Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/748 E. 2023/523 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/748 Esas – 2023/523
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/748 Esas
KARAR NO : 2023/523

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 17/05/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; 06/12/2018 tarihinde …’un sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın yaya olan müvekkili …’e çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin malul kalacak şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sebebi ile oluşan zararının tazmini için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını ve fakat ödeme yapılmadığını, arabuluculuğa başvurduklarını ve anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak 1.000TL maluliyet tazminatı, 2.262-TL tedavi gideri maddi tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarının yanı sıra kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin ancak poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere gerçek zarardan sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazaya ilişkin kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri çerçevesinde tespiti gerektiğini, davacının maddi zarara tazminat hesabı için 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca aktüer bilirkişi tarafından hesaplama yapılması gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik maddi tazminatı talebi ile tedavi ve bakıcı giderleri talebinin teminat dışı olduğunu, müterafik kusur durumunun tespiti halinde hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, SGK tarafından ödenmiş olan tazminat var ise bu tutarın hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarının yanı sıra kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, tedavi evrakları, kaza tespit tutanağı ve arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmiştir.
Bakırköy 42 Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/258 esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir.
Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Adli Trafik uzmanı bilirkişiden 06/08/02020 tarihli rapor aldırılmıştır.
Ankara ATK’dan 02/04/2021tarihli ve 24/09/2021 tarihli kusur raporu aldırılmıştır.
Samsun SGK’na yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Samsun OMÜ’den 07/04/2022 tarihli maluliyet raporu aldırılmıştır.
Ankara 6. Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla 2022/106 Talimat sayılı rapor aldırılmıştır.
Samsun OMÜ’den 14/11/2022 tarihli maluliyet raporu aldırılmıştır.
Aktüer bilirkişiden 05/02/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından bedel artırım dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 06/12/2018 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya konumunda bulunan davacıya çarpması neticesinde yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının yaralanma sebebi ile uğradığı maddi zararın tazmini talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya gelen 41730830 nolu poliçenin incelenmesinde; … plakalı aracın 10/08/2018-2019 tarihleri arasında davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında kişi başına sakatlanma 360.000,00TL limit ile teminat altına alındığı, kazanın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin süre uzatım dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz ettiği görülmüş, öncelikle bu husus değerlendirmeye alınmıştır. 6100 sayılı HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda, sigorta şirketinin merkezi Sarıyer/İstanbul sigorta sözleşmesine aracılık eden acentenin ikametgahı Bahçelievler/İstanbul ve rizikonun gerçekleştiği yer Bakırköy/İstanbul ise de, davalı sigorta şirketinin Samsun’da acenteden daha geniş yetkilere sahip Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır ve bu sebeple davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur (Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarihli 2017/17-1087 Esas, 2020/125 Karar sayılı ilamı).
Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/398 Esas sayılı dosyasının davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davası olduğu, eldeki dava ile derdestlik oluşturmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin derdestlik itirazına itibar edilememiştir.
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde; … plakalı aracın sürücüsünün 2918 sayılı Yasanın 52/1-a (aracın hızını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere, yaya geçitlerine girerken azaltmamak) kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile kusurlu olduğu, davacının ise aynı yasanın 68/1-b-1 (Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak) kuralını ihlal etmesi sebebi ile kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Mezkur kaza sebebiyle açılan Bakırköy 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/258 Esas numaralı dosyası Uyap sisteminden dosyamız arasına istenmiş, toplanan tüm deliller doğrultusunda, kusur tespiti için dosya adlı trafik uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, 06/08/2020 tarihli raporda özetle; 2918 sayılı Yasa’nın 52/1-a (aracın hızını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere, yaya geçitlerine girerken azaltmamak) kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile %30 oranında kusurlu olduğu, davacının ise aynı yasanın 68/1-b-1 (Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak) kuralını ihlal etmesi sebebi ile %70 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalılar tarafından rapora itiraz edilmediği, davacı vekilinin kusur oranına itiraz etmesi üzerine dosyanın Ankara ATK’ya gönderilmesine karar verildiği görülmüş, alınan 02/04/2021 tarihli raporda özetle; davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken yeşil ışıkta girdiği kavşaktan geçisi sırasında, kavşak çıkışındaki yaya geçidinden karşıya geçmek isteyen yayaya çarptığı olayda, kazaya etken hatalı tutum ve davranışı olmadığından kusursuz olduğu, davacı …’in can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde seyir halindeki araç trafiğine ve trafik lambalarına dikkat etmeyip, karşıdan karşıya geçiş yapmadan önce kendisine hitaben yeşil ışığın yanmasını beklemeden yola girip kontrolsüzce geçiş yapmak istediği esnada, araçlara yeşil ışık yanmakta iken seyrine devam etmek isteyen davalı sürücünün idaresindeki araca geçiş hakkını vermeyip bu aracın sadmesine maruz kalması sonucu meydana gelen olayda %100 oranında asli kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir. Davacı vekilinin rapora itiraz ettiği ve dosya içerisindeki raporların çelişkili olduğu anlaşılmakla çelişkinin giderilmesi için bu kez ATK Genişletilmiş Uzmanlar heyetine gönderilmiş, alınan 24/09/2021 tarihli raporda özetle; her iki raporun değerlendirildiği, dosyadaki belgelerde kaza yerindeki hız limitiyle ilgili herhangi bir tespit bulunmasa da olay anını gösteren kamera görüntülerindeki davalı sürücü … yönetimindeki otomobilin hareket tarzı, sürücünün kendisine yeşil ışık yandığı sırada geçmesi ve aracın çarpmayla birlikte duruşa geçmesi de birlikte değerlendirildiğinde kaza mahallindeki hız limitinin 30 km/s olduğu kabul edilse dahi bu oluş şartlarında otomobil sürücüsü davalı …’a kusur atfının uygun görülmediği, aynı olaya konu olayla ilgili düzenlenen 02.04.2021 tarihli rapordaki oluşa uygun düşen kusur değerlendirmelerine iştirak ettikleri yönünde değerlendirmede bulunulmuştur.
Her ne kadar 02/04/2021 tarihli ATK raporu ile 24/09/2021 tarihli Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti raporunda sigortalı araç sürücüsü davalının kusurunun bulunmadığı ve davacıya %100 kusur atfedildiği görülmüş ise de, mahkememizce alınan 06/08/2020 tarihli kusur raporuna davalılar tarafından itiraz edilmediği, şu halde davacı yönünden 06/08/2020 tarihli raporda belirlenen kusur oranlarına ilişkin olarak kazanılmış hak oluştuğu değerlendirilmekle işbu oranlar üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce davacının maluliyetinin tespiti için, davacı Ondokuz Mayıs Üniversitesine sevk edilmiş, kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik yönünden aldırılan 14/11/2022 tarihli raporda; davacının 06/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanmasının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre sürekli maluliyetinin %2 olduğu, iyileşme süresinin 18 ay kadar uzayabileceği mütala edildiği belirtilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı itiraz edilmiştir.
Rapora karşı itirazlar dikkate alınarak yapılan incelemede, Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafından düzenlenen raporun kaza tarihinde geçerli yönetmelik dikkate alınarak düzenlendiği, davacının tedavisine ilişkin dosya kapsamındaki ve kurumdaki evrakların dikkate alındığı, davacının muayene edilerek şikayetlerinin dinlenildiği, gerekli konsültasyonların yapıldığı, sağlık geçmişinin incelendiği, raporun mevzuata uygun olduğu, şu halde hükme esas alınabilir olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacının sosyal ve ekonomik durumu kolluk aracılığıyla tespit ettirilmiş, Sosyal Güvenlik Kurumundan davacıya kazaya ilişkin olarak rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının bilgisi sorulmuş, verilen 04/01/2022 tarihli cevabi yazıda davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Davacı yanın tedavi gideri talebine ilişkin olarak dosya kül halinde adli tıp uzmanı bilirkişiye verilmiş olup, alınan 17/05/2022 havale tarihli raporda özetle; davacının trafik kazasına bağlı tedavilerinin SGK ve Bağkur tarafından karşılandığı, SGK tarafından karşılanmayan, 6111 sayılı kanun kapsamı dışında kalan tedavi sırasında veya sonrasında yapılması zorunlu dosyaya sunulmuş olan, fatura edilmiş toplam 2.310 TL’lik dolaylı harcamalarının bulunduğu, bu harcamaların tedavi ile ilgili ve gerekli harcamalar olduğunun kabulünün gerektiği, davacının SGK tarafından karşılanmayan, belgeye dayalı olan 2.310 TL ile hayatın olağan akışı gereği faturalandırılamamış 2.500 TL olarak hesaplanmış bulunan toplam 4.810 TL tedavi ve yol giderinin, tedavi ile ilgili ve gerekli olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir. Taraf vekillerince iş bu rapora itiraz edilmiş ise de, raporun dosya kapsamına uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış, itirazlara itibar edilmemiştir.
Mahkememizce davacının talebi çerçevesinde iş göremezlik zararının hesaplanması amacıyla dosyamız aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, hazırlanan 05/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının kaza tarihinde küçük olması, gelir getirici kazancının bulunmaması, ancak %2 sürekli maluliyetinin bulunması karşısında iyileşme süresi içerisinde efor kaybı yaşayacağı hususları nazara alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmış, davacının 06/12/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında maruz kaldığı %2 oranındaki sürekli maluliyete bağlı zararının 33.676,48- TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Taraf vekillerince rapora itiraz edilmiş ise de yukarıda kusur oranları ve maluliyete ilişkin açıklamalar çerçevesinde davacının 33.676,48 TL iş göremezlik tazminatı talep edebileceği değerlendirilmiş, itirazlara itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince sunulan 17/03/2023 tarihli bedel artırım dilekçesinde iş göremezlik zararına ilişkin talebin 33.676,48 TL’ye, tedavi gideri zararına ilişkin talebin ise 4.810,00 TL’ye çıkartıldığı bildirilmiştir. Davacı vekilince her ne kadar tedavi gideri talebi rapor çerçevesinde 4.180,00 TL’ye yükseltilmiş ise de, davacının %70 oranında kabul edilen kusur indiriminin dikkate alınmadığı, bu kapsamda davacı yanın 33.676,48 TL iş göremezlik zararı ve 1.443 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 35.119,48 TL talep edebileceği değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin davacının başvurduğu müracaat tarihinden (29/07/2019) 8 iş gün sonrasına tekabül eden tarihte 09/08/2019 tarihinde, davalı …’un kaza tarihi olan 06/12/2018 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiş, sigortalı aracın hususi kullanımda olması karşısında dava dilekçesindeki talep gibi yasal faize hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 33.676,48 TL iş göremezlik zararı, 1.443 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 35.119,48 TL’nin davalı …’tan kaza tarihi olan 06/12/2018 tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 09/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.399,01 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 151,36 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 2.247,65 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile karar ilam harcı olarak peşin ve ıslahla yatırılan 151,36 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 1.649,38 TL tebligat ve posta gideri, 5.320,48 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 6.969,86 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 6.360,10 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2. maddesi gereği hesaplanan 3.367-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin kabul-red oranına göre 1.204,52 TLsinin davalı … A.Ş.’nden, 115,48 TL sinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.
27/04/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.