Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/764 E. 2022/478 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/764 Esas – 2022/478
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/764 Esas
KARAR NO : 2022/478

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 28/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı …’e ait davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendisine ait … plakalı araca çaptığını ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, sigorta şirketlerinin kusur oranında anlaşamadığını ve dosyanın tramere gönderildiğini, tramerin kendi aracı olan … plakalı aracı % 100 kusurlu bulduğunu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin maddi tazminatını karşılamadığını, aracın tüm hasarının kendisi tarafından karşılandığını, kaza sebebiyle davalıların kusurlu olup aracının tamir masrafları, aracın tamirde kaldığı süre boyunca kullanılamaması sebebiyle ve ayrıca araçta oluşan değer kaybı sebebiyle maddi zarara uğradığını belirterek, 1.000TL kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; yerleşim yeri adresi Bafra olduğundan Bafra Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, kaza nedeniyle %100 oranında kusurlu olanın asıl davacı olduğunu, davacının dolmuş ve minibüslerin yolcu indirme yerinde trafik akışına göre ters yönden gelmesi sebebiyle davacının kusurlu ve haksız olduğunu, dava konusu olaydaki kusur durumunun tespitine dair Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesine yapmış olduğu tespit başvurusunun 2019/41 D.iş sayılı kararı ile reddedilmiş olduğunu belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi müvekkili şirkete hiçbir başvuruda bulunmadığından huzurdaki davada dava şartı yerine getirilmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalısının kazada kusurunun bulunmadığını, bu nedenle karşı tarafa herhangi bir değer kaybı tazminatı ödenmesi gerekmediğini, poliçe teminatı dışındaki kazanç kaybı bedeli talebini kabul etmediklerini belirterek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, KTK 97. Maddesi kapsamında dava şartı yerine getirilmeden ikame edilen davanın reddine, usulden red taleplerinin kabul edilmemesi halinde davanın müvekkili şirketçe sigortalı aracın kusur yokluğu ve sair nedenlerle esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, …’ne, Karayolları 7. Bölge Müdürlüğüne yazılan yazılara cevap verilmiştir.
Davacı vekili 14/10/2020 tarihli dilekçe ile belirsiz olarak açmış olduğu davasını belirli hale getirmiştir.
Adli Trafik Uzmanı bilirkişi ve makine mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten 23/11/2020 havale tarihli rapor aldırılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişiden 22/11/2021 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 09/07/2019 tarihinde maliki davalı … ve … olan ve davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının aracının hasarlandığı, araç hasarı, değer kaybı ve araç mahrumiyeti sebebi ile oluşan zararın tazmini istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz ettiği görülmüş, öncelikle bu husus değerlendirmeye alınmıştır. Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nın 16.maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Davacının adresi ile kazanın meydana geldiği yerin Atakum/Samsun olduğu anlaşılmış olup, mahkememizin yetkili olduğu değerlendirilerek davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def’i ileri sürmüş olup, yapılan değerlendirmede; 2918 s. KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Kazanın 09/07/2019 tarihinde meydana geldiği, eldeki davanın ise 13/11/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin zamanaşımı def’inin reddi gerekmiştir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti ve hasar bedelinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu aldırılmış olup, alınan 23/11/2020 tarihli raporda özetle; … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ün araç sürücülerinin manevraları düzenleyen genel şartlara uymama kuralını ihlal ettiği, … plakalı araç sürücüsü davacının kural ihlalinin bulunmadığı, … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu, hasar tutarının toplam 6.989,90 TL olduğu tespit ve değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararlarının tespit edilmediği anlaşılmakla, dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 22/11/2021 tarihli ek raporda; aracın kaza tarihindeki hasarsız haldeki emsal değerinin 79.000,00 TL olduğu, ekspertiz tarafından kazalı hali ile belirlenen 64.000,00 TL rayiç değerine iştirak edildiği, aracın daha önceki kazaları ve oluşan hasarın nitelik ve niceliği gereği 1.700,00 TL objektif değer kaybının oluşacağı, benzer nitelikteki araçların 1 günlük kira bedelinin 230,00 TL olduğu, aracın tamir süresinin 7 gün olduğu, buna göre araç yoksunluk zararının 1.610,00 TL olacağı tespit ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, bilirkişi raporunun incelenmesinde hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince 08.03.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talepleri artırılmış, gerekli tamamlama harcının yatırıldığı anlaşılmış, bedel artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir. Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesinin incelenmesinde; davalı sigorta şirketinden değer kaybı taleplerinin bulunmadığının belirtildiği, talep edilen araç yoksunluk zararının ise ZMMS kapsamında kalmaması nedeni ile davalı sigorta şirketi sorumluluğunda olmadığı değerlendirilmiş, bu çerçeve hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafça dava öncesinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığına dair dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, ancak davalı sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen cevapta davacılar tarafından şirkete yapılan başvuru üzerine hasar dosyasının açıldığı ve yapılan inceleme akabinde sigortalının kusurlu olmadığı kanaati ile ödeme yapılmadığı belirtilmiş olduğu anlaşıldığından, davacının dava şartını yerine getirdiği, davacının başvuru tarihini somut olarak ortaya koyamamış olması nedeni ile davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğü, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren temerrüt oluştuğu kabulü ile bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi çerçevesinde 6.986,90 TL hasar bedeli, 1.610,00 TL araç yoksunluk bedeli ve 1.700,00 TL değer kaybı üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, kazaya karıyan araçların hususi kullanımda olduğu anlaşılmakla yasal faize hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin davalılardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile, 10.299,90 TL’nin davalılar … ve …’ten kaza tarihi olan 09/07/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi yönünden 6.989,90 TL’nin dava tarihi olan 19/11/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte) alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 703,59 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 203,22 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 500,37 TL’nin davalılar … ve …’ten (davalı sigorta şirketi yönünden 406,69 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 203,22 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 578,80 TL tebligat ve posta gideri, 1.150,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.728,80TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten (davalı sigorta şirketi yönünden 1.405,15 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketi vekili ile davalı … ve …’ün yokluğunda, davacı ve davalı sigorta şirketi yönünden HMK 341 maddesi gereğince KESİN, davalılar … ve … yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.21/04/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.