Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/735 E. 2021/299 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/735 Esas – 2021/299
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : A
DAVALILAR : 1- …
2-
VEKİLİ : Av.

DAVA : İtirazın İptali (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili sigorta şirketine 07.06.2018-2019 vade tarihli kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan ve diğer davalıya ait olan … plakalı aracın karıştığı 05.11.2018 tarihli trafik kazasında sigortalı aracın pert total olduğunu ve sigortalıya aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri olarak 22.01.2019 tarihinde 47.500-TL ödendiğini, aracın sovtajının davacı sigorta şirketinde kaldığını ve sovtaj değerinin 23.003-TL olarak belirlendiğini, kazanın münhasıran davalı …’in kusuru ile gerçekleşmiş olmasına göre tüm zararın davalılarca karşılanmasını gerektiğini, ancak davalıların aleyhlerine başlatılan takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, oysa 24.497-TL’nin (47.500-TL – 23.003-TL) davalılarca ödenmesi gerektiğini ve ödeme tarihinden itibaren işleyen faizin de davalıların sorumluluğunda olduğunu beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptalini ve takibin devamını, davalıların icra-inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, sigortalı aracın … Organizasyon Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olmasına ve sigorta poliçesine göre ticari amaçla kullanımı yasaklanmasına rağmen kaza anı itibariyle üçüncü kişi tarafından kullanıldığını ve yapılan ödemenin poliçe hükümlerine aykırı olup ödenen tutarın davalıdan istenemeyeceğini, davalı …’e atfedilen kusuru kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrasında yapılan alkol testinin üflemeli ölçüm cihazı ile yapıldığını oysa bu yöne ilişkin araştırmanın kan veya idrar testi ile yapılması gerektiğini, ayrıca bu kişinin kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığını ve bu sebeple aracın kontrolünü kaybedip kazaya sebep olduğunu, aracın sigorta şirketince belirlenen piyasa ve hurda değerini kabul etmediklerini, temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalılar aleyhine, 24.497-TL asıl alacak ve 2.070-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.567-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, ancak takip borçlusu davalıların süresinde ileri sürdükleri itirazları üzerine takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Hasar dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 02.03.2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle: Kazanın münhasıran davalı …’in kusuru ile gerçekleştiği ve sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce, itirazlar üzerine alınan 16.07.2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davalı …’in %80 ve sigortalı araç sürücüsünün %20 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce, iki rapor arasındaki çelişkiler üzerine alınan 25.02.2021 tarihli kusur bilirkişi heyet raporunda özetle: Kazanın gerçekleşmesinde davalı …’in %80 ve sigortalı araç sürücüsünün %20 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan 27.07.2020 tarihli raporda özetle: Kaza ile ekspertiz raporundaki tespitlerin birbiri ile uyumlu olduğu ve sigortalı araçtaki hasarın giderilmesi için KDV dahil 42.637,15-TL tutarında masraf yapılması gerektiği, sigortalı aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değerinin 47.500-TL ve hurda satış bedeline göre sovtajının 23.003-TL olduğu, buna göre sigorta şirketinin 24.497-TL tutarında zararının oluştuğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca açılmış rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6102 s. Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibe kaldığı yerden devam edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; … Organizasyon Tic. Ltd. Şti.ne ait … plakalı araç, davacı sigorta şirketine … vade tarihli kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış ve 05.11.2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında sigortalı aracın pert total olduğu kabul edilerek sigortalıya 22.01.2019 tarihinde 47.500-TL ödenmiş ve işbu dava ile ödenen tutarın araç maliki davalı şirket ile araç sürücüsü davalı …’den rücuen tazmini talep edilmiştir.
17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı davada zamanaşımı, sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhinde açabileceği davanın zamanaşımına tabidir ve aynı tarihte başlar. Yani, TTK’nın 1472. maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, selefi bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşımı süresi içinde açması gerekiyorsa davayı o süre içinde açması gerekir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 23.10.2017 tarih 7575/5615 sayılı kararı). Somut olayda, dava dışı sigortalı ile davalılar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığına göre, ihtilafın haksız fiil hükümlerinden hareketle çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesi gereğince zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği veçhile, kazanın 05.11.2018 tarihinde gerçekleşmiş ve işbu davanın 16.08.2019 tarihinde ikame edilmiş olmasına göre davalılar vekilinin zamanaşımı def’i yerinde değildir.
TTK’nın 1472. maddesine göre, sigortacının kanuni halefiyetinden söz edilebilmesi için; i-geçerli bir sigorta sözleşmesinin olması, ii-sigortacının bu sigorta sözleşmesine dayalı tazminat ödemesi ve iii-ödeme yaptığı sigortalının zarar verene karşı bir talep ve dava hakkının bulunması gerekir. Bu üç şartın birlikte gerçekleşmesi durumunda, sigortacının halefiyeti kanun gereği kendiliğinden doğar. “Geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunması” şartı, sigortacının sigorta tazminatı ödeme borcunun hukuki sebebini teşkil etder. Dolayısıyla, sigorta tazminatı ödemesinin geçersiz veya yürürlükte olmayan bir sigorta sözleşmesine dayalı olarak yapılmış olması durumunda sigortacının kanuni halefiyetinden söz edilemez. Bu doğrultuda, sigortacının sigorta sözleşmesi uyarınca teminat altına alınmamış bir rizikoya ilişkin olarak sigortalısına ödeme yapmış olması durumunda sigortacının kanuni halefiyetinden söz edilemeyecektir. Benzer şekilde, sigortacının sigorta tazminatı ödeme yükümlülüğü konusunda hataya düşmek suretiyle bir ödeme yapmış olması ihtimalinde de kanuni halefiyetin doğması için gerekli şartların gerçekleşmediği kabul edilmektedir. Böyle bir durumda, sigortacının yapmış olduğu ödemeye ilişkin olarak zarar sorumlusuna talep yöneltebilmesinin yegâne yolu, 6098 sayılı TBK’nun 183 vd. hükümlerine göre alacak ve dava hakkını devralmış olmasıdır.
Eldeki davada, sigortalı araç sürücüsü … isimli kişinin, … Organizasyon Tic. Ltd. Şti.nin sigortalı işçisi olduğu dosya kapsamı ile sabit olup, aracın kasko sigorta poliçesine aykırı şekilde kullanıldığı ve halefiyet koşullarının oluşmadığı yönündeki iddia doğru değildir. Aksi, yani sigorta şirketinin kanuni halefiyet koşullarının oluşmadığı kabul edilse bile, sigorta şirketinin sigortalısına ödeme yaptığına dair 12.01.2019 tarihli ibranameyi ibraz etmiş olmasına göre, … Organizasyon Tic. Ltd. Şti. alacak ve dava hakkını TBK’nın 183 vd. maddelerine uygun olarak sigorta şirketine temlik etmiştir; sigorta şirketinin zarar sorumlularından alacağın temliki hükümlerine göre rücu isteminde bulunması mümkündür (Bkz: Yargıtay 17. HD.nin 28.02.2012 tarih ve 7646/2334 sayılı kararı). Bu sebeplerle, davalılar vekilinin ödemenin kasko poliçesi kapsamında bulunmadığına ve rücuen tazminat koşullarının oluşmadığına dair itirazı reddedilmiştir.
Davaya konu trafik kazasının, sigortalı araç sürücüsünün %20 ve davalı …’in %80 oranındaki kusuru ile gerçekleştiği alınan raporlardan anlaşılmış olup, sigortalı araç sürücüsünün emniyet kemerinin takılı olmadığı yönündeki iddianın doğru olması durumunda dahi bu durumun tarafların kazadaki kusur oranlarına bir tesiri yoktur. Bedensel zarardan kaynaklı tazminat isteminde bulunulmadığına göre de, bu husun müterafik kusur olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Ayrıca, sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olmadığı kolluk tarafından yapılan ölçüm ile belirlenmiş ve kaza tespit tutanağına işlenmiş olup, davalılar vekilinin ölçüm yöntemine dair itirazları yersizdir.
Sigortalı aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değerinin 47.500-TL olduğu ve araçta oluşan hasarın giderilmesi için KDV dahil 42.637,15-TL tutarında masraf yapılması gerektiği alınan bilirkişi raporu ile saptanmış olup, aracın tamirinin ekonomik olmadığı ve pert total sayılması gerektiği anlaşılmaktadır. Nitekim, ekspertiz raporunda da aynı tespitlere yer verilmiş ve buna istinaden sigortalıya 22.01.2019 tarihinde aracın 2. el serbest piyasa değeri olan 47.500-TL ödenmiştir. Aracın sovtajı, Beyoğlu 16. Noterliği’nin 15.01.2019 tarih ve 1276 yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile sigorta şirketi tarafından 23.003-TL’ye üçüncü kişiye satılmış olup, mahkememizce alınan rapor ile de sovtaj değerinin 23.003-TL olduğu belirlenmiştir. Buna göre, davacı sigorta şirketinin (47.500-TL – 23.003-TL) 24.497-TL zararı oluşmuştur ve bu tutarın sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden kısmı dışındaki miktarı, zarara sebep olduğu tespit edilen araç maliki davalı şirketin ve araç sürücüsü davalı …’in sorumluluğundadır (TBK m. 61).
Bu sebeplerle; davalılardan talep edilebilecek tutarın (24.497-TL x %80) 19.597,60-TL olduğu kabul edilmiş, fazlaya dair istem reddedilmiştir. Sigortalı araç maliki ile karşı araç malikinin tacir olduğu ve bu sebeple avans faizi talep edilebileceği nazara alınmış, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş avans faizi (1.656-TL) hakkında da hüküm kurulmuştur. Tarafların kusur durumlarının ve rücu edilebilecek miktarın likit olmadığı değerlendirilmiş, reddedilen kısım yönünden davacının takipte kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden tarafların tazminat talepleri ayrı ayrı reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile 19.597,60-TL asıl alacak ve 1.656-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.253,60-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Taraf vekillerinin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.451,83-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 320,86-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.130,97-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 320,86-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 2.586,70-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 2.069,36-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 264-TL’sinin davacıdan ve 1.056-TL’sinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 24/05/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.