Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/352 E. 2021/97 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/352 Esas – 2021/97
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından ve İkame Araç Bedelinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın, davacıya ait … plakalı araca çarpması şeklinde gerçekleşen 28.01.2019 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın değer kaybına uğradığını, maddi hasara ilişkin zararın yanında değer kaybı zararının da karşılanması gerektiğini, ayrıca tamiri süresince araçtan mahrum kalan davacının araç kiralamak zorunda kaldığını ve bu sebeple 3.000-TL ödeme yaptığını, zararın karşılanması için davadan önce davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, gerçek zarar belirlendiğinde dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: … plakalı aracın 28.01.2019-2020 tarihleri arasında davalıya ZMMS ile sigortalandığını ancak sorumluluğun gerçek zarar miktarı ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, Genel Şartlar ekindeki değer kaybı tablosuna ve davacıya ait aracın km bilgisine göre değer kaybından bahsedilemeyeceğini, aksi yönde bir değerlendirme yapılması durumunda dahi değer kaybının Genel Şartlar’a göre belirlenmesi gerektiğini, ikame araç bedelinin teminat kapsamında bulunmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar ve servis dosyaları ile davacıya ait aracın tramer kaydı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 19.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: … plakalı araç sürücüsünün Dur trafik levhası ve kavşak geçiş önceliğine riayet etmemek, davacının ise kontrolsüz kavşak sistemine tedbirsiz giriş yapmak suretiyle kazaya sebep oldukları mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan 11.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacıya ait araçta Genel Şartlar ekindeki esaslara göre değerlendirme yapıldığında oluşan bir değer kaybı bulunmadığı, aracın 17 iş gününde tamir edilebileceği ve günlük kira parasının rayice göre 100-TL olmasına göre oluşan araç mahrumiyeti zararının 1.700-TL olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce alınan 06.11.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Davacıya ait aracın kaza tarihinden önceki ikinci el piyasa rayicinin 33.500-TL olduğu ve araçta kaza sebebiyle 7.000-TL değerinde değer kaybı oluştuğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; değer kaybı yönünden talep miktarını 5.250-TL’ye artırdıklarını bildirmiştir.
Bilirkişi raporları ve bedel artırım dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı zararı ile ikame araç bedelinin tazminine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 28.01.2019 tarihli trafik kazası sebebiyle müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybı zararının ve ayrıca ikame araç bedelinin tazminini talep etmiş, değer kaybı yönünden talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise, davanın reddini dilemiştir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde “değer kaybı” maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1’de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için “objektif değer kaybı” esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar’a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar’daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir.
Bu sebeplerle, Genel Şartlar ekindeki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, hal böyle olunca davacıya ait aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki piyasa değeri arasındaki farkın (7.000-TL) davacının gerçek zararı olduğu kabul edilmiştir.
Bununla birlikte, ihlal ettiği trafik kuralına göre davacının %25 ve … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiş, davacının değer kaybı olarak 5.250-TL talep edebileceği kabulü ile sonuca gidilmiştir.
Davacının ikame araç bedelinin tazmini hakkındaki talebine gelince; davalı sigorta şirketi, zarara neden olan aracın trafik sigortacısı olup, ZMMS Genel Şartlarına göre, sigorta şirketi gerçek zarar kapsamında olmayan dolaylı zararlardan sayılan ikame araç bedelinden sorumlu değildir ve davacıya ait aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen ikame araç bedeli, teminat kapsamı dışındadır (Bkz: Yargıtay 17.HD.nin 19/04/2018 tarih ve 5631/4390 sayılı kararı). Buna göre, bu yöne ilişkin dava reddedilmelidir.
Bu sebeplerle, davanın değer kaybı yönünden kabulüne ve ikame araç bedeli yönünden reddine karar verilmiş, vekalet ücretleri kabul ve reddedilen miktarlar nazara alınarak belirlenmiştir.
Davalı sigorta şirketine davadan önce 28.03.2019 tarihinde müracaat edildiği ve davalının 8 iş günü sonrasına tekabül eden 10.04.2019 tarihinde temerrüte düştüğü görülmüş, sigortalı aracın …’e ait hususi otomobil olduğu nazara alınarak anılan tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Zorunlu arabulucuk sürecinde, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücreti davanın kabul-ret oranına göre taraflara tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-5.250-TL’nin 10.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 358,62-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 132,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 226,22-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 132,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.061-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 891,24-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinden 211,20-TL’nin davacıdan ve 1.108,80-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.

08/02/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.