Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/302 E. 2021/223 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/302 Esas – 2021/223
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/302
KARAR NO : 2021/223

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1
2-…
3-
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
KAR. YAZIM TARİHİ : 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Samsun 1.Tüketici Mahkemesine sunduğu 24/04/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine taraflarınca Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı neticesinde takibin durduğunu, borçlunun itirazının tamamen kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin …de kayıtlı … adresinde bulunan taşınmazın ve taşınmaz üzerinde mevcut iş yeri olarak kullanılan binanın malik ve hissedarı olduğunu, 05/01/2018 tarihinde … plakalı aracın bahsi geçen binanın yanında bulunan elektrik direğine çarptığını, çarpma sonucunda direkte bulunan kabloların dışarı sarktığını ve YEDAŞ tarafından gönderilen teknik ekip tarafından müdahalede bulunulduğunu, davalı borçlu şirketin tadilatı usulüne uygun olarak yapmaması, gerekli izolasyonu sağlamaması sonucu 06/01/2018 tarihinde müvekkiline ait binada işbu elektrik kablolarından kaynaklı yangın meydana geldiği ve binanın bir kısmı ile deponun tamamı yanarak kullanılmayacak duruma geldiğini, Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … dosyası ile yaptırılan tespitte davalının %100 kusurlu olduğunun ve toplam zararın 374.351,28 TL (KDV hariç) olduğunun belirlendiğini, davalı borçlu tarafından kusuru sebebiyle meydana gelen yangından doğan zarar müvekkillerine ödenmediği gibi başlatılan haklı takibe de kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek davalının Samsun 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine karşı yapmış olduğu itirazın iptal edilerek takibin devamına, davalının asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 21/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; usuli yönden görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olmadığını, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini bildirmiş, esas yönünden ise; davacı tarafından 05/01/2018 tarihinde ihbarın şirketlerine iletilmesi ile yetkin ve ehil personellerden teşekkül olarak olay yerine giden görevli ekip tarafından yapılan tespitlerde, beton direğin sağlam olduğunu, herhangi bir deforme söz konusu olmadığını, kabloda kopukluk olmadığını ancak binanın kolon kablosu olan Alpeg kabloda sehim bozukluğu olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine can ve mal güvenliği sağlamak adına gerekli tüm tedbirler eksiksiz olarak alındığını, sarkan kablonun binaya giren çatı üzerinden bocurgatla sehimi alındığını, şirketlerinin ekiplerince olay yerine gidildiğinde karşılaşılan yegane sorun sehim bozukluğu olduğunu, sehimin sorunsuz bir şekilde düzeltilmesi işlemi sonrası binada elektriğin kaliteli, sürekli ve kesintisiz olarak yani sağlıklı bir şekilde arzı sağlandığını, görevli ekip tarafından bu durumun teyidi sonrası hiçbir problemin olmadığı anlaşılmakla müdahale ekibi olay yerinden ayrıldığını, müdahale şeklinde ve gerekse müdahele noktasında herhangi bir aykırılık hata bulunmadığını, Samsun 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … dosyasındaki keşfin yokluklarında yapıldığını, müvekkile yüklencek herhangi bir kusur olmadığını, takibe konu tutarın fahiş olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi ile davacı yanın haksız ve kötü niyetli takibine karşı %20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Samsun 1.Tüketici Mahkemesinin 2018/224 Esas 2018/462 Karar sayılı 20/09/2018 tarihli kararıyla görevsizlik kararı verilerek dosya Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, 4.Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/559 Esas 2019/115 Karar sayılı 21/03/2019 tarihli kararıyla görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiş, mahkememizin 2019/302 Esas sırasına kaydı yapılan dava dosyasının yargılamasına devam olunmuştur.
Toplanan deliller.
09/01/2018 tarihli yangın raporu, Samsun 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … dosyası, Samsun 6.Noterliğinden gönderilen 08/01/2018 tarih … yevmiye nolu ve Samsun 1.Noterliğinden gönderilen 19/01/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnameler, davacıların tacir araştırmaları, ticaret sicil kayıtları, abonelik sözleşmesi, … kayıtlı tapu kaydı, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/238 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi rapor ve ek raporları ve mahkeme kararı, 1 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/2 D-iş sayılı dosyası ve alınan bilirkişi raporları, aynı nitelikteki mahkememizin 2019/154 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi rapor ve ek raporu, 20/02/2020 tarihli keşif ve keşif sırasındaki davacı ve davalı tanık beyanları, keşif sonrası alınan 21/05/2020 tarihli rapor, 03/11/2020 tarihli, 19/02/2021 tarihli ve 26/02/2021 tarihli ek raporlar, Samsun 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davacıların … … nolu parselde kayıtlı … adresinde bulunan taşınmazın ve taşınmaz üzerinde mevcut iş yeri olarak kullanılan binanın 1/3 oranında maliki oldukları, 05/01/2018 tarihinde … plakalı aracın işbu binanın yanında bulunan elektrik direğine çarpması sonucu kısa süreli elektrik kesintisi olduğu ihbar üzerine YEDAŞ tarafından gönderilen teknik ekip tarafından müdahalede bulunulduğu, sonrasında meydana gelen yangında binanın bir kısmı ile deponun tamamı yanarak kullanılmayacak duruma geldiği, işbu yangının YEDAŞ tarafından yapılan tadilatın sebep olduğundan bahisle davacılar tarafından yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu üzerine zarar miktarına ilişkin olarak davalı aleyhine Samsun 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde 378.228,12 TL toplam alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı YEDAŞ’a 16/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 19/03/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ederek durdurduğu, itirazın yasal 1 haftalık süresinde yapıldığı, davacı tarafında itirazın iptalini sağlamak için süresi içinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından yangının çıktığı taşınmaz üzerindeki işyerine ait kiracı olduğu anlaşılan Yusuf Taşdelen ile YEDAŞ arasında Y002207756 sözleşme hesap nolu ticari abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davacıların taşınmazın 1/3 oranında malikleri olduğu, davacı …’in bilanço esasına göre defter tuttuğu bu nedenle nispi ticari dava olduğu anlaşılan işbu davada mahkememizin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Davada çözümlenmesi gereken sorun yangının çıkış nedeninin tespiti ile tarafların sorumluluğuna ve hasar miktarının tespitine ilişkindir. TBK’nun 69.maddesinde ”bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın ”doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide ”kusursuz sorumluluk” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, 3.kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede bir bozukluk yada noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zarardan kusurun bulunup bulunmadığı yada rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi sorumlu kişi veya işletme her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile yine çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman sorumluluk gerçekleşmiş olacağından bu işletme veya nesnenin sahip veya işletenleri bunların sebep oldukları zararları gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran yani zarar ile yapı arasındaki bozukluk ve özen eksikliği arasındaki uygun ”nedensellik bağını” kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve 3.kişinin kusuru olarak belirlenmiştir. Buna göre elektrik iletim direkleri ve enerji nakil hatları da yasa maddesinde belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direkleri ve enerji nakil hatlarının sahibi bu tesisin korunmasından bu anlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz sorumludur. Bunun yanında TBK 51/1.maddesinde ”hakim tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler” hükmü getirilmiş olup, zararın kapsamının tayininde zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp tartışılması gerekir (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019/5600 Esas 2020/2 Karar, 2014/21027 Esas 2014/16922 Karar sayılı ilamı).
Mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan 21/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda yangının çıkış şekli ”tırın çarpması sonucu kolon hattının bina bağlantısını sağlayan konsolda bulunan izolatörlerin ek yerlerine kuvvet uygulanmış ve gevşemeye sebep olmuştur. Gevşeyen ek yerinde oluşan ark ilerleyen zaman içerisinde artarak ek yerinin aşırı ısınmasına sebep olmuş ve arka bağlı aşırı ısınma sonucu yüksek ısılı kıvılcımların oluşmasıyla çatı sacı erimiş ve yangın başlamıştır.” şeklinde açıklandıktan sonra binaya elektrik enerjisi sağlayan alpek şebeke kablosunun yere olan düşey mesafesinin 30/11/2000 tarih 24246 sayılı resmi gazetede yayınlanan ”Elektrik Tesisleri Kuvvetli Akım Yönetmeliği’ne” uygun olmadığı, davalı personelin gergi telini gerdikten sonra gerekli kontrolleri yapmaması sebebiyle davalı Yedaş’ın %60 kusurlu olduğu tespiti yapılmıştır. Aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 02/11/2020 tarihli ek raporda davalı Yedaş görevlilerinin ihmal ettiği kontroller ise ”…ek klamensinde gevşeklik olup olmadığı, klamensin bakır ve alüminyum kablolar için kullanılması gereken Al-cu klemens olup olmadığının kontrol edilmediği, binanın duvarında bulunan konsoldaki ek klamensinde gevşeklik olup olmadığına bakılmayarak gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği” şeklinde izah edilmiştir.
Yangının çıkış şekli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/238 Esas 2019/571 Karar sayılı dosyasında ve mahkememizin 2019/154 Esas sayılı dosyasında da benzer şekilde açıklanmıştır. Buna göre olayın gerçekleştiği yolun araç geçmesine elverişli köy ve şehir içi yolları tanımına uyduğu, kolon hattının alpek kablo yani yalıtılmış hava hattı kablosu olduğu değerlendirildiğinde Elektrik Tesisleri Kuvvetli Akım Yönetmeliğine göre araç geçmesine elverişli köy ve şehir içi yollarına olan düşey uzaklığın 5 metre olması gerekmekle birlikte üzerine herkes tarafından çıkılamayan eğik danılı yapılar üzerine olan yüksekliğin ise en az 1,5 metre olması gerektiği ancak mevcut mesafenin yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı, davalı görevlilerin 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere arızaya gerektiği şekilde müdahale etmedikleri ve yangının çıkmasına sebebiyet verdikleri sonucuna varılmıştır.
Böylece davacıların maliki olduğu taşınmaz üzerindeki işyerine elektrik taşıyan direğe tırın çarpması sonrası Yedaş görevlilerinin yaptığı müdahale ile hemen ertesinde meydana gelen yangın ve zarar arasında uygun illiyet bağının kurulduğu ve davalının kusursuz sorumluluğunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/4762 Esas 2017/14312 Karar sayılı ilamı).
Dosyadaki bilirkişi raporlarından özellikle aynı olayla ilgili 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/238 Esas sayılı dosyasına sunulan 31/01/2019 havale tarihli rapordan yangının başlangıç noktası olan ek binanın inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacılar bu hususun aksini yani ek binanın ruhsatlı olduğunu ileri sürmemekle bu hususun sabit olduğu sonucuna varılmıştır. Davacıların ruhsatsız, projesiz ve yapı yönetmeliğine aykırı kaçak bina yapmakla yasaların kendilerine verdiği yükümlülükleri yerine getirmediği, yasalara saygılı bir birey gibi davranmadıkları, bu halde somut olayın özellikleri de gözetilerek TBK 51 ve 52.maddesi gereği zarardan uygun bir miktar indirim yapılması gerektiği tespit edilmiştir (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2015/15725 Esas 2017/8202 Karar sayılı ilamı).
Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile diğer bilirkişi raporlarında binanın ruhsatsız olması davacılar için müterafik kusur kabul edilmiş ancak davacılar için farklı kusur oranları verilmiştir. HMK’nun 226/1 maddesinde ”mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yargılama sadece hukuki vasıflandırılan ve yalın hukuki bilginin kullanıldığı bir faaliyeti kapsamaz. Hayat ilişkilerinin ve uyuşmazlıkların çeşitli olması sonucu hakim çözmek zorunda olduğu uyuşmazlıkta hukuki bilgi dışında kalan teknik ve özel bilgiye ihtiyaç duyabilir. Hakim özel ve teknik bilgi gerektiren hallerde şahsi bilgisi ile kusur belirlemesi yapamayacağından bilirkişi incelemesi yaptırması gerekecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/11-42 Esas 45 Karar, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/5735 Esas 2017/7761 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda yangının başlangıç noktasının ruhsatsız olduğu anlaşılan ek bina olduğu sabittir. Ruhsat almak ise davacı maliklerin sorumluluğunda olduğuna göre bu sebeple oluşan zarardan indirim yapılmak üzere davalıların kusur oranının tespiti gerekir. Mahkememizce alınan 22/05/2020 tarihli raporda ve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/238 Esas sayılı dosyasında ek binanın ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin bulunmaması sebebiyle davacılara %30 kusur verilmiştir. Mahkememizin aynı olaya ilişkin 2019/154 Esas sayılı dosyasında ise aynı sebeple davacılara %25 kusur atfedilmiştir. Bu durumda Mahkememizce ve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/238 Esas sayılı dosyasında alınan raporlardaki kusur oranlarına itibar edilerek davacıların %30 oranında kusurlu olduklarının kabulü ile oluşan zarardan bu miktarda indirim yapılması gerektiği kanaatine varılmış, davalının kusursuz sorumluluğu karşısında bu raporlarda dava dışı kiracıya atfedilen kusurun ise bir öneminin olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacıların zararının tespiti yönünden yapılan incelemede mahkememizce alınan 19/02/2021 tarihli ek raporda olay tarihi 2018 yılı itibariyle rayiç değerlere göre ve anayapı 3B ruhsatsız ek bina 2B kapsamında kabul edilmiş, ek yapının tamamen yandığı, ana yapının ise %50 oranında hasarlandığı değerlendirilerek %10 yıpranma payıda düşülüp ve boya bedeli eklenerek zarar KDV hariç toplam 299.850,00 TL tespit edilmiştir. Her ne kadar raporda kamera sistemi ve tesisatı bedelide zarar miktarına dahil edilmiş ise de, takip talebinden bu zararın talep edilmediği anlaşılmakla taleple bağlılık gereği belirlenen toplam zarara dahil edilmesi mümkün olmamış, davacıların zararı 299.850,00 TL tespit edilmiş olmakla ve %30 oranında müterafik kusurlu oldukları anlaşılmakla bu zarar miktarından %30 oranında indirim yapılmak suretiyle 209.895,00 TL asıl alacak zarar miktarına hükmedilmiştir.
Takip öncesi davacı tarafından Samsun 6.Noterliğinin …tarihli ihtarnamesi çekilerek zararın 15 günlük süre içerisinde giderilmesi istenilmiş, ihtarname 10/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, verilen süreye göre 25/01/2018 tarihinde temerrüt gerçekleşmiştir. Temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında 45 gün bulunmakla ve %9 yasal faiz talep edildiği anlaşılmakla (299.850,00 TLx9x45/36000) formülü ile işlemiş faiz 2.361,31 TL tespit edilmiş, böylece toplam 212.256,31 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
Asıl alacak haksız eyleme dayalı olup yargılamayla ve alınan raporlarla tespit edilmiş olmakla likit olmadığı kanaatine varılıp icra inkar tazminatının ve davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin itirazları yönünden yapılan değerlendirmede; davalının kusursuz sorumluluğunun bulunması yanında yangının çıkış noktası olan ek binanın ruhsatsız ve ruhsatın alınma yükümlülüğünün bina sahibine ait olması, davanın itirazın iptali olarak açılmış olması ve mahkememizin takip talebindeki miktar ile bağlı olması, davacının 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında tespit edilen yanan kısımların değeri ve boya bedelinden oluşan toplam zararı talep etmiş olması karşısında talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden ve hükme esas alınan mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan rapordaki tespitler kapsamında itirazlarının sonuca etkili ve yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları yönünden yapılan değerlendirmede; elektrik direği ve elektrik iletim tellerinin TBK 69.maddesi kapsamında imal olunan şey kapsamında olması sebebiyle kusursuz sorumluluğun bulunması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının mevcut olması, tespit edilen zararın olay tarihine göre rayiç değeri nazara alınarak hesaplanmış olması karşısında itirazlar yerinde görülmemiştir.
1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında zarar miktarı farklı belirlenmiş ise de, hesaplamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği birim fiyatlar üzerinden yapıldığı, ilave kısmın niteliğinin 3B grubunda değerlendirildiği, oysa haksız fiil niteliğindeki eylemde zararın olay tarihindeki rayiç değerlere göre hesaplanmasının gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi ek raporlarında bu şekilde değerlendirme yapıldığı ve yangının çıktığı ek binanın 2B grubunda değerlendirilmesinin rapordaki teknik açıklamalara göre yerinde olduğu anlaşılmakla bu rapordaki tespitlere itibar etmek mümkün olmamış, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 209.895,00 TL asıl alacak, 2.361,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 212.256,31 TL hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %9 yasal faiz uygulanmasına,
3-Asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine,
4-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Alınması gerekli 14.499,23 TL harçtan tamamlatılan 6.459,19 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.040,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 23.307,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 19.717,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 392,90 TL, bilirkişi ücreti 3.150,00 TL, araç ücreti 150,00 TL, keşif harcı 384,90 TL olmak üzere toplam 4.077,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.288,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafça sarf edilen posta masrafı 184,00 TL’den kabul ve red oranına göre hesaplanan 80,74 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı tarafça daha sonra tamamlatılan 6.459,19 TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 6.513,59 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2021

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır