Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/829 E. 2023/420 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/829 Esas – 2023/420
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/829 Esas
KARAR NO : 2023/420

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 24/04/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalı …’e ait olan ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleşen 20.07.2018 tarihli trafik kazasında davacının yaralandığını, geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, ayrıca bakıma muhtaç hale geldiğini, zararın tazmini için … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı davalı sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla 500-TL geçici (kazanç kaybı) ve 500-TL sürekli (efor kaybı) işgöremezlik ile 100-TL bakıcı gideri zararı olmak üzere şimdilik toplam 1.100-TL maddi tazminatın davalılardan, 100.000-TL manevi tazminatın ise davalı … ile …’dan, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce sigorta şirketine yapılan müracaatın eksik belgeler sebebiyle tamamlanamadığını ve buna göre dava şartının yerine getirilmediğini, … plakalı aracın davalıya 21.04.2018-2019 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur, maluliyet ve aktüerya konusunda rapor aldırılması gerektiğini, davacının müterafik kusurlu olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … (malik) vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini ve kusur ile maluliyet ve aktüerya konusunda rapor aldırılması gerektiğini, manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediğini ve istemin fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … (sürücü) vekili süresinden sonra ibraz ettiği CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın Çarşamba Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerektiğini, davalıya atfedilen kusurun kabul edilemeyeceğini ve kusur ile maluliyet ve aktüerya konusunda rapor aldırılması gerektiğini, manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediğini ve istemin fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davacıya ait hasta dosyaları ile hasar dosyası ve tarafların sosyo-ekonomik durumları hakkında yapılan araştırma neticesinde düzenlenen tutarnaklar celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 25.12.2019 tarihli cevabi yazı ile; ödeme yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Kazaya ilişkin Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24.11.2021 tarih ve 830/1806 sayılı kararı celp edilmiş olup, incelenmesinden: (davacı) Süleyman Seven’in katılan ve (davalı) …’ın sanık sıfatıyla yer aldığı davada, kazanın münhasıran (davalı) …’ın kusuru ile gerçekleştiği tespitini içerir 28.06.2021 tarihli Adli Trafik uzmanı bilirkişinin raporuna istinaden sonuca gidildiği ve (davalı) …’ın neticeten 10 ay hapis cezası ile tecziyesine karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek 17.05.2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan 29.09.2020 tarihli raporda, özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davacının %25 ve davalı …’ın %75 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 25.11.2021 tarihli raporda, özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davacının %15 ve davalı …’ın %85 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden alınan 24.12.2020 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunda, özetle: Davacının özür oranının %36 olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce KTÜ Adli Bilimler Enstitü Müdürlüğü Tıp Bilimleri ABD Başk.ndan alınan 04.08.2021 tarihli raporda özetle: Davacının, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre, özürlülük oranının %20 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceği, ayrıca tedavi sürecinde 15 gün süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı mütala edilmiştir.
Mahkememizce ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 28.10.2022 tarihli raporda özetle: Davacının, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre, özürlülük oranının %28 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği mütala edilmiştir.
Mahkememizce aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınan raporda, özetle: Davacının, TRH 2010 yaşam tablosuna ve progresif rant hesaplama yöntemine, ayrıca davacının %15 ve davalı …’ın %85 oranında kusurlu olmasına göre, oluşan zararının 3 aylık geçici işgöremezlik yönünden 4.087,96-TL ve %28 oranındaki sürekli maluliyeti yönünden 582.934,29-TL, 3 aylık bakıcı gideri yönünden ise 5.175,22-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili ile sigorta şirketi vekili, tahkikat aşamasında ibraz ettikleri dilekçeleri ile, sulh olduklarını ve ibralaştıklarını bildirmiş, davacı vekili 24.10.2022 tarihli duruşmada sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacı vekili davalı … ile …’a karşı devam eden maddi tazminat davası ile ilgili olmak üzere, sürekli işgöremezlik hakkındaki talep miktarını (582.934,29-TL – 360.000-TL) 222.934-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalı … ile …’dan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları ve bedel artırım dilekçesi davalılara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, 20.07.2018 tarihli trafik kazasında yaralanan davacının maluliyetine bağlı oluşan geçici (kazanç kaybı) ve sürekli (efor kaybı) işgöremezlik zararı ile bakıcı gideri zararının tazmini talep edilmiş, tahkikat aşamasında gerçekleşen ödeme ve mutabık kalınan ibraname sonrasında sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat edilmiştir.
Feragat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 vd. maddelerinde davaya son veren tek taraflı usul işlemlerinden sayılmış olup, davalı sigorta şirketi ile yapılan sulhten sonra davadan feragat edildiğinden, bu davalı yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki ibranameden, yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak da davacıya ödeme yapıldığı ve taraf vekillerinin birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmedikleri anlaşıldığından, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı gözetilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.) ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
Davalı … ile … hakkındaki davaya gelince;
Yetki itirazı, kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde ilk itiraz olarak kabul edilmektedir (HMK m. 116/1-a). İlk itirazların, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur; aksi halde dinlenmezler (HMK m. 117/1). Somut olayda, davalı … davaya 2 haftalık yasal süreden sonra cevap vermiş olup, dilekçesi süresinde olmadığından ve ilk itirazlardan olan yetki itirazının sonradan ileri sürülmesine usulen olanak bulunmadığından yetki itirazı reddedilmiştir.
Davaya konu kazanın, davalı …’ın, idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde yavaşlaması Dur levhasını dikkate alması ve devlet karayolu üzerinde üzerinden seyir halinde olan araçların hız ve mesafesini dikkate alması ve ilk geçiş hakkını bu yol üzerinden gelen davacı sürücü idaresindeki kamyonete bırakması, ardından kontrollü bir şekilde kavşağa katılıp seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş, davacı sürücü Süleyman Seven’in ise idaresindeki kamyonet ile meskun mahal içinde seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi ve olay mahalli kavşağa yaklaştığında seyrini müteyakkız bir şekilde sürdürerek yolun sağındaki sokaktan kavşağa katılan davalı sürücü idaresindeki otomobil kaşı etkin tedbir almamış olması sebebiyle gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Soruşturma ve kovuşturma evresinde Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan raporlarda her ne kadar kazanın münhasıran davalı …’ın kusuru ile gerçekleştiği ifade edilmiş ve bu raporlara istinaden davalı …’ın hapis cezası ile tecziyesine karar verilmiş ise de, kaza tespit tutanağında davacıya da kusur atfedilmiş ve mahkememizce Ali Trafik uzmanı bilirkişiden alınan rapor ile ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda davacının da kazaya etkisinin bulunduğu belirtilmiştir. O halde, ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda belirtildiği üzere davacının %15 ve davalı …’ın %85 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek sonuca gidilmelidir.
Davacının maluliyet durumuna gelince; davacının maluliyet oranı dava dilekçesiyle mübrez OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılan 20.11.2019 tarihli raporda % 36 olarak belirlenmiş ve bu oran mahkememizce yine OMÜ’den alınan 24.12.2020 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunda tekrar edilmiştir. Ancak, mahkememizce alınan bu raporun hangi yönetmeliğe göre düzenlendiği anlaşılamadığından KTÜ Adli Bilimler Enstitü Müdürlüğü Tıp Bilimleri ABD Başk.ndan yeni bir rapor alınması yoluna gidilmiştir. Düzenlenen 04.08.2021 tarihli raporda özürlülük oranının %20 olduğu ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceği, ayrıca tedavi sürecinde 15 gün süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı belirtilmiştir. Maluliyet oranları arasındaki çelişki sebebiyle ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmış ve 28.10.2022 tarihli raporda özürlülük oranının %28 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği ifade edilmiştir. Hal böyle olunca, davacının iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği ve özürlülük oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre %28 olduğu kabul edilmiş, 15 gün süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı değerlendirilmiştir.
Bu tespit ve değerlendirmeler muvacehesinde; davacının, 3 aylık geçici işgöremezlik zararının 4.087,96-TL, %28 maluliyetine göre sürekli işgöremezlik zararının 582.934,29-TL, 15 günlük bakıcı gideri zararının da 862,53-TL olduğu kabul edilmiştir.
Dava açıldıktan sonra sigorta şirketi ile sulh ve ibra olunduğu ve buna göre davalı …’in poliçe limiti, …’ın ise sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tutarı kadar sorumluluktan kurtulduğu değerlendirilmiş, davalıların poliçe limitinin (360.000-TL) üzerinde kalan kısım (582.934,29-TL-360.000-TL=222.934,29-TL) yönünden sorumlulukları cihetine gidilebileceği sonuca ulaşılmıştır. Hal böyle olunca, sürekli işgöremezlik zararı yönünden talep edilen tutarın dosya kapsamına uygun olduğu görülmüş, bu yöne ilişkin talebin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Bu sebeplerle, (taleple bağlı kalınarak) 500-TL geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) ve 100-TL bakıcı gideri zararı ile 222.934-TL sürekli işgöremezlik zararına (efor kaybı) hükmedilmiş, maddi tazminat yönünden (500-TL + 100-TL + 222.934-TL) 223.534-TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Davalıların, kaza tarihinde temerrüte düştükleri değerlendirilmiş (6098 s. TBK m. 117), sigortalı aracın hususi araç olduğu gözetilerek, kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda; işaret edilen hususlar ve Yargıtay’ın 22.06.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen esaslar dahilinde inceleme yapılmış, tarafların kazadaki kusur oranları ile davacının maluliyet durumu, paranın kaza tarihindeki alım gücü ve tarafların sosyo-ekonomik durumları gibi hususlar hep birlikte değerlendirilmiş, davacı yararına 35.000-TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Maddi Tazminat davası hakkında olmak üzere;
1-Davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın feragat sebebiyle reddine,
2-Davalı … ile … hakkındaki davanın kabulü ile 223.534-TL’nin 20.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 15.269,60-TL karar ve ilam harcının davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.410-TL yargılama giderinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Adli Yardım hükümleri uyarınca resmi ödenekten karşılanan toplam 5.159,20-TL’nin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı, davalı … ve … hakkındaki davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 34.294,76-TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı sigorta şirketi, davayı vekil marifetiyle takip etmiş ise de lehe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
B-Manevi Tazminat davası hakkında olmak üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 35.000-TL’nin 20.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.390,85-TL karar ve ilam harcının davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı …, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 31/03/2023

Katip
¸

Hakim
¸
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.