Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/68 E. 2021/590 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/68 Esas – 2021/590
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/68
KARAR NO : 2021/590

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ :…
DAVALILAR : …
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ;
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin … kayıtlı taşınmaz üzerindeki binanın dış cephe mantolama işinin yapılması hususunda davalı ile anlaştıklarını, müvekkili tarafından iş karşılığında davalıya 20.000,00TL nakit olarak ödendiğini, kalan kısım için 30/11/….tarih 25.000,00TL ve 28/02/… tarih 25.000,00TL bedelli 2 adet çeki keşide edip avans olarak davalıya verdiğini, davalının dava konusu iş bu çekleri almasına rağmen davacıya taahhüt ettiği işleri yapmadığı gibi mantolama malzemelerini de teslim etmediğini, müvekkili tarafından davalıya avans olarak verilen iş bu 2 adet çekin bedelsiz kaldığını belirterek, dava konusu çeklerin %15 i teminat bedeli karşılığında davalı ya da 3. Kişiler tarafından bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi ve davalı ya da 3. Kişiler tarafından icra takibine konulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava konusu çeklere ilişkin borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların usulüne uygun tebligata rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
Davalı …’ın 09/03/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; 6102 sayılı TTK gereği zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiği, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin 6100 sayılı HMK m6 gereği davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetki itirazının kabulüne karar verilmesini, davanın reddini, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 13/10/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davanın esastan reddinin gerektiğini, davacı tarafça davalı olarak … Yapı İnş.Tic. … Adi ortaklığı aleyhine açılmış bir dava olduğunun görüldüğünü, Kartal 4.Noterliğinin 19/12/2017 tarih ve … yevmiye no lu adi ortaklık sözleşmesi ile de bu durumun sübuta erdiğini, adi ortaklıkta ortakların üçüncü kişilerle yapılan iş ve işlemlerin de kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortağın bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olduğunu, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisi var sayıldığını ancak temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün çocukların oybirliği ile verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olmasının şart olduğunu, amca çocukları arasında cereyan eden bir ticari iş nedeniyle gerek yasal düzenlemeler gerekse de … Yapı İnş.Tic. … Adi Ortaklığının ortağı … ile yapılmış olduğu iddia edilen işlemden dolayı müvekkili …’ ın aleyhine bu davanın ikame edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; iki adet çek fotokopilerini, bir adet fatura fotokopisi ve ödeme makbuzu, davacının dava konusu işi yaptırmak üzere düzenlediği sözleşme örneğini ibraz etmiştir.
Mahkememize ait 2018/769 esas 2018/768 karar sayılı kararı dosyamız arasına alınmıştır.
QNB Finansbank A.Ş nin 08/05/2019 havale tarihli yazıları ile bilgi verildiği anlaşılmıştır.
Vakıfbank Samsun Şubesinin 17/05/2019 havale tarihli yazıları ile bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mali müşavir bilirkişi … ya tevdi edildiği, bilirkişi tarafından …havale tarihli rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
İNG Bank İstanbul Şubesinin 15/01/2020 tarihli yazıları ekinde bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23/01/2020 tarihli yazıları ekinde bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 13/11/2018 tarih ve 2018/769 Esas 2018/768 Kararı, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2019 tarih 2019/127 Esas 2019/129 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedi sebebi ile menfi tespit ve yargılama sırasında ödenen bedelin istirdatına ilişkindir.
Mahkememizde görülmekte olan dava taraflar arasında akdi ilişkinin bulunup bulunmadığı, davacının davalıya verdiğini bildirdiği QNB Finansbank 30/11/2018 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 28/02/2019 tarih 25.000,00 TL bedelli çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığından dolayı açılan menfi tespit davası olup, yargılama sırasında ödendiği anlaşılan çeklerle sebebi ile istirdat davasına dönüşmüştür.
Mahkememizce 13/11/2018 tarihli karar ile adi ortaklığa husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.HD’nin 05/02/2019 tarih, 2019/127 Esas, 2019/129 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırıldığı, akabinde adi ortaklığın ortaklarının davaya dahil edilmesi ile taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalıların süresi içerisinde davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Davalı …’ın 09/03/2020 tarihli dilekçesi ile öncelikle mahkememizin yetkisine ilişkin itirazda bulunduğu görülmüş, ayrıca adi ortaklık sözleşmesi uyarınca ortaklığı temsile ortakların müştereken yetkili olduğunu, davacı tarafla yetkisi olmadığı halde diğer ortak davalı …’ın ticari ilişki kurduğunu, kendisinin kurulan ticari ilişkiden haberinin olmadığını, TBK 624 ve 637 maddeleri uyarınca bilgisi ve onayı olmayan ticari ilişki sebebi ile sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesinin 21/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 09/03/2020 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, yetki itirazının HMK’nın 127. maddesi gereği iki haftalık yasal süresi içerisinde ileri sürülmediği anlaşıldığından mahkememizin yetkili olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 26/07/2019 tarihli raporda özetle; davacı defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, davacı lehine delil olarak kullanılabileceği, davacının dava konusu çekleri ticari defterlerine borç, dava dilekçesi ekindeki 21/09/… tarihli faturayı alacak olarak işlediği, 20.000,00 TL’lik dekontun defterlere işlenmediği, davacının ticari defterlerine göre adi ortaklığa 29.940,00 TL borçlu göründüğü takdir edilmiştir.
Davalı adi ortaklığın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin alınan 12/01/… tarihli raporda özetle; davalı … Adi Ortaklığı’nın işletme hesabına göre defter tuttuğu, açılış tasdikinin süresinde yapıldığı, dava dilekçesi ekindeki 21/09/… tarihli faturanın işletme defterinde kayıtlı olduğu, ancak işletme defteri tutuluyor olması ve borç alacak durumunun tespitinin işletme defterine göre yapılamayacak olması nedeni ile davaya konu çeklere ilişkin tahsil ve borç durumu ile ilgili tespitin yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davaya konu çekler karşılığında mal ve hizmet almadığını, bu nedenle adi ortaklığa karşı borçlu olmadığını iddia etmiş olup, davaya yönelik beyanda bulunan davalı … da beyan delikçesinde hizmet ve mal verildiği savunmasında bulunmamış ve buna ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmamış olduğundan taraflar arasındaki 21/09/… tarihli fatura ve çeklere ilişkin olarak mal ve hizmet alımının yapılmadığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Dava dilekçesi ekinde her ne kadar 21/09/… tarihli fatura ile 20.000,00 TL’lik dekont sunulmuş ise de, davacının dekonta ilişkin bir talebinin bulunmadığı, dekontun dava konusu olmadığı, davacının yalnızca 25.000,00 TL’lik 2 adet çek sebebi ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmış, mahkememizce yapılan yargılamada yukarıda izah edilen sebeplerle davacının dava konusu çekler sebebi ile borçlu bulunmadığı ve yargılama sırasında ödenen bedelin davacıya iadesinin gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı …’ın yapılan işlemden sorumluluğu bulunmadığı iddiasının incelenmesinde;
Öncelikle 6098 sayılı TBK’nun 625. maddesi, adi ortaklığın nasıl ve kimler tarafından yönetileceği konusunu düzenlemekte olup, yönetim işlerinin adi ortaklık sözleşmesi ile düzenlenmesinin mümkün olduğu ve ortakların sonradan oybirliği ile alacakları karar ile de bu yönde düzenleme yapabilecekleri öngörülmektedir. Ortaklık sözleşmesinde böyle bir düzenleme yok ve taraflar sonradan da bu yönde bir karar almamışlar ise ortaklığın yönetimi bütün ortaklara aittir. Ortaklık sözleşmesi veya karar ile ortaklığın olağan işlerinin idaresi bakımından birden fazla idareci seçilmişse, bu durumda atama işleminde bunların ortaklığı birlikte (toplu) idare etmesi gerektiği düzenlenebilir. Dolayısıyla bu durumda idarecilerin olağan işlemlerin yapılması esnasında müştereken hareket etmesi gerekir (O. H. ŞENER, Adi Ortaklık, 1.Bası, s.292).
TBK 637/2 maddesine göre “Ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortaklar ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olurlar.”
Eldeki davada davalılar arasında düzenlenen Kartal 14. Noterliğinin 19/12/2017 tarih … yevmiye numaralı “Adi Ortaklık Sözleşmesi”nin 6.maddesinde “Ortaklığı idareye ve ortaklığı temsil ve ilzam etmeye, sulh ve ibraya ortaklar müştereken yetkilidir.” hükmü kabul edilmiştir. Şu durumda yapılacak ticari anlaşmalarda ortaklığı temsile ortaklar müştereken yetkili olup, davalı …’ın davalı …’ın imzası ve icazeti olmadan kurduğu ilişki sebebi ile bizzat sorumluluğu bulunduğu, davalı …’ın ise söz konusu ilişki sebebi ile sorumlu bulunmadığı kabul edilmelidir.
Davacı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olup, İİK 72. maddesine göre davanın borçlu yararına hükme bağlanması halinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması halinde borçlu davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmetmek gerekmektedir. Borçlunun açtığı menfi tespit davasından önce veya dava sırasında, alacaklı tarafından borçluya karşı bir icra takibi yapılmamışsa, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde, ayrıca borçlu lehine tazminata hükmedilemez (M. Coşkun, 6. Baskı, s.869). Eldeki davada icra takibine geçilmediği anlaşıldığından davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Davalı … tarafından dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulmadığı itirazı ileri sürülmüş ise de; menfi tespit davası olarak açılan eldeki davada arabuluculuk sürecinin zorunlu olmaması nedeni ile davalının itirazına itibar edilmemiştir (Bkz: Yarg. 19. HD 13/02/2020 tarih 2020/85 Esas, 2020/454 Karar sayılı ilamı).
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … hakkındaki davanın REDDİNE,
2-Davalı … hakkındaki davanın KABULÜ ile; davacının 28.02.2019 tarih 25.000 TL bedelli 310060 numaralı çek ile 30.11.2018 tarih 25.000 TL bedelli 310059 numaralı çekten dolayı ödemiş olduğu toplam 50.000 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye; 2.561,62 TL harcın davalı … dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 853,88 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 630,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.919,78 TL yargılama giderinin davalı … dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ a verilmesine,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı….

Katip …
¸

Hakim …
¸