Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/413 E. 2021/128 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/413 Esas – 2021/128
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülen Sigorta davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalıya ait … plakalı aracın davacı sigorta şirketine 31.04.2016-2017 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalandığını ve 13.08.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında kazaya karışan … plakalı araçta oluşan hasar için üçüncü kişiye 5.500-TL ödeme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsü …’un kazanın gerçekleştiği esnada alkollü olduğunu ve kazanın bu sebebe bağlı olarak ortaya çıktığını, üçüncü kişiye yapılan hasar ödemesinin ZMMS Genel Şartları’nın B.4 maddesinin sigortalıya rücu sebepleri arasında öngörülen 3-c bendi uyarınca sigortalıdan rücuen tazmini gerektiğini, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını beyanla, yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Sigortalı aracın kayden davalıya ait olduğunu ancak aracı 08.08.2016 tarihli kira sözleşmesinin tarafı olan … isimli kişinin işlettiğini, sorumluluğun araç işleten kişi olması sebebiyle …’a ait olduğunu, ayrıca kazanın gerçekleşmesinde araç sürücünün kasti bir davranışının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Hasar dosyası ile sigortalı aracın trafik sicil kaydı celp edilmiştir.
Sigortalı aracın …’a kiraya verildiğine dair sözleşme örneği dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 11.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Kazanın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleştiği ve kazanın gerçekleşmesinde sigortalı araç sürücüsü …’un alkollü olmasından başka bir etken bulunmadığı mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan 05.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Kazaya karışan … plakalı araçta parça ve işçilik dahil toplam 10.072,02-TL hasar oluştuğu, aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa rayicinin 6.000-TL ve sovtajının 500-TL olması sebebiyle pert total kabul edildiği, araç sahibinin zararının 5.500-TL olarak belirlendiği ve bu tutarın da davacı sigorta şirketi tarafından araç sahibine 27.09.2016 tarihinde ödendiği mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan sigortacının sigortalısına rücusuna ilişkindir.
Burada öncelikle, davalının “sigortalı aracın … isimli kişiye kiraya verildiği ve aracın bu kişi tarafından işletildiği veçhile davalının işleten sıfatının bulunmadığı” yönündeki iddiasının irdelenip değerlendirilmesi gerekmekte olup; 2918 sayılı KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigotacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hukumlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir. Görüldüğü gibi davalının işleten sıfatını taşıyıp taşımadığı … ile arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren olduğundan, davalı sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür (Bkz: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2014 tarih ve 17435/13985 sayılı kararı). Buna göre, davalının, bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir.
Rücu koşullarının olup oluşmadığına gelince; kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartları’nın “zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı” başlıklı B.4.maddesinde, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebileceği ifade edilmiş, aynı maddenin (c) bendinde de, aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar sebebiyle sigortalıya rücu edilebileceği belirtilmiştir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle sigortalısına rücu edebilmesi için kazanın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleştiğinin rapor ile saptanmış olması gereklidir.
Dosya kapsamından, davalıya ait … plakalı aracın davacı sigorta şirketine 31.04.2016-2017 tarihleri arasında zmms ile sigortalandığı ve 13.08.2016 tarihli kazanın sigortalı araç sürücü …’un kusuru ve münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre, Genel Şartlar’ın B.4 maddesinin (c) bendindeki koşul gerçekleşmiştir ve sigorta şirketinin sigortalısına rücusu mümkündür.
Sigorta şirketinin üçüncü kişiye yaptığı ödemenin ne kadarının sigortalısından talep edilebileceği mevzusuna gelince; yukarıda işaret edildiği üzere, ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilecektir. Toplanan delillerden, … plakalı araçta 10.072,02-TL hasar oluştuğu ancak aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa rayicinin 6.000-TL olmasına göre tamirinin ekonomik olmadığı ve pert total kabul edilmesi gerektiği görülmektedir. Davacı sigorta şirketi tarafından 500-TL sovtaj bedeli indirildikten sonra araç malikine 27.09.2016 tarihinde 5.500-TL ödendiği de anlaşılmaktadır.
Bu sebeplerle; rücu edilebilecek toplam tutarın 5.500-TL olduğu kabul edilmiş, bu tutarın sigortalının tüzel kişi tacir olması sebebiyle ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
Zorunlu arabulucuk sürecinde, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücreti, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 13.fıkrasının son cümlesi ile 14.fıkrası gereğince, yargılama gideri olarak davalıya tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 5.500-TL’nin ödeme tarihi olan 27.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 375,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 93,93-TL’nin mahsubu ile bakiye 281,77-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.485,63-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2’nci maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
22/02/2021

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.