Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/355 E. 2021/1126 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/355 Esas – 2021/1126
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/355
KARAR NO : 2021/1126

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALILAR : …
VEKİLİ : …
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KAR. YAZIM TARİHİ :…
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; … tarihinde saat 08:45 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Atatürk bulvarını takiben Liman Kavşağından DLH kavşağı istikametine sol şeritten seyir halinde TMO yaya ışıklarına geldiğinde aracın ön kısımları ile aynı istikamete orta şeritten aniden sol şeride kontrolsüz bir şekilde geçiş yapan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonete arka kısımlarından çarpması sonucu meydana gelen kaza neticesinde … yaralanmış ve kaza nedeni ile malül kaldığını, Kazası Tespit Tutanağında, “Kazanın oluşumunda, … plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı K.T.K. da yer alan ve sürücü asli kusurlarından sayılan 46/2-b(Aksine bir işaret bulunmadıkça, şerit değiştirmeden önce, gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklememek) maddesini ihlal ettiği, diğer sürücü …’ın ise kazanın oluşumunda kural ihlalinin bulunmadığı” şeklinde açıkça belirtildiğini, …’ın malüliyeti ile ilgili olarak, Samsun Bafra Devlet Hastanesi’nin … tarihli Erişkinler İçin Terör, Kaza Ve Yaralanmaya Bağlı Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporunda “Engel Oranının “%49(yüzde kırkdokuz) olduğunu, maliki … olan ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin kaza anında geçerli bir Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik)Sigortası bulunmadığını, Müvekkili Kurum tarafından %49 malüliyet oranı ile … tarihli olarak hazırlanan aktüerya raporuna istinaden 410.976,00-TL olarak belirlenen tazminat, POLİÇE TEMİNAT LİMİTİ 360.000,00-TL olduğundan 360.000,00-TL olarak tazminat belirlenmiş ve 11/02/2020 tarihinde 360.000,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin rücu hakkı dolayısıyla Samsun İcra Müd.nün …-Esas sayılı dosyası ile araç maliki … ve sürücü … hakkında icra takibine geçildiğini, davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenlerle davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; talep edilen tutarın tespit edilen kusur durumuna ve yaralanmanın derecesine aykırı olduğunu, … plakalı aracın trafik sigortasının bulunduğunu, hal böyleyken tazminatın … hesabından karşılanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, Samsun 11. ASCM’nin 2020/31 Esas sayılı dosyasında aldırılan raporda …’ın asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, …’ın tespit edilen maluliyet durumunun kazayla illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili 07/09/2020 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde … plakalı aracın geçerli bir ZMM Sigortası bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller.
Arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, Samsun 1.SHM’nin 2017/369-833 Esas Karar sayılı kısıtlama kararı, tazminat raporu, ödemeye ilişkin dekont, Epikriz raporu, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1030 soruşturma nolu, Samsun İcra Dairesinin 220/18995 Esas sayılı dosyası ve Samsun 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/31 Esas sayılı dosyası suretleri, 55 SF 696 ve … plakalı araçların tescil kayıtları, …’ın sağlık kurulu raporları, …’nın banka kayıtları, nüfus kayıtları, Adli Tıp Kurumundan alınan 06/09/2021 ve 15/09/2021 tarihli raporlar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/17786 Esas 2021/4942 Karar sayılı ”Bölge Adliye Mahkemesi kesin kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine dair Yargıtay ilamı” ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, takip talebine itirazın iptaline ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; … tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonete arka kısımdan çarpması sonucu meydana gelen kaza neticesinde …’ın Samsun Bafra Devlet Hastanesi’nin … tarihli Erişkinler İçin Terör, Kaza ve Yaralanmaya Bağlı Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporunda “Engel Oranının “%49(yüzde kırkdokuz) olduğu, maliki … olan ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin kaza anında geçerli bir Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik)Sigortası bulunmadığından davacı Kurum tarafından %49 malüliyet oranı ile … tarihli olarak hazırlanan aktüerya raporuna istinaden 410.976,00-TL olarak belirlenen tazminattan poliçe teminat limiti olan 360.000,00-TL’nin 11/02/2020 tarihinde ödendiği, davacının rücu hakkı dolayısıyla Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile araç maliki … ve sürücü … hakkında icra takibine geçildiği, ödeme emrinin davalılara 04/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin aynı tarihli dilekçeyle takibe itiraz ederek durduğu, itirazın yasal süresinde yapıldığı, davacı tarafında itirazın iptalini sağlamak için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
HMK 138.maddesi ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.” hükmünü içermektedir. Usul ekonomisi yönünden de aynı sonuca varılmaktadır.
Somut olayda davacı … ZMMS bulunmadığı iddia edilen … plakalı aracın neden olduğu trafik kazasında zarar gören ihbar olunan …’a ödediği tazminatı … Yönetmeliği’nin 16.maddesi gereği sorumlu olan gerçek kişi ve işletenden rücuen tahsilini talep etmektedir. Davanın bu niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı bellidir. Davalıların tacir oldukları iddia ve ispat edilemediği gibi trafik kaydından kazaya sebebiyet veren aracında ticari nitelikte olmadığı, anlaşılmaktadır. Bu durumda TTK’nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi bir ticari davada söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Öyleyse uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 21/12/2020 tarih 2020/466 Esas 2020/8778 Karar sayılı karar ile 16/10/2019 tarih, 2017-1132-2019/9502 sayılı kararları).
Nitekim Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin BAM kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair 16/09/2021 tarih 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmış ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş olup, işbu karar bağlayıcı niteliktedir.
Görev hususu dava şartı olup aynı zamanda kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerekmektedir. Mahkememiz dosyasının duruşması her ne kadar … tarihine atılı ise de görev hususunun değerlendirilmesi gerektiği ve tarafların 29/12/2021 tarihinde hazır olduğundan duruşma açılarak, iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddi gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizlik sebebiyle davanın HMK 114/1-c, 115/2 maddesi gereği USULDEN REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nın 20. maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE, AKSİ HALDE AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzünde ihbar olunan vekilinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye ..
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır