Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/231 E. 2021/1106 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/231 Esas – 2021/1106
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/231
KARAR NO : 2021/1106

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARARIN YAZ. TARİH : 21/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu 17.08.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı … ve … ile bir adi ortaklık kurup işyeri açtıklarını, işyerinin resmiyetinin davacı adına olmasına karar kıldıklarını ve her ortak herhangi bir borçlanma durumunda garanti olsun diye teminat olarak boş bir senedi imzalayarak adi ortaklığın muhasebe işlerine bakacak ortaklardan …’e teslim ettiklerini, adi ortaklığın son bulduğunda muhasebe işlerine bakan …‘in herkesin senedini kendisine iade ettiğini ancak müvekkiline ait teminat senedini davalı ortak …’ın alacağı olduğunu iddia ederek aldığını ve müvekkiline iade etmediğini, davalının müvekkilinin teminat senedini doldurarak Samsun 7. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından 06.02.2013 tarihinde müvekkiline karşı icra takibine koyulduğunu, davalı adi ortaklığın ortaklarından …’e karşı güveni kötüye kullanma ve tehdit suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayet neticesinde vermiş olduğu ifade tutanağında icra takebine konu bononun teminat senedi olduğunu açıkca ikrar ettiğini, icra takibine konu bononun teminat senedi olduğunu ikrar ettiğini, Samsun 7.İcra Müdürlüğünün … E.(Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün … E. ) sayılı dosyasındaki takibin dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulmasına, davamızın kabulü ile icra takibinin iptaline icra takebine konu bonodan dolayısıyla icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tesbitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini taleple dava ettiği anlaşılmıştır
Davalı … 24.12.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davalı müvekkilinin …’a nakit 35.000 TL borç para verdiğini, bunun karşılığında da 35.000 TL bedelli 06.06.2011 düzenleme tarihli 05.09.2011 ödeme günlü senedi aldığını, …’ın senedi süresinde ödememesi üzerine Samsun 7.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlu tarafından takibe itirazda bulunulmadığı ve takibin kesinleştiğini, tarafların tacir olmadığını, davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, takibin 18.03.2013 tarihinde kesinleştiğini, davacı tarafın davasının zaman aşımına uğradığını, Samsun 7.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından takibe konu edilen senedin para alacağına ilişkin düzenlenmiş senet olduğunu, teminat senedi olmadığını, davalının hiçbir şekilde dava konusu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin beyanı ve ikrarı bulunmadığını, davacının Samsun 7.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına bu güne kadar 23.500 TL lik ödeme yaptığını, davacının yapmış olduğu ödemelere ilişkin açması gereken davanın istirdat davası olup iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi bulunduğunu, süresi içerisinde açılmayan davaya ayrıca ve açıkca itiraz ettiklerini, dosyanın görevsizlik kararı verilerek dosyanın Samsun Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, zaman aşımı itirazları nedeni ile davanın reddine, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16.01.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle, davalının görev itirazında bulunduğunu, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Mahkemesi görevine girdiğini, görev itirazının yersiz olduğunu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olarak süreye tabi olmadığını, her zaman açılabileceğini, davalı takibe konu senedin teminat senedi olmadığını, Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/734 E. sayılı dosyada davacının taraf olmadığını, davalı alacağı olduğu iddiasında ise HMK gereği bu iddiasını ispat külfetinin davalıda olduğunu, davalının ifadesinde açıkca ortaklık kurarken birbirlerinden teminat maksatlı boş senetler aldıklarını kabul ettiğini, davalının cevaplarının yersiz olduğunu davalarının kabulü ile davalının bilerek teminat senedini kambiyo takibi yaptığı için %20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 04/02/2019 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ ın Samsun 7.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından yapılan takibe ilişkin senedin teminat senedi olduğuna ilişkin hiçbir beyanı ve ikrarı bulunmadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı tarafın soyut ve doğru olmayan iddialarda bulunarak mahkemeyi yanıltmaya çalışmakta olduğunu, bu nedenlerle davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın Samsun 7.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından yapılan takipte müvekkiline olan borcunun tamamı ile kabul edip ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve bir kısım ödeme yaptığını, bu takipten 5 yıl sonra iş bu davayı ikame etmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, Samsun 7.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından yapılan takipte davacının kendisine tanınan yasal süreler içerisinde borca ve imzaya itiraz etmediğini, aksine borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu, bu aşamadan sonra davacının iş bu takipten 5 yıl sonra sözde senedin teminat senedi olduğunu ileri sürerek ve ödemeden imtina ederek huzurda görülmekte olan davayı ikame etmesinin davacının kötü niyetini açıkça ortaya koymakta olduğunu, tüm bu nedenlerle davacı vekilinin 16/11/2019 tarihli dilekçesine tamamı ile itiraz ettiğini usul ve yasaya aykırı ikame edilen davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 28.11.2019 tarihli 2018/571 E. 2019/1105 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın istinaf talebi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarih ve 2020/207 E. 2020/489 K. Sayılı ilamı ile “… tarafların ceza yargılaması sırasındaki ikrarlarının bu davada tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, dava konusu icra takibine konu borcun tamamen ödenerek kapatılmamış olması nedeni ile davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, teminat senedinin davacıya borç verilen miktarın tahsili amacı ile icra takibine konu edildiği ileri sürüldüğüne göre borç para verme iddiasının ve teminat senedini tahsil etme koşullarının oluştuğunun davalı tarafça kanıtlanması gerektiği” gerekçesiyle mahkememiz ilamının kaldırılmasına karar verilmiş, mahkememizin 2020/231 E. Sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Toplanan Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Samsun İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Samsun 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/734 esas sayılı dosyası, Atakum İlçe Emniyet Müdürlüğü Denizevleri Polis Merkezi Amirliğinin 25/09/2018 havale tarihli yazısı, Samsun Çarşamba Şehit Harun Ateş Polis Merkezi Amirliğinin 11/12/2018 havale tarihli yazısı.
Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/734 esas sayılı dosyasının incelenmesinden; katılanın …, sanığın … olduğu, suçun tehdit, paydaş ile malik olunan mal üzerinde hırsızlık suçu olup sanık hakkında hırsızlık suçundan beraat, tehdit suçundan mahkumiyet kararı verildiği, …’ın 09/08/2014 tarihli beyanında kendisinin, …, …, … ile anlaşarak aralarında herhangi bir borçlanma durumunda garanti olması amacıyla teminat niteliğinde boş senet imzalayarak ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, bu senetleri iş yerinin temsilcisi olan Erkan Ergern’e teslim ettiklerini, ortaklık bittiğinde herkesin senedinin kendisine verildiğini ancak …’ın kendisine borcu olduğu için onun senedinin kendisine verildiğini, Yalçın’ın borcunu ödemesi için bir sene beklediğini ancak borcunun ödenmemesi üzerine Yalçın hakkında icra takibine giriştiğini beyan etmiştir.
Dava; Samsun 7.İcra Müdürlüğünün … E. (Samsun 9.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı) dosyasında takibe konu yapılan bonodan dolayı davacının davalıdan borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı hakkında Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 06/06/2011 tanzim tarihli, 05/09/2011 vade tarihli 35.000,00 TL bedelli senede ilişkin, alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 35.000,00 TL asıl alacak, 4.444,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 39.444,52 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin 07/03/2013 tarihinde …’a tebliğ edildiği, davacının Samsun 9. İcra Müdürülüğü’nün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti için iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davanın kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olduğu ve mutlak ticari dava niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak davalının görev dava şartının yokluğu savunması yerinde görülmemiştir.
Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1)
Buna göre davacı, hukuki ilişkinin değeri itibarıyla iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı yoksa iddianın ikrar, yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
HMK’nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.
Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir (YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E:4/681 K:879).
İkrarın ispat kuvveti, yapıldığı yere göre belirlenir. Buna göre; ikrarın mahkeme içinde veya mahkeme dışında yapılmasına farklı hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır.
Kural olarak mahkeme dışı ikrar, kesin bir delil olmayıp, takdiri delildir. Bununla ancak takdiri delillerle ispat edilebilen hususlar ispat edilebilir. Bu bakımdan kesin delille ispatı gereken bir hukuki işlemin varlığı mahkeme dışı ikrar ile ispat edilemez. Ne var ki mahkeme dışı ikrar bir belge ile ispat edilebilirse kesin delil hükmünde olur.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, savcılıkta, haciz sırasında ya da polis önünde yapılan ikrar, mahkeme dışı ikrar olup; bir belge ile ispat edilebilirse, kesin delil hükmünde olacağı ve ikrarda bulunanı bağlayacağı açıktır.
Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu senedin incelenmesinde senedin … tarafından düzenlendiği, senet lehtarının … olduğu, senette borç sebebinin nakden olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar menfi tespit davalarında ispat yükünün kural olarak alacaklıda olduğunu, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğünün davacı borçluya ait olduğunu, davacı/borçlunun senedin düzenlenmesini gerektiren bir sebep olduğunu ve fakat bu sebebin gerçekleşmediğini ya da ortadan kalktığını ispat etmesi gerekmekte ise de davalının dava dışı … hakkında yürütülen ceza soruşturması kapsamında şahıslar arasında kurulan adi ortaklık kapsamında aralarında anlaşarak her hangi bir borçlanma durumunda garanti olması amacıyla, her birinin birer adet boş senet imzalayarak işyerinin muhasebecisi olan …’e verdiklerini, ortaklık bittiğinde senetlerin imzalayanlara geri verildiğini, davacı Yalçın’ın kendisine borcunun bulunması nedeniyle onun senedini kendisinin aldığını, borcu tahsil edebilmek için bir yıl beklediğini, davacının borcunu ödememesi üzerine hakkında icra takibi başlattığını beyan etmesi karşısında senetlerin teslim edildiği …’in ceza yargılaması sırasında alınana ifadelerinden dava konusu senedin, adi ortaklığın kuruluşu sırasında ortakların doğması muhtemel alacaklarının teminatı olarak düzenlendiği anlaşılan, boş olarak imzalanmakla birlikte üzeri sonradan doldurulan senetlerden olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, senedin teminat olarak verildiğine dair kesin delil sunamamış ise de tarafların ceza yargılaması sırasındaki ikrarlarının bu davada tarafları bağlayıcı niteliktedir.
Davalı 09/08/2014 tarihli kendisi tarafından imzalanan ifade tutanağı ile mahkeme dışı ikrar kesin delil halini almış olup davalının borç para verme iddiasının ve teminat senedini tahsil etme koşullarının oluştuğunun ispatlaması gerekmektedir. Davalı bu hususa ilişkin kesin delil sunamamıştır,
Davalı tarafından sunulan delil dilekçesinde yemin deliline dayanıldığı anlaşılmıştır. İspat yükü kendisine düşen davalı tarafa; davacıya takip konusu senedin teminat senedi olmadığı, senedin konusunun borç senedi olduğu ve davacıdan 35.000 TL alacaklı olduğuna ilişkin yemin teklifinde bulup bulunmayacağı hususunda 2 haftalık kesin süre verilmiş, davalı tarafça yasal süresi içerisinde yemin teklifinde bulunulmamıştır. Davalı tarafından ispat konusu vakıa ispatlanamamış sayılmış ve davacının Samsun 9.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına konu bono sebebi ile borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili 22/12/2021 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin davaya konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, icra takibinden sonra icra tehdidi altında ödenen 23.500,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin iş bu dilekçesi tam ıslah olarak değerlendirilmiş, davalı vekiline duruşma esnasında tebliğ edilmiş, davalı vekili ıslah dilekçesine karşı beyanda bulunmak üzere ek süre talep etmediğini belirtmiştir.
İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İlk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. İkinci şart ise, maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehditi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır (İİK.m.72/Vll).
İstirdat davasında önemle vurgulanması gerekli bir husus daha vardır ki, o da; borç olmayan paranın ” tamamen” ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerekir (İİK.m.72/Vll).
Davalı her ne kadar ödeme tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü sürenin geçtiğini belirtmiş ise de; dava konusu senedin 35.000,00 TL bedelli olduğu, davacının icra dosyasına 26/09/2014 tarihinde 23.000,00 TL, 29/03/2013 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yapıldığı, borcun tamamının ödenmemesi nedeni ile davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/15996 esas 2018/3940 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere İİK 72/7 maddesine göre borcun tamamını ödememiş olan borçlu için hak düşürücü sürenin henüz başlamadığı değerlendirilmiş bu savunmaya itibar edilmemiştir. Taleple bağlılık ilkesi de dikkate alınarak 23.000 TL nin 26.09.2014 tarihinden itibaren 500,00 TL 10.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile
Davacının Samsun 9.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına konu bono sebebi ile borçlu olmadığının tespitine, 23.000 TL nin 26.09.2014 tarihinden itibaren 500,00 TL 10.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.390,85 TL karar ilam harcından peşin alınan 597,72 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 1.793,13 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 597,72 TL toplamı 633,62 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 225,00 tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.23/12/2021

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza