Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/396 E. 2021/1057 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/396 Esas – 2021/1057
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/396 Esas
KARAR NO : 2021/1057

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : ….
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; … tarihinde müvekkili sigorta şirketi nezdinde … tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’ün işleteni olduğu aracın alkollü sürücü … sevk ve idaresinde iken karıştığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan …’ün vefat ettiğini, kazanın sigortalı araç sürücüsünün alkollü olarak araç kullanması sebebi ile asli kusurundan kaynaklandığını, kaza .neticesinde vefat eden … mirasçılarından …’e 137.421,63TL, oğul … için 51.352,49TL destekten yoksun kalma tazminatının … tarihinde ödendiğini, davalı şahsın Ankara 11 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan takip dosyasına … tarihinde borca ve faizlerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan bu ödemeye ilişkin rücu koşullarının oluştuğunu belirterek; bu alacağa ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, itirazında haksız olan davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı cevap dilekçesinde usule ilişkin itirazlarının yanı sıra oluşan kazada herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, zmms poliçesi, kaza tespit tutanağı, ibraname, dekont ve aktüer raporu, arabuluculuk anlaşamama tutanağı ve Eskişehir CBS’nın … soruşturma nolu dosyasından alınan … tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin 03/07/2019 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir.
Ankara 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir.
Davalı asil 05/02/2020 tarihli dilekçesi ile dosyanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/32 Talimat sayılı dosyasından … tarihli kusur raporu aldırılmıştır.
Davacı vekili rapora karşı beyanlarını içerir 24/07/2020 tarihli dilekçe sunmuştur.
Aktüer bilirkişiden … havale tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili rapora karşı beyan/itirazlarını içerir… tarihli dilekçe sunmuştur.
Aktüer bilirkişiden 2… havale tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili bilirkişi ek raporuna karşı itirazlarını içerir … tarihli dilekçe sunmuştur.
Davalı asil bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içerir … tarihli dilekçe sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ZMMS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı araç ile dava dışı … sevk ve idaresinde iken … tarihinde trafik kazası meydana geldiği, araç içerisinde bulunan …’ün vefatı sebebi ile davacı şirketçe mirasçılarına 188.774,12 TL ödeme yapıldığı, kaza sırasında sürücünün alkollü olduğunun anlaşıldığı, davacının iş bu dava ile ödediği bedeli davalıdan talep ettiği anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kaza tespit tutanağı, poliçe örneği ve ceza dosyası evraklarından aracın 10-17 koltuklu minibüs olduğu ve kullanım şeklinin ticari olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde; yetki itirazı, zamanaşımı def’i ve arabuluculuk dava şartı hususları ileri sürülmüş olup, öncelikle bunlar yönünden inceleme yapılacaktır.
HMK’nın 19/2 maddesi gereği yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi, birden fazla mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacaktır. Maddenin 4. fıkrası gereği davalı taraf süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelmektedir. İtiraz dilekçesi incelendiğinde, mahkemenin yetkisine itiraz edildiği, ancak yetkili mahkeme hususunda açık bir ibareye yer verilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda yetki itirazı geçerli olmadığından mahkemenin yetkisine yapılan itiraz reddedilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 109/1-4 maddeleri gereğince, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza günüden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğredikleri günden başlayarak 2 yılda zamanaşımına uğrar. Eldeki davada kazanın … tarihinde meydana geldiği, ödemenin … tarihinde yapıldığı, davanın ise … tarihinde açıldığı anlaşılmış olmakla, davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı görülmüştür.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi ve TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olup, dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanak örneği sunulduğu, davalının görüşmelere katıldığı görülmekle işbu özel dava şartının da yerine getirildiği anlaşılmış olup, davalının itirazlarına itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamından, … plakalı aracın malikinin davalı …, trafik sigortacısının … tarihleri arasında davacı sigorta şirketi olduğu, kazanın … tarihinde yani poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği, dava konusu araç sürücüsü …’in bilirkişi raporuna göre 190 mg/dl (1,9 promil) alkollü olduğu görülmektedir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2.maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur.
Dosyada çözümlenmesi gereken sorun alkollü araç kullanma nedeni ile sigortacının sigortalısına rücu hakkının doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle 14/05/2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe konulan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları yürürlüktedir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Genel Şartların B-4/c maddesinde, sigortalının veya sürücüsünün mevzuatta belirlenen sınırın üstünde alkollü içki almış olmaları sırasında olayın meydana gelmiş olması halinde sigortacının sigortalısına rücu edebileceği öngörülmüştür. Böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü de sigortacıya düşmektedir.
01.06.2015 tarihinden önceki genel şartların B.4. maddesinde “d) Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa,” hükmüne yer verilmiş iken, yeni genel şartlarda “c)Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere eski genel şartlarda “güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olma” aranırken yeni genel şartlarda “mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki alma” şartı aranmıştır (Ankara BAM 26. HD’nin 15/04/2021 tarih, 2019/242 Esas, 2021/788 Karar sayılı ilamı).
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97/1 madde hükmünde kanlarındaki alkol miktarı 0.20 promilin üzerinde olan hususi otomobil dışındaki araç sürücülerinin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu belirtilmiş olup kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4./1-c maddesindeki düzenleme karşısında somut olayda davalı sigortalıya, araç sürücüsünün kusuru oranında rücu koşullarının oluştuğunun kabulü gerekecektir.
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunup bulunmadığı, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin alkol dışında başkaca unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanmasının gerektiği benimsenmiş olduğundan mahkememizce alkolün kazaya etkisinin belirlenmesi amacıyla İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, talimatımızın 2020/32 talimat sırasına kaydının yapıldığı, dosyanın İTÜ trafik kürsüsünden Prof. Dr. Ali G. GÖKTAN ve Yard. Doç. Dr. Şükriye İYİNAM ile Nöroloji uzmanı … tarafından … tarihli rapor düzenlendiği, raporda özetle; kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana geldiği, olay sırasında … plaka sayılı aracın sürücüsünün %100 oranında tamamen kusurlu olduğuna dair rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Şu halde kazanın salt araç sürücüsünün alkollü olması nedeni ile meydana geldiği, hasarın teminat dışında kaldığı ve ilgililere rücu edilebileceği kabul edilmiş, bundan sonra tazminat miktarının hesaplanmasına geçilmiştir.
Mahkememiz dosyasının aktüerya konusunda uzman bilirkişi …’ye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından … tarihli rapor tanzim edildiği, raporda özetle; müteveffanın anne babasına da pay ayrılarak, eş … yönünden yaşı ve çocuğu göz önüne alınarak evlenme ihtimali indirimi uygulanmak suretiyle 125.269,95 TL, çocuk … yönünden 41.438,11 TL olmak üzere toplam 166.708,06 TL destek zararının hesaplandığı anlaşılmıştır.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuş olduğu görülmüş, davacı yanın itirazları çerçevesinde aynı bilirkişiden ek rapor alınmış olup, 26/10/2021 tarihli ek raporda özetle; kaza tarihini kapsayan dönemdeki AGİ’li asgari ücret miktarı düzeltilerek 1.656,40 TL üzerinden hesaplama yapılmış, bu kez eş … yönünden 128.579,90 TL, çocuk … yönünden 42.815,31 TL olmak üzere toplam 171.395,21 TL destek zararının hesaplandığı, ödeme tarihinden itibaren işlemiş faizin 2.699,47 TL olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın hüküm kurmaya elverişli olduğu ve desteğin ödeme yapılan mirasçılarına ödenebilecek toplam tutarın 171.395,21 TL olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacının, üçüncü kişilere yaptığı fazla ödemenin lütuf ödemesi (Ex Gratia) olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul edilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça takibe itiraz edilmiş ve itiraz sonucunda haksız olduğu anlaşılmış ise de dava konusu alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği bu nedenle davacının icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığı değerlendirilmiş, tazminat isteminin reddine dair karar verilmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalının arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak kabul/ret oranına göre taraflardan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a-Ankara 11. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile, 171.395,21 TL asıl alacak, 2.699,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 174.094,68 TL üzerinden takibin devamına,
b-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
c-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.892,43 TL karar ilam harcından peşin alınan 2.315,10 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 9.577,31 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 2.315,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Zorunlu arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücretinin 1.198,73-TL’sinin davalıdan ve 121,27 -TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 207,70 TL tebligat ve posta gideri, 2.250-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.457,7 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 2.231,91TL davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 20.488,99 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı …’ün yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı….

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.