Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/197 E. 2023/348 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/197 Esas – 2023/348
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/197 Esas
KARAR NO : 2023/348

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Kaynaklanan Davalar)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 10/04/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı banka ile … arasında 21.11.2014 tarihli Ticari Kart Sözleşmesi imzalandığını ve davalıya üretici kart şeklinde bir kredi kartı tahsis edildiğini, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilip davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak borcun atıfet süresi içinde de ödenmediğini, akabinde davalı aleyhine takibe girişildiğini, fakat takibin itiraz üzerine durduğunu, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2020/722 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının, 2015 yılında, davalı bankaya ait … numaralı kredi kartını kullanmaya başladığını, ancak hiçbir zaman … numaralı bir kredi kartının olmadığını, böyle bir kart kullanmadığını, konu ile ilgili yapılan şikayetinin Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/7868 Soruşturma numaralı dosyasından değerlendirildiğini ve bu dosyanın neticesinin beklenilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2020/722 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Alacaklı-davacı tarafından borçlu-davalı aleyhine fer’ileriyle birlikte toplam 17.735,64-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, ancak borçlu-davalının süresi içinde borca itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan 14.12.2020 tarihli raporda özetle: Takip dayanağının davacı banka ile … arasındaki 21.11.2014 tarihli Ticari Kart Sözleşmesi ve bu sözleşme kapsamında davalıya tahsis edilen … numaralı kredi kartından kaynaklı borç (nakit avans ve alış-veriş, kredi harcamaları) olduğu, davalının bu kredi kartından evvel kullandığı … numaralı kredi kartı sebebiyle davacıya borcu bulunmadığı, banka kayıtlarına göre borcun kaynağı olan … numaralı kredi kartının … isimli kişiye imza karşılığı teslim edildiği, bu kişi hakkında ise davalının şikayeti üzerine başlayan soruşturmanın derdest olduğu, bu kredi kartından doğan borcun takip tarihi itibariyle toplam 17.205,73-TL olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Çarşamba 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/403 E. sayılı dava dosyası Uyap’tan celp edilmiş olup, incelenmesinden: (davalı) …’ın müşteki ve …’in sanık olarak taraf olduğu davada, …’in, (davalı) …’a ait Denizbank kartını kuryeden teslim alarak ve kartı bu şekilde ele geçirdikten sonra (davalı) …’ın rızasına aykırı olacak şekilde 02.12.2018 tarihinde 3.000-TL ve 1.000-TL, 11.04.2019 tarihinde 4.000-TL ve 3.000-TL olmak üzere nakit avanslar kullandığı, kartın teslim edildiği teslimat detayı ibareli evraktaki imzaların …’e ait olduğunun kriminal raporu il tespit edildiği, (davalı) …’a ait Denizbank kredi kartının … tarafından teslim alındığı ve onun rızası olmaksızın farklı tarihlerde birden fazla kez olmak üzere kullanıldığı belirtiltildikten sonra, …’in 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 40-TL APC ile cezalandırılmasına karar verildiği, neticeten HAGB kararı verildiği ve kararın 01.11.2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalının, davanın devamı sırasında vefat emesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiş ve davaya mirasçılarına karşı devam edilmiştir.
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Toplanan delillerden; taraflar arasında akdedilen 21.11.2014 tarihli Ticari Kart Sözleşmesi kapsamında … numaralı kredi kartının banka tarafından davalıya tahsis edildiği ve davalı tarafından kullanılmaya başlandığı, davalının kart üzerinden yaptığı harcamalarla ilgili borçlarını ödediği ve bu kart sebebiyle davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı, işbu davanın konusunun ise … numaralı başka bir kredi kartının nakit avans ve alış-veriş harcamalarında kullanılmasına bağlı olarak ortaya çıkan borç ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır.
Oysa; davalı, … numaralı kredi kartını hiçbir zaman kullanmadığını ve böyle bir kartının bulunmadığını ileri sürmüş, konu ile ilgili cezai tahkikatın sonucunun beklenilmesini talep etmiştir. Nitekim, Çarşamba 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/403 E. sayılı dava dosyası üzerinden yürütülen kovuşturmada, kredi kartı kurye teslim tutanağındaki imzaların (sanık) …’e ait olduğu ve kartın bu kişi tarafından farklı tarihlerde kullanıldığı yönünde tespit yapılıp, … hakkında 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 40-TL APC ile cezalandırılmasına şeklinde hüküm kurulduğu, netice olarak HAGB kararı verildiği ve kararın bu şekilde kesinleştiği görülmüştür.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sonuçları itibariyle bir mahkumiyet kararı değildir. Kural olarak, sanığın aleyhine sonuç doğuracak şekilde bir etki yaratmaz. Anılan ceza kararı türü, hukuk hakiminin mutlaka bağlı olmasını gerektiren ceza kararı niteliğinde değildir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın belirtilen nitelikleri, zikredilen kararla sonuçlanan ceza davalarına hukuk davalarında delil olarak dayanılmasını engellemez. Keza, bir ceza davasının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararla sonuçlanması, hukuk mahkemesinin, ceza davası kapsamında toplanan delilleri ve tespit edilen olguları tamamıyla gözardı etmesini de gerektirmez.
Somut olayda, borcun dayanağı … numaralı kredi kartının davalıya teslim edilmediği ve hiçbir zaman davalı tarafından kullanılmadığı, bilakis … isimli kişi tarafından teslim alındığı ve bu kişi tarafından kullanıldığı, nakit avans ve alış-veriş kredi harcamalarının bu kişiye ait olduğu ceza mahkemesince saptanmış olup, orada bu kabul ile sonuca gidilmiştir. O halde, ceza mahkemesinin oluşa dair bu kabulü doğrultusunda değerlendirme yapılmalı ve kartın davalıya teslim edilmemiş ve onun tarafından kullanılmamış olması sebebiyle davalıdan alacak isteminde bulunulamayacağı kabul edilmelidir. Kartın, müşteriye / doğru kişiye teslim edilmemesindeki sorumluluk ise tamamı ile davacı bankaya aittir.
Bu sebeplerle, davalıya teslim edilmeyen ve onun tarafından kullanılmayan bir karttan yapılan harcamalar sebebiyle davalıdan istemde bulunulamayacağı değerlendirilmiş, davanın reddine karar verilmiştir. Davacının haksız olduğu anlaşılmış, ancak takibe girişmekte kötü niyetli olduğu kanaatine ulaşılamadığından davalının tazminat talebi reddedilmişmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 34,31-TL’nin kesinleşme şerhi düzenlendikten sonra, istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Zorunlu arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 20/03/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.