Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/221 E. 2023/641 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/221 Esas – 2023/641
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/221
KARAR NO : 2023/641

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 07/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/145815 E. Sayılı dosyasından davalı … tarafından davacı aleyhine 225.000 TL bedelli sahte senet düzenlenmek suretiyle takip başlatıldığını, takibin satış aşamasına geldiğini, davacı ile davalı arasında bu bedeli bulan bir alışverişin gerçekleşmediğini, bu nedenle davacının böyle bir senet düzenleyip davalı tarafa vermesinin mümkün olmadığını, davacının davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, takibe konu senedin davacının imzası taklit edilmek suretiyle sahte olarak düzenlendiğini, senedin sahteliği hususunda davalının ikrarlarını içeren görüntü ve ses kayıtları da sunulmak suretiyle Kavak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, sahte olarak düzenlenen senette ve takip talebinde davacının adının … olarak gösterildiğini, davacının nüfus kaydındaki isminin … olduğunu, her ne kadar borçlunun adının emre muharrer senetlerin zorunlu unsuru olmasa da borçlunun adının yanlış yazılmış olmasının senedin sahte olduğu konusundaki iddialarını güçlendirdiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını beyanla davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle senette yazılı miktarın %20 si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekiline mahkememizin 10.01.2023 tarihli celsesinde aydınlatma ödevi kapsamında talebi açıklattırılmış, davacı vekili davanın Samsun İcra Dairesinin 2018/145815 E. Sayılı dosyasına dayanak yapılan senet dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhine Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/145815 E. Sayılı dosyası ile kambiyo yolu ile takip talebinde bulunduklarını, borçlunun borca yetecek miktarda taşınmazı üzerine haciz konulduğunu ve satış işlemlerinin başladığını, davacının bu sırada davayı ikame ettiğini, ihale sürecini uzatmak ve borçtan kurtulmaya çalıştığını, senede imza atanın davacı olduğunu, senet içeriğindeki borcun gerçek bir borç olduğunu, davalının senedi borçlu davacıdan 20 büyükbaş simental cinsi hayvan bedeli olarak aldığını, bu nedenle senet karşılığı nakten tanzim edildiğini, davacı ve davalının yaklaşık beş ticari ilişkisi bulunduğunu, davacıya büyükbaş hayvanlar verdiğini, davacının davalıyı ödeme konusunda sürekli oyaladığını ve ciddi zarara uğrattığını beyanla davanın reddine karar verilmesini, davacının %20 den aşağı kalmamak kaydıyla haksız dava ve kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk tutanağı, Samsun İcra Dairesinin 2018/145815 E. Sayılı dosyası, Kavak Cumhuriyet Başsavcılığının 20.12.2019 tarihli Uzmanlık Raporu, Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/159 E. Sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 16.02.2022 tarihli raporu, Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla Grafoloji Uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 08.06.2022 tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı senet sebebi ile borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/145815 Sayılı dosyasına konu senette bulunan imzaların davacıya ait olmadığını ve davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla borçlu olmadığının tespiti amacıyla iş bu davayı açtığı, davalının ise davanın reddini istediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; takibe konulan senet incelendiğinde,01/04/2018 düzenleme tarihli, 225.000 TL bedelli, 01/06/2018 vade tarihli keşidecisi …, lehdarının … olduğu görülmüş senedin zorunlu unsurları taşıdığı ve kambiyo senedi vasfında olduğu anlaşılmıştır.
Kavak Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/383 soruşturma sayılı dosyasında Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden alınan 20.12.2019 tarihli raporda tetkik konusu senet üzerindeki borçlu imzaları ile …’nın mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırma neticesinde imzaların genel şekli ve yapılışı yönünden benzerlik imzaların başlangıcı ve dağılımı yönünden ise farklılık bulunduğu, imzaların kişiye atfedilebilecek fazlaca grofilojik bulguları ihtiva etmemesi nedeni ile bahse konu borçlu imzalarının … eli ürünü olup olmadığı hususunda herhangi bir kanaat beyanında bulunmanın mümkün olmadığı tespit edilmiştir.
Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesince Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinden alınan 16.02.2022 tarihli raporda, senette atılı borçlu imzalarının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir.
Davacının imza incelemesine esas olmak üzere imza asıllarını içerir belge asılları celp edilmiştir.
Mahkememiz dosyası Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla grafoloji uzmanı bilirkişi heyetinden alacaklısı …, borçlusu … olan 01.04.2018 tanzim ve 01.06.2018 ödeme tarihli 225.000 TL bedelli senette atılı borçlunun imzalarının, basit tersimli, taklidi kolay imzalar olması, aidiyet tespitine uygun nitelik ve yeterlikte kişisel karakteristik özellikler içermemesi sebebiyle inceleme konusu imzaların, … eli ürünü olup olmadığı konusunda müspet veya menfi bir beyanda bulunmanın mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/159 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, katılanın …, sanığın … olduğu, suçun resmi belgede sahtecilik olduğu, yapılan yargılama sırasında, 03/03/2020 tarihli kriminal raporu ile tetkik konusu senet üzerindeki borçlu imzaları ile …’nın mukayese imzaları arasına yapılan karşılaştırma neticesinde; imzaların genel şekli ve yapılışı yönünden benzerlik, imzaların başlangıcı ve dağılımı yönünden ise farklılık bulunduğu müşahede edilmiştir. Müşahede olunan benzerlik ve farklılığın yanı sıra söz konusu imzaların da kişiye atfedilebilecek fazlaca grafolojik hususiyetleri ihtiva etmemesi nedeniyle, bahse konu borçlu imzalarının … eli ürünü olup olmadığı hususunda herhangi bir kanaat beyanında bulunabilmek mümkün olmadığının belirtildiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 16.02.2022 tarihli raporu ile inceleme konusu senette atılı borçlu imzalarının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nın eli ürünü olup olmadığı tespit edilememiş, yapılan yargılama sonunda sanığın beraatine karar verilmiş verilen karar 24.04.2023 tarihinde kesinleşmiştir.
Taraflar arasında iddia ve savunmalar karşısında öncelikle takibe konu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı hususu araştırılmalıdır. Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğu iddiasında bulunan davalıdadır. Kambiyo evrakına dayalı menfi tespitlerde ispat yükü davacı borçluda ise de imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü yine senet alacaklısı davalıya aittir.
Kambiyo senetlerindeki “imzanın sahteliği iddiası” senedin hükümsüzlüğüne yönelik def’i niteliğinde olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir (Bkz, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.05.2010 tarih ve 12-74/243 sayılı kararı ile 06.07.2011 tarih ve 19-413/476 sayılı kararı).
TBK’nun 74. maddesine göre hukuk hakimi ceza hukukunu sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz, ancak ceza hakiminin tespit ettiği maddi vakıalar hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı niteliktedir. Buna göre dosya incelendiğinde ceza mahkemesince verilen beraat hükmü ile bağlı kalınmamış ceza dosyası arasında bulunan 20/12/2019 tarihli kriminal raporda ve ATK raporunda senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunu gösterir nitelikte ve yeterlilikte uygun kaligrafik ve grofolojik bulguların tespit edilmediğinin belirtildiği anlaşılmış, hükümde belirtilen bu rapor mahkememizce bağlayıcı olmadığından ve rapor kesin bulgu sonucu içermediğinden, ATK’nın imza incelmesi yapan tek kurum da olmaması sebebi ile grafoloji uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınması yoluna gidilmiş alınan raporla da imzanın davacıya aidiyeti hususunda kesin nitelikte tespit yapılamamıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı/borçlu, takibe dayanak senetlerdeki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını, dolayısıyla senetlerin sahte olduğunu iddia ettiğine göre, sahtelik iddiasının mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebileceği açıktır. Kaldı ki davalı senedin lehdarı konumundadır. İmzanın davacıya ait olduğu davalı tarafından ispat edilemediğinden, davacının takibe konu kambiyo senedinden dolayı davalıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması durumunda, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davacı borçludadır. Somut olayda, ceza dosyasında verilen beraat kararı, alınan ifadeler dinlenen tanık beyanları gerek ceza dosyasında gerekse mahkememizce alınan raporların kesin nitelik arz etmemesi ve menfi tespit davasının kabulünün de imzanın davacıya ait olduğunun kesin bir şekilde tespit edilememesinden kaynaklandığı, davacı borçlunun davalının kötüniyetli olduğu hususunu ispat edemediği dikkate alınarak kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiştir. ( Yargıtay 19. HD.nin 2014/10297 esas 2014/14382 karar)
Yargılama giderleri davalıya tahmil edilmiş, ancak ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaatın zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının dava şartı olarak kabul edilmediği veçhile (Bkz: Yargıtay 19. HD.nin 13.02.2020 tarih ve 85/454 sk.), zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
i-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının Samsun İcra Dairesi’nin 2018/145815 esas sayılı takip dosyasına konu edilen 01/04/2018 keşide tarihli 01/06/2018 vade tarihli 225.000,00 TL bedelli senet kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
ii-Kötüniyet tazminat isteminin reddine,
Alınması gereken 15.369,75 TL harçtan peşin alınan 3.842,44 TL ve 367,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye; 11.160,31 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.842,44 TL peşin harç ve 367,00 TL tamamlama harcı toplamı 4.263,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
i-Davacı tarafça yapılan 129,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Davalı tarafça yapılan 2.028,60 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 34.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza