Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/112 E. 2021/398 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/112 Esas – 2021/398
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/112 Esas
KARAR NO : 2021/398

HAKİM :

KATİP :
DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının, davalıya 26.12.2018 tarihinde 13.500-TL karşılığında jeneratör satıp teslim ettiğini ancak davalının … seri numaralı faturaya rağmen borcun bir kısmını ödemediğini ve aleyhine başlatılan takibe itiraz ettiğini, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2019/118709 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2019/118709 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine … seri numaralı 26.12.2018 tarihli 13.500-TL bedelli faturaya istinaden 8.500-TL asıl alacak ve 1.444,07-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.944,07-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, takip borçlusu davalının süresinde ileri sürdüğü itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle: Davacının, işletme hesabı esasına göre işletme defteri tuttuğu, takibe konu faturanın işletme defterinde kayıtlı olduğu ve davalının fatura tarihinden 4 ay öncesinde 17.08.2018 tarihinde davacıya 5.000-TL ödeme yaptığı mütala edilmiştir.
Fatsa Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Ticaret ve Sanayi Odası’na ve Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan; davacının oda ve sicil kaydının bulunmadığı, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu görülmüştür.
Dava, satış sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Tacir’in tanımının yapıldığı 6102 sayılı TTK m.12’ye göre; “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Esnaf’ın tanımının yapıldığı TTK m.15’e göre ise; “(1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanunu’nun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.”
TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında; “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya gelince; uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davalı tüzel kişi tacir olduğuna göre, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için öncelikle davacının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gereklidir.
Yukarıda işaret edildiği üzere; davacının Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Ticaret ve Sanayi Odası’na kaydı bulunmamakta, vergi mükellefiyetini terk tarihinden önceki dönemde işletme hesabı esasına göre defter tutup basit usulde vergilendirilmektedir. Buna göre, davacı tacir değildir ve davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesine olanak yoktur.
Bu sebeplerle, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığı değerlendirilmiş, dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nın 20’nci maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nın 331/2’nci maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/06/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.