Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/219 E. 2021/349 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/219 Esas – 2021/349
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/219 Esas
KARAR NO : 2021/349

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av
Av

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı… plakalı aracın, davacıya ait … plakalı araca çarpması şeklinde gerçekleşen 22.09.2019 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını, maddi hasara ilişkin zararın yanında değer kaybı zararının da karşılanması gerektiğini bunun için davadan önce davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, gerçek zarar belirlendiğinde dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100-TL’nin sigorta şirketine müracaat tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Müvekkili davalı sigorta şirketinin yerleşim yerine göre davanın İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, … plakalı aracın davalıya 16.05.2019-16.05.2020 vade tarihli ZMMS poliçesi ile sigortalandığını ancak sorumluluğun gerçek zarar miktarı ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, ayrıca davacıya davadan önce 19.12.2019 tarihinde değer kaybına ilişkin 5.217,13-TL ve 20.02.2020 tarihinde hasara ilişkin 14.217-TL tutarında ödeme yapıldığını ve sorumluluğun bu suretle sona erdiğini, aksinin kabul edilecek olması halinde dahi gerçek zararın belirlenmesi için tahkikat yürütülmesi gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar ve servis dosyaları ile davacıya ait aracın tramer kaydı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 05.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Kazanın, kaza tespit tutanağındaki kabullere göre sigortalı araç sürücüsünün, aksinin kabulü halinde ise davacının kusuru ile gerçekleştiği; davacıya ait araçta ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esaslara göre 7.376,70-TL tutarında değer kaybı oluştuğu, ancak davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değerinin 136.991,35-TL olup kazadan sonraki 2.el piyasa değerine göre 9.260,61-TL değer kaybına uğradığı, sigorta şirketince davadan önce yapılan değer kaybına ilişkin 5.217,13-TL tutarındaki ödemenin mahsubuna göre davacının bakiye zararının 4.043,48-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını (9.260,61-TL – 5.217,13-TL) 4.043,48-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalıya müracaat tarihinden itibaren işleyecek resskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 22.09.2019 tarihli trafik kazası sebebiyle müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybı zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde “değer kaybı”, maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1’de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için “objektif değer kaybı” esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar’a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar’daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir.
Bu sebeplerle, ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş (Bkz: Ankara BAM 26. HD.nin 24.12.2020 tarih 3184/2069 sk; İzmir BAM 4. HD.nin 19.02.2021 tarih 85/379 sk; İstanbul BAM 8.HD.nin 04.02.2021 tarih 868/203 sk; Antalya BAM 4. HD.nin 03.02.2021 tarih 868/203; Gaziantep BAM 17. HD.nin 22.01.2021 tarih 1054/80 sk), hal böyle olunca davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri ile kazadan sonraki 2.el piyasa değeri arasındaki farkın (9.260,61-TL) davacının gerçek zararı olduğu kabul edilmiştir. Davadan önce davalıya yapılan ödemenin mahsubuna göre davacının bakiye zararının (9.260,61-TL – 5.217,13-TL) 4.043,48-TL olduğu değerlendirilerek bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Bu sebeplerle, davanın kabulüne karar verilmiş, davalıya 29.11.2019 tarihinde müracaat edildiği ve davalının bu tarihten 8 iş günü sonrasına tekabül eden 12.12.2019 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiş, sigortalı aracın hususi olduğu nazara alınarak bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Zorunlu arabulucuk sürecinde, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücreti, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 13.fıkrasının son cümlesi ile 14.fıkrası gereğince, yargılama gideri olarak davalıya tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; 4.043,48-TL’nin 12.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 276,21-TL karar ve ilam harcından peşin harcın mahsubu ile bakiye 154,47-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.005,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 4.043,48-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.

14/06/2021

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.