Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/848 E. 2021/946 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/848 Esas – 2021/946
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/848 Esas
KARAR NO : 2021/946

HAKİM :
KATİP :
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1- … SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ :
DAVALI : 2- …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; … tarihinde davalıya ait poliçe ile sigortalı olan ve davalı işleten …adına kayıtlı olan … plakalı aracın sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki aracın müvekiline ait sürücüsü oğlu … olan … plakalı araca sol arkadan çarpması neticesinde müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın tam kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin aracında 26.000,00TL civarında hasar kaydı oluştuğunu ve değer kaybının büyük olduğunu belirterek, şimdilik 100,00TL değer kaybı tazminatı alacağı ile 100,00TL onarım -işçilik – tamirat ve parça alacağının davalılardan sigorta şirketi yönünden ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı işleten yönünden ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada kusur oranlarının tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından 3.069,00TL değer kaybı tazminatı ödendiğini, davacının aracındaki tüm zararın poliçe kapsamında ilgililere ödenmiş olması sebebiyle davacı tarafa yeniden herhangi bir tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını, davacının aracına takılan yeni parçalar nedeniyle zaten aracı değerlendirdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça iddia edildiğinin aksine davaya konu kazaya karışan iki tarafın da kusurlu olduğunun sabit olduğunu, davacı tarafın kusursuz olduğu iddialarının yersiz olduğunu, sigorta şirketi tarafından davacı tarafça talep edilen meblağların ödendiğini belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, kaza tespit tutanağı, sigorta şirketine başvuru evrakı ve arabuluculuk son tutanak aslı ibraz edilmiştir.
Davalı … Sigorta cevap dilekçesi ekinde ödeme dekontlarını sunmuştur.
… … AŞ’ye yazılan yazıya …tarihli yazı ile cevap verilmiş, ekinde … plakalı araca ait servis kayıtları sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından … tarihli cevaba cevap dilekçesi sunulmuştur.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan yazıya …tarihli yazı ile cevap verilmiş, ekinde … plakalı araca ilişkin ekspertiz raporunun gönderildiği görülmüştür.
… Sigorta A.Ş’ye yazılan yazıya… tarihli yazı ile cevap verilmiş, ekinde hasar dosyası ve tüm bilgi belgelerin gönderildiği görülmüştür.
… … AŞ’ye yazılan yazıya … tarihli yazı ile cevap verilmiş, ekinde … plakalı araca ait servis teslim formu, fatura vs. evraklar gönderilmiştir.
Adli Trafik Uzmanı ve Makine Mühendisi bilirkişiden … havale tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından … tarihli ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili ıslah dilekçesine karşı … tarihli cevap dilekçesi sunmuştur.
Davalı …vekili … tarihli beyan dilekçesi sunmuştur.
Davacı vekili … tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin dava konusu aracın uğramış olduğu hasar sebebiyle … tarihinde araç onarım bedeli ödemesi yaptığını bildirmiş, ekinde ödemeye ilişkin makbuzu ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı onarım bedeli ve değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; … tarihinde davalının sigortalısı olan ve davalı …’ın işleteni olduğu … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının aracının hasarlandığı, davalı şirkete yapılan başvuru akabinde ekspertiz raporu alındığı, davalı tarafından davacıya … tarihinde 12.129,00 TL onarım bedeli, … tarihinde 3.069,00 TL değer kaybı olmak üzere toplamda 15.198,00 TL ödeme yapıldığı, davacının bakiye zararın tazmini istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti, hasar bedeli ve değer kaybının belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmış olup, alınan … tarihli raporda özetle; … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’ın kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsü …’ın kavşaklara yaklaşırken ve dönemeçlere girerken hızlarını azaltmamak kuralını ihlal ettiği, … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu, hasar tutarının toplam 25.693,64 TL olduğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değer kaybının 3.799,93 TL olduğu, objektif değer kaybının da teknik açıdan bu miktar olması gerektiğinin kabul edildiği tespit ve değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Alınan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, tarar vekillerince rapora karşı ayrı ayrı itiraz dilekçeleri sunulmuş ise de, düzenlenen raporun tüm dosya kapsamı ve mevzuat hükümleri ile uyumlu olduğu değerlendirilmiş, taraf vekillerinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
HMK 266/1 maddesinde “mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oyu ve görüşü alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Madde hükmüne göre ve somut olay özelliği de nazara alınarak kusur oranının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları göz önüne almalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2019/5890 Esas 2020/8066 Karar)
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’un 3/3 maddesinde “Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmü yer almaktadır. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından yayınlanan Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartların 27. maddesinde “kusurun tespitinin normatif bir değerlendirmeyle mümkün olduğu ve hakimin yetkisinde bulunduğu bilirkişinin münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda değerlendirme yapamayacağı” hükmü mevcuttur. Öte yandan, tazminatın belirlenmesi başlıklı TBK’nun 51. maddesinde haksız eylemin kusur ögesi konusunda hukuk hakimine iki bölüm yetkiler tanınmış olup, birincisi kusurun bulunup bulunmadığına, diğeri kusurun derecesine ve zarar tutarının belirlenmeye ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre kusurun varlığını araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, ikinci cümleye göre kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemede tam bağımsız kılınmıştır.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kusur yönünden bilirkişi tarafından yapılacak incelemenin ihlal edilen kusurlu davranışların tespitinden ibaret olacağı tarafların asli ya da tali kusurlu olduğunun dahi tespit edilmeyeceği, kusur oranının ihlal edilen mevzuat hükümlere göre mahkeme hakimince belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Mahkememizce alınan … tarihli bilirkişi raporunda da kusur oranları belirtilmeden davacı araç sürücüsünün ve karşı araç sürücüsünün KTK’na göre ihlal ettikleri hususlar açıkça gösterilmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kavşaktan kontrolsüz şekilde çıkarak aracının ön kısımları ile davacıya ait … plakalı aracın sol yan kısmına çarpması sebebiyle kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olmasının gerektiği ve oluş ve ihlal edilen kurallara göre takdiren kusur oranının %75 olduğu, … sürücünün de olay yerindeki kavşağa geldiğinde hızını azaltmaması, yani tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanması sebebiyle tali kusurlu olup, oluş ve ihlal edilen kurallara göre tali oranda ve takdiren %25 oranda kusurlu sayılması gerektiği sonucuna varılmış, bu çerçevede davacı vekiline bedel artırım dilekçesi sunmak üzere süre verilmiştir.
Davacı vekilince sunulan … tarihli bedel artırım dilekçesinde onarım bedeline yönelik talep 7.041,23 TL artırılarak toplam 7.141,23 TL’ye çıkartılmış, değer kaybı talebine yönelik artırımda bulunulmamıştır. Bedel artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta vekili ıslahla artırılan miktara karşı zamanaşımı def’i ileri sürmüştür.
2918 sayılı KTK m. 109’un ilk iki fıkrası gereğince; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. 6098 sayılı TBK’nun 154. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler vazedilmiş olup, borçlu borcunu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse zamanaşımının kesileceği öngörülmüştür. Somut olayda kaza … tarihinde gerçekleşmiş, davacının sigorta şirketine başvurusu akabinde … ve … tarihlerinde iki kez ödeme gerçekleştirilmiştir. Buna göre, davalı sigorta şirketi kendisine yapılan başvurularda ödeme yapmak suretiyle borcu zımnen ikrar etmiştir. Borcun ikrar edilmesi zamanaşımını kesen sebeplerden olduğu veçhile, son ödemenin … tarihinde olması, ıslah dilekçesinin … tarihinde sunulmuş olması karşısında ıslah dilekçesinin zamanaşımı süresi içinde sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle, davalının zamanaşımı def’i yerinde değildir.
Alınan bilirkişi raporunda ödemeler ve kusur oranları dikkate alınmaksızın hesaplama yapıldığından her bir talebin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Değer kaybı talebi yönünden; dava öncesi davalı sigorta şirketi tarafından … tarihinde 3.069,00 TL ödeme yapıldığı, işbu ödemenin değer kaybı olarak değerlendirildiği tarafların kabulündedir. Raporda 3.799,93 TL değer kaybı zararı tespiti yapıldığı, davalının kusur oranı çerçevesinde davalıların sorumluluğunun (3.799,93*75/100) 2.849,95 TL olduğu, yapılan ödeme kapsamında değer kaybının fazlası ile karşılandığı anlaşılmış olup değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hasar bedeli talebi yönünden; bilirkişi raporunda KDV dahil toplam 25.693,64 TL hasar bedeli tespit edildiği, davalının kusur oranı çerçevesinde sorumlu oldukları tutarın (25.693,64 TL*75/100) 19.270,23 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 12.129,00-TL ödeme yapıldığı, şu halde bakiye 7.141,23 TL hasar bedeli kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı yanın bedel artırım dilekçesi ile onarım bedeli talebini 7.141,23 TL’ye çıkardığı görülmekle talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde, bakiye onarım bedeli talebine ilişkin olarak ödeme tarihlerinden itibaren faiz istenmiştir. Davacı vekilince … tarihli beyan dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin ödeme yaptığı tarihten bahsedilmekte ise de, dilekçe ekinde davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme dekontunu sunmakla taleple bağlılık gereği davalının ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş, kazaya karışan araçların araçların kullanım amacı hususi olduğundan, yasal faize hükmedilmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalı sigorta şirketinin vekili aracılığı ile arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak kabul/ret oranına göre taraflardan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 7.141,23-TL onarım bedelinin … tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 487,82-TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 165,40-TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 322,42-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 44,40-TL ve 121,00-TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 190,70-TL tebligat ve posta gideri, 900,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.090,70-TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 1.075,64-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6- Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin 18,23-TL’sinin davacıdan ve 1.301,77-TL’sinin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı …vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, davacı yönünden 6100 sayılı HMK m. 341/4 gereğince KESİN, davalılar yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı….

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.