Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/714 E. 2021/1131 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/714 Esas – 2021/1131
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/714 Esas
KARAR NO : 2021/1131

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; Müvekkili …’nın yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara rücu etme hakkı tanındığını, … tarihinde …’a ait … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın, … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, …’ın araçta yolcu konumunda olduğu ve yaralandığını, … plakalı aracın geçerli Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta bulunmadığını, 16.920,00 TL tazminat belirlendiğini, ve bu zararın … tarihinde ödeme yapıldığını, zarara neden olanlara rücu hakkı doğduğunu, Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe itiraz edildiği beyanla, yapılan itirazların iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, kaza tespit tutanağı, arabuluculuk son tutanak aslının sunulduğu anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının uyap sisteminden dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Adana İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye … tarihinde cevap verildiği ve ekinde tescil bilgilerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Samsun CBS’na yazılan müzekkereye … tarihinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Samsun İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye … tarihinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesine yazılan müzekkereye … tarihinde cevap verildiği ve ekinde 2018/251 Esas sayılı dosyanın Uyap sistemi üzerinden gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının trafik bilirkişi …’a tevdi edildiği ve bilirkişinin … tarihli raporunu dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2018/569 Esas sayılı dosyasında OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan … hakkında düzenlenen Adli Tıp Raporu’nun dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından davanın tazminat ödemesi yapılan …’a ihbarına yönelik 12/02/2021 tarihli talep dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından davanın konusuz kaldığına ilişkin 16/12/2021 tarihli beyan dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takip talebine itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; … tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kaza neticesinde yolcu …’ın yaralandığı, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 08/02/2018 tarihli raporuna göre engel oranının %5 olduğu, maliki … olan ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza anında geçerli bir Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası bulunmadığından davacı Kurum tarafından %5 maluliyet oranı üzerinden hazırlanan aktüerya raporuna istinaden 16.920,00-TL’nin ödendiği, davacının rücu hakkı dolayısıyla Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile araç maliki … ve sürücü … hakkında icra takibine geçildiği, ödeme emrinin davalılara 09/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin 16/10/2018 tarihli dilekçeyle takibe itiraz ederek durduğu, itirazın yasal süresinde yapıldığı, davacı tarafında itirazın iptalini sağlamak için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
HMK 138.maddesi ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.” hükmünü içermektedir. Usul ekonomisi yönünden de aynı sonuca varılmaktadır.
Somut olayda davacı … ZMMS bulunmadığı iddia edilen … plakalı aracın neden olduğu trafik kazasında zarar gören … ödediği tazminatı … Yönetmeliği’nin 16.maddesi gereği sorumlu olan gerçek kişi ve işletenden rücuen tahsilini talep etmektedir. Davanın bu niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı bellidir. Davalıların tacir oldukları iddia ve ispat edilemediği gibi trafik kaydından kazaya sebebiyet veren aracında ticari nitelikte olmadığı, anlaşılmaktadır. Bu durumda TTK’nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi bir ticari davada söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Öyleyse uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 21/12/2020 tarih 2020/466 Esas 2020/8778 Karar sayılı karar ile 16/10/2019 tarih, 2017-1132-2019/9502 sayılı kararları).
Nitekim Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin BAM kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair 16/09/2021 tarih 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmış ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş olup, işbu karar bağlayıcı niteliktedir.
Görev hususu dava şartı olup aynı zamanda kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerekmektedir. Mahkememiz dosyasının duruşması her ne kadar 17/02/2022 tarihine atılı ise de usul ekonomisi gereği görev hususunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından resen duruşma açılarak, iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddi gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nun 20’nci maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nun 331/2’nci maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı…

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.