Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/689 E. 2021/80 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/689 Esas – 2021/80
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: İlkadım ilçesi … numaralı bağımsız bölümün tapuda davacı …’e ait olduğunu ancak davacıların bu taşınmazı müşterek konut olarak kullandıklarını, dava dışı …’ın kredi kullandığı sırasında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, ayrıca …’in şahsi kefaletinin alındığını, oysa davacı …’in işlemlerin yapıldığı tarih itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığını ve ayrıca kefalet sözleşmesi için gerekli eş rızasının alınmadığını beyanla, kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini ve iptalini, aile konutu üzerindeki ipoteğin iptalini, davacı …’in … Esas sayılı takip dosyaları sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: … tarafından açılan davanın aktif husumet sebebiyle reddi gerektiğini, dava dilekçesindeki taleplerin her birinin zamanaşımına uğradığını, dava dışı …’ın Halkbankası Canik Şubesi’nden kullandığı krediyevalı kooperatifin davacı …’in de aralarında bulunduğu kefillerle imzaladığı 22.06.2015 tarihli kefalet taahhütnamesine istinaden müteselsil kefil olduğunu ve kredi borcunun geri ödenmesi sırasında yaşanan aksaklıklar sebebiyle bankanın müracaatı üzerine borcun davalı kooperatiften tahsil edildiğini, davacı …’in de borcun tamamından kredi kefalet taahhütnamesine istinaden sorumlu olduğunu, nitekim bu sebeple aleyhinde takip başlatıldığını, … ve … Esas sayılı takip dosyalarında davacı …’in takibe itiraz ettiğini ve … Esas sayılı dosyası ile … Esas sayılı dosyasında itirazın iptaline karar verildiğini ve kararların kesinleştiğini, … Esas sayılı takip dosyasında ise borçlu … tarafından ödeme yapılarak dosyanın infazen kapatıldığını, kredi türü itibariyle kefalete eş rızasının aranmayacağını beyanla, davanın reddini ve davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davalı kooperatif tarafından davacı …’in de aralarında olduğu borçlular aleyhine kooperatifin ödenmeyen taksit alacağı açıklaması düşülerek ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği ve dosyanın haricen tahsil ile infazen kapatıldığı görülmüştür.
… Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davalı kooperatif tarafından davacı …’in de aralarında olduğu borçlular aleyhine kooperatifin ödenmeyen taksit alacağı açıklaması düşülerek ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği ancak davacı …’in itirazı üzerine takibin durduğu ve akabinde açılan … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali davasının kısmen kabul-ret şeklinde sonuçlanıp dosyanın istinaf incelemesinden geçerek kararın 15.10.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davalı kooperatif tarafından davacı …’in de aralarında olduğu borçlular aleyhine kooperatifin ödenmeyen taksit alacağı açıklaması düşülerek ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği ancak davacı …’in itirazı üzerine takibin durduğu ve akabinde açılan Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali davasının kısmen kabul-ret şeklinde sonuçlanıp dosyanın istinaf incelemesinden geçerek kararın 23.10.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… Esas sayılı takip dosyaları celp edilmiş olup incelenmesinden: Dosyaların her birinde takip alacaklısı davalı kooperatif tarafından davacı …’in de aralarında olduğu borçlular aleyhine kooperatifin ödenmeyen taksit alacağı açıklaması düşülerek ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği ve takiplerin derdest olduğu görülmüştür.
Halkbankası ile davalı kooperatiften kredi dosyası, ayrıca davalı kooperatiften borçlu …’ın kooperatif üyesi olduğunu gösterir belgeler celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı …’in 2000 yılından bu yana görmüş olduğu tedaviler ile kullandığı ilaçlara ilişkin reçete bilgileri SGK’dan celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce davacı …’in işlem tarihi itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda alınan bilirkişi raporunda özetle: Davacının kefalet sözleşmesi tarihinde ve halen hukuki işlem ehliyetini haiz olduğu mütala edilmiştir.
Dava, kefalet sözleşmesinin geçersizliğine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, davacı …’in ehliyetsizliği ve ayrıca kefalette eş rızasının bulunmaması sebebiyle aile konutu üzerindeki ipoteğin fekki ve ayrıca kefaletin geçersizliğinin tespiti ile davacı …’in aleyhine açılan takip dosyalarında davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş, ipoteğin fekkine ilişkin talep tefrik edilerek mahkememiz esasının son sırasına kaydedilmiştir. Akabinde … Esas sayılı dosyamızdan Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ve bu yöndeki davanın karar tarihimiz itibari ile … Esas sırasında derdest olduğu görülmüştür.
Buna göre, eldeki davada yalnızca davacı … bakımından kefaletin geçerli olup olmadığına ve buna göre davacının davalıya borcu bulunup bulunmadığına ilişkin talepler dahilinde yargılamaya devam edilmelidir. Davacı …’in eldeki dava ile bir ilgisi kalmadığından sadece … hakkında hüküm kurulmalı ve karar başlığında sadece … davacı olarak gösterilmelidir.
Dava dışı …, 23.06.2015 tarihinde Türkiye Halk Bankası A.Ş. Canik Şubesi’nden kooperatif kredisi kullanmış ve davalı kooperatif kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Davacı … ise davalı kooperatif tarafından hazırlanan “Borçlu ve Müşterek Müteselsil Kefillere Ait Sözleşme, Bilgilendirme ve Taahhütname”, “… Borçlu ve Kefil Taahhütnamesi” ve ayrıca “Taahhütname” başlıklı belgelere imza koymuş olup, bu üç belgede müteselsil kefil olarak gösterilmiştir.
Burada öncelikle davacının kefalet tarihi itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığına dair itirazının değerlendirilmesi gerekmekte olup, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davacının hem kefalet hem de rapor tarihi itibariyle hukuki işlem ehliyetinin bulunduğu saptanmıştır. Buna göre, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir ve kefaletin geçerli olup olmadığına dair diğer yönlerden inceleme yapılmalıdır.
6098 sayılı TBK’nun “Şekil” başlıklı 583/1. maddesine göre; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” Buradaki şekil şartları kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulmasına ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese de geçerlilik şartlarının oluşup oluşmadığı ve buna göre kefilin borçtan sorumlu olup olmadığı mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir (Bkz: Yargıtay 19.HD.nin 10.02.2020 tarih ve 2814/348 sayılı kararı).
Eldeki davada, davacının müteselsil kefaletine ilişkin delil olarak ibraz edilen 22.06.2015 tarihli üç belgede de davacının kefalet beyanı kısmında sadece ad-soyad ve imzası bulunmakta, diğer şekil unsurlarına yer verilmediği görülmektedir. Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri tarafından kullandırılan krediler kapsamında düzenlenen kefalet sözleşmeleri de TBK’nun 583. maddesinde öngörülen şekle uygun olmalıdır (Bkz: Yargıtay 23. HD.nin 27.01.2020 tarih ve 8485/424 sayılı kararı). Buna göre, davacı ile davalı kooperatif arasındaki 22.06.2015 tarihli kefalet sözleşmesi TBK’nun 583. maddesine aykırılık sebebiyle geçersizdir ve geçersiz sözleşmeye istinaden davacıdan talepte bulunulması mümkün değildir.
Bu sebeplerle, kefalet sözleşmesinin şekle aykırılık sebebiyle geçersiz olduğu ve itiraza konu diğer yönlerden bir araştırma yapılmasına dahi gerek olmadığı değerlendirilmiş, kefalet sözleşmesine istinaden başlatılan takiplerin de yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bununla birlikte; Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası davalı vekilinin beyanından ve dosyadan anlaşıldığına göre borçlu … tarafından yapılan ödeme ile haricen kapatılmış, … ve … Esas sayılı takip dosyalarına vaki itirazın iptali davaları ise kısmen kabul-ret ile sonuçlandıktan sonra istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiş olup, davacının … Esas sayılı takip dosyası yönünden dava açmakta hukuki yararı yoktur; … ve … Esas sayılı takip dosyaları hakkında açılan dava ise kesin hüküm dava şartı sebebiyle reddedilmelidir.
Kefalet sözleşmesinin tabi olduğu şekil yukarıda işaret edildiği üzere TBK’nun 583. maddesinde vazedilmiş olup, davalının şekil unsurlarını ihtiva etmeyen sözleşmeye istinaden takibe girişmekte kötü niyetli olduğu açıktır. Bu sebeple, davanın kabul edilen kısmı üzerinden (69.900,37-TL) davacı yararına tazminata hükmedilmelidir.
Koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebi reddedilmelidir.
Dava değerinin, kefalet sözleşmesinde kefil olunan miktar belirtilmediğinden, takip çıkışı miktarları kadar olduğu (95.261,94-TL) değerlendirilmiş, …, … ve … Esas sayılı takip dosyalarındaki takip çıkış miktarları toplamı (25.361,57-TL) ile kabule konu takip dosyalarındaki takip çıkış miktarları toplamına (69.900,37-TL) göre yargılama harç ve giderlerinine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-Davacının 22.06.2015 tarihli sözleşmedeki kefaletinin geçersizliği sebebiyle kefilliğinin iptaline,
ii-Davacının, Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası hakkındaki menfi tespit isteminin HMK’nun 114/1-h maddesi; …, … Esas sayılı takip dosyaları hakkındaki menfi tespit isteminin HMK’nun 114/1-i maddesi gereğince reddine,
iii-Davacının, … Esas sayılı takip dosyaları hakkındaki menfi tespit isteminin kabulü ile anılan takip dosyaları sebebiyle davalıya borçlu olmadığından tespitine,
2-İİK’nun 72/5.maddesi gereğince 13.980-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.774,89-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.761,52-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.013,37-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 3.761,52-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 587,35-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 430,97-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 19-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 5,05-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.887,05-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 01/02/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.