Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/297 E. 2021/1122 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/297 Esas – 2021/1122
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/297 Esas
KARAR NO : 2021/1122

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2020
KARAR TARİHİ : 27/12/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı 07.07.2017 tarihli trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını ve geçici-sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, zararın tazmini için davanın ikamesinden evvel davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla 500-TL geçici ve 500-TL sürekli işgöremezlik olmak üzere şimdilik toplam 1.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: … plakalı araç ile … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu ancak sorumluluğun sigortalıların kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, kazanın trafik iş kazası olması ihtimaline binaen davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması ve kusur, maluliyet ve aktüerya konusunda rapor aldırılması gerektiğini, davacının … plakalı araçta hatır için taşındığını ve ayrıca müterafik kusurlu olduğunu, geçici işgöremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davacıya ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 05.10.2020 tarihli cevabi yazı ile; rücuya tabi bir işlem bulunmadığı bildirilmiştir.
Kazaya ilişkin Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/23851 Soruşturma sayılı dosyası celp edişmiş olup, incelenmesinden; davacının müşteki ve … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücünün şüpheli olarak yer aldığı soruşturmanın şikayet yokluğu nedeniyle KYOK ile sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporunda özetle: Kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücünün önündeki aracı güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek kuralını ihlal ettiği, davacının kural ihlalinin bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce alınan maluliyet bilirkişi raporunda özetle: Davacının, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engellilik oranının %4 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği” mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce alınan aktüerya bilirkişi raporunda özetle: Davacının kazadan sonra 01.10.2017 tarihinde emekli olduğu ve TRH 2010 yaşam tablosu ile progresif rant hesaplama yöntemine göre toplam zararının 5.456,27-TL geçici ve 30.522,98-TL sürekli işgöremezlik olmak üzere toplam 35.979,25-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile özetle: Talep miktarını 35.979,25-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının 07.07.2017 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici ve sürekli işgöremezlik zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını ıslah dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
Öncelikle zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerekli olup, 2918 sayılı KTK m. 109’un ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK m.109/2, 6098 sayılı TBK m.72/1, c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK m. 109/2 gereğince ve 5237 sayılı TCK m. 66’ya göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (Çelik, Ç. Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1.Baskı, s.787). Eldeki davada, kazanın 07.07.2017 tarihinde gerçekleştiği ve araç sürücülerinin eylemlerinin taksirle yaralama suçunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır ve davalı vekilinin zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Toplanan delillerden, kazanın … plakalı aracın, önünde seyreden … plakalı araca arkadan çarpması şeklinde gerçekleştiği ve davacının … plakalı araçta yolcu olarak bulunup, çarpmanın etkisi ile %4 oranında malul kaldığı, iyileşme süresi 4 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince ibraz olunan ve Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce düzenlendiği anlaşılan 29.11.2018 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının engellilik oranı %24 olarak belirtilmiş ise raporun hangi yönetmelik referans alınarak düzenlendiği belli değildir ve engellilik oranının davacının kaza ile oluşan maluliyetinin değil mevcut durumunun nazara alınarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre, ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporu esas alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
Kazanın … ve … plakalı araç sürücülerinin kusuru ile gerçekleştiği ve kaza tarihinde her iki aracın davalıya ZMMS ile sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının, kazanın gerçekleşmesinde kural ihlalinin bulunmadığı ve tazminat talebinin her iki aracın ZMMS poliçesine istinat edildiği, araç sürücülerinin kusur oranlarının müteselsil sorumluluk hükümleri karşısında önemli olmadığı görülmektedir. Buna göre, mahkememizce alınan kusur raporu hükme esas alınabilecek niteliktedir.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürmüş ise de, çalışma gücünün azalmasından/yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sk. ile Yargıtay 17. HD.nin 16/03/2017 gün ve 19844/2798 sk.). Bu halde, geçici iş göremezlik zararı sigorta şirketinin sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir.
Geçici işgöremezlik tazminatının kapsamı, meydana gelen kaza sonucu yoksun kalınan işgücü kaybı süresince, çalışmakta ise elde ettiği gelir üzerinden, emekli olmuş ya da herhangi bir işte çalışmıyor ise asgari ücret üzerinden yapılacak hesaplama sonucu elde edilecek rakamdan ibarettir. Davacının emekli olması pasif dönemde şartları varsa efor tazminatını almasına engel değildir. Eldeki davada, davacının kazadan sonra geçici işgöremezlik dönemi içinde emekli olduğu anlaşılmakta olup, emeklilik tarihi itibariyle pasif döneme girdiği kabul edilmiş ve hesaplama buna göre yapılmıştır. Bu halde, davacının 5.456,27-TL geçici ve 30.522,98-TL sürekli işgöremezlik olmak üzere toplam 35.979,25-TL zararı oluşmuştur ve davalı tarafından tazmin edilmelidir.
Davalı vekilinin hatır taşıması def’ine gelince; hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda TBK m.51 uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut olayda, davacının Mustafa Karakaş isimli kişinin işçisi olarak çalıştığı ve kazanın paydos ettikten sonra Mustafa, Osman ve Aydın ile birlikte evlerine dönerken gerçekleştiği, sigortalı aracın fiili hakimiyetinin işveren konumundaki Mustafa’ya ait olduğu ve Mustafa’nın çalışma arkadaşlarını bu araç ile işe getirip götürdüğü, buna göre taşımanın bir menfaat karşılığı gerçekleştiği ve hatır taşıması olmadığı soruşturma dosyasındaki ifadelerden anlaşılmaktadır. Bu halde, davalı vekilinin hatır taşıması def’i yerinde değildir.
6098 sayılı TBK m. 52’ye göre zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Somut olayda; davacının seyir sırasında aracın arka koltuğunda oturduğu ve çapmanın etkisi ile öne doğru savrulurken karşı koymak için sol elini ileriye doğru uzattığı esnada bileğinin kırıldığı ve maluliyetinin bu şekilde oluştuğu, olayın gelişimine ve ortaya çıkan sonuca göre kaza esnasında emniyet kemeri kullanmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, davacı, müterafik kusurlu kabul edilmeli ve tazminat miktarı üzerinden indirim yapılarak sonuca gidilmelidir. Bu sebeplerle, davacının rapor ile belirlenen toplam 35.979,25-TL üzerinden %20 oranında indirim yapılmış ve 28.783,40-TL’ye hükmedilmiştir. Ancak, Yargıtay 17. HD.nin 04.12.2017 tarih ve 5792/11224 sayılı kararı ile yerleşik içtihatları uyarınca yargılama giderlerinin tamamı davalıya tahmil edilmiştir.
Bu sebeplerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, temerrütün davalıya müracaat tarihi olan 03.04.2019 tarihinden 8 iş günü sonrasına tekabül eden 16.04.2019 tarihinde gerçekleştiği değerlendirilerek anılan tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
i-28.783,40-TL’nin 16.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.966,19-TL karar ve ilam harcından peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.792,30-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.362,82-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
27/12/2021

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.