Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/199 E. 2021/218 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/199 Esas – 2021/218
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/199 Esas
KARAR NO : 2021/218

HAKİM :

KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : A
DAVALILAR :
VEKİLİ : Av.

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/05/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında, eski Araboğlu binasının 1.470.000-TL (KDV hariç) karşılığında restorasyonun yapılmasına yönelik bir sözleşme bulunduğunu ve davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini eksiksiz tamamlayıp işi teslim ettiğini, toplam tutarı 1.582.616-TL olan 4 fatura düzenlediğini fakat hâla fatura bedellerinden ödenmeyen kısımlar olduğunu, ayrıca işin devamı sırasında davalının isteği üzerine bir kısım ek işler ile sözleşme dışı restorasyon işleri yapıldığını ve bu işlerin bedelinin de talep edilmesine rağmen ödenmediğini, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000-TL’nin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, tüm ödemelerin yapıldığını ve davacının herhangi bir alacağının kalmadığını, nitekim buna ilişkin davanın açılmasından sonraki aşamada 08.05.2020 tarihli protokolün düzenlendiğini, ayrıca işin sözleşme ile kararlaştırılan süreden çok sonra teslim edildiğini ve işin ayıplı olarak imal edildiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davacı vekili, ön inceleme duruşmasından sonra 05.01.2016 havale tarihli beyan dilekçesi ile özetle: Cevap dilekçesi ekindeki protokolü kabul ettiklerini ancak protokolün makbuz hükmünde olup, davadan sonra yapılan ödemenin tahkikat ile belirlenecek alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca davalının isteği üzerine sözleşme dışında 6 kalem iş yapıldığını ve işbu dava ile bunun bedelinin de talep edildiğini bildirmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, sözleşmeye konu işin tamamlanıp davalıya teslim edildiği ileri sürülüp fatura bedellerinden ödenmeyen kısmın tahsili talep edilmekte ve ayrıca davalının talebi üzerine yapıldığı iddia edilen ek işler ile sözleşme dışı 6 kalem işin bedelinin davacıya ödenmesi istenmektedir. İşin teslim tarihi ile dava tarihi nazara alındığında davalı vekilinin zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi olarak tanımlanan objektif dava birleşmesinde, birleştirilen talepler mahkemece birlikte incelenir ve birlikte karara bağlanır. Ancak, bu talepler birbirinden bağımsızdır, yani mahkeme her bir talep için ayrı karar verir ve her bir talep için verilen kararı hükmünde ayrı ayrı gösterir. Somut olayda, davacının sözleşme kapsamında yapılan işlere karşılık düzenlediği fatura bedellerinin ödenmeyen kısmı ile sözleşme dışı işler ve ek işler bedelinin tahsilini talep ettiği görülmekte; davacının iki ayrı talepte bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, talepler, birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmelidir.
Burada öncelikle, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmesi ve içeriği konusunda değerlendirmelerde bulunulacak ve akabinde davacının sözleşme dışı işler ile ek işler bedelinin ödenmesine yönelik talebi tartışılacaktır.
Taraflar arasındaki zorunlu arabuluculuğa ilişkin arabuluculuk son tutanağında, arabuluculuk konusu uyuşmazlık “fatura alacağından kaynaklı alacak, ticari faiz” şeklinde tanımlanmış olup, arabuluculuk konusu uyuşmazlığın fatura alacağından kaynaklı alacak ile ticari faiz konusuna hasredildiği, arabuluculuk görüşmelerinde “sözleşme dışı işler ile ek işler” konusuna yer verilmediği, başka bir deyişle bu hususların arabuluculuk görüşmelerine konu edilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, “sözleşme dışı işler ile ek işler” konusundaki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesine aykırı olarak arabuluculuk görüşmesi yapılmadan ikame edilmiş olup, bu yöne ilişkin davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/2’nci maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddi gerekmektedir. Bu sebeplerle, sözleşme dışı işler ile ek işler bedelinin tahsili istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm duruşmasında bu yöne ilişkin dava değeri 500-TL olarak bildirildiğinden davalı yararına 500-TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sözleşme kapsamında yapılan işlere karşılık düzenlendiği ileri sürülen fatura bedellerinin ödenmeyen kısmının tahsili hakkındaki davaya gelince; davanın ikamesinden sonra düzenlendiği anlaşılan ve taraflarca kabul edilen 08.05.2020 tarihli protokolde, “…yapının inşaat ile ilgili ödemelerinin, arabulucu görüşmesinden sonra, talep ettiğimiz miktara karşı, bilgileri altta bulunan ödemeleri temin ettim…” ifadelerine yer verilmiş olup, protokole konu ödemelerin ifası konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Davacı vekili, protokolün makbuz niteliği taşıdığını ileri sürüp protokole konu ödemelerin mahsubunu talep etmekte, davalı vekili ise tüm ödemelerin yapıldığını ve protokole göre davacının başkaca bir alacağının kalmadığını iddia etmektedir. Buna göre, protokol kapsamında yapılan ödemeyi, davacı vekili “ifa uğrana edim”, davalı vekili ise “ifa yerine edim” olarak nitelendirmektedir.
Bir borç ilişkisinde taraflar kararlaştırdıkları edim yerine bir başka edimin de ifa edilebileceğini kararlaştırabilirler. Yani, alacaklının kabulü ile borçlanılmış edim yerine bir başka edim ifa edilebilir. Alacaklı ile borçlu arasında yapılan anlaşmanın sonucu olarak borçlanılmış edimin yerine bir başka edim geçer. Kararlaştırılan “ifa yerine edimin” borçlu tarafından ifası ile birlikte borç ilişkisi normal bir ifa gibi son bulur. İfa uğruna edim, ifa yerine edimden farklı olup, ifa uğruna edimde borçlu edimde bulunduğunda borçtan kurtulmamaktadır. Borç, ifa edilen edim kadar sona ermektedir (Bkz: Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 17. Bası, 2013, syf. 591 vd.).
Somut olayda, içerdiği ifadelerden davacı tarafından kaleme alındığı anlaşılan 08.05.2020 tarihli protokolde, davacı öncelikle sözleşmeye konu işe ve arabuluculuk görüşmelerine işaret etmiş, akabinde ödemelerin talep edilen miktara karşılık yapıldığına dikkat çekmiştir. Başka bir deyişle, yapılan ödemeyi “talep ettikleri miktara” hasretmiştir. Buradan, protokolün arabuluculuk görüşmelerine konu edilen fatura bedellerinden kalan alacağa ilişkin olduğu sonucuna ulaşılmış, yapılan ödemenin ifa amacıyla değil, ifa yerine yapıldığı değerlendirilmiştir. Hal böyle olunca, fatura bedellerinin bakiyesine ilişkin borcun, protokole konu ödemelerin davalı tarafından ifa edilmesi ile birlikte sona erdiği kabul edilmişt, fatura bedellerinin ödenmeyen kısmının tahsili hakkındaki davanın konusuz kaldığı değerlendirilmiştir. Davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği ve davacının dava tarihi itibariyle haklı olduğu değerlendirilmiş, bu yöne ilişkin dava değeri de nazara alınarak davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Davadan önceki zorunlu arabuluculuğa ilişkin arabuluculuk ücreti ile yargılama giderleri, davanın kabul (4.500-TL) ve ret (500-TL) edilen miktarına göre taraflara tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının fatura bedellerinin tahsiline yönelik davasına ilişkin olmak üzere, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının sözleşme dışı işler ile ek işler bedelinin tahsiline yönelik davasına ilişkin olmak üzere, davanın reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 26,09-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafında yapılan toplam 189,90-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 170,91-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinden bırakılmasına,
6-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 500-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinden 132-TL’nin davacıdan ve 1.188-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
05/04/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.