Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/90 E. 2019/375 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/90 Esas – 2019/375
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLET ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/90
KARAR NO : 2019/375

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/04/2015
KARAR TARİHİ : 16/04/2019
KARAR YAZIM T. : 26/04/2019
Mahkememizde görülmek bulunan menfi tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 20/07/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle;davacı şirketin 25/06/2004 tarihli sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) tüplü bayiliği anlaşması ve genel şartnamesi uyarınca davalı şirketin bayiliğini yürütmekte iken bahsi geçen sözleşmesinin 26. maddesinde belirtildiği üzere sözleşme süresinin 25/06/2009 tarihinde dolduğunu, sözleşmenin yenilenmeyeceğini, davacı şirket tarafından Tekkeköy Noterliği’nin 16/06/2009 tarih ve 5743 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete bildirdiğini, cari sözleşmenin teminatı olarak ve sözleşmeden kaynaklanabilecek borçların temini amacı ile davacı şirket lehine … şubesi tarafından düzenlenen 17/07/2009 tarihinde süresi dolmuş olan teminat mektubunun davalı şirkete teslim edildiğini, davacı tarafından talep edilen teminat mektubu iadesine davalı şirket tarafından yanıt alınamayınca mahkememizin 2009/955 D.İş sayılı dosyası ile tedbir kararı alındığın ve davalı firma tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren önlendiğini, yine sözleşmenin teminatı olarak davacı şirket tarafından davalı şirkete … şubesine ait … numaralı hesaba bağlı olarak ve keşide tarihi, yeri boş olarak 20.000,00 TL tutarındaki çek yaprağının teslim edildiğini fesih-i ihbar ihtarnamesinde söz konusu çekinde iadesinin talep edildiğini ancak davalı şirket tarafından iade edilmediğini, davacı şirketin davalı şirkete dava tarihi olan 20/07/2009 tarihi itibari ile muaccel olmuş bir borcunun olmadığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete verilmiş olan, … Şubesi tarafından düzenlenen 17/06/2005 tarihli 10.000,00 TL bedelli … risk numaralı teminat mektubu ve yine aynı bankanın … numaralı hesabına bağlı keşide tarihi ve yeri boş olan 20.000,00 TL’lik teminat çekinin iptalini ve davacı şirketin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili 28/08/2009 tarihli cevap dilekçesinde özetle;bayilik sözleşmesinin 29. maddesinde göre yetkili mahkeme ve icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunun taraflarca peşinen kabul edildiğini, davalı ile davacı arasındaki 25/06/2004 tarihli bayilik sözleşmesinin olağan bitiş tarihi olan 25/06/2009’da yenilenmeyerek fesih olunduğunu, davacının zilyetliğinde mülkiyeti davalıya ait 473 adet 2kg’lık, 1.079 adet 12kg’lık, 69 adet 24kg’lık, 23 adet 45 kg’lık olmak üzere toplam 1644 adet LPG tüpü mevcuttur, bu tüplerin bayilik sözleşmesi sona ermesine rağmen davalıya teslim edilmediğini, bayilik sözleşmesinin 25. maddesine göre sözleşme sona erdiğinde elindeki tüpleri teslim etmesinin gerektiğini, teslim etmediği takdirde davalı şirkete beher tüp başına cari depozito fiyatını talep etme hakkı doğduğunu beyanla öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Davacı vekili 19/11/2009 havale tarihli dilekçesi ile delil listesini ibraz etmiş ekinde bir kısım delillerini sunmuş, davalı vekili ise 04/12/2009 tarihli dilekçesi ile delil listesi ve ekinde bir kısım delillerini ibraz etmiştir.
Davalı vekilinin 28/08/2009 tarihli cevap dilekçesi ekinde bayilik sözleşmesinin bir örneğini, depozito bedellerini gösteren tamimi ve davacının elindeki tüplerin adetlerini gösteren liste ile tüp teslim belgesinin örneklerini sunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 19/11/2009 tarihli delil dilekçesinde Tekkeköy Noterliği’nin 06/07/2009 tarih 5743 yevmiye numaralı, sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildiren ihtarnamenin, Tekkeköy Noterliği’nin 06/07/2009 tarih 6408 yevmiye numaralı ihtarnamenin, Samsun 4. Noterliği’nin 29/07/2009 tarih 17360 yevmiye numaralı ihtarnamenin sunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında görülen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/163 Esas 2013/217 Karar sayılı dava dosyası celp edilerek incelenmiş, Yargıtay 19.HD’nin 20/05/2015 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişi …’dan davacı tarafa ait defterlerin incelenmesine ilişkin 11/06/2010 tarihli rapor alınmış, mahkememizin 2009/252 Esas 2013/363 Karar sayılı ilamıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin 23/06/2014 tarihli ilamıyla karar bozulmuş yeniden yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası bilirkişi Bülent Köksal’dan 25/10/2016 tarihli rapor alınmış, davacı vekili rapora karşı 21/11/2016 tarihli beyan dilekçesi vermiştir.
Mahkememizin 2009/955 D.İş kararıyla davalı tarafın ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile %15 teminat mukabilinde tedbir kararı verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 2015/400 Esas 2017/80 Karar sayılı davanın reddine yönelik ilamı davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 2017/2665 Esas 2018/7278 Karar sayılı ilamıyla ve özetle:”Taraflar arasında daha önce görülen davaya ilişkin İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/763 Esas 2013/217 Karar sayılı ilamında taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesih edilmiş olmasına rağmen davacının sözleşmede kendisine verilen toplam 893 adet tüpü davalı İpragaz A.Ş.’ye teslim etmediği ve bu nedenle davalının davacıdan 16.074,00 TL cezai şart alacağının bulunduğu belirlenmiş, 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/20231 E. 2015/7437 K. sayılı ilamıyla işbu karar onanmıştır. Şu halde teminatların iadesi için gerekli koşulların dava tarihi itibariyle gerçekleşmediği gözetildiğinde henüz muaccel olmayan bir hakka dayalı olarak işbu davada talepte bulunulmuş olup, davanın açıldığı tarih itibariyle erken açılmış bir dava bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 114/h maddesinde hukuki yarar dava şartları içerisinde gösterilmiş, aynı yasanın 115. maddesinde hakimin açılan davada hukuki yararın bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen gözeteceği belirtilmiştir. Buna göre erken açılmış dava bulunduğu ve hukuksal yararın bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, mahkemece teminat mektubunun paraya çevrilmemesi cihetinde konulan ihtiyati tedbirin haksız olduğundan bahisle İİK m. 72’ye dayalı olarak davalı lehine tazminat hükmü kurulmuş ise de söz konusu tedbirin muhatabı teminat mektubunu veren banka olup gerek banka gerekse de davacı aleyhine bu teminat mektubuna dayalı olarak girişilmiş herhangi bir icra takibi olmadığı gibi tedbirin icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik olmadığı, HMK m.399 koşullarının bulunmadığı gözden kaçırılarak davalı lehine İİK m.72/4 gereğince tazminata hükmedilmeside doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki ilamıyla dosya bozularak mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında örneği dosyada bulunan 25/06/2014 tarihli bayilik sözleşmesi bulunduğu sözleşmenin süresinin 25/06/2009 tarihinde sona erdiği davacı tarafından sözleşmenin yenilenmeyeceğinin noterden davalıya bildirildiği, ayrıca sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektubunu ve boş olarak verilen çekinde iadesinin istendiği ancak davalı tarafından iade edilmediği davacının dava tarihi itibariyle davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle 17/06/2005 tarihli 10.000,00 TL bedelli teminat mektubu ve …şubesine ait … nolu hesaba bağlı … nolu çek ile borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce davanın esastan reddine ilişkin karar Yargıtay 11. HD tarafından yukarıda açıklanan gerekçeyle ve davanın erken açılmış olması sebebiyle usulden reddi gerektiği ve İİK 72/4 maddesi gereği davalı lehine tazminat şartlarının oluşmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay 11. HD’nin bozma ilamına uyulmuş olmakla, davanın bu kez henüz muaccel olmayan bir hakka dayalı olarak talepte bulunmuş olması sebebiyle, dava tarihi itibariyle hukuki yarar şartının gerçekleşmediğinden HMK 114/1-h, 115/2 gereği usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin önceki kararında davalı lehine tazminata hükmedilmiş ise de yapılmış herhangi bir icra takibi olmadığı gibi tedbirin icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıyla durdurulmasına yönelik olmadığı bu sebeple tazminat şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, davalının tazminat talebinin reddi gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın HMK 114/1-h, 115/2 gereği USULDEN REDDİNE,
2.Davalının tazminat talebinin reddine,
3.Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin yatırılan 270,00 TL harcın mahsubu ile fazla 225,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
6.Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
7.Davalı tarafından yapılan 117,65 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
8.Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair, karar taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatıldı, usulen tefhim edildi.16/04/2019

Katip

Hakim