Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/401 E. 2021/1107 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/401 Esas – 2021/1107
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- …,
2- …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARARIN YAZ. TARİH : 21/01/2022

Mahkememizde görülen Rücuen Tazminat davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun uyarınca, özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetlerinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valinin iznine bağlı olduğunu, İdarelerince Valilik Makamından alınan karara göre özel güvenlik hizmeti satın almak suretiyle güvenlik görevlileri çalıştırıldığını, bu kapsamda Özel Güvenlik görevlilerinin kurumlarında istihdamı için, kurumumuz ile davalı şirketler arasında özel güvenlik hizmeti alımı ihalesi yapılarak Sözleşme ve Şartmane imzalandığını, güvenlik ihalesini üstlenen her bir yüklenici firma, ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlediği, söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumlulukların bu firmalara ait olduğu, dava dışı üçüncü kişi konumundaki … adlı güvenlik görevlisinin müvekkili kurumun güvenlik işlerini üstlenen davalı şirketlerin bünyesinde 01.02.2014-31.05.2016 tarihleri arasında çalıştığını, dava dışı …’un çalışmış olduğu 3 yıl 3 ay 21 günlük hizmeti karşılığında 7.577,50 TL ile 57,95 TL damga vergisi olmak üzere brüt toplam 7.635,45 TL nin kurumları tarafından ödendiğini, müvekkili kurumun ihale yapan bir kamu kuruluşu olmasına ve dava dışı …’un müvekkil kurumun değil de davalı şirketlerin işçisi olmasına binaen, müvekkil kurum tarafından ödenen miktarın davalılardan tahsilinin gerektiğini, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydı ile müvekkil kurum tarafından ödenen 7.635,45 TL nin ödeme tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketlerin ilgili dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında tahsili, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. Ve … Hizmetleri Ltd. Şti. vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde, dava dışı işçiye kıdem tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketlerin adresinin Uşak olup, davanın Uşak’ta açılmasının gerektiğini, davanın davalının yerlemiş yerinde açılması gerektiğini, davacı ile yetki sözleşmesi yapıldığını ve yetkili yer olarak Ankara’nın belirlendiğini, İş Kanunu 2. Maddesine göre işveren ile hükmü amir olup, asıl işverenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunun gösterildiğini, ayrıca asıl işverinin alt işverene rücu etmesine imkan veren bir kanun maddesinin olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin yada teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverinin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ihale makamının kıdem tazminatı yönünden müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durumun ihale şartnamesine aykırılık oluşturduğunu, özellikle kamu sektöründe iş alan alt işverenlerin ihale konusu işin maliyetini hesaplarken kıdem tazminatını bu hesaplamaya dahil edemediği, sözleşme gideri veya genel giderler için ayrılan tutarın ise ihale bedelinin yüzde üçü ile sınırlandığı, dolayısıyla kıdem tazminatını ödemek isteyen alt işverenlerin dahi bu ödemeyi yapamadığı, işçilerin dava yoluna başvurmaları halinde ise işçilerin kıdem tazminatlarının faizi ile birlikte asıl işveren kabul edilen kamu tarafından ödenmesine karar verildiği, bu durumun kamu kurum ve kuruluşları için ciddi mali külfet doğurduğunu, davacının ödediği vergileri de talep ettiğini, davacının ödediği vergi müvekkili şirketi ilgilendirmeyip, iş bu dava sonunda haklı çıkmaları şartıyla vergi dairesinden geri ödenmesi yada mahsubu için talepte bulunabileceklerini, davacının yaptığı ödemeden huzurdaki dava ile haberdar olduğunu, alacaklının zararını tanzim eden davacı, taraflarına rücu etmiş ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, taraflarına hiçbir ihtarda bulunmayan davacının dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olup reddinin gerektiği, davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olması sebebiyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2018/513 E. 2019/13 K. sayılı ilamıyla verilen yetkisizlik kararı davacı tarafın istinaf talebi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 2019/901 E. 20019/806 K. sayılı ilamıyla “.. yetki itirazında davalıların adreslerinin Uşak olduğu için Uşak’ta açılması gerekmekte ve kaldı ki yetki sözleşmesi nedeniyle Ankara’da açılması gerektiğine ilişkin beyanın, birden fazla yetkili yer mahkemesinin gösterilmesi ve bu nedenle seçtiği mahkemeyi bildirmemesi nedeniyle geçerli olmadığı ve bu nedenle mahkemece dikkate alınmaması gerektiği..” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Mahkememizce Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nden dava dışı işçiye ait bilgi ve belgeler, ödemeye dair dekontlar, özlük dosyası, 2014-2016 tarihleri arasında davalı şirketlerle imzalanmış sözleşme, teknik şartname, hizmet işleri genel şartnameleri dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 15.11.2019 tarihli raporda özetle: dava dışı işçi …’a ödenen tazminatın niteliğinin kıdem tazminatı olduğu ve adı geçen kişinin kıdem tazminatı için gerekli şartları taşıyarak tazminatını almaya hak kazandığı, kıdem tazminatı miktarının net 8.990,25 TL ve 68,76 TL damga vergisi olmak üzere brüt 9.059,04 TL olması gerektiği; ancak dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarı hesaplanan tazminat miktarından daha az olduğu göz önüne alındığında, işçiye ödenmeyen tazminatın dağılımının yapılmasının doğru olmayacağı, bu durumda dava dışı işçiye davacı kurumca ödenen ve miktarı daha az olan dava konusu tazminatın, dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalışma sürelerine oranlama yapılarak dağıtılmasının daha doğru olacağı, davacı ve davalı şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olduğu ve işçiye ödenmesi gereken ücret ve alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, taraflar arasındaki sözleşmeler ve teknik şartnameler incelendiğinde işçiye ödenecek olan kıdem tazminatının bazı dönem ihalelerinde alt işveren olan yüklenici firmaların sorumluluğunda olduğu, bazı dönemlerde alt işverenler ile imzalanan teknik şartnamelerde kıdem tazminatı hariç tutulduğu, sözleşmelerde madde olmayan dönemlerde ise yarı yarıya sorumluluk olacak şekilde hesaplama yapılarak dava dışı işçinin çalışma süresi ile sınırlı olacak şekilde her bir davalı şirketin sorumlu olduğu tazminat miktarının ve asıl işveren olan davacı kuruma düşen tazminat miktarının oranlama yapılarak hesaplandığı, ayrıca 4857 sayılı yasanın 112. Maddesinin 6 fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmasından dolayı bu fıkranın değerlendirme dışı bırakıldığı, davacının sorumluluğuna düşen kısmın 2.088,22 TL olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi 19.03.2020 tarihli ek raporunda özetle: Taraflar arasındaki sözleşmeler ve eki teknik şartnameler incelendiğinde, işçiye ödenecek olan kıdem tazminatının bazı dönem ihalelerinde alt işveren olan yüklenici firmaların sorumluluğunda olduğu, bazı dönemlerde alt işverenler ile imzalanan teknik şartnamelerde kıdem tazminatı yüklenici sorumluluğundan hariç tutulduğu, bazı sözleşmelerde ise kıdem tazminatına ilişkin ibarelere hiç yer verilmediği, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından davalı şirketlerin sorumlu oldukları miktarların sözleşme hükümleri dikkate alınarak hesapladığı, sözleşmede hüküm bulunmaması durumundan ise asıl işveren ile alt işveren arasında yarı yarıya olacak hesaplandığı, buna göre Has Özel Güv….Ltd.Şti. 2.312,96 TL, Ulusoy Özel Güv…Şti. 2.994,06 TL, Toprak Mah. Ofisi Gen.Müd. 2.328,43 TL olarak hesaplandığı, ödenen toplam tazminatın tamamının (sözleşme hükümleri hariç) alt işverenlere dağılımı, ödenen toplam tazminatın yarısının (sözleşme hükümleri hariç) alt işverenlere dağlımı, ödenen toplam tazminatın sözleşmelerde hüküm bulunan hallerde sözleşme hükümlerine göre, bulunmayan hallerde ise tamamının alt işverenlerde olacak şekilde dağılımı yönünde alternatifli hesaplama işlemlerinin yapılmış olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi 27.07.2020 tarihli ek raporunda özetle: dava dışı işçi …’a ödenen toplam kadım tazminatından ihale dönemlerindeki girişim ortaklarının (adi ortaklıkların) ortaklık dönemlerindeki sözleşme ve eki şartnameler dikkate alınarak, sözleşme ve şartnamelerde hüküm bulunması halinde bu hükümlere göre, sözleşme ve şartnamelerde hüküm bulunmaması halinde ise yüklenici alt işverenler sorumlu olacak şekilde ve aynı zamanda sorumlu oldukları ortaklık dönemlerinden müteselsilen sorumlu olacakları şekilde hesap edilmiş miktarların Ulusoy Özel Güv.Ltd. Şti. ve Has Özel Güv.Ltd.Şti. ortaklığının 4.419,85 TL, asıl işveren Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü 3.215,60 TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi 05.10.2020 tarihli ek raporunda özetle: ek rapor gerekçesinde “ödenen toplam tazminatın sözleşme hükümleri ve sözleşme hükümleri hariç olmak üzere birlikte değerlendirme yapılarak tamamının alt işverenlerde kalacak şekilde dağılımının yapılası” istenilmiş olmasından dolayı aşağıda sözleşme hükümleri dikkate alınarak ve sözleşme hükümleri hariç olmak üzere iki ayrı hesaplama yapıldığı, hangi hesaplamanın kullanılacağının takdirinin yüce mahkemeye bırakılarak alternatifli hesaplama yapıldığı, davacı ve davalılar arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmeleri ve eki Teknik Şartname hükümleri dikkate alındığında (sözleşme ve eki şartnamelerde hüküm bulunması halinde sözleşme hükümlerine göre, hüküm bulunmaması halinde ise tamamı alt işverenlerde kalacak şekilde) yapılan hesaplamaların, (01.01.2014/31.12.2015 tarihli hizmet alım sözleşmesi 7. Maddesinin..7.1.15 alt bendinde kıdem tazminatının sorumluluğunun alt işverende olduğuna dair hüküm olduğu, diğer tüm hizmet alım sözleşmesi eki teknik şartnamelerin 17. Maddesinin 5. Fıkrasında ve 14. Maddenin 6. Fıkrasının 3. Bendinde parantez içinde kıdem tazminatı hariç olarak belirtildiği görülmüştür) Has Özel Güv. Dan. Eği. Al. Cih. Ve Sist. Tic. Ltd, Şti. – Ulusoy Özel Güv, Hizm. Ltd. Şti. Ortaklık Girişiminin (müteselsilen) toplam sorumluluğu: 4.419,85 TL, (Ortak Has Özel Güv, Dan. Eği. Alarm Cih. Ve Sist. Tic. Ltd. Şti payı: 2.209,92 TL ,Ortak Ulusoy Özel Güv. Hizm. Ltd. Şti. payı: 2.209,92 TL, asıl İşveren Toprak Mahsulleri Ofisi payı 3.215,60 TL, davacı ve davalılar arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmeleri ve eki Teknik Şartname hükümleri dikkate alınmadan ödenen kıdem tazminatının tamamının alt işverenlerde olacak şekilde dağılımın yapıldığı durumda Has Özel Güv. Dan. Eği. Alarm Cih. Ve Sist. Tic. Ltd. Şti, – Ulusoy Özel Güv. Hizm, Ltd. Şti. Ortaklık girişiminin (müteselsilen) Toplam sorumluluğu: 7.155,03 TL, (Ortak Has Özel Güv. Dan. Eği. Alarm Cih. Ve Sist. Tic. Ltd, Şti payı: 2.896,41 TL, Ortak Ulusoy Özel Güv, Hizm. Ltd, Şti. payı: 4.258,62 TL, Has Özel Güv. Dan, Eğ. Al. Cih. ve Sis. Tic. Ltd. Şti.nin tek başına sorumluluğu: 480.42 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir
Dava, asıl işverenin alt işverenlere rücusundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğuna ilişkindir. Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığından davanın TBK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Gerek davacı, gerekse davalılar tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğundan TTK 4. maddesi gereği mahkememiz iş bu davada görevlidir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; dava dışı … isimli işçinin 01.02.2014-31.05.2016 tarihleri arasında 3 yıl 3 ay 21 gün süreyle davacı TMO’da işçi olarak çalıştığı ve 9.059,04-TL kıdem tazminatına hak kazandığı, ancak işçiye davacı tarafından damga vergisi dahil 7.635,45-TL ödendiği; dava dışı işçinin 01.02.2014-07.06.2017 tarihleri arasındaki çalışmalarından ötürü kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, davalı … Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. ve … Hizmetleri Ltd. Şti.nin oluşturduğu adi ortaklığın taraf olduğu 01/01/2014-31/12/2015 tarihleri arasını kapsayan sözleşmenin 7. Maddesinin 7.1.15 alt bendinde kıdem tazminatının ödeme yükümlülüğünün davalı alt işverende/yüklenicide olduğunun belirtildiği, davacının çalıştığı 01/01/2016-15.03/2016 16/03/2016-31/05/2016,01/06/2016-03/06/2016,04/06/2016-15/06/2016, 14/06/2016-31/07/2016,01/08/2016-31/08/2016,01/09/2016-31/10/2016 ,01/11/2016-31/08/2017 tarihlerini kapsayan diğer dönemlere ilişkin hizmet alım sözleşmesi eki niteliğindeki teknik şartnamelerde kıdem tazminatından yüklenicinin istisna tutulduğu, 01/01/2014-31/12/2015 haricindeki diğer dönemlerde kıdem tazminatından davacının sorumluluğuna ilişkin açık hüküm bulunduğu, bu sebeple bu dönemlere ilişkin dava dışı işçiye ödenene kıdem tazminatından davalının sorumlu tutulamayacağı, 05/10/2020 havale tarihli ek raporun hükme esas nitelik ve yeterlilikte olduğu değerlendirilmiş davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalıların ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştükleri değerlendirilmiş, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
Davalılar vekili zaman aşımı definde bulunmuş ise de sözleşmeden kaynaklı bir alacak olması sebebiyle 10 yıllık genel zaman aşımı süresine tabi olması gerektiği kanaatine varılmış, zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
4.419,85 TL nin 06.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 301,92-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 130,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 171,52-TL’nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına;
3-Davacı tarafça yapılan 130,40 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 166,30 TL harcın davalılardan alınarak alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 203,55 TL posta ve tebligat masrafı toplamı 1.033,55-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 598,28-TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.419,85 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar davayı vekil marifetiyle takip ettiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.215,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Gider avansından kullanılmayan kısım var ise, karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kabul ve red edilen miktar dikkate alınarak kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza