Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/283 E. 2021/267 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/283 Esas – 2021/267
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLLERİ : Av
Av.
DAVACI : 2-
DAVALI :
VEKİLİ : Av.

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: …’nın Samsun 2. Noterliği’nin 20.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ortaklık sözleşmesi ile kurulduğunu ve tüm sorumluluk ve mükellefiyetini ortaklar tarafından birlikte kullanılacağının sözleşme ile kararlaştırıldığını, ayrıca davacının işletme adına yetkili kişi olarak belirlendiğinin 11.05.2016 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiğini, ancak diğer ortak …’nın 24.08.2017 tarihinde yetkisi olmamasına rağmen 20.09.2017 vade tarihli bonoyu davalı emrine keşide ettiğini ve davalının da bu senede istinaden adi ortaklık aleyhine takibe giriştiğini, oysa şirketin ancak ortakların birlikte hareketi ile borç altına sokulabileceğini ve bu sebeple senedin geçersiz olduğunu beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olunmadığının tespitini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Adi ortaklık hakkındaki başlatılan takibe karşı açılan davanın ancak adi ortaklık adına açılabileceğini ve buna göre diğer ortağın da davada taraf olması veya davaya muvafakat göstermesi gerektiğini, davacının işletme adına yetkili kişi olduğunu ileri sürüp 11.05.2016 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’ni delil olarak göstermiş ise de bunun doğrudan … unvanına sahip işletme ile ilgili olduğunu, adi ortaklıkta idareci ortağın yapacağı işlemlerin adi ortaklığı bağlayıcı nitelikte olduğunu ve ticari mümessil vasfını haiz idareci ortağın kambiyo senedi düzenleyebilmesi için ayrı ve özel bir yetkiye sahip olması gerekmediğini, bu sebeplerle adi ortaklık sözleşmesinin nazara alınmasını, tarafların ticari defterlerinin incelemesi ile davalının alacaklı olduğunun anlaşılacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davalı tarafından takip borçlusu … ve … aleyhine, … tarafından takip alacaklısı davalı emrine keşide edilmiş … bedelli senede istinaden 17.598,82-TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibi girişildiği görülmüştür.
Adi ortaklık sözleşmesi ile …’a ait sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizin 31.01.2019 tarih ve 402/103 sayılı kararı ile aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ancak davacının istinafı üzerine karar Samsun BAM 3. HD.nin 30.04.2019 tarih ve 534/548 sayılı ilamı ile ortadan kaldırılmıştır.
… – … Adi Ortaklığı’nın ortaklarından …’ya davaya muvafakat gösterip göstermediği konusunda beyanının alınması için tebligat çıkarılmış ve … 21.11.2019 tarihli duruşmaya katılıp davaya muvafakati olduğunu, takibe dayanak senedi davalı ile adi ortaklık arasındaki ticari münasebet sebebiyle adi ortaklık adına düzenlediğini, diğer ortak …’nun rahatsızlığı sebebiyle adi ortaklığın tüm belge ve senetlerini kendisinin imzaladığını beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında özetle: Adi ortaklık tarafından düzenlenen … tarihli 10.015-TL bedelli faturanın, … tarihli 6.435-TL bedelli faturanın ve … tarihli 13.068,60-TL bedelli faturanın her iki tarafın ticari defterinde kayıtlı olduğu ve bu 3 faturaya göre davalının alacak tutarının 29.518,60-TL olduğu, ancak takibe dayanak senedin ticari defter kayıtlarında gözükmediği, adi ortaklığın hangi ortak tarafından idare edildiğinin tam olarak saptanamadığı, adi ortaklık tarafından düzenlenmiş takibe dayanak senet dahil herhangi bir senet bulunmadığı mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı yan, adi ortaklık aleyhine başlatılan takipte bononun yetkisiz temsil sebebiyle adi ortaklığı bağlamayacağı iddiasında bulunmakta, davalı ise ortaklardan her birinin ortaklığı temsil yetkisini haiz olduğunu ve bononun idareci ortak tarafından düzenlendiğini ileri sürüp bononun geçerli olduğunu savunmaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 625. maddesi, adi ortaklığın nasıl ve kim/ler tarafından yönetileceği konusunu düzenlemekte olup, yönetim işlerinin adi ortaklık sözleşmesi ile düzenlenmesinin mümkün olduğu ve ortakların sonradan oybirliği ile alacakları karar ile de bu yönde düzenleme yapabilecekleri öngörülmektedir. Ortaklık sözleşmesinde böyle bir düzenleme yok ve taraflar sonradan da bu yönde bir karar almamışlar ise ortaklığın yönetimi bütün ortaklara aittir. Bu son durumda, ortakların her biri “olağan” işlerle sınırlı olmak kaydıyla diğer ortağın katılımı gerekmeden işlem yapabilir ve adi ortaklığı temsil edebilir. “Olağan dışı” işlerin ise bütün ortakların oybirliği ile yönetilmesi ve bu işlerle ilgili ortaklığın birlikte temsil edilmesi gereklidir (Bkz: Prof. Dr Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, Ankara 2019, syf. 729 vd.).
Somut olayda, taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinde “tüm sorumluluk ve mükellefiyetin birlikte yerine getirileceği” kararlaştırılmış olup, sözleşmede “oybirliği ile yönetim” ilkesinin benimsendiği görülmektedir. Buna göre, kambiyo evrakı düzenlemek dahil bütün iş ve işlemlerin ortaklar tarafından birlikte yürütülmesi gerekir. Aksinin, yani ortaklığın yönetiminin münferiden her iki ortağa ait olduğunun kabul edilecek olması durumunda dahi, idareci ortak belirlenmediğinden ve kambiyo evrakı düzenlemek “olağan dışı” bir iş olup “olağan dışı” işlerin bütün ortakların oybirliği ile yönetilmesi, bu işlerle ilgili ortaklığın birlikte temsil edilmesi gerektiğinden kambiyo evrakının da ortaklar tarafından birlikte düzenlenmesi gerekir.
Davalı … duruşmada, diğer ortak …’nun hasta olduğunu ve ortaklık iş ve işlemlerinin kendisi tarafından yürütüldüğünü ileri sürmüş ve ortaklığın ticari defterlerinden 02.12.2017 tarihli satış faturalarının ortak … tarafından düzenlendiği görülmüştür. …’nun bu faturaların … tarafından düzenlenmiş olmasına itiraz etmeyip sessiz kalması, …’nın bu yöndeki işlemine icazet verdiği yönünde değerlendirilebilir ise de, … tarafından düzenlenen kambiyo evrakına onay verdiğini, başka bir deyişle …’nın kambiyo evrakı düzenleme konusunda yetkili olduğunu göstermez. Nitekim, …’nın, adi ortaklık adına kambiyo evrakı düzenleme konusunda eylemli yetkisinin bulunup bulunmadığı ve … tarafından keşide edilen kambiyo evrakına …’nun icazet verip vermediği konusunda yapılan araştırmadan da, davaya konu bono dışında başkaca bir kambiyo senedi düzenlemediği ve kambiyo senedine karşılık ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Adi ortaklığa ait defterler ile davalının defterlerinin birbiri ile örtüştüğü ve defter kayıtlarından davalının 29.518,60-TL alacaklı olduğu anlaşılmış ise de, bu yöndeki tespit başka bir davanın konusu yapılabilecek olup, davalının bu konuda muhtariyeti bulunmaktadır. Ancak, bu durum, kambiyo evrakını, işaret edilen vakıalar ve hukuki tespitler karşısında adi ortaklık yönünden geçerli kılmaz.

Bu sebeplerle, takibe dayanak bononun kambiyo hukuku kuralları içinde adi ortaklığı bağlamayacağı değerlendirilmiş, takibin adi ortaklık aleyhine başlatıldığı ve davacıların takipte ve davada ortak sıfatı ile taraf oldukları gözetilmiş, hal böyle olunca adi ortaklık adına hüküm kurulmuştur.
Adi ortaklığa mal satıp teslim eden ve bu işlemler sırasında ortaklardan … ile muhatap olan davalının, …’yı adi ortaklığı idare eden ortak olarak görüp onun tarafından keşide edilen bonoyu takip koymakta kötü niyetli kabul edilemeyeceği değerlendirilmiş, davacının tazminat talebi bu sebeple reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; … – … Adi Ortaklığı’nın Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu … keşide ve … vade tarihli bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.202,17-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 300,55-TL’nin mahsubu ile bakiye 901,62-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.326,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı … vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı …’nın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, okundu, anlatıldı. 26/04/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.