Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/831 E. 2021/1135 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/831 Esas – 2021/1135
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/831
KARAR NO : 2021/1135

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : ..
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZ. TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19.12.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, davacılar ile davalının aralarında bulunan ticari işleri gereği yapılacak işler karşılığında yapı denetim sözleşmesi imzalandığını, yapılan iş karşılığında arsa sahipleri tarafından müteahhit aracılığıyla davacı firmaya yapı denetim hizmet bedeli ödendiğini, tarafların 28.12.2018 tarihinde Atakum ilçesi 1631 ada 2 parsel üzerinde bulunan … adına kayıtlı taşınmazın yapı denetim işi karşılığında 48.729,49 TL bedel üzerinden anlaştıklarını, bu amaçla davalı tarafça ödenmesi gerekli yapı denetim hizmet bedeline karşılık Samsun ili Atakum ilçesi 8500 ada 4 parselde bulunan zemin kat 2 nolu bağımsız bölüm daireyi 17/12/2018 tarihinde … Ltd. Şti. adına olan taşınmazını 172.000 TL bedelle yapı denetim alacağına istinaden davacı şirket adına devrettiğini, söz konusu taşımazın devrine ilişkin davacının toplam bedeli 172.000 TL olan 13 adet sıralı senedi düzenleyip davalıya verdiğini, davaya konu sıralı senetlerden toplam bedeli 132.000,00 TL olan 10 adet senet bedelinin davacı şirket tarafından ödendiğini, 07/12/2018 düzenleme tarihli 30/12/2019 ödeme tarihli 15.000 TL bedelli, 07/12/2018 düzenleme tarihli 30/01/2020 ödeme tarihli 13.000 TL bedelli ve 19/06/2019 düzenleme tarihli 31/01/2020 ödeme tarihli 12.000 TL bedelli 3 adet senedin davalı tarafça cirolanarak İş Bankası Bafra Şubesine verildiğini, tarafların taşınmazın satış bedeli hususunda yapmış oldukları sözleşmeye göre davalı tarafın davacı tarafa devretmiş olduğu taşınmazı 15.09.2019 tarihinde kadar 220.000 TL bedel ile 3. Kişiye satışını yapacağını taahhüt ettiği, satış işlemi yapılmadığı takdirde verilen senet bedeli olan 172.000 TL üzerinden satış bedelinin kararlaştırıldığını, toplam 132.000 TL senet bedelinin davalıya ödendiğini ve tarafların anlaşmış olduğu yapı denetim hizmet bedeli karşılığında 48.000 TL ‘yi taşınmaz sahibi …’in davacı şirket adına davalı tarafa 28/06/2019 tarihinde ödediğini, satış sözleşmesinin bedeline ilişkin anlama gereği taşınmazın 15/09/2019 tarihine kadar 200.000,00 TL bedelle satışının yapılmamasından bahisle davacının davalıya verdiği ve ödeme tarihi henüz gelmeyen senetlerden dolayı borçlu olmadıklarını, dava konusu taşınmazın satış bedeline ilişkin yapılan anlaşmaya istinaden davacı şirketin davalıya borcu bulunmadığını beyanla davaya konu İş Bankası Bafra Şubesinde bulunan düzenleme tarihi 07/12/2018 ödeme tarihi 30/12/2019 olan 15.000 TL bedelli ve düzenleme tarihi 07/12/2018 ödeme tarihi 30/01/2020 olan 13.000 TL bedelli iki adet senede dayalı olarak açılacak icra takibinin durdurulmasına, davalı lehine keşide edilen senetlerle ilgili olarak davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, senetlerin davalı tarafından alınmasına rağmen karşılığında sözleşme karşılığında satış işlemi taahhüt edilen tarihe kadar yerine getirilmediğinden davacının dava konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 06.01.2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının beyan ve taleplerinin gerçeği yansıtmadığını, açılan iş bu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için davacı tarafın tarafların imzaladığını iddia ettiği taşınmazın satış bedeline ilişkin sözleşmenin hukuken geçersiz olduğunu, dava dilekçesinde borcun varlığının kabul edilmiş olduğundan, borcunu ödediğini ve borçtan kurtulduğunu ispatın kendisine düştüğünü, davacının dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iddia ve taleplerinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını beyanla iş bu davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi, 28/06/2019 tarihli satış bedeline ilişkin adi sözleşme, 28/06/2019 tarihli banka dekontu, tapu kaydı, dava konusu senetler ve ödeme makbuzlarına ilişkin fotokopiler, arabuluculuk tutanağını sunmuştur.
Mahkememizce davacı tarafa ait ticari defter ve belgeler Mali Müşavir bilirkişiye incelettirilerek, bilirkişiden alınan 25/12/2020 tarihli rapor alınmıştır.
Mahkememizce davalı tarafa ait ticari defter ve belgeler Mali Müşavir bilirkişiye incelettirilerek, bilirkişiden alınan 02/09/2021 tarihli rapor alınmıştır.

Dava icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacı ile davalı arasında yapılacak ticari işler karşılığında Yapı Denetim Sözleşmesi imzaladığı, davacı tarafından davalıya toplam bedeli 172.000 TL olan 13 adet sıralı senedin düzenlenerek verildiği, 10 adet senet bedelinin davacı şirket tarafından ödendiği, 48.000.TL nin ise …’in davacı şirket adına davalı tarafa 28/06/2019 tarihinde ödediği, sözleşme yükümlülükleri davalı tarafından yerine getirilmediğinden davacı tarafından davalı lehine keşide edilen ve dava tyarihinde ödenmeyen 07/12/2018 düzenleme tarihli 15.000,00 TL ve 07/12/2018 tarihli 13.000,00 TL’lik senetlerden dolayı borçlu olmadığının karar verilmesi amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı … Ltd.Şti.’nin ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 25.12.2020 tarihli raporda özetle; davacı tarafın 2018-2019 ve 2020 yılı ticari(Yevmiye) Defterinin VUK ve TTK hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı ile … arasında imzalanan Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi’nin tarafları arasında davalı …’in olmadığı, Davacı … Ltd.Şti. İle davalı … arasında Erdem Duman’ın şahitliğinde 28.06.2019 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre 15.09.2019 tarihine kadar ilgili dairenin 220.000 TL bedel ile satış işleminin gerçekleştirileceği, ayrıca sözleşmede el yazısı ile senet tutarının 172.000 TL yazılı olduğunun tespit edildiğini, dava konusu senetlerin davacının ticari defterine kaydedilmediğinin tespit edildiğini, davacı ile davalı … arasında akdi ilişkinin bulunduğunu, defterlerin incelenmesi neticesinde dava konusu senetlerin ticari defterlere kaydedilmediğinden taraflar arasındaki alacak borç durumunun tespitinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce davalı …’in ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 02.09.2021 tarihli raporda özetle, davalı tarafın 2018-2019 ve 2020 yıllarına ait resmi ticari defterlerindeki muhasebe kayıtlarının 3568 sayılı Kanunda belirtilen standartlar içeriğinde T.T.K ve 213 sayılı V.U.K’na uygun bir şekilde tutulmuş olup, 2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanuni süresinde onaylatılmış olduğu ve bu nedenle dava kapsamında davalı …’in lehine delil niteliği taşıyabileceği, resmi defter kayıt içeriğinde dava konusu senetlere ilişkin herhangi bir muhasebe kaydının bulunmaması nedeniyle davacı … Ltd.Şit. İle davalı …’in arasındaki ticarete dayalı bir akdi ilişkinin varlığına rastlanılmadığı, bu nedenle de taraflar arasında davaya konu senetlere ilişkin takip tarihi itibariyle herhangi bir borç/alacak tespitinin yapılmasının mümkün olamayacağı görüş ve kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1)
Buna göre davacı, hukuki ilişkinin değeri itibarıyla iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı yoksa iddianın ikrar, yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
HMK’nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.
Davalının cevap dilekçesindeki hukuki deliller bölümünde de belirtildiği üzere taraflar arasında 28/06/2019 tarihli sözleşmenin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı sözleşme altındaki imzaya inkar etmemiş sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmemesi sebebi ile hukuken geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. 28/06/2019 tarihli sözleşmede 15/09/2019 tarihine kadar 220.000,00 TL bedelle satış işleminin gerçekleştirileceği, satış işlemi yapılmadığı takdirde verilen senetlerle satış bedelinin değerlendirileceği belirtilmektedir ki borçlar hukukundaki sözleşme serbestliği ilkesi kapsamında sözleşmede hukuka aykırı bir yön olmadığı değerlndirilmiştir.
Davaya konu senetlerin incelenmesinde; 07/12/2018 ödeme tarihi 30/12/2019 olan 15.000 TL bedelli, düzenleme tarihi 07/12/2018 ödeme tarihi 30/01/2020 olan 13.000 TL bedelli iki adet senedin … Ltd. Şti, lehtarın … olduğu senette borç sebebinin malen olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükünün kural olarak alacaklıda olduğunu, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğünün davacı borçluya ait olduğunu, davacı/borçlunun senedin düzenlenmesini gerektiren bir sebep olduğunu ve fakat bu sebebin gerçekleşmediğini ya da ortadan kalktığını ispat etmesi gerekmekte olup eldeki davada davacı sözleşmeye konu dairenin 172.000,00 TL olduğu, senetlerin dairenin bedeli amacıyla davalıya verildiğini iddia etmekte ise de davalının cevap dilekçesi, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede gerek davacının gerekse davalının ticari defterlerinde senetlerin ve sözleşmenin kaydına rastlanılmadığı göz önüne alındığında, senetlerin teminat senedi niteliğinde olduğu, sözleşme kapsamında ve satış bedeline ilişkin olarak davalıya verildiği, hususunun davacı tarafından ispatlanmadığı kaldı ki senetlerin sözleşme kapsamında verildiği kabul edilse dahi dairenin davacı adına kayıtlı olduğu göz önüne alındığında senet bedellerinin de davacı tarafından ödenmesi gerektiği, davacının ancak Celal Atik tarafından yapılan ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında geri isteyebilceği kanaatine varılarak TMK’nun 6. Maddesi kapsamında ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olup, bu hususta karar verilebilmesi için davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve daha önceden ihtiyati tedbir kararı verilip davalı tarafın bu tedbir sebebiyle alacağına geç kavuşmuş olmaktan doğan zararının bulunması gerekmektedir. Oysa mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilmediği gibi davalı tarafın alacağına kavuştuğu görülmekle yasal şartları oluşmayan bu talebin reddi gerekmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin davacıdan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE
2-Davalının tazminat talebinin reddine
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 478,17 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 418,87 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; Davacı vekilinin yüzünde davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
30/12/2021
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza