Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/412 E. 2023/635 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/412 Esas – 2023/635
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/412 Esas
KARAR NO : 2023/635

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Alımı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının, taraflar arasında akdedilen 09.08.2016 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında davalı şirketten Kosgep Arge İnovasyon Projesi ve Teşvik Belgesi hazırlanması ve marka – patent hizmetlerinin yürütülmesi işleri ile ilgili hizmet aldığını ve davalılara toplam 444.016,50-TL tutarında ödeme yaptığını, ancak danışmanlık hizmetinin gereği gibi yerine getirilmediğini, yapılan ödemenin karşılığının hizmet olarak alınamadığını ve avans ödemelerinin karşılıksız kaldığını, davalı şirketin temsilcisi ve ortağı diğer davalı …’ın şirket hesabına gönderilen paraları şahsi harcamalarında kullandığını ve zenginleştiğini beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 2.000-TL’nin en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davalıların yerleşim yerine göre Samsun Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının akidinin davalı şirket olması karşısında … hakkında açılan davanın pasif husumet sebebiyle reddi gerektiğini, davalı şirketin sözleşme kapsamında üstlendiği tüm işleri yerine getirdiğini ve sözleşme ilişkisi feshedildiğinde devam etmekte olan işlerin hizmet bedelleri ile iş avanslarının davacıya iade edildiğini, davacının alacak iddiasının yerinde olmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.05.2019 tarih ve 1099/414 sayılı yetkisizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi ve süresinde gönderme talep edilmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş ve esasın yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Marka ve patent ile teşviklerle ilgili dosya örnekleri çeşitli kurumlardan ve banka kayıtları ilgili bankalardan celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce (Talimat) mali müşavir bilirkişiden alınan davacının ticari defterleri hakkındaki bilirkişi raporunda özetle: Davacının 2016 ilâ 2018 yılı defterlerinin incelendiği ve delil mahiyetini haiz olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenmiş 01.09.2016 tarihli 240578 numaralı 11.800-TL bedelli faturanın da davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenmiş 07.09.2016 tarihli 72040 numaralı 24.000-TL bedelli faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenmiş 01.11.2018 tarihli 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının 31.12.2018 tarihi itibariyle davalıdan olan avansa dayalı alacak tutarının 144.948,50-TL olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden alınan davalının ticari defterleri ve banka kayıtları hakkındaki bilirkişi raporunda özetle: davalının 2016 ilâ 2018 yılı defterlerinin incelendiği ve delil mahiyetini haiz olduğu, davalı şirket tarafından davacıya düzenlenmiş 01.09.2016 tarihli 240578 numaralı 11.800-TL bedelli fatura ile 01.11.2018 tarihli 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli faturanın da davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davacıdan toplam 410.016,50-TL tahsilat yaptığı ve davacıya 353.896,34-TL tutarında fatura düzenlediği, davacıya (410.016,50-TL – 353.896,34-TL) 56.120,16-TL iade etmesi gerekir iken 71.960-TL iade ettiği ve böyle olunca davacıdan (71.960-TL- 56.120,16-TL) 15.839,84-TL alacaklı hale geldiği mütala edilmiştir.
Mahkememizce 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli faturaya konu hizmetin ifası ile ilgili olmak üzere marka patent uzmanı bilirkişi ile inşaat mühendisi bilirkişinde rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı avans ödemelerinin sözleşmenin feshi sebebiyle iadesi gerektiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Burada öncelikle davalı … hakkındaki davanın değerlendirilmesi, pasif husumet itirazının yerinde olup olmadığının irdelenmesi gerekmekte olup; davalı …’ın davalı şirketin tek ortağı ve temsilcisi olduğu, fakat 09.08.2016 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi’nin taraf şirketler arasında akdedildiği görülmektedir. Yani, davacının akidi davalı … değil, davalı şirkettir. Davalı şirkete gönderilen paraların davalı … tarafından şahsi hesabına aktarıldığı ve kullanıldığı ileri sürülmüş ve buradan hareketle davalı …’ın da iade ile yükümlü olduğu iddia edilmiş ise de, sözleşmenin davalı şirket ile yapılmış ve ödemelerin davalı şirket hesabına gönderilmiş olması karşısında bu iddianın bir önemi yoktur. İddia gerçek olsa bile bu ancak davalı şirketin iç işleyişi ile ilgilidir (TTK 553 vd.). Buna göre, sözleşmeden kaynaklı iade talebinin muhatabı davalı … değildir ve ona karşı husumet yöneltilmesine olanak yoktur.
Davalı şirket hakkındaki davaya gelince;
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinden; defterlerin mevzuata uygun tutulduğu ve delil mahiyetini haiz olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenmiş 01.11.2018 tarihli 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli fatura dışındaki 01.09.2016 tarihli 240578 numaralı 11.800-TL bedelli fatura dahil tüm faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirket vekili, davacının defterlerinde kayıtlı olan 07.09.2016 tarihli 72040 numaralı 24.000-TL bedelli faturanın davalı şirket temsilcisi …’ın davacı şirket temsilcisi tarafından yapılan ameliyatı sebebiyle düzenlendiğini belirtmiş ve akabinde fatura bedelinin davacı şirkete hizmet sunulmak suretiyle ödendiğini ileri sürmüştür. Faturanın davacının defterinde kayıtlı olduğu, ancak davalı defterlerinde kaydının bulunmadığı görülmektedir. Davalı vekili, faturanın müvekkili şirket adına düzenlenmiş olmasına itiraz etmemekte, fatura karşılığının hizmet ifa edilerek ödendiğini ileri sürmektedir. O halde, davalının, bu fatura karşılığında davacıya hizmet sunulduğunu ispat etmesi grekmektedir. Ancak davalı bu yöndeki iddiasını ispat edememiştir. Buna göre, davacının bu fatura sebebiyle davalı şirketten fatura tutarı kadar alacaklı olduğu kabul edilmelidir.
Davacının ticari defterlerinden, avans olarak yaptığı saptanan ve fesihle birlikte iade edilmesi gereken ödemelerinin toplamı 144.948,50-TL olarak anlaşılmakta ise de, davalı vekili bu tutarın davacıya düzenlenen 01.11.2018 tarihli 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli fatura karşılığında kabul edilemeyeceğini, bu faturanın davacıya tebliğ edildiğini ve kesinleştiğini belirtmiş, ayrıca fatura içeriği hizmetin ifa edildiğini ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, bu faturanın davacıya tebliğ edilip edilmediği ve kesinleşip kesinleşmeyeceği, buradan varılacak sonuca göre davalının bu fatura tutarı kadar alacaklı hale gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. Zira, bu faturaya konu hizmetin ifa edilip edilmediği konusunda mahkememizce alınan 26.10.2022 ve 29.11.2022 tarihli raporlardan bir sonuca varılamamış olup, artık bu durumda faturanın davacıya tebliğ edilip edilmediği ve kesinleşip kesinleşmediği önem taşımaktadır. Bu cümleden olmak üzere; fatura davacıya tebliğ edilmiş ve kesinleşmiş ise davacı (144.948,50-TL – 142.028,34-TL) 2.320,16-TL alacaklı hale gelecek, aksi durumda ise 144.948,50-TL’nin tamamının iadesi gerekecektir.
Faturanın, Samsun 2. Noterliğinin 02.11.2018 tarih ve 30217 yevmiye numaralı ihtarname ekinde davacıya gönderildiği ve 08.11.2018 tarihinde Kenan Karaderi isimli bir kişinin imzasına tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasına “tüzel kişiliğin temsilcisi tevziat saatlerinde toplantıda olması sebebiyle meşguliyetinden dolayı evrak almaya yetkili aşağıda adı-soyadı imzası bulunan muhatabın daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” açıklamasının düşüldüğü, SGK kayıtlarına göre bu kişinin tebligat tarihinde davacı şirkette “birim sorumlusu” olarak çalıştığı, davacı vekilinin de 04.04.2023 tarihli dilekçesi ile resmi kaydı doğruladığı anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlıklı 12. maddesinde, hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı, “Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesinde de, hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimselerin her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı vazedilmiştir. Somut olayda, tebligatın tevziat saatinde toplantıda olması sebebiyle meşguliyetinden dolayı yetkili temsilci yerine Kenan Karaderi isimli kişiye yapıldığı ve bu kişinin evrakı almaya yetkili kişi olduğu belirtilmiştir. Tebliğ mazbatasındaki açıklamanın aksinin davacı tarafından ispat edilememiş ve Kenan Karaderi isimli kişinin tebliğ tarihinde davacı şirkette birim sorumlusu olarak çalışıyor olması karşısında, tebligatın usulüne uygun gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Buna göre, 01.11.2018 tarihli 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli fatura davacıya usulüne uygun tebliğ edilmiş ve kesinleşmiştir.
Faturanın, muhatabına tebliğ edildiği hususunun sabit olduğu hallerde, o faturanın muhatabın ticari defterine kaydedilmiş olup olmadığının araştırılmasının bir önemi yoktur (Bkz: HGK’nun 12.10.2011 tarih ve 15-472/608 sk.). Somut olayda, 01.11.2018 tarihli 492981 numaralı 142.028,34-TL bedelli faturanın davacıya tebliğ edildiği ve kesinleştiği kabul edildiğine göre, davalının bu fatura tutarı kadar alacaklı olduğu değerlendirilmelidir. O halde, iadesi istenebilecek tutar, yukarıda ifade edildiği üzere ancak 2.320,16-TL’dir.
Bu tespit ve değerlendirmeler muvacehesinde; davacının, davalı şirketten iadesini isteyebileceği tutarın 2.320,16-TL olduğu değerlendirilmiş, fazlaya ilişkin istem reddedilmiştir. Davalılar hakkındaki ret sebepleri farklı olduğundan her iki davalı yararına ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
i-2.320,16-TL’nin 20.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin ve davalı … hakkındaki davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.477,90-TL’den mahsubu ile bakiye 2.298-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından 179,90-TL’nin davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 917,85-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 14,69-TL’nin davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
5-…. tarafından yapılan toplam 3.562,75-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 3.505,72-TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.320,16-TL vekalet ücretinin davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı …., davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 22.394,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Davalı …, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı …. yönünden 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN, davacı yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 22/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.