Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/576 E. 2021/587 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/576 Esas – 2021/587
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/576 Esas
KARAR NO : 2021/587Karar

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
Mahkememiz dosyası ile birleşen 2016/857 esas sayılı dosya
DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ;
Davacı vekili … havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirkete ait … … inşaatının alüminyum giydirme cephe işlerini yürütmek üzere sözleşme imzaladığını, müvekkilinin bu sözleşme gereği kendisine ödenen … Avro tutarındaki avans karşılığı bir adet avans teminat mektubunu davalıya vererek işe başladığını, müvekkilinin taraflarca onaylanan iş programı gereğince teknik alt yapının önemli bölümünü tamamladığını, davalı tarafından Tekkeköy Noterliğinin … yevmiye numarasıyla iş bu sözleşmeyi feshedildiğini, herhangi bir gecikme yok iken, hiçbir ihtarda bulunulmadan, hiçbir süre tanınmadan, henüz süresi mevcut iken, taraflar arasındaki sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, akabinde hiç bir gerekçesi bulunmadığı halde hem avans hem de kat’i teminat mektuplarının ikisi birden paraya çevrilerek irat kaydedildiğini, böylece davalı yanın sebepsiz zenginleşmek istediğini belirterek müvekkili şirketin davalıya ait otel inşaatında gerçekleştirdiği imalat ve izharatlarından doğan alacakları için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL ile sözleşmenin haksız yere feshedilmesi, teminat mektuplarının haksız paraya çevrilmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı müspet, menfi zararlar ile yoksun kalınan kardan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacı şirketin kendi sıkıntılarını önceden bildiğini, yüklenimindeki işi tamamlama kudretine sahip olmadığı halde, müvekkil şirket ile sözleşme akdettiğini, bu iş karşılığı almış olduğu avansı başka sıkıntılarını geçiştirmek için kullanarak müvekkilinin işini yapamaz hale geldiğini, bunun davacının kendisinin hem sözlü hem yazılı beyan ettiğini, kendi kusurlu davranışları ile sözleşmenin feshine neden olduğunu, müvekkilini de ağır zarara uğrattığını, aldığı avansı başka ödemelerine yönlendirmiş olması dolayısıyla taahhüt ettiği sürelere uygun olarak işi ilerletemediğini, sözleşmenin davacının işi yapamayacağını fiilen ortaya koyması, işçilerin ücretlerini ödeyememesi, tedarikçilere ödeme yapmaması, taahhütlerini yerine getirmemesi, davacıya ihtar yapılması ve ihtara herhangi bir cevap vermemesi üzerine feshedildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde yapıldığını iddia ettiği işlere yönelik teferruatlı beyanlarının hiçbirisini kabul etmediğini, … euro, davalı şirket tarafından nakden ödenen, ancak davacı tarafça kötü niyetli olarak başka borçlarını ödemek için kullanan miktarın karşılığı olduğunu, imalat ve ihzaratların tamamı hatalı ve sözleşmeye aykırı olduğu için söküldüğünü ve hurdaya ayrıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememiz dosyası ile birleşen 2016/857 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesini özetle; taraflar arasında … tarihinde … … Dış Cephe kaplama işlerini yapımı üzerine sözleşme imzalandığını, davalının sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle sözleşmenin feshine neden olduğunu, müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davacı şirketin sözleşmeyi haklı nedenlerle feshettiğini ve işin yapımını başka bir firmaya devrettiğini, sözleşmenin 35.4. Maddesi uyarınca yüklenicinin işi süresinde bitirip teslim edememesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiği durumlarda işin niteliği gereği gecikilen her gün için her bir oda karşılığı 70 Euro karşılığının yüklenici tarafından iş sahibine ödeneceğinin imza altına alındığını belirterek, taraflar arasında imzalanan Alüminyum Cephe Giydirme Sözleşmesnin 35.4. Maddesi uyrınca yüklenicinin işi süresinde bitirip teslim edememesi nedeniyle işin niteliği gereği sözleşme kapsamından doğmuş ve doğacak tüm maddi ve manevi talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile iş bu davaya mahsus olmak üzere şimdilik 6 oda karşılığı gecikme süresi olarak 90 günlük gecikme süresi karşılığı 37.800EURO (129.276,00TL) alacağın dava tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile iş bu dosyanın Mahkememizin 2014/157 Esas sayılı dosyası birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sözleşme, ihtarname, taraf beyanları, ilgili yasa hükümleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Mahkememiz dosyası ile birleşen 2016/857 esas sayılı dosyada mevcut dava dilekçesi ekinde sunulan … tarihli sözleşme, Mahkememizin 2014/158 esas sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi rapor,
Davacı vekilinin … havale tarihli delil dilekçesi,
Tanık beyanları,
Mahkememizin 19/03/2018 tarihli ara kararı,
Samsun BAM 3. Hukuk Mahkemesinin 2018/573 Esas – 577 Karar sayılı kararı,
Davacı vekilinin 03/05/2018 tarihli beyan dilekçesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2019/576 Esas sayılı asıl davası; davalı/birleşen dava davacısı … Şirketi ile, davacı/birleşen dava davalısı arasında imzalanan 07/08/2012 tarihli sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesi ve teminatların irat kaydedilmesi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan menfi ve müspet zararlar ile yoksun kalınan karın ve fesih tarihine kadar yapılan imalat ve ihzarat bedellerinin tahsili için açılan tazminat davasıdır.
Mahkememizin birleşen 2016/857 Esas sayılı davası; davacı/birleşen dava davalısı … İnşaat … Ltd. Şti ile davalı/birleşen dava davacısı … Şirketi arasında imzalanan 07/08/2012 tarihli sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile kararlaştırılan cezai şartın tespiti ve tahsili için açılan alacak davasıdır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Yapım Sözleşmesi Anahtar Teslimi Alüminyum Giydirme Cephe İnşaat Yapı İşleri sözleşmesi başlıklı olup, yapılan işlemin 6098 sayılı TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde tanımlanan “Eser Sözleşmesi” niteliğinde olduğu sabittir.
Mahkememizin 2019/576 Esas sayılı asıl davası yönünden; mahkememizce yapılan yargılama neticesinde Mahkememizin 13/07/2017 tarihli 2014/158 Esas 2017/721 Karar sayılı kararıyla, “Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile 68.400,00 TL imalat ve ihzarat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olup davalı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/2677 Esas 2018/3379 Karar sayılı ve 24/09/2018 tarihli ilamında;
“1-… mahkemece Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/857 Esas sayılı dosyasında devam eden dava ile eldeki dava arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu, her iki davanın aynı mahkemede açıldığı ve bağlantılı davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği değerlendirilerek her iki davanın HMK’nın 166. maddesi uyarınca ilk açılan eldeki temyize konu davada birleştirilerek birlikte neticelendirilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılmak ve davalının bu yöndeki talebi dikkate alınmaksızın davanın sonuçlandırılması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Samsun Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan dava dilekçesiyle davacı yüklenici şirket, 5.000,00 TL gerçekleştirilen imalat bedeli ve 5.000,00 TL de haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar olmak üzere toplam 10.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu düşüncesiyle 12.06.2013 tarihinde, 2013/125 E., 2013/312 K. sayılı görevsizlik kararı verilmiştir. Bu kararın davalı iş sahibi şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.12.2013 gün, 2013/6484 E., 2013/7009 K. sayılı ilamıyla görevli mahkemenin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Bunun üzerine dosya mahkemenin 2014/158 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur. Dosyaya bilirkişi raporu sunulması sonrasında davacı vekilince 01.07.2016 tarihinde harcı da yatırılmak suretiyle ıslah dilekçesi verilmiş ve imalat bedeli talebi 5.000,00 TL’den 74.400,00 TL’ye çıkartılmıştır. 1086 sayılı HUMK’nın 84. maddesi gereğince ıslahın, tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye, tabi olmayanlarda yargılamanın sonuna kadar yapılması, 6100 sayılı HMK’nın 177/1. maddesi hükmünce de tahkikatın sona ermesine kadar yapılması mümkündür. Az önce de belirtildiği üzere 2013/126 Esas sayılı dosyada 12.06.2013 tarihinde dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu görevsizlik kararı verilmiştir. 04.02.1948 gün, 1944/10 Esas, 1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesine gerek olmadığına dair 06.05.2016 gün, 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre hangi nedenle olursa olsun bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından mahkemece ıslah talebi dikkate alınmaksızın dava dilekçesinde istenilen tutarlara göre karar verilmesi yerine, söz konusu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları gözden kaçırılarak ıslahla artırılan miktara göre kısmen kabul kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.” denilmek suretiyle mahkememiz kararı bozulmuş, dosyanın bozma sonrası mahkememizin 2019/576 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak öncelikle mahkememizin 2016/857 sayılı dosyası eldeki asıl 2019/576 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK’nın 176 ncı maddesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği belirtilmiş, müteakip 177 ve devamı maddelerinde ise ıslahın ancak tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hüküm altına alınmıştı. Nitekim bir davanın yargılaması sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca bozulmasından sonra tarafların ıslah isteminde bulunmalarına imkan olmadığı 04/02/1948 tarihli ve 1944/10 Esas 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile kabul edilmiş, 06/05/2016 tarihli ve 2005/1 Esas 2006/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile de “bozma kararı sonrası ıslah yapılamayacağı ve 04/02/1948 tarihli ve 1944/10 Esas 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” karar verilmiştir.
Ancak, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18 inci maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 177 nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere “(2)Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmü getirilerek Yargıtayın bozma kararından sonra ıslah yapılabileceği açıkça hüküm altına alınmıştır.
Usul hukuku alanında geçerli temel ilke; yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul kanunu hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olması, yeni hükümlerin daima eskisinden daha iyi ve amaca en uygun olduğu fikri ile kanun koyucunun, fertlere ait olan hakların yeni usul hükümleri ile daha önce yürürlükte olan kanundan daha iyi ve daha adil bir şekilde korunacağına ilişkin inancıdır (Bkz. Yargıtay HGK’nun 20/05/2021 tarih, 2021/3-250 Esas, 2021/603 Karar, Yargıtay 3. HD’nin 2021/916 Esas, 2021/7494 Karar, Yargıtay 4. HD’nin 2021/2137 Esas, 2021/3747 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2019/2803 Esas, 2020/8097 Karar sayılı ilamları).
Hal böyleyken eldeki davada görevsizlik kararı neticesinde dosyanın Yargıtay’a gitmiş olması, akabinde görevli mahkemede tahkikat işlemlerine devam edilmesi ve davacının bir kez ıslah dilekçesi sunduğu anlaşılmakla, usul kurallarının derhal uygulanması gerektiği de dikkate alınarak davacının ıslahının süresinde ve geçerli olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay bozma ilamının yalnızca ıslahın geçerliliğine ilişkin olduğu, mahkemenin esasa ilişkin değerlendirmesinde bir hukuka aykırılık tespit edilmemiş olduğu anlaşılmakla mahkememizin önceki değerlendirmesine katılarak; davalı/birleşen dava davacısı sözleşmeyi feshetmekte ve sözleşme gereği teminatları irat kaydetmekte haklı olduğu, bu sebeple davacı/birleşen dava davalısı sözleşmenin feshedilmesinden ve teminatların nakde çevrilip irat kaydedilmesinden dolayı uğradığı menfi ve müspet zararlar ile yoksun kalınan kar talebinde bulunamayacağı ancak yine sözleşme gereği fesih tarihine kadar yaptığı imalat ve ihzarat bedeli olan 68.400,00 TL’yi davalı/birleşen dava davacısından talep edebileceği kanaatine varıldığından asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin birleşen 2016/857 Esas sayılı birleşen davası yönünden; davalı/birleşen dava davacısı tarafından sözleşme uyarınca 37.800 Euro (129.276,00 TL) cezai şart talep edildiği, taraflar arasında davalı/birleşen dava davacısına ait otel inşaatının dış cephe alüminyum kaplama işinin yapımı konusunda sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 35/4 maddesinde yüklenicinin sözleşmeyi süresinde bitirip teslim edememesi halinde sözleşmenin feshedilebileceği, sözleşmenin feshinden dolayı iş tamamlanıncaya kadar gecikilen her gün için her bir oda karşılığı 70 Euro’nun tazminat olarak iş sahibine yüklenici tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı/birleşen dava davalısı vekili tarafından cevap süresinin uzatımı talebi ile birlikte yetki itirazı ileri sürüldüğü görülmüş olup, HMK’nın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa yerinin Samsun olması, yine davanın para alacağına dayanması, TBK’nın 89. maddesi uyarınca alacaklının ikametinin de yetkili bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine davacı/birleşen dava davalısı vekili tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. Yüklenicinin yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır (ÖZTÜRK/GÖZÜTOK, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 3. Bası, s.661). Taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi ve bitim süresi dikkate alındığında 10 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmış, davacı/birleşen dava davalısının zamanaşımı def’isine itibar edilmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 179. maddesi uyarınca borcun gereği gibi ifa edilmemesi durumunda sözleşmede bir cezai şart kararlaştırılabilir. Kural olarak sözleşmenin feshi halinde seçimlik cezanın istenmesi mümkün değil ise de somut olayda taraflar arasındaki sözleşmede açıkça sözleşmenin feshinden dolayı cezai şartın istenebileceği kararlaştırılmış olduğundan, davalı/birleşen dava davacısının cezai şart talep edebileceği kabul edilmelidir. Bu koşul kural olarak borçlunun kusuruna bağlanmamıştır. Sözleşmenin hiç yada gereği gibi ifa edilmemesi yeterlidir. TBK’nın 180.maddesi gereğince alacaklı zarara uğramasa bile kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan … tarihli raporda; davalı/birleşen dava davacısı tarafından işin tamamlanması için dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti ile … tarihli sözleşme imzalandığı, işin süresinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren 146 gün olarak belirlendiği, buna göre işin teslim tarihinin … olduğu, mahkemece dinlenen tanık beyanları ile işin 31/03/2013 tarihinde tamamlanarak teslim edildiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre işin … tarihinde teslim edilmesi gerektiği, buna göre işin teslimindeki gecikme süresinin 90 gün olduğu, taleple bağlılık gereği 6 oda için, 90 günden, kararlaştırılan 70 Euro üzerinden talep edilebilecek cezai şart miktarının dava tarihindeki kur esas alınarak 129.449,88 TL olacağı tespiti yapılmış, dosya içeriğine uygun bulunan rapor çerçevesinde hüküm kurulmuştur.
Davacı/birleşen dava davalısı her ne kadar nakde çevrilen teminat mektupları ile talep edilen cezai şartın karşılandığını iddia etmekte ise de; sözleşmede aslen 138 adet oda üzerinden cezai şart kararlaştırıldığı(138x70x90=869.400 Euro), davalı/birleşen davacının 6 oda üzerinden kısmi dava açtığı, dosya içerisine alınan defter incelemeleri ve banka yazıları çerçevesinde 160,000 Euro’luk teminat mektubunun 358.080,00-TL, 100.000 Euro’luk teminat mektubunun 247.920,00-TL olarak irat kaydedildiği, nakde çevrilen teminat mektupları toplamının sözleşme ile talep edilebilecek cezai şart miktarını karşılamayacağı ve davalı/birleşen dava davacısı tarafından dava açılmadan evvel mahsup yaparak kısmi dava açtığı kanaatine varılmış, teminat mektubunun karşılamayan kısmı yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı/birleşen dava davacısı vekili … tarihli dilekçesinde tarafların alacaklarının karşılıklı mahsup edilmesini istemiş ise de mahsup istenen talebin ayrıca asıl davada görülüyor olması, mahsup işleminin hükümde ve infazda karışıklığa sebebiyet verecek olması nedeni ile kabul edilen bedel üzerinden mahsup yapılmamıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporu dikkate alınarak miktar bakımından taleple bağlılık gereği 129.276,00 TL üzerinden hüküm kurulmuş ise de, birleşen davanın …tarihli dava dilekçesinde aslen 37.800 Euro’nun tahsilinin talep edildiği görülmüş, kısa kararda yapılan söz konusu maddi hata düzeltilememiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Mahkememizin 2019/576 Esas sayılı asıl davası yönünden;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 68.400,00 TL İmalat ve İhzarat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 4.672,40 TL harçtan peşin alınan 170,80 TL peşin harç ve 1.197,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.304,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta ödenen 170,80 TL peşin harç, 1.197,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.367,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça karşılanan 195,40 TL keşif harcı, 2.787,55 TL bilirkişi ücreti, 372,95 TL yargılama gideri olmak üzere toplam; 3.355,90 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 2.890,98 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.692,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen bedel üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
B-Mahkememizin 2016/857 Esas sayılı birleşen davası yönünden;
1-Davanın KABULÜ İLE; 129.276,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 8.830,84 TL harçtan peşin alınan 2.207,72 TL harcın mahsubu ile bakiye; 6.623,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan; 2.207,72 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 304,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.541,12 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 16.231,22TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalıdır¸

Hakim …
¸e-imzalıdır¸

TAVZİH ŞERHİ

Mahkememizin 07/10/2021 tarihli kararında her ne kadar istinaf yasa yolu açık olmak üzere hüküm kurulmuş ise de; mahkememizin birleşen dosyalarından asıl 2019/576 Esas sayılı dosyasının Yargıtay incelemesinden geçtiği anlaşılmakla, HMK m.304 uyarınca söz konusu açık hata resen düzeltilerek kararın yasa yolunun “Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.” şeklinde tavzihine karar verilmiştir.

Katip … Hakim …
¸ ¸