Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2021/1013 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/440 Esas – 2021/1013
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/440
KARAR NO : 2021/1013
HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVACI :…
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :…
KARAR TARİHİ :…
KARARIN YAZ. TARİH :…
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle: … tarihinde … plakalı araç, … plakalı araç ve … plakalı araçların çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada … plakalı araç içinde yolcu konumunda bulunan davacı …’in yaralanarak sürekli malul hale geldiğini, kaza ile ilgili Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … soruşturma sayılı dosyada da sabit olduğu üzere … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kaza sonrasında davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını hasar dosyasının oluşturulduğunu ve müvekkiline cismani zarar tazmini olarak 25.860,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkilinin fark zararının tazmini için sigorta şirketine 17/02/2020 tarihinde yeniden başvuru yaptıklarını beyanla ibranamenin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL fark cismani zarar tazminatının temerrüd tarihi olan 04/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek temerrüd faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketin … tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirkete 13/06/2017-2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurunun bulunmadığını, maluliyet oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesinden kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri doğrultusunda inceleme yapılması gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılmış ise tazminat bedelinden indirilmesi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Toplanan deliller, dellilerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Samsun İl emniyet müdürlüğünden … plakalı aracın trafik tescil bilgileri istenmiş, … kaza tarihinde 2001 model Fıat marka (…) şase nolu otomobilin … adına kayıtlı olduğu, araç kaydının şahıs adına halen devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 20/07/2020 tarihli cevabi yazı ile; herhangi bir iş göremezlik ödemesi yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Davacının ekonomik ve sosyal durum araştırması için İlkadım ilçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmış gelen cevabinda davacının bakmakla sorumlu olduğu kimsenin olmadığı, gayrimenkulünün bulunmadığı, şahsın trafik kazası geçirdiği %50 engelli olduğu, annesinin vasisi olduğu ve annesinin emekli olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinden vesayet kararı istenilmiş gelen karardan; …’in 12/07/2018 tarihinde vesayet altına alındığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsünün Karayolları Trafik Kanunun 56/a-1 maddesinde “sürücülerin geçme, dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmeleri veya iki şeridi birden kullanmaları yasaktır.” kuralını ihlal etmesi ve 84/f ” doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma” trafik kanun ve kurallarını ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü … ve … plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin soruşturma dosyası uyap üzerinden celp edilmiş olup incelenmesinden; şüpheli …’ün kaza sonrasında vefat ettiği ve ölen şüpheli hakkında dava açılamayacak olması sebebiyle soruşturmanın KYOK ile sonuçlandığı, görülmüştür.
Davalı Sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan tazminat ödemesini gösterir dekont örneği ile ibraname örneklerinin dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 13/11/2020 tarihinde e-imzalı arabuluculuk tutanağını dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı …’e ait tedavi evraklarının Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hastahanesi’nden ve Samsun Medicalpark Hastanesinden geldiği dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce İstanbul ATK’dan alınan 10/09/2021 havale tarihli raporunda özetle; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek sağlık Kurulu Raporları hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütala edilmiştir.
Mahkememizce aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınan raporda özetle: Davacının … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda 9 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kalması nedeni ile oluşan maddi zararının 13.830,90 TL geçici iş göremezlik zararının oluştuğu, davalı … Sigorta Aş tarafından 21/01/2020 tarihinde gerçekleştirilen 25.860,00 TL tutarındaki ödeme ile davacının zararının tümüyle karşılandığı mütala edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle davalı vekilinin yetki ilk itirazının değerlendirilmesi gerekmekte olup; 6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen anılan 16. maddesinde esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetkinin sözkonusu olmadığı da açıktır. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda; vekaletnamedeki adresine göre davacının yerleşim yeri Atakum/Samsun olup, davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olan … plakalı araç ile … plakalı araç ve … plakalı araçların çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlikten oluşan zararın tazmini amacıyla iş bu davanın açıldığı , mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile kazanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği ve davacının kazanın gerçekleşmesinde bir etkisinin bulunmadığı, kaza tarihindeki yürütmelikte bulunan yönetmeliğe göre hesaplanan ve mahkememizce de benimsenen maluliyet raporunda davacının sürekli maluliyetinin oluşmadığının, davacının kaza sonrası iyileşme süresinim 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, hüküm kurmaya elverişli görülen aktüer bilirkişi raporu ile davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 13.830,90 TL olduğu, davalı … Sigorta Aş tarafından 21/01/2020 tarihinde gerçekleştirilen 25.860,00 TL tutarındaki ödeme ile davacının zararının tümüyle karşılandığı anlaşılmış ve dava tarihi itibariyle davacının talep edebileceği bakiye zarar bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davacı tarafından psikolojik durumu sebebi ile kendini tam olarak ifade edemediğinden bahisle yeniden rapor alınması talep edilmiş ise de dosyada mevcut İstanbul Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesi’nden kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca hazırlanan maluliyet raporu, hastahane evrakları ve kaza tespit tutanağı dikkate alınarak yeniden sevke lüzum görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç takdirine yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzünde karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı….
Katip …
¸

Hakim … ¸