Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/635 E. 2021/93 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/633 Esas – 2021/73
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında uzun süredir devam eden ticari ilişki kapsamda davalının davacıdan rençber kamuflaj çizme, pvc garson çizme, plastik çocuk botu satın aldığını farklı tarihlerde ödemeler yaptığını, davalının açık hesap ilişkisi kapsamında bakiye borcunu ödemediğini ve takip tarihi itibariyle davacıya 21.306,39-TL daha borcu kaldığını, aleyhine başlatılan takibe itiraz ettiğini ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını beyanla, … Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptalini ve takibin devamını, davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine 25.01.2019 tarih ve 5.849,82-TL bedelli, 26.12.2018 tarih ve 13.979,37-TL bedelli, 11.01.2019 tarih ve 6.239,81-TL bedelli faturalara istinaden toplam 29.069,48-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, takip borçlusu davalının süresinde ileri sürdüğü itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Davacının 2018 ve 2019 yılına ait ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye ilişkin bilirkişi raporunda özetle: E-defter beratlarının yapıldığı, taraflar arasındaki ilişkinin 21.11.2018 tarihinde başladığı ve takibe konu üç fatura dışında başka faturaların da defterde kayıtlı olduğu, takibe dayanak faturalara konu malın davalıya teslim edildiğine ilişkin nakliyatı gerçekleştiren şoförlerin imzalarının da bulunduğu belgelerin görüldüğü ve davacının takip tarihi itibariyle alacağının 21.306,39-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davalının 2018 ve 2019 yılına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yapılıp rapor düzenlenmesi için adresi yer Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve talimat mahkemesince davalıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ise de davalının ihtara ve kesin süreye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği ve talimat evrakının bila ikmal mahkememize iade edildiği görülmüştür.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Alacaklı vekili, davalıya satılıp teslim edilen 25.01.2019, 26.12.2018 ve 11.01.2019 tarihli faturalara konu mal bedelinin tahsili amacıyla takibe girişmiş, borçlu ise dayanak faturalar konusunda taraflar arasında bir mutabakatı bulunmadığını ileri sürüp alacağın ihtilaflı olduğunu belirtmiştir.
Davacı işbu dava ile takibe itirazın yersiz olduğunu ileri sürerek takibin 21.306,39-TL üzerinden devamını talep etmiş, davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 21.11.2018 tarihinde başladığı ve takibe dayanak faturalara konu malın davalıya teslim edildiği konusunda taraflar arasında bir niza yoktur. Zira, davalı takibe itirazında faturalara konu malın teslim edilmediği yönünde bir itiraz ileri sürmemiş, taraflar arasında hesap konusunda mutabakat bulunmadığını bildirmiştir. Buna göre, davalı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilmeli ve davacının takip tarihi itibariyle alacak tutarı belirlenmelidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesine göre;
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Somut olayda, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış, ancak adresi yer mahkemesine talimat yazılıp usulünce tebligat yapılmış olmasına rağmen defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle davalının ticari defterleri incelenememiştir.
Burada, davalının ihtara ve tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesinin hukuki sonuçlarına değinmek gerekmekte olup; davalının tacir olduğu ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davalının ticari defterleri bulunduğu halde bunları mahkemeye ibraz etmek istememesi durumunda, defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmış olan davacının birbirini doğrulayan defterlerindeki kayıtların davalı aleyhine delil kabul edilmesi gerekir (Bkz: Kuru, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Ağustos 2016, syf: 387). Buna göre, davacının ticari defterlerindeki birbirini doğrulayan kayıtlara göre değerlendirme yapılıp sonuca gidilmelidir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 04.10.2017 tarih ve 2759/5005 sayılı kararı).
Bu sebeplerle, davacının takibe dayanak 25.01.2019 tarih ve 5.849,82-TL bedelli, 26.12.2018 tarih ve 13.979,37-TL bedelli, 11.01.2019 tarih ve 6.239,81-TL bedelli faturalar sebebiyle davalıdan takip tarihi itibariyle 21.306,39-TL alacaklı olduğu kabul edilmiş, takibe itirazın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Anılan miktar üzerinden takibin devamı talep edilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmış olduğundan, 21.306,39-TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Takibe konu alacağın faturaya dayalı olduğu ve bu sebeple likit ve belirlenebilir kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 19.HD.nin 11.06.2020 tarih ve 250/986 sayılı kararı), alacağın %20’si oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinde davalının arabuluculuk toplantılarına bir mazeret bildirmeksizin katılmadığı ve arabuluculuk faaliyetinin bu sebeple sona erdiği görülmüş, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücreti, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 11, 13 ve 14. fıkraları gereğince, yargılama gideri olarak davalıya tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
i-… Esas sayılı takip dosyasındaki 21.306,39-TL üzerinden davalının itirazının iptaline ve bu miktar üzerinden takibin devamına,
ii-Hüküm altına alınan tutara, takip tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası’nca belirlenen değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-İİK m. 67 gereğince, icra-inkar tazminatı olarak 4.261,27-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.455,43-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.091,57-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.726,66-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğundan, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 01/02/2021

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.