, geçici işgöremezlik süresi olan 12 aylık dönem için herhangi bir tespit yapılmadığı görülmektedir. Esasında, davacının iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceği saptandığına göre, bu dönemde %100 oranında malul sayılacağı ve bakıma muhtaç olacağı değerlendirilmeli, bakıcı gideri konusunda ayrı bir rapor alınması yoluna gidilmemelidir. Nitekim, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2020 tarih ve E.2018/2842, K.2020/2219 sayılı kararında, iyileşme süresi 18 ay olarak belirlenen davacının bu süre zarfında %100 malul olduğu nazara alınıp 18 aylık bakıcı giderinin hesaplanması ve hesaplanan miktar üzerinden hüküm kurulması gerektiği açıkça belirtilmiş, ilk derece mahkemesinin bakıma muhtaçlık konusunda aldığı bilirkişi raporuna istinaden 10 aylık bakıcı giderine hükmetmiş olması yerinde görülmemiştir. Aynı ilke ve esaslar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2020 tarih ve E.2019/3709, K.2020/7329 sayılı kararında da yinelenmiştir.
Bu sebeplerle; 17.194,73-TL geçici ve 11.807,62-TL sürekli işgöremezlik zararı ile 24.051,60-TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 53.053,95-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, davalının müracaatı reddettiği 03.09.2018 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kabul edilerek faiz türü yönünden taleple bağlı kalınıp 03.09.2018 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; 53.053,95-TL’nin 03.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.624,11-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 3.391,91-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.447,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 7.697-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. …

Katip …
¸

Hakim …
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.