Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/361 E. 2023/535 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/361 Esas – 2023/535
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/361
KARAR NO : 2023/535

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av
DAVALILAR : 3- …
4- ..
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 24/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 16.06.2013 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken yaya olarak yol dışında bulunan müvekkile ve orada bulunan görevli polis memuruna çarparak kaçtığını, kaza sonucu davacının ağır bir biçimde yaralandığını ve duyma yeteneğini kaybettiğini, aracın davalı …’a ait olup diğer davalı … A.Ş ZMMS sigortalısı olduğunu, yaşanan kaza sebebi ile davalılardan sürücü … hakkında kasten yaralama ve alkolün etkisi ile güvenli araç kullanacak durumda olmamasına rağmen araç kullanma sonrasında kamu davası açılmış olup Samsun 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/759 E. Sayılı dosyasından mahkumiyet kararı aldığını, davacının kaza tarihinde 29 yaşında olup uzun yıllardır mobilya imalatında usta olarak çalışmakta iken kaza nedeniyle çalışamaz hale geldiğini, davacının sakatlık derecesi ve kazancı dikkate alınarak yargılama sırasında sürekli iş göremezlik derecesi, davalı tarafın kesin kusur durumu, zararın tamamı belli oluncaya kadar tedavi masrafları, ulaşım gideri, hasta bakıcı gideri, ilaç giderleri vs.giderleri için şimdilik 10.000 TL maddi tazminat talep ettiklerini, davacının tüm manevi zararlarını karşılamak hem de kaza sorumluları üzerinde caydırıcı etki yaratmak üzere 15.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … A.Ş tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; tedavi giderlerinden doğan sağlık giderlerinin davalı şirketten tahsil edilmesinin yanlış olduğunu, kaza ile ilgili sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen plakalı aracın davalı şirkete 10/09/2012-10/09/2013 tarihleri arasında Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçeden doğan sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında bedeni zararlarda kişi başına 22.500 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamına kesinlikle gelmediğini, davacının vücudunda meydana gelen kırıkların davacıyı sakat bıraktığı yönündeki beyanlara itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında açılan davayı kabul etmediklerini ve reddini talep ettiklerini, davacı tarafın haksız saldırısı ile başlayan kavga sonucu olay yerinden aracıyla kaçan davalı müvekkili Tamer’in olay yerinde kalan diğer iki arkadaşını alabilmek ve davacı tarafın saldırılarından kurtarabilmek için geri döndüğünde bunu gören davacının müvekkilinin aracını durdurmak ve saldırılarına devam etmek amacıyla aracın kaputunun üzerine ve sileceklerine doğru atlaması sonucu davacının yaralanmasının söz konusu olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle müvekkillerine karşı açılmış bulunan iş bu davanın reddi ile mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Kaza tespit tutanağı, Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/759 Esas sayılı ceza dosyası, hastane kayıtları, ibraname, poliçe, kusur raporu, tanık beyanları, Yargıtay 17.HD’nin 10.04.2019 tarihli bozma ilamı, tedavi evrakları, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 05.05.2022 tarihli ön rapor ve 17.02.2023 tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, 16/06/2013 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan davacının yaralanması nedeniyle davalılardan maddi ve manevi tazminatı talebinden ibarettir.
Tüm dosya kapsamından 16/06/2013 tarihinde davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeni fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın ve 15.000 TL manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; … A.Ş’ne … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı, davalı …’a aracın işleteni, davalı …’a aracın kaza tarihindeki sürücüsü olması nedeni ile husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davalı …’ın maliki olduğu … plakalı aracın diğer davalı sigorta şirketine 10/09/2012 – 10/09/2013 tarihleri arasında KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, sigorta limitinin maddi tazminat araç başına 22.500,00 TL ve sağlık giderleri şahıs başına 225.000,00 TL olduğu, kazanın 16/06/2013 tarihinde meydana geldiği, ruhsat bilgileri, poliçe, kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı uyarınca sabittir.
Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/759 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, …’nın yakınan, …’in katılan, …’ın sanık olduğu, suçun “Basit Yaralama, Yaralama, Alkol veya Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma” olduğu, davanın 09/12/2013 tarihinde karara çıktığı, sanığın “alkollü araç kullanmak yönünden CMK’nın 231 maddesi gereğince Hüküm Açıklanmasının Geri Bırakılmasına” karar verildiği ve 2013/940 Karar numarası aldığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki tüm deliller, ceza dosyası ve tanık beyanları ile kusur oranın tespiti açısından dosya Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, 18/09/2015 tarihli raporda, …’ın % 100 kusur olduğu, yaya …’in kusursuz olduğu tespit edildiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamalarında davacı vekili tarafından ibraname ibraz edilmiştir. İbraname incelendiğinde, … A.Ş ile yapılan 18/09/2014 tarihli anlaşmaya istinaden maddi tazminat talebi ve maddi tazminat talebine ilişkin tüm ferilerden 48.035,00 TL ödenmesi ile feragat edildiği, maddi tazminat talebi, feri ve vekalet ücreti ve yargılama gideri açısından davalı sigorta şirket ile diğer davalılardan hiç bir alacaklarının kalmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2014/801 E. -2016/242 K. sayılı dosyası ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, 2.000 TL nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar Tamer ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, maddi tazminat açısından davacı tarafından ibraname sunulduğunda konusuz kalan maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, dosyanın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarih 2016/10200 E. 2019/4462 K. Sayılı ilamıyla “Trafik kazası nedeniyle işitme kaybına uğradığını iddia eden davacının iş gücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınarak manevi tazminat hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, kazanın meydana geliş şekli, davacının kusursuz oluşu, meydana gelen yaralanmasının niteliği, yaşı, olay tarihi ve diğer hususlar gözetildiğinde, davacı lehine takdir olunan manevi tazminat miktarı da az olup hak ve nasafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı sonrası davacının tüm tedavi evrakları toplanarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevki sağlanmış, yapılan muayene soncunda 11.04.2022 tarihinde yapılan odyometrik inceleme sonucu, solda işitmesinin normal olduğu, sağda çok ileri derecede sensonörinal işitme kaybı (SNİK) olduğunun saptantığı, olayın üzerinden uzun zaman geçmesi, olay tarihli tıbbi evrakında sağ kulakta işitme kaybı ile ilgili herhangi bir bilgi olmaması, odyometrik olarak da saptanan duyma azlığı ile olay arasında illiyet bağının kurulmasını zorlaştırdığı, kişinin söz konusu olay sebebiyle olaydan iki gün sonar duyma azlığı nedeniyle gittiğini ifade ettiği Samsun Gazi Devlet Hastanesindeki muayene ve duyma test sonuçlarının teminen gönderilmesi halinde yeniden değerlendirileceği bildirilmiştir.
Samsun Gazi Devlet Hastanesinin 30.12.2022 tarihli cevabi yazısı ile … isimli şahsın hastanelerinde mevcut olay tarihli tedavi evraklarının sunulduğu, hastane arşivinde yapılan araştırmada duyma test sonuçlarına ulaşılamadığı bildirilmiştir.
Davacının tüm tedavi evrakları dosyamıza eklenerek Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilmiş, yapılan değerlendirme sonucunda 11.04.2022 tarihinde yapılan odyometrik inceleme sonucu, solda işitmesinin normal olduğu, sağda çok ileri derecede sensonörinal işitme kaybı (SNİK) olduğunun saptandığı, yeni gönderilen tıbbi evrakta da kişinin duyma kaybıyla ilgili yeni bir bilgi bulunmadığı cihetle olay ile saptanan duyma azlığı arasında illiyet bağı kurulamadığı, mevcut tıbbi belgeler ışığında duyma azlığını tıbben açıklayacak belge ve bilgiye ulaşılamadığından yapılacak adli tahkikatın (aile, arkadaş, yakın çevre ifadeleri) yararlı olabileceği tespit edilmiştir. Mahkememizce bozma ilamında beli,rtildiği şekilde gerekli, araştırmalar yapılarak kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olarak rapor alınmaya çalışılmışsa da olayın üzerinden uzunca bir zamanın geçmiş olması, tedavi evraklarının rapor hazırlamaya yeterli olmadığı, alınan raporda bu hususun açıklayıcı şekilde belirtildiği dikkate alınarak usul ekonomisi ilkesi kapsamında yeniden sevk sağlanmamıştır. Bu sebeple rapor kapsamında tarafların bu kapsamda alınan ve birbiri ile uyumlu beyanlarına itibar edilmiştir.
Mahkememizce bozma öncesi dinlenen davacı tanığı … duruşma da, “…’in öz oğlu olduğunu, davacının 16/06/2013 tarihinde geçirdiği kazadan önce sağlık sorunu olmadığını, bu kaza sonrasında davacının duyma sorununun başladığını, hatta 1 metre kadar mesafeden seslendiğinde dahi duymadığını, duyma sorununun kaza sonrasında ve kazanın etkisiyle oluştuğunu, davacının gerek mesleki hayatında gerek arkadaş çevresinde duyma sorunu nedeniyle sorunlar yaşadığını, davacının yanında birşey konuşulduğunda davacının bazen bunu duymadığı gibi bazen sözleri yanlış duyup yanlış yorumlayıp bundan dolayı sorun çıkabildiğini” belirtmiştir.
Diğer davacı tanığı … duruşma da, “davacının kendisine iş yerinde seslenildiğinde veya birşey söylediğinde anlayabilmek için kafasını seselnilen tarafa çevirip duymaya çalıştığını, iki metre kadar mesafe varken bile seslenildiğinde duymadığını, duymak için çok fazla çaba harcadığını, bu sebeple iş ortamında ve arkadaş ortamında zorluklar yaşadığını ” belirtmiştir.
Diğer davacı tanığı ….duruşma da, “davacı ile aralarında abi kardeş ilişkisi olduğunu, davacının 16/06/2013 tarihinde geçirdiği kaza öncesinde herhangi bir sağlık sorunu olmadığını, ancak kaza sonrasında kendisinde duyma kaybı oluştuğunu, bu sebeple sıkıntı yaşadığını” belirtmiştir.
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
Maddi tazminat yönünden verilen hüküm bozma ilamının dışında tutulmakla kesinleştiğinden yeniden bu hususta karar verilemesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
TBK 56. maddesi gereği bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önüne alınarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
Bozma ilamı, mahkememizce alınan Omü raporu, Sigorta şirketinden celp dilen hasar dosyasında bulunan 11/07/2014 tarihli maluliyet raporu, ceza dosyası arasında buluNan kati hekim raporu ve tetkik evraklarından davacının kafa kısmından kulak bölümünden yaralandığının tespit edildiği, davacı tanıklarının da toplanan delillerle ve birbiri ile uyumlu beyanı göz önüne alınarak manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ancak davacının olay sebebiyle duyduğu acı, elem ve ızdırabın kısmende olsa giderilmesine yönelik fonksiyonu değerlendirilerek davacının yaralanma şekli, olayın oluşunda ve davacının yaralanmasında … plakalı aracın sürücüsü …’ın kastının yoğunluğu, aracın bir nevi silah niteliğinde kullanılmış olması, kazadan önce herhangi bir duyma problemi yaşamayan davacının işitme sorunlarının oluşması, davacının iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, kazanın gerçekleşmesinde davalının kusur durumu, davacının kusurunun bulunmayışı, kaza tarihinde paranın satın alma gücü, davacının talep miktarı da gözetilmek suretiyle zarar göreni zenginleştirmeyecek zarar sorumlusunu da fakirleştirmeyecek ölçüde hak ve nesafet ölçüsünde davacı yararına davacının kendi yaralanmasına ilişkin 12.000 TL takdir etmek gerekmiştir.
Kısa kararda yasa yolu ‘…2 hafta içinde …Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere…’ zuhulen yazıldığından, gerekçeli kararın yazılması aşamasında karar yerinden çıkartılmış ve ‘…15 gün içinde ….Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere…’ edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-i-Maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
İi-Maddi tazminata ilişkin kararın fer’ilerine ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına, 15.03.2016 tarih 2014/801 E. 2016/242 K. Sayılı hükmün baki kalmasına,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile; 12.000,00 TL’nin olay tarihi olan 16/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya dair istemin reddine,
3-Alınması gereken 819,72 TL harçtan peşin alınan 85,40 TL harcın mahsubu ile bakiye; 734,32 TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 3.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 1.282,19 TL ATK fatura ücreti, 462,45 TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.744,64 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 1.395,71 TL nin davalılar … ve …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Mahkememizce suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 3.000 TL ATK fatura bedelinin kabul-red oranı dikkate alınarak 2.400 TL sinin davalılar … ve …’dan, 600,00 TL’sinin davacı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2023

Katip..
¸e-imza

Hakim…
¸e-imza