Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/152 E. 2023/326 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/152 Esas – 2023/326
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/152
KARAR NO : 2023/326

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KAR. YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 17/02/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketler arasında Samsun Tekkeköy ilçesi … parselde yapılmış olan … Otel projesinin Alüminyum Giydirme Cephe işleri sözleşmesinin imzalandığını, Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/71 D.iş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporu sonrasında müvekkili şirketin iyi niyeti ile davalı şirketlerin bilirkişi raporu doğrultusunda gizli ayıbı gidermesi talep edilmiş ise de sonuç alınamadığını, sözleşmelerden kaynaklı cezalara ve ceazi şartlara ilişkin olarak talep ve dava hakları saklı kalmak koşulu ile tespit raporunda yer alan 184.035,60 TL’nin tespit sonrasında da devam eden ayıba ilişkin olarak dosya kapsamında bilirkişilerce belirlencek ayıplı plakalar ile ilgili belirlenecek her türlü bedel ile yine fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 13.220 TL lik kısmının işleyecek en yüksek ticari faizi ile Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesi değişik iş dosyasında yapılan masrafların ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili 26/09/2021 tarihli süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; yapılan tebligatın usulsüz olduğunu davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin edimini 15/03/2014 tarihinde teslim ettiğini 2 yıllık garanti süresinin dahi geçtiğini, malzemenin temini bakımından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun TBK 472/2 maddesindeki hususla sınırlı olduğunu, müvekkilinin seçilen malzemeye göre yalnızca uygulama işi yaptığını ve danışman olan diğer davalı …’nin her safhada onayının alındığını, gizli ayıp bulunmadığını olsa olsa açık ayıp olabileceğini, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, tespit edilen rakamların kabul edilmediğini beyanla teslim protokolü ibraname sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılara duruşma gününü bildirir tebligatlar yapılmış, yargılamaya katılmamış, cevap vermemiştir.
Toplanan deliller.
Samsun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/71 D-iş sayılı dosyası, 27/01/2020 ve 31/01/2021 tarihli faturalar, davacı vekilinin 16/07/2020 tarihli delil listesi, davacı ile davalı … arasındaki 05/11/2012 tarihli sözleşme ve ek sözleşmeler, 05/11/2012 tarihli … Cephe İşleri Özet Teknik Şartnamesi, 05/11/2012 tarihli İSG Planına uyulacağına ilişkin taahhüt formu, … Oteli Projesi Anahtar Teslimi Alüminyum Girdirme Cephe Yapı İşleri Sözleşmesi ve Ekleri Ön Bilgi Formu, Yüklenici İSG Sorumlusu Taahhütnamesi, Yapım Sözleşmesi Genel Şartları, 22/01/2020 tarihli Samsun Hilton Otel Dış Cephe Tadilat İşleri sözleşmesi, tarihsiz davacı ile davalı … arasındaki protokol/ibraname, … ‘ne ait hakediş faturaları, davalı …’nin davacıya kestiği faturalar, davacı ile davalı … arasındaki 01/07/2011 tarihli ”Mimari Ve İç Mimari Proje Hizmetleri Sözleşmesi”, mail yazışmaları, ticaret sicil kayıtları.
Davacının çektiği Tekkeköy 1.Noterliğinin 11/09/2018 tarih ve 9012 yevmiye nolu, 09/11/2018 tarih ve 11061 yevmiye nolu, 09/11/2018 tarih ve 11054 yevmiye nolu, 12/12/2018 tarih ve 12241 yevmiye nolu ihtarnameleri, Kadıköy 18.Noterliğinin 17/10/2018 tarih 22668 yevmiye nolu ihtarnamesi, Beyoğlu 28.Noterliğinin 23/11/2018 tarih 15072 yevmiye nolu ihtarnamesi, arabuluculuk son tutanağı.
İki inşaat mühendisinden oluşan heyetten alınan 06/08/2021 tarihli rapor, nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden alınan 13/08/2021 tarihli rapor, iki inşaat bir nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten alınan 24/01/2022 tarihli ek rapor, inşaat mühendislerinden oluşan heyetten alınan 02/06/2022 tarihli ek rapor, iki inşaat bir nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten alınan 04/01/2023 tarihli ek rapor, inşaat bilirkişilerinin duruşmada alınan sözlü beyanları, davacı vekilinin 04/03/2022 tarihli dava değerini 331.326,00.-TL’ye arttırdığına ilişkin ıslah dilekçesi, davalı …’nin ıslaha karşı 09/03/2022 tarihli zamanaşımı def’i, tarafların raporlara karşı beyan ve itiraz dilekçeleri, TTK, TBK, yüksek yargı kararları ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve GEREKÇE;
1-Dava, eser sözleşmesine dayanan tazminat talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davacı ile davalı … arasında 05/11/2012 tarihli … Otel projesinin Alüminyum Giydirme Cephe İşleri Sözleşmesinin ve ek sözleşmelerin; davacı ile davalı …’nin arasında ise 01/07/2011 tarihli mimari ve iç mimari proje hizmetleri sözleşmesinin imzalandığı, davacı ile davalı … arasında ise herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığı, davacıya ait Samsun ili Tekkeköy ilçesi … parselde yapılmış olan … Otel projesinin alüminyum giydirme cephe işlerinin sözleşme kapsamında teslim edildiği ancak işin gizli ayıplı olması sebebiyle yapılan tespit sonucu hesaplanan 184.035,60 TL masraftan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.220,00 TL’lik kısmın ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
2-Pasif husumet incelemesi: Davacı şirket ile davalı … arasında 05/11/2012 tarihli sözleşme ile dosyaya sunulan bir kısım ek sözleşmelerin bulunduğu, davacı şirket ile davalı … … Ltd. Şti arasında ise 01/07/2021 tarihli sözleşmenin olduğu, diğer davalı … ile yapılmış yazılı sözleşmesinin ise bulunmadığı, ancak dosyaya sunulan mail yazışmaları ile davacı vekilinin 29/04/2022 tarihli dilekçesinden işbu davalıdan malzeme temin eden tedarikçi firma olduğu, buna göre tüm davalıların pasif husumet ehliyetlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
3-Zamanaşımı def’inin incelenmesi: Davalılara duruşma günü tebligat kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar … ve …. yazılı cevap vermemiş, yargılamaya katılmamış, bu nedenle zamanaşımı def’inde bulunmamıştır. Davalı … vekili 26/09/2021 tarihli dilekçesiyle zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de esasa cevap süresi içerisinde değildir. Ancak davalı taraf yapılan tebligatın geçersiz olduğu ileri sürmektedir. Bu nedenle davalı … yönünden zamanaşımı def’inin süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti için öncelikle tebligatın geçerliliği incelenmelidir.
4-a)Davalı … ‘ne ilk tebligat dava dilekçesinde bildirilen adrese yapılmış, bila ikmal dönmüştür. Sonrasındaki tebligat ise şirketin ticaret sicil kayıtlarında bulunan ”…” adresine çıkartılmış, evrakı işyerinde almaya ehil ve yetkili çalışan imzasına 10/06/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekili ise 26/09/2022 tarihli dilekçesiyle işbu tebligatın usulsüzlüğünü iddia etmiştir. Eklediği ticaret sicil kaydına göre tebligat yapılan adresin şirket adresi olmadığı görülmektedir. Tebligat yapılan kişinin de gerçekte tebligata almaya ehil olup olmadığı dosya kapsamından belli değildir.
b)Davalı … ‘ne ticaret sicil kaydındaki adrese çıkan tebligat 11/06/2020 duruşma gününden bir gün önce tebliğ edilmiş ancak Covid-19 tedbirleri kapsamında duruşma 02/07/2020 tarihine ertelenmiştir. Ön inceleme duruşma günü 13/06/2020 tarihinde bu davalının UETS adresine tebliğ edilmiştir. Ön inceleme duruşması 02/07/2020 tarihinde yapılmış olup arada yasal 2 haftalık cevap süresi bulunmaktadır, öte yandan davalı vekili bilirkişi raporuna süresi içerisinde 31/08/2021 tarihinde itiraz etmiştir. Dolayısıyla davadan 24/09/2021 tarihinde haberdar olduğuna ilişkin beyanı doğru değildir. Dava tarihinden önce 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/17 D-iş dosyasında rapor şirketin ticaret sicildeki adresine tebliğ edilmiş, cevap verilmiştir. 08/11/2021 tarihli celsede tebligata ilişkin gerekçeli ara karar ile davalı vekilinin talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan işbu veriler kapsamında ön inceleme duruşma gününden önce davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, duruşmadan haberdar olduğu kanaatine varılmış, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin savunmaya itibar edilmemiştir. Buna göre dava dilekçesinde istenen talep yönünden zamanaşımı def’inin süresinde yapılmadığı sonucuna varılmıştır. Islah edilen kısım yönünden yapılan zamanaşımı def’i ise aşağıda incelenecektir.
5-a)Garanti sözleşmesi/ibraname değerlendirmesi: dosyada ”protokol-ibraname” başlıklı davacı ile davalı … arasında aktedilen sözleşme bulunmaktadır. Sözleşmenin 2.maddesine göre işin işprogramı ve ara görüşmelere uygun noksansız olarak 15/03/2014 tarihinde işverene teslimi hususunda taraflar anlaşmıştır. 11.maddede ise gizli ayıplardan dolayı 2 yıllık garanti süresinin öngörüldüğü görülmektedir. 15/03/2014 tarihindeki teslime göre 15/03/2016 tarihinde garanti süresi sona ermektedir.
b)TBK’nun 477/son maddesine göre eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır, bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. Garanti sözleşmesiyle işsahibinin ihbar yükümlülüğü ortadan kalkmakta ise de zamanaşımı süresinden az garanti süresi halinde bu yükümlülük devam eder. Yani burada iş sahibi davacının ihbar yükümlülüğü devam etmektedir (Eser Sözleşmesi Uygulaması, M.Öztürk, Z.Gözütok, s:152).
c)Dosya kapsamından gizli ayıbın garanti süresi içerisinde ortaya çıktığı, yükleniciye ihbar edilmediği, dolayısıyla garanti sözleşmesi gereği davalı … ‘nin ibra edildiğine yönelik sunulan delil bulunmamaktadır. Ez cümle işbu davalı gizli ayıbın garanti süresi içerisinde çıktığını yasal delillerle ispat edememiştir. O halde ayıbın garanti süresinden sonra ortaya çıktığının kabulüyle ibra niteliğindeki sözleşmenin davalı …’nin sorumluluğuna etkisi olmayacağı sonucuna varılmıştır.
6-Eserin gizli ayıplı olup olmadığına ilişkin değerlendirme: 04/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda ”SVK firmasının teknik uygulama kitapçığında bina yüksekliği 10-40 metre aralığında ve konum deniz kıyısına yakın olan binalarda dikeyde atılması gereken metal profil mesafesinin 400mm veya 500mm olması gerektiği, yatayda 2 perçin kullanılmış ise (2×2) düşeydeki perçinlerin mesafesi maksimum 400mm, 3 perçin kullanılmış ise (3×3) düşeydeki perçinlerin mesafesi maksimum 600mm olması gerektiği, ancak uygulamanın sökülmesi ve ölçülmesi işlemi ile yapılan kontrollerde düşey profil mesafe standartlarına uyulmadığı, düşey profil mesafelerinin istenen maksimum mesafe olan 400mm’in çok üzerinde ve 950mm olarak uygulandığı tespit edildiği” belirtilmiştir. Yine kök raporumuzda ”SVK firmasının teknik uygulama kitapçığında ilk atılması gereken perçinin köşeden düşeyde 70mm, yatayda ise 30mm uzaklıkta olması gerektiği belirtilmiş ancak uygulamanın sökülmesi ve ölçülmesi işlemi ile yapılan kontrollerde uygulamanın standartlarına uyulmadığı düşeyde 87mm, yatayda 60mm olarak uygulandığı tespit edildiği” belirtilmiştir. Dava konusu işte ortaya çıkan gizli ayıbın öncelikli nedenleri uygulama hataları olup uygulamanın davalı … Ltd. Şti tarafından yapılması nedeniyle öncelikli olarak sorumlu olduğu, uygulamanın kök raporumuzda da belirtildiği üzere öncelikli olarak teknik uygulama kriterlerine uyulmamasından kaynaklandığına kanaat getirilmiştir. Ancak gizli ayıbın ortaya çıkmasında etkisi daha az olan perçin kullanımı konusunda diğer davalı … Proje Danışmanlık İnş.ve Tic.Ltd.’den dava dosyasına sunulan ve davalı … ile diğer davalı … Proje Danışmanlık yetkilileri arasında gerçekleşen 14 Şubat 2013 tarihli mailleşmede … yetkilisinin perçin yerine vida kullanmak istediği … yetkilisinin ise vida için onay vermediği dava dosyasına sunulan maillerden anlaşılmaktadır. Davalı …’nin perçin yerine vida kullanma onayı alamayıp perçin kullanmaya devam etmesinden sonra uygun perçin için bildirimde bulunabileceği perçin çapını uygun hale getirebileceği, uygun değilse uygulamayı yapmaması gerektiği düşünülmektedir. Bu sebeplerle dava konusu işte ortaya çıkan gizli ayıpların öncelikli olarak uygulamadaki yanlışlardan ve kullanılan perçinlerden meydana geldiğine kanaat getirildiğinden malzeme seçimi hususunun dava konusu işin öncelikli sorumlu … ile ikincil sorumlu … Proje Danışmanlık İnş.’ın sorumluluklarına etkisinin olmadığına kanaat getirilmiştir.” şeklinde görüş bildirilmiştir. Teknik bilirkişilerin duruşmada alınan sözlü beyanlarıyla 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/71 D-iş dosyasına sunulan 07/01/2019 tarihli raporunda değerlendirilmesi sonucu özetle; kullanılan perçinlerin niteliğinin ve perçin mesafesinin uygun olmaması, kullanılan levhaların kalınlıklarının 12 mm olması gerekirken 8 mm ‘lik levhaların kullanılmış olması, düşey profil mesafelerinin standartlara uymaması ve teknik uygulama kitapçığına uygun şekilde işlem tesis edilmemesi ve bu hususun sonradan ortaya çıkması sebebiyle gizli ayıp olduğu sonucuna varılmıştır. Yani gizli ayıp hem malzeme seçiminden hem de uygulama hataları, yanlışlıklarından kaynaklanmaktadır.
7-a)Davalıların sorumluluklarının tespiti: Davalılardan … ile davacı şirket arasında yapılan 01/07/2011 tarihli sözleşmenin 3.maddesinde yapılacak işler başlığı altında ”yapıda genel olarak kullanılacak cephe malzemelerinin belirlenmesi ve özet mahal listesinin hazırlanması”, 3.2 kontrolörlük hizmeti başlığında ”imalatçı firmalarca hazırlanacak inşaat imalat detaylarının (shop drawing) onaylanması davalının sorumlulukları arasında gösterilmiştir. Yani gerek malzemelerin belirlenmesinden gerekse yapılan işlerin kontrolünde davalı … sorumludur. Buna göre gerek malzemelerin ayıplı çıkması sebebiyle gerekse uygulama hataları sebebiyle işbu davalının sorumluluğu bulunmaktadır.
b)Davacı ile davalı … arasındaki 05/11/2012 tarihli sözleşmenin 16.maddesine göre aksi belirtilmedikçe işlerin ifasıyla ilgili olarak gerekli her türlü tesis, malzeme, yardımcı malzeme, sarf malzemesi ve aksesuar yüklenici tarafından temin edilecektir. Maddenin 2.fıkrası gereği numunesi işveren tarafından onaylanmamış proje ve teknik şartnameler bakımından uygun vasıfta olmayan tesis ve malzemeler hiçbir şekilde kullanılmayacaktır. Fenni nitelik ve şartlara haiz uymayan ve TSE standartlarına uymayan malzeme kullanılmasından doğacak her türlü sorumluluk doğrudan doğruya yükleniciye ait olacaktır. Sözleşmenin işbu maddeleri ile niteliği nazara alındığında işbu davalının sorumluluğunun uygulama yanında malzeme seçimine de dayandığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından malzeme seçiminden sorumlu olmadığı çeşitli gerekçeyle ileri sürülse de sözleşme hükmü açık olup davalının seçilen malzemeleri kontrol etmesi ve davacının onayına sunması gerekmektedir. Bu yönde ise sunulan delil bulunmamaktadır. Sonuç itibariyle işbu davalı da malzeme seçimi ve uygulama hatalarından oluşan gizli ayıplardan sorumludur.
c)Davacı ile davalı … arasında yazılı bir sözleşmenin bulunduğuna dair herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Ancak özellikle davalı … ile olan email yazışmaları ve davacı vekilinin 29/04/2012 tarihli dilekçesi nazara alındığında işbu davalının tedarikçi firma olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı ile diğer davalılar arasında yapılan sözleşmelerden anlaşıldığı üzere malzeme tedariki ise diğer davalıların sorumluluğundadır. Bu durumda davacının işbu davalıyla sözleşmesel ilişkisi bulunduğunu yasal delillerle ispatlaması gerekmektedir. Dosya içerisinden bu yönde bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan bu davalıya sipariş edilen bir malzeme listesi bulunmadığı gibi ayıplı olarak tedarik edilen malzemelerin bu davalı tarafından temin edildiğine dair de herhangi bir yasal delil bulunmamaktadır. Yani hangi malzemelerin sipariş edildiği davalının karşılığında hangi malzemeyi gönderdiği ve bu malzemelerin ayıplı olduğuna ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
8-Ayıp ihbarı değerlendirmesi: TBK 477/son maddesine göre davacı işveren gizli ayıp sonradan ortaya çıkarsa durumu gecikmeksizin yükleniciye bildirmek zorundadır. Dosya kapsamından davacı işverenin ayıp hususunun davalı … ‘ne 11/09/2018 tarihli, davalı …’ne 09/11/2018 tarihli ihtarnameler ile ihbar ettiği anlaşılmaktadır. Eserin teslim tarihi ise 15/03/2014 tarihi olup davacı 05/12/2018 tarihinde tespit talebinde bulunmuştur. Öyleyse bu tarih öncesi ayıbın varlığından haberdar olmuş ise de tam tarihi hakkında delil bulunmamaktadır. Davalı taraf ayıbın süresinde yapılmadığına ilişkin iddiasını yasal delillerle ispatlayabilmiş değildir. Öte yandan ayıbın ihbar süresinde yapılmadığı resen incelenemez. Davalının süresinde def’i olarak ileri sürmesi gerekir. Bu def’inin ise esasa cevap süresi içerisinde yapılması gerekmektedir. Davalı … 13/06/2020 tarihli ön inceleme duruşma gününün tebliği sonrası süresi içerisinde bu hususu ileri sürmemiş diğer davalılar cevap vermemiştir. Buna göre ayıbın süresi içinde ihbar edilmediği hususu mahkememizce resen değerlendirilemez (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2015/4343 Esas 2016/2603 Karar sayılı ilamı).
9-Davacının taleplerinin incelenmesi: davacının kullanabileceği haklar TBK 475.maddesinde sayılmış olup, 2.fıkraya göre eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim istenebilir. Davacıda yaptırdığı tespit sonrası ayıplı eserin giderilmesi amacıyla yapılacak/yaptığı masrafları talep ettiğine göre bedellerinden indirim talep ettiği kabul edilebilir. Dava dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla yapılan masraflara ilişkin olarak 13.220,00 TL talep edilmiş, alınan bilirkişi raporu sonucu 04/03/2022 tarihli dilekçesiyle talebini ıslah ederek 331.326,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
10-a)Bedel tespiti: Davacı ilk olarak 11/09/2018 ve 09/11/2018 tarihli ihtarları ile ayıp ihbarında bulunmuş ise de, 20/12/2018 tarihli dilekçesiyle tespit talep etmiş, 08/01/2019 tarihli rapor sonrası 17/02/2020 tarihinde dava açmıştır. Ayıbın garanti süresi içerisinde ortaya çıkması halinde bu tarihteki rayice göre hesaplama yapılması gerekecekti. Ancak somut olayda ayıp garanti süresi sonrası ortaya çıkmakla bu tarihteki rayiçlere göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında gizli ayıbın 2018 Kasım-Aralık aylarında ortaya çıktığı tespiti yapılmıştır. Yapılan tespit dosya kapsamındaki delillerle uyumludur. O halde bu tarih itibariyle rayiç değerler esas alınmalıdır. 04/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda ayıbın ortaya çıktığı Kasım-Aralık 2018 tarihi itibariyle davacının mahsup edebileceği gizli ayıbın giderilme bedeli olarak yapılan masraf 218.336,06 TL hesaplanmış, bu bedelin rayiç olduğu teknik bilirkişilerin sözlü beyanlarıyla açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre davalı …’nin işbu bedelle sorumlu olması gerektiği kanaatine varılmıştır.
b)Davalı …’nin de gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle belirlenen ve TBK 475/2 kapsamında değerlendirilen bedelden sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davacı tarafın 04/03/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı 09/03/2022 tarihinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. TBK 478.maddesi gereği zamanaşımı teslim tarihinden başlamak üzere taşınırlarda 2 yıl olup ağır kusurun varlığı halinde 20 yıldır. Dosyada ağır kusurun varlığına ilişkin kanaat verici delil bulunmamaktadır. Eserin teslim tarihi ise tarafların imzası bulunan protokol ibraname başlıklı belgede 15/03/2014 olup 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu görülmektedir. Davalı taraf süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan sorumluluğunun yalnızca 13.220,00 TL ile sınırlı olması gerektiği, bu davalı yönünden ıslah edilen kısmın fazla kısmın zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
11-Taraflar tacir olup dava tarihi öncesi davalıların temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla ve talep gereği dava tarihinden itibaren avans faize hükmedilmiştir.
12-Davacı taraf bilirkişi raporlarına itiraz ederek ayıplı levha sayısının daha fazla olduğunu ileri sürmüştür; ancak mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan rapor ile tespit yapıldığından ve raporlar yeterli görülmüş, itibar edilmemiştir. Davacı taraf dava dilekçesine ekli faturaların da değerlendirilmesini talep etmiş olup, teknik bilirkişilerin sözlü beyanlarından hesaplanan bedelden işbu fatura konusu işlerinde dahil edildiği anlaşılmış, ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
13-Davacı vekili ıslah miktarının alınan rapor sonrası yapıldığını kusurlarının bulunmadığını bildirmiştir. Gerçekten mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan 24/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporu sonrası 04/03/2022 tarihinde ıslah dilekçesi verilmiştir, ancak rapor ve ek raporda ayıp bedeli dava tarihi itibariyle tespit edilmiştir. Oysa davanın niteliği gereği gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle rayiç değerlere göre tespit edilen bedele hükmedilebileceğinden yapılan ıslahtan davacı sorumludur.
14-Davalı … ‘nin tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin iddiaları ve zamanaşımı def’i yukarıda incelenmiş olup, bu gerekçelere atıf yapılmakla yetinilmektedir. Sözleşmenin açıklığı karşısında malzeme seçiminden de sorumlu olduğu önceki yüklenicinin seçtiği malzemeyi kullandığı hakkında delil ibraz etmediği sonucuna varılmıştır. Gizli ayıbın garanti süresi içerisinde ortaya çıktığı işbu davalı tarafından ispat edilememiş, keza süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yasal süre içerisinde ileri sürülmemiş, dolayısıyla mahkememizce resen değerlendirilmemiş, bu nedenlerle diğer savunmaları da yerinde bulunmamıştır.
15-Davalı …’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı tutanaktan anlaşılmaktadır. Bu durumda 6225 sayılı yasanın 18/A-11 maddesi gereği hakkındaki dava reddedilmiş olmasına rağmen yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulması gerekmiştir.
16-Davalı … yönünden reddedilen kısım nazara alınarak vekalet ücreti taktiri gerekmekte ise de, davanın tazminat davası niteliği nazara alındığında AAÜT 13/3 maddesi gereği davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti kadar vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Davalı … hakkındaki davanın REDDİNE,
2-218.239,06 TL’nin davalılar … ile davalı …’den (davalı … Doğrama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin sorumluluğu 13.220,00 TL olmak üzere) dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davalı … yönünden ıslah edilen kısım hakkındaki davanın zamanaşımı sebebiyle REDDİNE,
4-Alınması gerekli 14.907,91 TL harçtan peşin 225,77 TL ve ıslah sonucu alınan 5.432,46 TL olmak üzere toplam 5.658,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.249,68 TL harcın davalılar … ile …’den (davalı … 903,06 TL’sinden sorumlu olmak olmak üzere) alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 33.553,47 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’den (davalı … 9.200,00 TL’sinden sorumlu olmak olmak üzere) alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 13/3 maddesi uyarınca hesaplanan 33.553,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince davalı … arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından, davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 1.121,20 TL, bilirkişi ücreti 7.500,00 TL ve keşif harcı 419,90 TL olmak üzere toplam 9.041,10 TL’nin davalılardan (Davalı … tamamı ile, davalı … 5.955,23 TL ile, davalı … 360,74 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince davalı … arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından, davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 287,97 TL ile ıslah sonucu yatırılan 5.432,46 TL olmak üzere toplam 5.720,43 TL harcın davalılardan (Davalı … tamamı ile, davalı … 3.767,95 TL ile, davalı … 228,25 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince davalı … arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan Davalı … tamamı ile, davalı … 869,46 TL ile, davalı … 52,67 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ……Şti vekilinin yüzüne karşı, ……Şti yönünden kesin, diğerleri yönünden mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır