Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/14 Esas – 2022/476
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/14 Esas
KARAR NO : 2022/476
HAKİM :
KATİP : H
DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : … N.
VEKİLİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 27/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili adına Samsun İcra Müdürlüğünün 20119/52719 esas sayılı dosyası ile 30/04/2019 keşide tarihli 93.000TL bedelli çekin banka sorumluluğu olan 2.030TL düştükten sonra 90.970TL üzerinden icra takibi yaptığını oysa ki bu çekin karşılıksız çıkması üzerine müvekkilinin aynı tarihte 45.000TL +45.000TL tutarlı Kuveyt Türk bankasına ait iki adet çeki davalıya verdiğini, bu çeklerin de ödendiğini, icraya konulan çekin müvekkiline iade edilmesi gereken çek olduğunu, davalıya borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çek yerine yeni çekler verildiği iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafça iddiasına dayanak olarak gösterilen 30/04/2019 tarihli tahsilat fişinde herhangi bir ihdas nedeninin bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek, davacı tarafından kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanağı aslı ve icra dosyasının bir suretinin ibraz edildiği görülmüştür.
Cevap dilekçesi ekinde ihtarnameler, whatsapp mesajları, fatura ve faturaya konu işlere ilişkin liste, teklif ve servis formları, araç takip sistemine ilişkin kayıtlar sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 20/10/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Mali müşavir bilirkişiden 20/10/2021 tarihli rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi kapsamında kambiyo senedine dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; … ait keşidecisi … olan, … numaralı 93.000,00- TL bedelli çekin davacı tarafça borcuna istinaden davalı şirkete ciro edildiği, karşılıksız çıkması akabinde davalı … .. tarafından davacı …. .. ve dava dışı keşideci … aleyhine çeke dayalı olarak Samsun İcra Dairesi’nin 2019/52719 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacının çek bedelinin 45.000,00 TL’lik başkaca 2 adet çek ile ödendiği iddiasına dayalı eldeki menfi tespit davasını ikame ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince 14/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş olup, incelenmesinde esasen davadaki taleplerin ve maddi vakaların değiştirilmediği, takibe ve davaya konu çekin vade tarihi olan 30/04/2019 tarihi ve sonrasında yapılan ödemeler ile bedelinin ödendiği ancak davalı tarafça çekin müvekkiline iade edilmediği, başlatılan takip sebebi ile borçlu olunmadığı, takip sırasında satılan … plakalı araç bedeli bakımından istirdat taleplerinin bulunduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasında takibe konu çek karşılığında yüklenilen edimin yerine getirildiği yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkememizce 93.000,00 TL bedelli çekin bedelinin davacı tarafça ödenip ödenmediği yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır.
Bu çerçevede taraf defterlerinin incelenmesi amacıyla dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup, düzenlenen 20/10/2021 tarihli raporda özetle; taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davada bahsi geçen çeklerin iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davaya konu 93.000,00 TL’lik çekin vadesinden sonra davalı şirket defterlerinde 10/05/2019 tarihinde iade olarak kayıt edildiği, iade tarihinden sonra davacı tarafından yapılan ödemelerle 31/07/2019 tarihinde davacının takip edildiği hesap bakiyesinin sıfırlandığı, bu tarihten sonra davalıyı alacaklı duruma getiren 25/12/2019 tarih 123.360,01 TL faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı yanca her ne kadar takibe konu çek karşılığında 2 adet çek verildiği iddia edilmiş ise de, verilen 2 adet 45.000,00 TL’lik çekin takip konusu çeke istinaden verildiği ticari defterlerin incelenmesinde ortaya konulamamış, sunulan 30/04/2019 tarihli tahsilat makbuzunun takip konusu çek ile bağlantısı kurulamamış, kaldı ki bedellerin dahi örtüşmediği görülmüş, davacının bu iddaisını yazılı delillerle ispat edemediği anlaşılmış, taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak ticari defterlerdeki cari hesap incelenmek suretiyle çek bedelinin ödenip ödenmediği değerlindirilmiştir.
Davalı tarafça 25/12/2019 tarihli, 123.360,01 TL bedelli fatura sebebi ile alacağın bulunduğundan bahsedilmiş ise de, söz konusu faturanın davaya konu takibin ve eldeki davanın konusunu oluşturmadığı, kaldı ki davacı tarafça bahsi geçen faturanın kabul edilmediği ve iade edilerek deftere kaydının yapılmadığı anlaşılmakla, fatura borç/alacak durumunun değerlendirilmesinde dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu çerçevesinde; davalının kendi ticari defterlerine göre 30/04/2019 tarihli 93.000,00 TL bedelli çekin ödeme tarihinden sonra 31/07/2019 tarihinde hesap bakiyesinin sıfırlandığı, yine davacının kendi defterlerine göre anılan tarih sonrası borcunun görülmediği, şu halde taraf defterlerinin 31/07/2019 tarihi itibariyle davacının çek sebebi ile borçlu olmadığı yönünde birbirini doğruladığı anlaşılmaktadır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıda olmakla beraber, davacı/borçlunun hukuki ilişkinin varlığını kabul edip, bunun başka bir sebeple geçersiz olduğunu ya da sona erdiğini ileri sürmesi halinde ispat yükü davacı/borçluya geçecektir. Nitekim dayanağın kambiyo senedi olması halinde kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Somut olayda taraflar arasında senedin düzenlenmesini gerektiren ticari ilişkinin varlığı iki tarafın da kabulündedir ve davacı cirodaki imzayı inkar etmemektedir. Şu halde davacının çek bedelinin ödendiği iddiasını aynı kuvvette yazılı belge ile ispat etmesi gerekmektedir. Davacı/borçlunun senedin ödendiği iddiasına ilişkin olarak taraf defterleri incelenmiş, çekin ödeme tarihinden sonra 31/07/2019 tarihi itibariyle davacının borç bakiyesinin sıfırlandığı her iki taraf defteri ile de ortaya konulmuş olup, davacı iddiasını yazılı deliller ile ispat etmiştir.
Davacı vekilince 14/01/2021 tarihli ıslah dilekçesinde, yargılama sırasında satışı gerçekleştirilen … plakalı aracın bedeli yönünden istirdat talebinde bulunmuştur. Bilindiği üzere, borçlu, icra takibinden sonra icra dairesine yatırdığı para hakkında geri alma davası açabileceği gibi, haczedilip satılan malların bedeli için de istirdat davası açabilecektir. Bunun için paranın icra dairesine girmiş olması yeterli olup, alacaklıya ödenmiş olması gerekli değildir (M. Coşkun, İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali, 6. Bası, s.891). Samsun İcra Dairesi’nin 2019/52719 Esas sayılı dosyasından dosyamız arasına alınan 25/06/2020 tarihli sıra cetveli ve derece kararının incelenmesinde; 12/03/2020 tarihinde satışı yapılan borçlu adına kayıtlı … plakalı araç 71.100,00 TL bedelle ihale edildiği ihalenin kesinleştiği, 71.100,00 TL’nin ihale alıcısı tarafından icra dosyasına yatırıldığı anlaşılmakla, haksız takip nedeni ile satılıp tahsil edilen araç nedeni ile 71.100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, faiz talep edilmediğinden faize hükmedilmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması durumunda, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davacı borçludadır. Somut olayda, alacağının tahsili için başlatılan icra takibi, var olduğu düşünülen alacağın tahsili amacına yönelik olup, davalının icra takibinde haksız olduğu yargılama sonunda belirlenmiş ise de, icra takibinde haksızlık, icra takibinin salt bu nedenle kötüniyetle başlatıldığının kabulü için yeterli değildir ve takibin kötüniyetli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı değerlendirildiğinden (Bkz: Yargıtay 23. HD.nin 19.11.2015 tarih ve 10397/7441 sayılı kararı), davacının kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE, davacının Samsun İcra Dairesi’nin 2019/52719 Esas sayılı dosyası ve takibe konu çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının başlatılan takip sebebi ile ödemiş olduğu 71.100,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.897,38 TL karar ilam harcından peşin alınan 1.724,35 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 5.173,03 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 1.724,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 128,50 TL tebligat ve posta gideri, 800,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 928,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 13.542,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.21/04/2022
Katip
¸e-imza
Hakim
¸e-imza
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.