Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/2 E. 2021/340 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/2 Esas – 2021/340
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/2
KARAR NO : 2021/340

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- ..
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KAR. YAZIM TARİHİ : 14/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Mahkememize verdiği 02.01.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/70001 E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, borçluların itiraza konu ilamsız takibe, 352.237,45 TL borcunun bulunmadığına, sözleşmelerdeki imzalara itirazlarının bulunduğundan bahisle borca itiraz ettiklerini, takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçluların yapılan itirazlarının yersiz olup takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli itiraza istinaden takibin durması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize sunduğu 05.02.2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacı banka ile müvekkilleri arasında hukuki bir ilişki mevcut olmayıp alacağa dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesi üzerinde bulunan tüm imzaların müvekkilleri eli ürünü olmadığını, davacı banka ile müvekkilleri arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmadığını, davalılara usulüne uygun ve süresi içerisinde ihtarname keşide edilmediğini bu nedenle muacceliyet ve temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini, davacı tarafın %20 oranındaki hukuken dayanaksız icra inkar tazminatı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının ispat edemediği haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 13.03.2020 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile davalılar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi üzerinde bulunan imzaların davalılara ait olduğunu, müşterek borçlu ve müteselsil kefillere gönderilmiş olan kat ihtarnameleri ile borcun muaccel hale geldiğini, davalı tarafça ileri sürülen hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli itirazlar nedeniyle icra takibinin sürüncemede kaldığını, itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraza istinaden takibin durması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, Beyoğlu 24.Noterliğinin 03.07.2019 tarihli hesap kat ihtarnamesi, Genel Kredi Sözleşmesi, faiz genelgeleri, hesap hareketleri, geri ödeme planı, Samsun İcra Dairesinin 2019/70001 Esas sayılı takip dosyası, bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 04.01.2021 tarihli rapor, Çarşamba 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/21 talimat dosyası, banka kayıtları,Ticaret Sicil Müd. Kayıtları, nüfus kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davacı banka ile davalı … Ürün. Tic. ve San. A.Ş arasında … tarihli 1.000.000,00 TL bedelli, … tarihli 450.000,00 TL bedelli, … tarihli 1.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri bulunduğu, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, kredi geri ödemelerinin aksaması üzerine davacı tarafından Beyoğlu 24.Noterliğinin 03/07/2019 tarihli ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek davalılar aleyhine Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/70001 E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalıların takibe süresinde yapmış oldukları itirazları nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekilinin de takibin devamını sağlamak amacıyla süresi içinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Takip dayanağının banka ile imzalanan sözleşmeler olarak gösterildiği, bilirkişi raporu ve dosya kapsamından davacı banka ile davalı şirket arasında … tarihli ..TL bedelli, … tarihli ..TL bedelli, … tarihli .. TL bedelli Genel Kredi Sözleşmelerinin düzenlendiği, ayrıca davalı borçlu firma ile davacı banka arasında 26/04/2019 tarihli Kredi Borcunun Geri Ödenmesine Dair Protokol ve eki Geri Ödeme Planı düzenlenmiş olup bu porotokolde .. tarih itibariyle 657336-1133 ve 657336-1274 referans numaralı rotatif kredilerden toplam 331.300,00 TL borcunun bulunduğu, bu protokolün daha önce imzalanan …, …, … tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile .. tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin ayrılmaz eki olduğu, borcun protokolün ekinde yer alan ödeme planına göre yıllık %26 oranında faizi ve gider vergisi ile birlikte ödeneceği, protokolün 4. maddesinde temerrüt halinin düzenlendiği ve protokolün … ve … tarafından 1.000.000,00 TL kefalet tutarı ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görülmektedir.
İmzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri ve Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi gereği davalı asıl borçlu firmaya davaya konu krediler yapılandırılarak .. nolu Taksitli Ticari Yapılandırma Kredisi kullandırıldığı, borcun ödenmesindeki aksaklık sebebi ile hesabın .. 03/07/2019 tarih ..yevmiye nolu ihtarnameleri ile 01/07/2019 tarihi itibariyle kat edildiği, ödeme için 24 saatlik süre verildiği, tüm taraflara çıkartılan ihtarnamelerin iade edildiği, asıl borçlu … ..adına çıkartılan tebligatın Genel Kredi Sözleşmesinin Tebligat Adresi başlıklı 7.3 maddesi nazara alındığında tebligat yapılamayan davalı şirkete tebligatın iade edildiği tarih itibari ile yapılmış sayılmasının gerektiği, buna göre davacı şirkete ihtarnamenin 05/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı, verilen ödeme süresine göre davalı şirketin 09/07/2019 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, kefiller …, … ve …’a gönderilen ihtarnamelerin sözleşmelerdeki aynı adreslere tebliğe çıkartılmadığı görülmekle tebligatların iade edilmiş olması sebebi ile kefiller yönünden ihtarname ile temerrüt oluşmadığı bu davalılar yönünden yapılandırma protokolü gereği temerrüt tarihinin 09/07/2019 takip tarihi olması gerektiği kabul edilmiş, akdi faiz oranının %26 olduğu, temerrüt faiz oranının ise sözleşme hükümleri ve davacı bankanın genelgelerine göre %75 olması gerekirken %40 talep edilmesi sebebi ile bu oranının esas alınması gerektiği tespit edilmiştir.
Bankacı bilirkişi … tarafından bizzat banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak tanzim edilen 04/01/2021 havale tarihli raporda yukarıdaki veriler nazara alınarak hesaplamalar yapılmıştır. Bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davalı asıl borçlu şirkete ilk olarak 25.10.2018 tarihinde kullandırılan … rotatif kredinin 26.04.2019 tarihli kapama bakiyesi ile, 27.11.2.018 tarihinde kullandırılan… rotatif kredinin 26.04.2016 tarihli kapama bakiyesi toplamı olan 331.300,00 TL nin imzalanan GKS ve Kredi Borcunun Geri Ödenmesine Dair Protokol ve eki geri ödeme planına göre 24 ay vadeli yıllık %26 faiz oranı ile yapılandırıldığı, krediye ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda hesaplamalar yapılırken öncelikle asıl borçlu şirket yönünden inceleme yapılmış, davalı kefillerin sorumluluğu ise kefalet limitlerine ve temerrütlerine göre değerlendirilmiştir. Buna göre Taksitli Ticari Yapılandırma Kredisine ödeme yapılmadığı görülmekle asıl alacak bakiyesinin 331.300,00 TL olduğu anlaşılmış yapılandırma tarihi olan 26.04.2019 tarihinden 01.07.2019 kat tarihine kadar %26 akdi faiz uygulanmış, taleple bağlılık nazara alınarak kapitalize edilerek kat tarihinden 09.07.2019 temerrüt tarihi arası yine %26 akdi faiz uygulanmış, toplam alacak 350.625,76 TL tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davalı asıl borçlu şirketin sözleşme adresine çıkarılan tebligatın 05.07.2019 tarihinde iade edildiği görülmekte ise de bu adresin sözleşme adresi olması sebebi ile temerrütün bu tebligata göre tespitinin gerektiği, verilen 24 saatlik süre ve bitiminin hafta sonuna denk gelmesi sebebi ile asıl borçlu şirket için bu nedenle 09.07.2019; kefiller yönünden ise çıkartılan tebligatların sözleşmedeki adres dışında başka bir adrese çıkartıldığından ve iade edilmiş olmakla takip tarihi olan 09.07.2019 tarihi itibariyle temerrütlerinin gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Davalı kefillerin sorumluluğu yönünden yapılan incelemede ise bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere kredinin ilk kullandırım tarihleri dikkate alındığında borcun dayanağı … tarihli Genel Kredi Sözleşmesi olup gerek bu sözleşmede gerekse 26.04.2019 tarihli Yapılandırma Protokolünde davalı …’ın imzasının bulunmaması sebebi ile bu davalının sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmakla hakkındaki davanın reddi gerekmiştir.
Davalılar … ve … ise 26.08.2014 tarihli sözleşmede ve yapılandırma protokolünde kefil olmakla ve tespit edilen toplam alacak 350.625,76 TL kefalet limitleri (1.000.000 TL) kapsamında kalmakla hesaplanan toplam alacaktan sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile kredi sözleşmesindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını ileri sürmüştür. Ticaret Sicil kayıtlarından şirket temsilcisinin davalı … olduğu tespit edilmiştir. HMK 211. maddesinde bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda hangi sıra ile inceleme yapılacağı gösterilmiştir. Buna göre hakim yazı ve imzayı inkar eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edilemezse huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak sureti ile elde ettiği belge ve diğer belgeleri değerlendirir, hakim sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek sureti ile senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde inkar etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır, bu husus kendisine çıkartılacak davetiye de ayrıca ihtar edilir. Bu şekilde yapılan incelemeye rağmen sahtelik konusundan hakimde kanaat oluşmamışsa bilirkişi incelemesine karar verilir.
Mahkememizce HMK 211. maddesindeki sıraya uygun olarak öncelikle imzayı inkar eden davalıların isticvabı ve imzalarının sahteliği hususunda karar verilebilmesi için davalılara HMK 211/2 bendi gereği açıklamalı davetiye gönderilmiş, davalı …’a HMK 211 ihtarını içerir mahkememizce doğrudan tebligat yapılmış, davalı …’a ise Çarşamba 2.Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile tebligat yapılmış olmasına rağmen yargılamaya katılmamıştır. Bu durumda mahkememizce HMK 211/1-a uyarınca bir inceleme yapılamamış, dolayısı ile aynı maddenin b bendi gereği bilirkişi incelemesi yoluna gidilememiştir. Çıkarılan davetiyelerdeki ihtara rağmen imzasını inkar eden davalılar … ve … imza örnekleri için duruşma gün ve saatinde yargılamaya katılmadığı bu hususta herhangi bir mazeret beyan etmediği görülmekle imzası inkar edilen sözleşmedeki imzaların bu davalılara ait olduğunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Kefalet sözleşmesinin şekli ve geçerliliği Türk Borçlar Kanunu 583 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, yasada belirtilen hususların davalıların el yazısı ile yazıldığı ve sözleşme tarihi itibari ile her iki davalının asıl borçlu şirket ortağı olduğu bu nedenle eş rızalarının gerekmediği, yazılara karşı bir itirazlarının olmadığı anlaşılmakla kefalet sözleşmesinin de geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
Toplam alacağın likit yani hesap edilebilir olduğu anlaşılmakla davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş, red edeline kısım yönünden davacı bankanın kötü niyeti tespit edilemediğinden yasal şartların gerçekleşmediği görülmüştür.

Davalılar vekili cevap dilekçesi ile sözleşmedeki imzayı inkar etmiş ise de yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere HMK 211/2 maddesine göre ihtarlı davetiye ve talimat mahkemesince çıkartılan davetiyelerin tebliğine rağmen davalı kefiller imza örneği vermediğinden sözleşme altındaki imzaları kabul etmiş sayılmaları gerekmiş, diğer itirazların dosya kapsamına göre yerinde görülmemiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı banka tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalıların arabuluculuk görüşmelerine katılmadıkları anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiş ayrıca davalı … vekil ile temsil edilmiş dava da kısmen red edilmiş ise de 6325 Sayılı Kanun 11. maddesi gereği davalılar arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından vekalet ücretine hükmedilmemiş, tüm yargılama giderlerinden ve bu arada bakiye harçlardan tüm davalıların sorumlu tutulması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı … hakkındaki davanın REDDİNE,
Diğer davalılar hakkındaki davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
2-a-349.992,05 TL asıl alacak, 633,71 ihtar masrafı olmak üzere toplam 350.625,76 TL toplam alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına, fazla talebin reddine,
b-Takip tarihi sonrası asıl alacak % 40 temerrüt faizi ile faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
c-Toplam alacağın likit kabul edilen 349.992,05 TL’sinin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 23.951,25 TL harçtan peşin alınan 4.254,15 TL peşin harç ve Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2019/70001 E. sayılı dosyasında yatırılan 1.761,19 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 17.935,91 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 32.993,80 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 419,50 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 1.169,50 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, icra dosyasında yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 6.077,54 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2021

Başkan
✍ e-imzalıdır
Üye
✍ e-imzalıdır
Üye
✍ e-imzalıdır
Katip
✍ e-imzalıdır